Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (May 2009) > Ekonomide Gündem
Ekonomide Gündem
Ekonomide Gündem Dünya
İn­gi­liz eko­no­mi­si 2012’ye ka­dar be­li­ni doğ­rul­ta­ma­ya­cak
İn­gi­liz Ulu­sal İk­ti­sa­di ve Sos­yal Araş­tır­ma­lar Ens­ti­tü­sü’nün yap­tı­ğı araş­tır­ma­ya gö­re, İn­gil­te­re eko­no­mi­si Ma­yıs 2008’den bu ya­na %4,2 ora­nın­da kü­çül­dü ve bu du­rum 1980’le­rin ba­şın­da ya­şa­nan da­ral­ma ile bü­yük ben­zer­lik arz edi­yor. Ens­ti­tü­ye gö­re eko­no­mi­de­ki da­ral­ma, 1990’la­rın ba­şın­da­ki kü­çül­me­yi çok­tan ge­ri­de bı­rak­mış du­rum­da. Şa­yet 1980’ler­de­ki eği­lim ta­kip edi­lir­se eko­no­mi­de­ki da­ral­ma bir yıl da­ha sü­re­cek ve 2008 yı­lı ba­şın­da­ki üre­tim se­vi­ye­si­ne an­cak 2012 iti­ba­rıy­la ula­şı­la­bi­le­cek. İn­gil­te­re’nin kriz­den de­rin bir şe­kil­de et­ki­len­me­sin­de ve ol­duk­ça geç to­par­la­na­ca­ğı­nın ön­gö­rül­me­sin­de ül­ke eko­no­mi­si­nin ya­pı­sı da et­ki­li olu­yor. Zi­ra kü­re­sel fi­nans kri­zi­nin ya­şan­dı­ğı bir or­tam­da İn­gil­te­re’de GSYH’nin %31’i fi­nan­sal ser­vis­ler­den olu­şu­yor. Öte yan­dan İn­gi­liz eko­no­mi­sin­de­ki iş­siz­lik de 1997’den bu ya­na ilk kez iki mil­yo­nu aşa­rak %6,5 ora­nı­nı bul­du.
 
IMF po­li­ti­ka­la­rın­da kri­tik de­ği­şik­lik
Uzun yıl­lar kre­di sı­kın­tı­sı­na dü­şen ül­ke­le­re, ön­ce­den be­lir­len­miş bir za­man çi­zel­ge­si içe­ri­sin­de ya­pı­sal ve mak­ro­eko­no­mik re­form­lar yap­ma­la­rı ve re­form­la­rın her aşa­ma­sı­nın gö­zet­len­me­si ko­şu­luy­la borç ve­ren Ulus­la­ra­ra­sı Pa­ra Fo­nu (IMF) te­mel po­li­ti­ka­la­rın­da de­ği­şik­li­ğe gi­di­yor. Zi­ra IMF’nin sı­kı şart­la­rın­dan bu­na­lan pek çok ge­liş­mek­te olan ül­ke, fi­nan­sal kriz ön­ce­si li­ki­di­te bol­lu­ğu ya­şa­nan dö­nem­de IMF kre­di­si kul­lan­ma­yıp borç­lan­ma ih­ti­yaç­la­rı­nı ya­ban­cı ser­ma­ye çe­ke­rek gi­der­miş­ti. Ay­rı­ca pi­ya­sa­lar­da IMF ile an­laş­ma­nın eko­no­mi­nin zo­ra gir­me­si­nin ka­nı­tı ola­rak al­gı­lan­ma­sı, pek çok ül­ke­yi de IMF ha­ri­ci kay­nak­la­ra yö­nelt­miş­ti. Kü­re­sel fi­nans kri­zi­nin ya­şan­dı­ğı ve pek çok ül­ke­nin zor du­ru­ma düş­tü­ğü bir dö­nem­de bi­le 250 mil­yar do­lar­lık kay­na­ğı­nın 150 mil­yar do­la­rı­nı borç ve­re­me­ye­rek ka­sa­sın­da tut­mak zo­run­da kal­ma­sı IMF’yi G-20 ül­ke­le­ri­nin de des­te­ğiy­le po­li­ti­ka de­ği­şik­li­ği­ne it­ti. Bu­na gö­re IMF’nin kay­nak­la­rı 250 mil­yar do­lar­dan 750 mil­yar do­la­ra çı­ka­rı­la­cak ve IMF de üye­le­ri­ne es­nek kre­di hat­tı aça­cak. Böy­le­ce IMF kre­di­le­ri es­ki­den ol­du­ğu gi­bi be­lir­li ko­şul­la­ra bağ­lan­ma­ya­cak ve ken­di­si­ne “es­nek kre­di hat­tı” açı­lan bir ül­ke di­le­di­ği gi­bi kre­di kul­la­na­bi­le­cek. Do­la­yı­sıy­la IMF bir ne­vi ih­ti­yat kre­di­si te­min eder ko­num­da ola­cak. Ay­rı­ca IMF dar ge­lir­li ül­ke­le­re im­ti­yaz­lı kre­di kul­la­nım im­ka­nı sağ­la­ya­rak kri­zin bu ül­ke­le­re et­ki­le­ri­ni ha­fif­let­me­ye ça­lı­şa­cak.
