Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (April 2010) > Dünya Ekonomi > Küresel ısınma, Kyoto ve uluslararası rekabet
Dünya Ekonomi
Küresel ısınma, Kyoto ve uluslararası rekabet
Sadık Ünay - Fatma Ünay
KÜ­RE­SEL eko­no­mik sis­te­min ala­bil­di­ği­ne acı­ma­sız bir re­ka­be­tin çe­kim gü­cü için­de yoğ­rul­du­ğu ve in­sa­ni/çev­re­sel has­sa­si­yet­le­rin ana po­li­ti­ka gün­de­mi­nin dı­şın­da tu­tul­du­ğu son iki yüz­yıl için­de eko­no­mik bü­yü­me, ve­rim­li­lik ve ti­ca­ri­leş­me yö­nün­de dev­rim ni­te­li­ğin­de ge­liş­me­ler mey­da­na gel­di. İlk ve ikin­ci ku­şak sa­na­yi­leş­miş ül­ke­ler ile on­la­rı ta­kip eden “geç kal­kı­nan­lar” ve ni­ha­yet gü­nü­mü­zün yük­se­len pi­ya­sa­la­rı­nın ge­liş­me se­rü­ven­le­rin­de, ulu­sal düz­lem­de­ki ta­bii ve in­sa­ni kay­nak­la­rın eko­no­mik bü­yü­me he­de­fi­ne yö­ne­lik ola­rak se­fer­ber edil­me eği­li­mi ço­ku­lus­lu ser­ma­ye­nin sı­nır­sız kâr ih­ti­ra­sı ile bir­le­şin­ce ka­pi­ta­list pi­ya­sa re­ji­mi­nin yı­kı­cı ka­rak­te­ri per­çin­len­di. Sa­na­yi­leş­me­ye ko­şut ola­rak güç ka­za­nan sos­yal de­mok­ra­tik akım­lar, ra­di­kal li­be­ral yak­la­şı­mın iş­çi hak­la­rı ve in­sa­ni ih­ti­yaç­lar ko­nu­sun­da­ki ek­sik­le­ri­nin sı­nır­lı bir bi­çim­de gi­de­ril­me­si­ni sağ­la­dıy­sa da, hız­lı sa­na­yi­leş­me ve ser­ma­ye bi­ri­ki­mi­nin eko-sis­tem üze­rin­de­ki olum­suz et­ki­le­ri­ne ulus­la­ra­ra­sı ka­mu­oyu­nun dik­ka­ti­nin çe­ki­le­bil­me­si an­cak 20. yüz­yı­lın son yıl­la­rın­da müm­kün ola­bil­di.
1992 yı­lın­da bir çer­çe­ve an­laş­ma ola­rak im­za­la­nıp 1997’de ulus­la­ra­ra­sı bir söz­leş­me­ye dö­nüş­tü­rü­len Kyo­to Pro­to­ko­lü, at­mos­fer­de se­ra et­ki­si oluş­tu­ra­rak kü­re­sel ısın­ma­ya se­bep ol­du­ğu be­lir­le­nen gaz­la­rın sa­lım­la­rı­nı sı­nır­la­ma­ya yö­ne­lik ilk ob­jek­tif re­jim de­ne­me­siy­di. Bu­na gö­re sa­na­yi­leş­miş ül­ke­ler, 1990’da­ki sa­lım oran­la­rı­nı 2008-2012 yıl­la­rı ara­sın­da or­ta­la­ma %5 ora­nın­da azal­ta­cak­lar, dü­şük sa­lım ora­nı­na sa­hip ül­ke­ler ise bu oran­la­rı gö­re­ce yük­sel­te­bi­le­cek­ler­di. An­cak 2001 yı­lın­da iş ba­şı­na ge­len Ge­or­ge W. Bush li­der­li­ğin­de­ki Ame­ri­kan yö­ne­ti­mi, kü­re­sel yö­ne­ti­şi­me iti­bar et­me­yi­şi­nin er­ken bir gös­ter­ge­si ola­rak Kyo­to söz­leş­me­sin­den çe­kil­di ve böy­le­ce kü­re­sel çev­re re­ji­mi­nin ge­le­ce­ği de teh­li­ke­ye gir­di.
