Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (September 2004) > Panorama
Panorama
Olimpiyatta doping yarışı
Bu yıl 28’incisi düzenlenen Yaz Olimpiyat Oyunları, 14 Ağustos günü Yunanistan’ın başkenti Atina’da görkemli bir törenle başladı. 108 yıl aradan sonra Atina’nın ikinci kez ev sahipliği yaptığı olimpiyat oyunlarına, 202 ülkeden 28 dalda 10 binden fazla sporcu katıldı. Doping skandallarının ayyuka çıktığı Atina olimpiyatlarına bu sebeple yüzlerce sporcu katılamadı. Milli atletimiz Süreyya Ayhan da onlardan biri. Ayhan, sakatlığını gerekçe göstererek olimpiyatlara katılmayacağını açıklamıştı. Fakat Ayhan’ın yapılan kontrollerden kaçtığı ortaya çıkınca doping kullandığı iddiası ortaya atıldı. Bu konuda, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü soruşturma başlatırken Atletizm Federasyonu Genel Sekreteri Ayhan İnallı da görevden alındı. Türkiye, Ayhan’ın şokunu üzerinden atmaya çalışırken Atina’dan gelen güzel haberlerle sevince boğuldu. Halterde millilerimiz Nurcan Taylan, Halil Mutlu ve Taner Sağır kendi dallarında altın madalya, Sedat Tunç ise bronz madalya kazandı.
‘En’lerin yoğunlukta olduğu bir olimpiyat seyrediyor dünya kamuoyu: En çok harcama yapılan, en çok doping konuşulan, en çok terör önlemi alınan, en az seyircisi olan…

Tavsiye Et
Erdoğan’ın komşu ziyaretleri
Başbakan Tayyip Erdoğan ABD’nin uyarıları altında doğu komşumuz İran’a iki günlük ziyaret düzenledi. Suriye ve Yunanistan’ın ardından İran’la da dostluk ilişkilerini güçlendirmek isteyen Erdoğan’ın gündeminde PKK, Kıbrıs ve ticarî ilişkiler vardı. Tahran ziyaretinde, İran’ın PKK’yı ‘terör örgütü’ olarak nitelendirdiği mutabakat imzalanırken, Erdoğan Dışişleri Bakanı Kemal Harrazi’den KKTC’ye destek sözü aldı. Ziyaretin diğer meyveleri ise Turkcell’i İran’ın ikinci GSM operatörü yapan anlaşma ve İran doğal gazının Türkiye üzerinden Batı pazarlarına ulaştırılmasıyla ilgili görüşmelerin başlatılması oldu. Erdoğan İran’dan sonra Başkan Mihail Saakaşvili’nin resmi davetlisi olarak Gürcistan’a gitti. Tiflis’teki görüşmelerinde Güney Osetya, Acarya ve Abhazya’da yaşanan sıkıntıların barışçıl yollarla çözülmesi yönünde çağrı yapan Erdoğan ayrıca Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı projesinin zamanında bitirilmesi gerektiğinin üzerinde durdu. Gürcistan’dan ayağının tozuyla olimpiyatların açılışına katılmak için Yunanistan’a geçen ve meslektaşı Karamanlis ile samimi bir görüşme gerçekleştiren Erdoğan’ın komşu ülkelerin liderleriyle kurduğu dostluk ilişkileri dünya medyasında da yer buluyor.