 
Su ih­ti­ya­cı­mız ar­tar­ken kal­bur­la su ta­şı­yo­ruz!
20. yüz­yıl­da su­lak alan­la­rı­nın %50’si ku­ru­yan ya da tah­rip olan dün­ya­mız­da In­dus, Ri­o Gran­de, Co­lo­ra­do, Mur­ray-Dar­ling, Hu­ang­ho gi­bi pek çok önem­li ne­hir ar­tık de­niz­le­re ula­şa­mı­yor. Ay­rı­ca kü­re­sel ik­lim de­ği­şik­li­ğiy­le bir­lik­te at­mos­fer­de­ki su çev­ri­mi hız­la­nı­yor. Bu du­ru­mun et­ki­siy­le uzun ku­rak­lık dö­nem­le­ri­ni bü­yük sel fe­la­ket­le­ri ta­kip edi­yor ve dün­ya­mı­zı bü­yük bir su so­ru­nu bek­li­yor. Hal böy­ley­ken hız­lı nü­fus ar­tı­şı ve de­ği­şen bes­len­me şe­kil­le­ri su­ya olan ta­le­bi her ge­çen gün art­tı­rı­yor. Zi­ra bu­gün 6,5 mil­yar olan dün­ya nü­fu­su­nun 2030’a ka­dar 8,5 mil­ya­rı bul­ma­sı bek­le­ni­yor ve ge­liş­mek­te olan ül­ke­ler­de­ki gı­da tü­ke­ti­mi ta­rım ürün­le­rin­den et ürün­le­ri­ne doğ­ru ka­yı­yor. 1 ki­lo buğ­day üret­mek için 2.000 lit­re su har­ca­nır­ken 1 ki­lo et için 15.000 lit­re su kul­la­nıl­dı­ğı dü­şü­nül­dü­ğün­de, bes­len­me şe­kil­le­rin­de­ki de­ği­şi­min su kay­nak­la­rı üze­rin­de­ki et­ki­si da­ha net or­ta­ya çı­kı­yor. Ne var ki su ko­nu­sun­da­ki sı­kın­tı­lar sa­de­ce bun­lar­dan iba­ret de­ğil. İs­raf ve ve­rim­siz su kul­la­nı­mı da önem­li bir so­run teş­kil edi­yor. Uz­man­la­ra gö­re dün­ya su sto­ku­nun %70’ini çift­çi­ler, %20’si­ni sa­na­yi­ci­ler ve %10’unu dâ­hi­li tü­ke­ti­min oluş­tur­du­ğu bir or­tam­da sa­de­ce su­la­ma şe­kil­le­rin­de­ki bir de­ği­şim­le bi­le su ve­rim­li­li­ği %30 art­tı­rı­la­bi­lir. Yi­ne dün­ya yü­ze­yi­ne dü­şen su mik­ta­rı­nın an­cak %9’unun kul­la­nıl­dı­ğı gü­nü­müz­de bu oran, at­mos­fer­de­ki su çev­ri­mi­ni teh­li­ke­ye at­ma­dan %20’le­re ka­dar yük­sel­ti­le­bi­lir.