ABD yö­ne­ti­mi ge­rek­çe ola­rak Kyo­to’nun sa­lım oran­la­rı­nın dü­şü­rül­me­sin­de sa­na­yi­leş­miş ül­ke­ler­den çok faz­la eko­no­mik fe­da­kar­lık is­te­di­ği­ni, bu­nun ye­ri­ne sa­lım oran­la­rı­nın ül­ke­le­rin bi­rey­sel ey­lem­le­ri ve ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji tek­no­lo­ji­le­ri­ne ya­pı­la­cak ya­tı­rım­lar­la azal­tıl­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni sa­vu­nu­yor­du. Ame­ri­kan ser­ma­ye­si­nin kü­re­sel bas­kın­lı­ğı­nı ve Ame­ri­kan hal­kı­nın yo­ğun tü­ke­ti­me da­ya­lı ya­şam tar­zı­nı ko­ru­mak için ulus­la­ra­ra­sı eği­lim­le­re kar­şı (Avus­tral­ya ile bir­lik­te) alı­nan bu ta­vır iç si­ya­set­te ol­duk­ça yo­ğun des­tek bul­du. Kü­re­sel ısın­ma­nın bi­lim­sel ger­çek­li­ği da­hi cid­di şe­kil­de tar­tış­ma­ya açıl­dı. Ölü doğ­muş mu­ame­le­si ya­pı­lan Kyo­to Pro­to­ko­lü ise, Rus­ya’nın 2004 yı­lı so­nun­da ge­rek ABD yö­ne­ti­mi­ne kar­şı bir ma­nev­ra, ge­rek­se Dün­ya Ti­ca­ret Ör­gü­tü üye­li­ği sü­re­cin­de des­tek için AB’ye uza­tı­lan bir zey­tin da­lı ma­hi­ye­tin­de bu söz­leş­me­yi im­za­la­ma­sı ile ha­ya­ta dön­dü.
Kyo­to’ya im­za ko­yan 178 ül­ke­den önem­li bir kıs­mı­nın se­ra gaz­la­rın­da va­at et­ti­ği sa­lım azalt­ma­sı­nı ger­çek­leş­ti­re­me­ye­ce­ği, ger­çek­leş­tir­se da­hi kü­re­sel ısın­ma­nın be­lir­gin­le­şen et­ki­le­ri­ne kar­şı %50-%60’lık sa­lım dü­şüş­le­ri­ni sağ­la­ya­cak ra­di­kal ted­bir­le­re ih­ti­yaç ol­du­ğu bi­lim çev­re­le­rin­ce ifa­de edi­li­yor. An­cak kü­re­sel ısın­ma so­ru­nu­na yö­ne­lik da­ha ile­ri çö­züm­ler ge­liş­tir­mek için ge­nel bir çer­çe­ve or­ta­ya ko­yan Kyo­to’da ka­bul edi­len yü­küm­lü­lük­ler, AB ve Ca­li­for­ni­a gi­bi ba­zı ABD eya­let­le­rin­de ya­sa ni­te­li­ğin­de ka­bul edil­miş bu­lu­nu­yor. Özel­lik­le de ken­di­si­ne ye­ni bir meş­rui­yet mis­yo­nu ve bir­leş­ti­ri­ci or­tak gün­dem ara­yan AB’de kü­re­sel ısın­ma ile mü­ca­de­le ko­nu­su­nun anah­tar bir me­se­le ola­rak gö­rül­dü­ğü de an­la­şı­lı­yor. Kar­bon emis­yon­la­rı, ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji üre­ti­mi, çev­re kir­le­ten­le­re kar­şı pa­ra hat­ta ha­pis ce­za­la­rı Bir­lik gün­de­mi­nin ön sı­ra­la­rı­nı iş­gal ediyor.
Bu­nun­la bir­lik­te ABD da­hil dün­ya­nın pek çok böl­ge­sin­de ya­şa­nan ik­lim ano­ma­li­le­ri ile bun­la­rın re­el ve po­tan­si­yel sos­yo-eko­no­mik yan­sı­ma­la­rı, kü­re­sel ısın­ma ger­çe­ği­ni ulus­la­ra­ra­sı si­ya­set ve eko­no­mi çev­re­le­ri­nin en ön­ce­lik­li gün­dem mad­de­si ha­li­ne ge­tir­miş du­rum­da. Da­vos’ta­ki 2007 Dün­ya Eko­no­mik Fo­ru­mu’nda bir ara­ya ge­len kü­re­sel CEO’la­rın, Fo­rum’da­ki tam 17 özel otu­ru­mu kü­re­sel ısın­ma so­ru­nu­na has­ret­me­le­ri, mu­tad ka­yak mer­kez­le­rin­de kar bu­la­ma­yıp te­laş­la­nan pat­ron­la­rın kon­for­mist pa­nik­le­ri ka­dar, et­ki­le­ri çok cid­di bi­çim­de his­se­dil­me­ye baş­la­yan kü­re­sel ısın­ma­nın dün­ya eko­no­mi­si­nin te­mel pa­ra­met­re­le­rin­de mey­da­na ge­ti­re­ce­ği po­tan­si­yel de­ği­şik­lik­ler ile de doğ­ru­dan il­gi­liy­di şüp­he­siz.