Tavsiye Et
Yargıtay-MİT-Mafya üçgeni
Türkiye’nin en önemli kurumlarından MİT ve Yargıtay, Çakıcı skandalıyla sarsılıyor. Olay, MİT’in Alaattin Çakıcı davasına müdahalesiyle patlak verdi. Skandalda ismi geçen Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya’nın, Çakıcı davasıyla ilgili MİT Operasyon Dairesi Başkan Yardımcısı Kaşif Kozinoğlu’nu bilgilendirdiği ortaya çıktı. Hatta Özkaya’nın, MİT’i bilgilendirmekle kalmayıp, davanın sonucunu da açıkladığı iddiası ortaya atıldı. Alaattin Çakıcı, daha önce Karagümrük davası sebebiyle hapis cezası alma olasılığına karşı yurt dışına kaçmıştı. Olayın kamuoyuna intikalinden sonra Yargıtay Başkanı Özkaya ve MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun birbirlerini yalanladı. Skandalın ortaya çıkmasının ardından olayla ilgili hukukî süreç başlatılırken yargının bağımsızlığı ve devlet-mafya ilişkisi yeniden sorgulanmaya başlandı.
AB üyeliğinin en yoğun tartışıldığı bugünlerde, hukukun üst kurumlarından Yargıtay’ın, bu skandalın Susurluk gibi daha önceki skandalların akıbetine uğramamasını sağlayarak yargının bağımsızlığını ortaya koyması Türkiye açısından elzem görünüyor.

Tavsiye Et
Chavez güven tazeledi
22 milyon nüfuslu Venezüella’nın halkçı lideri Hugo Chavez, 15 Ağustos’ta kendi isteğiyle yapılan referandumda güven tazeledi. Chavez referandumda oyların %58’ini alarak başkanlık koltuğunu 2007 başındaki seçimlere kadar garantiledi. Dünyanın beşinci büyük petrol ihraç eden ülkesi Venezüella’da önde gelen işadamlarının ve bazı generallerin başını çektiği ABD destekli muhalefetin referandumu kazanması durumunda iç karışıklık çıkmasından ve zaten yüksek olan petrol fiyatlarının olumsuz yönde etkilenmesinden endişe ediliyordu. Korkulan gerçekleşmese de, halkının desteğini arkasına alan Chavez’in dünya petrol piyasalarında istikrar sözü dahi petrol fiyatlarını yatıştıramadı. 1998’de iktidara gelen Chavez, 2000’de yeniden seçilmesinin ardından, ülkenin petrol gelirlerinden sağlık ve eğitim hizmetlerine ayrılan payı artırarak ve yoksul kesimin bu hizmetlerden ücretsiz yararlanmasını sağlayarak halkın gönlünü kazanmıştı. 2002’de Washington destekli darbe girişimini de atlanan Chavez, dostu Fidel Castro gibi ABD karşıtı politikalarıyla tanınıyor.

Tavsiye Et
İstanbul’u sel aldı
İstanbul Ağustos ayının bunaltıcı sıcakları arasında iki büyük sel felaketi yaşadı. 11-12 Ağustos tarihlerindeki ilk yağışlarda yağmur sularının bir apartmanın bahçe duvarını yıkıp bodrum katına dolması üzerine üç çocuk hayatını kaybetti. İkinci yağışlara teyakkuz halinde giren İstanbul’da bütün uyarılara ve önlemlere rağmen felaket önlenemedi. Dere yataklarında bulunan ve her yağmurda sele maruz kalan Alibeyköy, Esenler, Bağcılar ve Maltepe’deki çukur semtlerde 719 bina hasar gördü. Uyarılara rağmen ev ve işyerlerini tahliye etmeyen bölge sakinlerinin de zararı büyük. Büyükşehir Belediyesi afet sonrasında İstanbul’da 474 km uzunluğundaki 67 derenin tamamının ıslahı ve dere yataklarındaki 345 binanın istimlak edilmesi yönünde karar aldı. Sele kendi imkanlarıyla direnen bölge halkı istimlak kararına da zarar etme endişesiyle henüz sıcak bakmıyor.

