Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (November 2009) > Dünya Siyaset > Nobel neden Obama’ya verildi?
Dünya Siyaset
Nobel neden Obama’ya verildi?
A. Kemal Bersay
BU yılki Nobel Barış Ödülü’nün ABD Başkanı Barack Obama’ya verilmesi şaşkınlıkla karşılandı ve bir hayli tepki çekti. Zira Obama göreve geleli bir yılı geçmemişti ve bugüne kadar barış adına pek bir şey yaptığı da söylenemezdi. Zaten ödülü alacağını öğrendiğinde Obama’nın kendisi de çok şaşırdığını ifade etti. Nobel Ödül Komitesi, Obama’yı “nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya vizyonu” taşımasından dolayı seçtiğini belirtiyor. Hâlbuki Obama “bu vizyonun kendi hayatı boyunca gerçekleşmesinin pek mümkün görünmediği”ni ve ABD’nin 1.500 adet nükleer başlık bulundurma hakkını saklı tuttuğunu söylemişti. Ödülün kendisine verileceğinin duyulmasından bir süre sonra Afganistan’a ilave asker gönderme kararı alan Obama’nın, tıpkı selefi George W. Bush gibi İran’ı tehdit ettiği de unutulmamalı.
 
Nobel’in Karanlık Tarihi
Gerçekten dünya barışını istiyorsa, karanlık bir tarihi olan Nobel Barış Ödülü’nü almak Obama için bir utanç vesilesi bile sayılabilir. Vietnam Savaşı’nı sona erdiren imzayı ABD adına attığı için 1973’te bu ödüle layık görülen Henry Kissinger, Vietnam’daki katliamlardan dolayı savaş suçlusu olarak yargılanmak üzere tutuklanma ihtimali nedeniyle Amerika dışına pek fazla seyahat edemiyor. Aynı yılın diğer adayı, Vietnam adına anlaşmayı imzalayan Le Duc Tho ise kendi ülkesi için ortada bir barış olmadığını söyleyerek ödülü almayı reddetmişti.
1978’de ise Nobel Barış Ödülü Camp David Anlaşmaları’nı imzalayan dönemin Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat ile İsrail Başbakanı Manachem Begin’e verildi. 1944’te Filistin’deki İngiliz manda yönetimine karşı isyan başlatıp yüzlerce askeri öldüren Irgun örgütünün lideri olan Begin, 1982’de İsrail’in Lübnan’ı işgal etmesine onay vererek meşum Sabra ve Şatilla katliamlarına sebep olacaktı.
 
Nobel ve Reelpolitik
Dinamitin mucidi İsveçli sanayici Alfred Nobel adına verilen bu ödül, yakıcı ironisini “reelpolitik” denilen güç mücadelesinden alıyor ve Avrupalı elitlerin mevcut eğilimlerini yansıtıyor. Zira ödül komitesi, Norveç parlamentosunda temsil edilen beş partiden seçilen üyelerden oluşuyor. Hem bu heyetin başkanı hem de Norveç başbakanı olan Thorbjorn Jagland, ödülün Obama’ya verilmesiyle ilgili olarak New York Times gazetesine yaptığı açıklamada, “her zaman idealist olamadıklarını, bazen reelpolitiğin de önemli olduğunu” ifade etmekten çekinmiyor.
Nitekim 2002 yılının Nobel Barış Ödülü, o sıralarda Bush’un dış politikasına karşı sesini en fazla yükseltenlerden biri olan ABD’nin eski başkanlarından Demokrat Jimmy Carter’a, 2008 başkanlık seçimlerinin atmosferinin hissedilmeye başladığı 2007’de ise Demokratların eski başkan adayı Al Gore’a verilmişti. Bu ödüller, Avrupalı seçkinlerin Cumhuriyetçi Bush’un Avrupa’yı dışlamasına gösterdikleri tepkiydi. Ödülün 2009’da yine bir Demokrat olan Obama’ya verilmesi ise Bush’un “tek taraflı” yaklaşımından hoşlanmayan Avrupalıların, Obama’nın “çok taraflı” yaklaşımını onayladıkları; ABD’nin Afganistan, Irak ve özellikle İran politikalarını destekledikleri anlamına geliyor.
Dolayısıyla bu yılki ödül, Obama’nın “barış vizyonu”na değil, ABD’nin dışlayıcı dış politikadan kapsayıcı dış politikaya geçişine verilen desteği simgeliyor. Avrupalı elitler Obama ile beraber Avrupa’nın da Ortadoğu ve Orta Asya’daki strateji oyununa dâhil olacağı ve bu bölgelerdeki enerji kaynaklarından pay alacağını hesaplıyorlar. Kısacası ödül, Avrupalıların da aslında savaş ve emperyalizme karşı olmadığını, ama yapılacaksa bu işin hep beraber yapılmasını istediklerini anlatıyor.

Paylaş Tavsiye Et
Dünya Siyaset
DİĞER YAZILAR