Bu kon­jonk­tür­de, BM ta­ra­fın­dan ko­or­di­ne edi­len ve 40 ül­ke­den 600 bi­lim ada­mı­nı bir ara­ya ge­ti­ren Hü­kü­met­le­ra­ra­sı Kü­re­sel Isın­ma Pa­ne­li (IPCC), 4. De­ğer­len­dir­me Ra­po­ru açık­lan­dı. Bu­gü­ne ka­dar kü­re­sel ısın­ma ile il­gi­li ola­rak or­ta­ya ko­nan en cid­di ve ge­niş ta­ban­lı bi­lim­sel iş­bir­li­ği­nin ürü­nü olan IPCC ra­po­ru, kü­re­sel ısın­ma­nın %90 ora­nın­da in­san fa­ali­yet­le­rin­den kay­nak­lan­dı­ğı; 2100 yı­lı­na ka­dar ha­va sı­cak­lık­la­rı­nın 1,8-4,0 de­re­ce ar­tıp de­niz se­vi­ye­le­ri­nin 18-59 cm yük­se­le­ce­ği ve bu ara­da sı­cak ha­va dal­ga­la­rı ve fır­tı­na­la­rın ar­ta­ca­ğı gi­bi alarm ve­ren bul­gu­lar or­ta­ya ko­yu­yor. Ra­por ay­rı­ca se­ra ga­zı et­ki­le­ri­nin azal­tıl­ma­sı için kü­re­sel se­fer­ber­lik ilan edil­me­si­ni de is­te­ye­rek ABD yö­ne­ti­mi ve sa­na­yi lo­bi­le­ri­ni epey­ce ra­hat­sız et­ti.
Kü­re­sel ısın­ma­nın ger­çek­li­ği­ne iliş­kin bi­lim­sel tar­tış­ma­la­ra bir nok­ta ko­yan bu ra­por, hiç şüp­he yok ki önü­müz­de­ki dö­nem­de sa­na­yi­leş­miş ül­ke­le­rin gaz sa­lım­la­rı­nı önem­li öl­çü­de kı­sıt­la­ma­la­rı yö­nün­de ka­muo­yu bas­kı­sı oluş­ma­sı­na kat­kı­da bu­lu­na­cak­tır. Bu­nun­la bir­lik­te, çev­re ve emis­yon stan­dart­la­rı­nı kal­kın­ma ham­le­le­ri­ni tö­kez­let­me­yi amaç­la­yan mü­da­ha­le araç­la­rı ola­rak al­gı­la­yan Çin ve Hin­dis­tan baş­ta ol­mak üze­re Tür­ki­ye’yi de içe­ren ge­liş­mek­te olan ül­ke­ler, sür­dü­rü­le­bi­lir bü­yü­me stra­te­ji­le­ri çer­çe­ve­sin­de Kyo­to dü­ze­yi­nin öte­sin­de kı­sıt­la­ma­lar ve bun­la­rın ma­li­yet­le­ri ile yüz­leş­mek du­ru­mun­da ka­la­bi­lir­ler. Ay­rı­ca, ara bir çö­züm ola­rak ha­ya­ta ge­çi­ri­len ve çev­re­yi az kir­le­ten ül­ke­ler ile yük­sek dü­zey­de kir­le­ten ül­ke­ler ara­sın­da ku­ru­lan sa­lım dü­ze­yi ya­ni “kir­let­me hak­kı” ti­ca­re­ti sis­te­mi­nin de kü­re­sel ısın­ma ile il­gi­li ola­rak or­ta­ya çı­kan ye­ni bi­lim­sel bul­gu­lar çer­çe­ve­sin­de ye­ni­den göz­den ge­çi­ril­me­si­nin ge­re­ke­ce­ği açık­tır.
Kü­re­sel ka­pi­ta­list sis­tem in­sa­ni ve ta­bii kay­nak­la­rı sı­nır­sız ve he­sap­sız­ca kul­la­na­rak bü­yü­me dö­ne­mi­nin ni­hai sı­nır­la­rı­na ulaş­mış bu­lu­nu­yor. Ge­li­nen nok­ta­da su, rüz­gar ve gü­neş gi­bi ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­nın bü­yük önem ka­za­na­ca­ğı, sa­na­yi­leş­me po­li­ti­ka­la­rı­nın da­ha “in­sa­ni ve çev­re­ci” bir ba­kış­la di­zayn edil­me­si­nin ge­re­ke­ce­ği ve tü­ke­tim top­lu­mu alış­kan­lık­la­rı­nın ted­ri­cen tör­pü­le­ne­ce­ği ye­ni bir dö­ne­min ayak ses­le­ri du­yu­lu­yor. Kü­re­sel eko­no­mik re­ka­be­tin te­mel pa­ra­met­re­le­ri de, bu sü­reç­te “sür­dü­rü­le­bi­lir bü­yü­me” te­me­lin­de ye­ni­den şe­kil­le­nip ken­di­le­ri­ni yer­kü­re ile ba­rı­şık bir re­ka­be­te en hız­lı ve et­kin bi­çim­de adap­te ede­bi­len ak­tör­le­ri ödül­len­di­re­cek­tir.

Paylaş Tavsiye Et