Tavsiye Et
MGK Genel Sekreteri ‘sivil’leşti
Türkiye, AB’ye üyelik konusunda yürüttüğü uyum çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. MGK Genel Sekreterliği’ne Atina Büyükelçisi Yiğit Alpogan getirildi. Böylece Alpogan, MGK’nın ilk sivil genel sekreteri oldu. Uyum çalışmaları çerçevesinde kurumun sivil bir yönetime kavuşturulması amacıyla hükümet tarafından, daha önce MGK Kanunu’nda değişiklik yapılmış; genel sekreterliğe bir yıllığına Orgeneral Şükrü Sarıışık getirilmişti. 30 Ağustos’ta görevi devralacak olan Alpogan, hükümet tarafından tercih edildi; atanmasına ilişkin kararname ise Cumhurbaşkanı Sezer tarafından onaylandı. 2001 yılından bu yana Atina Büyükelçiliği görevinde bulunan Alpogan, Türk-Yunan ilişkilerinin yanı sıra Kıbrıs konusunda etkili isimlerden biri olarak biliniyor. Türkiye’nin yönetim yapısındaki sivilleşmeyle ilgili bu olumlu değişimler, AB’ye üyeliği konusunda engellerin ortadan kalkmasında önemli rol oynuyor. Ancak Türkiye’nin üyelik müzakerelerinin başlaması için kurumların sivilliği kadar verilen kararların da sivil nitelik taşıması büyük önem arz ediyor.

Tavsiye Et
İMF ile yola devam
Hükümet, İMF ile yürütülen mevcut stand-by anlaşmasının sona erdiği 2005 Şubatı’ndan itibaren yeni bir stand-by ile yola devam kararı aldı. Yeni programın çerçevesi henüz netleşmiş değil. Ancak Türkiye’nin, 3 yıl sürmesi beklenen program çerçevesinde İMF’den 5-10 milyar dolar arasında kaynak kullanması bekleniyor. Kararın alınmasında 2005 ve 2006 yıllarında İMF’ye yapılacak yüklü borç ödemeleri, giderek yükselen cari açık, dünya piyasalarındaki sıkıntıların yanı sıra tamamen İMF yanlısı bir tutum sergileyen bürokrasinin ve iş dünyasının önemli rolü var. Dış politikada kendine güvenen bir tutum sergileyen ve ciddi bir açılım sağlayan hükümetin ekonomi politikalarında bu çizgiyi yakalayamamış olması düşündürücü.

Tavsiye Et
Eğitimde ibre sıfırı gösteriyor
Ülkemizde bulunan hemen her seviyedeki çocuk için artık bir hayat-memat meselesi haline gelen ÖSS ve LGS sınav sonuçları açıklandı. Bu sınavların ehemmiyetine rağmen ÖSS’de 32 bin, LGS’de de 64 bin öğrencinin sıfır puan alması, ‘eğitimde reform’ tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Bir önceki yıla göre sınavlardan sıfır puan alanların oranının katlanarak artmış olması, sınavdan sınava masaya yatırılan “Türk eğitim sistemi”nin sorunlarının vahametini gözler önüne serdi. Milli Eğitim, eğitim sistemini içinde bulunduğu durumdan kurtarmak amacıyla ilk olarak ilköğretimi mercek altına alarak yeni bir müfredat programı hazırladı. Birçok sivil toplum örgütü, akademisyen ve müfettişin görüşleri alınarak hazırlanan bu müfredatla Bakanlık, eğitimde belirledikleri sorunları ortadan kaldırarak ‘iyi birey, hür beyin, hür insan’ yetiştirmeyi hedefliyor. Bakanlığın ne kadar başarılı olacağını önümüzdeki günler gösterecek. Ancak her on öğrenciden birinin sıfır çektiği eğitim sistemimizin enkazının kaldırılması uzun zaman alacağa benziyor.