 
Ja­pon eko­no­mi­si­ne hü­kü­met des­te­ği
Kü­re­sel ta­lep­te­ki dü­şüş­le bir­lik­te te­mel­de oto­mo­bil ve elek­tro­nik alet­le­re da­ya­nan ih­ra­ca­tı ya­rı ya­rı­ya aza­lan ve 2009 yı­lın­da eko­no­mi­si %5,8 kü­çül­me­si bek­le­nen Ja­pon­ya’da, hü­kü­met 150 mil­yar do­lar tu­ta­rın­da ye­ni bir teş­vik pa­ke­ti açık­la­dı. GSYH’nin %3’ünü oluş­tu­ran pa­ket­le bir­lik­te gü­neş ener­ji­si, elek­trik­li ta­şıt­lar ve ener­ji ta­sar­ru­fu ya­pan alet­ler alan­la­rı­na ya­tı­rı­mın teş­vik edil­me­si amaç­la­nı­yor. Ay­rı­ca pa­ket ge­çi­ci iş­çi­ler için gü­ven­lik ağı oluş­tu­rul­ma­sı­nı ve can çe­ki­şen fir­ma­lar için yar­dı­mı da içe­ri­yor. Üç yıl­da iki mil­yon ye­ni iş ya­ra­tıl­ma­sı­nı da amaç­la­yan pa­ke­tin fi­nans­ma­nı ise hü­kü­met bo­no­la­rıy­la sağ­la­na­cak. Her ne ka­dar ka­mu borç­la­rı ül­ke GSYH’si­nin %200’üne ulaş­mış ol­sa da bu borç­la­rın bü­yük bir kıs­mı­nın iç borç sta­tü­sün­de ol­ma­sı Ja­pon­ya’nın eli­ni borç­lan­ma ko­nu­sun­da bi­raz ol­sun ra­hat­la­tı­yor. Öte yan­dan hü­kü­me­tin uzun dö­nem­li bü­yü­me stra­te­ji­si ül­ke eko­no­mi­sin­de ya­pı­sal de­ği­şik­lik­le­ri he­def­li­yor. Bu­na gö­re Ja­pon­ya ih­ra­ca­ta da­ya­lı eko­no­mi­si­ni iç ta­le­be ve iç sek­tör­le­re da­ya­lı eko­no­mi­ye dö­nüş­tür­me­yi amaç­lı­yor.
 
AB’nin ba­şı büt­çe açık­la­rıy­la dert­te
AB kri­ter­le­ri­ne gö­re üye ül­ke­le­rin büt­çe açık­la­rı­nın GSYH’le­ri­nin en faz­la %3’ü ka­dar ol­ma­sı ge­re­kir­ken, bir­çok üye­nin bu sı­nı­rın çok üze­rin­de açık ver­me­si, AB Ko­mis­yo­nu’nu ha­re­ke­te ge­çir­di. Bu­na gö­re, ha­len büt­çe açı­ğı %3,7 olan Yu­na­nis­tan’a bu açı­ğı­nı dü­şür­me­si için 2010 yı­lı­na ka­dar sü­re ta­nı­nır­ken, büt­çe açı­ğı %5,6 olan Fran­sa ve %6,2 olan İs­pan­ya’ya 2012’ye ka­dar za­man ve­ril­di. Büt­çe açı­ğı %9,5 olan İn­gil­te­re ile %11 olan İr­lan­da’ya ise bu açık­la­rı­nı ka­pat­ma­la­rı için 2013 yı­lı­na ka­dar sü­re ve­ril­di. Ne var ki kü­re­sel kri­zin et­ki­siy­le ver­gi ge­lir­le­ri dü­şen, iş­siz­lik si­gor­ta­sı har­ca­ma­la­rı ar­tan ve eko­no­mi­le­ri­ni can­lan­dır­mak için mil­yar­lar­ca do­lar­lık teş­vik pa­ket­le­ri uy­gu­la­ma­ya ko­yan söz ko­nu­su ül­ke­le­rin büt­çe açık­la­rı­nı be­lir­le­nen ta­rih­le­re ka­dar ka­pa­ta­bil­me­le­ri pek muh­te­mel gö­rün­mü­yor.