Tavsiye Et
İsrail’de yönetim ‘arap saçı’
İsrail’in hem kendi içindeki, hem de komşuyla sorunları artarak devam ediyor. İsrail Başbakanı Ariel Şaron, Gazze Şeridi’ndeki Yahudi yerleşimlerini boşaltmayı ve askerlerini geri çekmeyi öngören plan nedeniyle meclisteki çoğunluğunu kaybetti. Bunun üzerine Şaron, planı hayata geçirmek amacıyla İşçi Partisi ile koalisyon hükümeti kurma teşebbüsünde bulundu. Ancak Şaron’un partisi Likud birleşmeyi kabul etmedi. Likud-İşçi Partisi koalisyonuyla hem Filistinlilerle diyalog yolunun açılması, hem de bunun sonucunda İsrail’e yönelik eleştiri ve baskıların hafiflemesi beklenirken, şimdi ülkede erken seçim havası hakim.
İç siyasette belirsizliğin yaşandığı bugünlerde İsrail’le Filistin arasındaki gerginlik daha tehlikeli bir döneme girdi. İsrail hapishanelerinde bulunan binlerce Filistinli mahkum, soyunularak aranmalarına son verilmesi, daha çok ziyaretçiye izin verilmesi ve hijyen koşullarının oluşturulması talebiyle açlık grevine başladı. Buna karşılık İsrailli yetkililer, mahkumların isteklerini reddederken, direnişi kırmak amacıyla da cezaevi bahçelerine özel barbeküler yerleştirdiler.
İç siyasetteki başarısızlığını dış politikayla kapatmaya çalışan İsrail hükümeti, bölge ülkeleriyle ilişkilerini geçici de olsa düzeltmeye çalışıyor. Bir taraftan Suriye’ye Golan Tepeleri’ni vereceği yönünde açıklamalar yaparken, diğer taraftan Mısır’dan Gazze’de arabuluculuk rolünü üstlenmesini istiyor. Tüm bu gelişmeler yaşanırken İsrail, bölgede kendisi için en büyük tehdit olarak gördüğü İran’ın nükleer tesislerini vurma konusunda gözdağı vermekten de geri kalmıyor. Görünen o ki, Orta Doğu kazanı kaynamaya devam edecek.

Tavsiye Et
Irak’ta yetki devri çözüm olmadı
Irak’ta yetki devrinin üzerinden iki ay geçmesine rağmen durum giderek içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Nisan ve Mayıs aylarında Mukteda Sadr’a bağlı Mehdi Ordusu ile ABD güçleri arasında çatışmalara sahne olan ve Haziran’daki ateşkesle durulan Şii cephesi 5 Ağustos’ta yeniden alevlendi. İsyanın merkezi bu defa Şiilerin kutsal kenti Necef’ti. Sadr’ın ABD’yi düşman ilan etmesi ve ülkeyi seçimlere götürecek geçici konseyi reddetmesi üzerine gerginlik tırmanırken, isyan dalga dalga diğer kentlere de yayıldı. Mehdi Ordusu, Basra’da Britanya, Nasiriye’de İtalya ve Bağdat’ta ABD güçlerine cephe açtı. Necef kentinde Hz. Ali türbesine mevzilenen Sadr’a bağlı direnişçiler ağır kayıplara rağmen türbeden çekilmeye yanaşmıyor. ABD tanklarının Hz. Ali türbesine dayanması dünya Müslümanlarının da büyük tepkisine yol açıyor.
Öte yandan, kaosun hakim olduğu Irak’ta adam kaçırma ve rehine eylemlerine de her gün bir yenisi ekleniyor. Irak’ta iş yapan ülkelerin vatandaşlarının yanı sıra Irak halkı da fidye amaçlı rehine eylemlerine hedef oluyor. Ez-Zerkavi’ye bağlı Tevhid ve Cihad Örgütü, yabancılarla birlikte işgalci kuvvetlere yardım eden Müslümanların da öldürülebileceği yönünde bir fetva yayınlayarak Türk kamyon şoförü Murat Yüce’nin infazını gerçekleştirdi. Irak’ta Türk işçilere yönelik eylemler Yüce ile sınırlı kalmazken, örgüt üyeleri, yayınladıkları kasetlerde amaçlarının Türk şirketlerini ABD ordusu ile birlikte çalışmaktan vazgeçirmek olduğunu dile getiriyorlar.
16-17 Ağustos tarihlerinde Ankara’yı ziyaret eden Irak Devlet Başkanı Gazi el-Yaver’e Türkiye’nin, Irak’ta Türk işçilerin hedef alınmasıyla ilgili kaygıları iletildi. Ankara’nın PKK’nın Irak’ta barındırılmaması isteği ve Kürt grupların Kerkük’ün nüfus yapısını değiştirme girişimlerine sert tepkisi ise el-Yaver’den, “İçişlerimize karışmayın” şeklinde karşılık gördü.

Tavsiye Et