 
Do­ğu As­ya eko­no­mi­si Çin et­ki­siy­le bü­yü­yor
Dün­ya Ban­ka­sı’na gö­re ara­la­rın­da Çin, En­do­nez­ya, Fi­li­pin­ler ve Tay­land’ın da bu­lun­du­ğu ge­liş­mek­te olan 10 Do­ğu As­ya ül­ke­si 2009 yı­lın­da %5,3 ora­nın­da bü­yü­ye­cek. Bu oran­la böl­ge bü­yü­me­de dün­ya bi­rin­ci­si ol­sa da 2007 yı­lın­da ya­ka­la­dı­ğı %11,4’lük bü­yü­me ora­nı­nın ol­duk­ça ge­ri­sin­de ka­la­cak. Ban­ka, böl­ge ül­ke­le­ri ara­sın­da Çin’in, uy­gu­la­ma­ya koy­du­ğu 586 mil­yar do­lar tu­ta­rın­da­ki teş­vik pa­ke­ti­nin de et­ki­siy­le %6,5 ora­nın­da bü­yü­ye­ce­ği­ni ön­gö­rü­yor. Çin’in dı­şın­da­ki 9 böl­ge ül­ke­si­nin or­ta­la­ma bü­yü­me­si ise an­cak %1,2 ora­nın­da ger­çek­le­şe­cek. Öte yan­dan res­mî ra­kam­la­ra gö­re böl­ge­de iş­siz­li­ğin 24 mil­yo­nu bul­du­ğu­na de­ği­nen Ban­ka, ger­çek iş­siz­li­ğin ise bu se­vi­ye­nin ol­duk­ça üze­rin­de ol­du­ğu­na işa­ret edi­yor. Ay­rı­ca bü­yü­me­de­ki ya­vaş­la­ma­nın et­ki­siy­le fa­kir­lik­le mü­ca­de­le­ye ay­rı­lan fon­la­rın aza­la­ca­ğı­nı ve 10 mil­yon in­sa­nın da­ha fa­kir­lik sı­nı­rı­nın al­tı­na iti­le­ce­ği­ni tah­min edi­yor.

Tavsiye Et
Ekonomide Gündem Türkiye
Kü­çül­me­nin adı ko­nu­la­mı­yor
2008 yı­lı­nın son çey­re­ğin­de et­ki­si­ni da­ha da his­set­tir­me­ye baş­la­yan kü­re­sel ma­li kriz, dün­ya eko­no­mi­si­nin bü­yü­me tah­min­le­ri­ni aşa­ğı­ya çe­ker­ken; Tür­ki­ye de bu du­ru­ma ka­yıt­sız kal­ma­ya­rak 2009-2011 yıl­la­rı­na ait bü­yü­me tah­min­le­ri­ni ye­ni­den göz­den ge­çir­di. Hü­kü­met ta­ra­fın­dan açık­la­nan, Av­ru­pa Bir­li­ği’ne su­nu­la­cak olan ve 2009-2011 dö­ne­mi­ni kap­sa­yan Ka­tı­lım Ön­ce­si Eko­no­mik Prog­ram’a gö­re, büt­çe­de da­ha ön­ce­den %4 ola­rak be­lir­le­nen bü­yü­me tah­mi­ni -%3,6 ola­rak de­ğiş­ti­ril­di. 2010 ve 2011 yıl­la­rı­na ait tah­min­ler ise sı­ra­sıy­la %3,3 ve %4,5 ola­rak be­lir­len­di. An­cak ye­ni­den göz­den ge­çi­ri­len bu tah­min­ler, hü­kü­met dı­şın­da­ki eko­no­mi çev­re­le­ri­nin tah­min­le­ri­nin ya­nın­da çok iyim­ser ka­lı­yor. Da­ha ön­ce­den Tür­ki­ye’nin 2009 yı­lı bü­yü­me tah­mi­ni­ni -%1,5 ola­rak açık­la­yan IMF, bu tah­mi­ni­ni -%5,1 ola­rak de­ğiş­ti­rir­ken; Dün­ya Ban­ka­sı Tür­ki­ye Tem­sil­ci­si Ul­rich Zac­ha­u da yıl so­nun­da­ki bü­yü­me­nin -%6 ci­va­rın­da ola­bi­le­ce­ği­ni açık­la­dı. Ki­min tah­mi­ni­nin da­ha ger­çek­çi ol­du­ğu­nu ise za­man gös­te­re­cek.
 
Kri­zin ga­lip­le­ri: Ti­ca­ri ban­ka­lar
Mer­kez Ban­ka­sı Ka­sım ayın­da baş­la­dı­ğı fa­iz in­di­rim­le­ri­ne, Ni­san ayın­da yap­tı­ğı 75 baz pu­an­lık in­di­rim­le ara ver­me­den de­vam eder­ken, ona ayak uy­dur­mak­ta zor­la­nan ti­ca­ri ban­ka­lar kâr re­kor­la­rı kı­rı­yor. Ame­ri­ka ve Av­ru­pa’da ban­ka if­las­la­rı ve dev­let­leş­tir­me­ler bir­bi­ri­nin pe­şi sı­ra ge­lir­ken, 2008’in Ocak-Şu­bat dö­ne­min­de 2,3 mil­yar TL kâr açık­la­yan Tür­ki­ye’de­ki ti­ca­ri ban­ka­lar 2009’un ay­nı dö­ne­min­de kâr­la­rı­nı %38 art­tı­ra­rak 3,2 mil­yar TL’ye çı­kar­dı. Du­ru­mun böy­le ol­ma­sın­da dü­zen­le­yi­ci ve de­net­le­yi­ci ku­rum­la­rın mu­ha­fa­za­kâr­lı­ğı­nın ya­nın­da ti­ca­ri ban­ka­la­rın fa­iz marj­la­rı­nın yük­sek­li­ği de et­ki­li ol­du. Kre­di ba­tık oran­la­rı­nın art­tı­ğı bir or­tam­da nor­mal­den da­ha yük­sek marj­la­rın ol­ma­sı bek­len­me­dik bir du­rum ol­ma­mak­la bir­lik­te, ban­ka­la­rın bu du­ru­mu is­tis­mar et­me­dik­le­ri­ni id­di­a et­mek çok da ger­çek­çi gö­rün­mü­yor. Böy­le de­vam eder­se kı­sa va­de­de eko­no­mi­nin ge­nel iş­le­yi­şi­nin olum­suz et­ki­le­ne­ce­ği, uzun va­de­de ise müş­te­ri­le­rin gü­ve­ni­ni kay­be­de­cek­le­ri aşi­kâr iken, ban­ka­la­rın bu tu­tum­la­rı­nı ne­den de­ğiş­tir­me­ye ya­naş­ma­dık­la­rı me­rak ko­nu­su.
 
SPK’dan ye­ni dü­zen­le­me
2008 yı­lın­dan iti­ba­ren çal­kan­tı­lı gün­ler ge­çi­ren İs­tan­bul Men­kul Kıy­met­ler Bor­sa­sı (İMKB), bu sey­ri­ni 2009 yı­lı­nın ilk çey­re­ğin­de de sür­dü­rü­yor. 2008 yı­lı­nın Ey­lül ayın­dan bu ya­na %28,5 de­ğer kay­be­den İMKB, bu dö­nem­de Dün­ya Bor­sa­lar Fe­de­ras­yo­nu’na bağ­lı 61 bor­sa ara­sın­da en çok kay­bet­ti­ren 31. bor­sa ol­du. Ya­şa­nan bu bü­yük de­ğer kay­bı­nın bir so­nu­cu ola­rak bir­çok his­se no­mi­nal de­ğe­ri­nin (1 TL) al­tın­da iş­lem gör­me­ye baş­la­dı. Fi­nans­man ih­ti­ya­cı bu­lu­nan an­cak his­se­le­ri­nin no­mi­nal de­ğer­le­ri­nin al­tın­da iş­lem gör­me­si se­be­biy­le na­kit ser­ma­ye ar­tı­rı­mı­na gi­de­me­yen şir­ket­le­rin so­run­la­rı çöz­mek için “fon çı­kı­şı ge­rek­tir­me­yen ser­ma­ye azal­tım iş­le­mi” ya­pa­bi­le­cek­le­ri­ni açık­la­yan Ser­ma­ye Pi­ya­sa­sı Ku­ru­lu (SPK), bu ko­nuy­la il­gi­li il­ke ve esas­la­rı ya­yın­la­dı. Bu il­ke ve esas­lar çer­çe­ve­sin­de ya­pı­la­cak fon çı­kı­şı ge­rek­tir­me­yen ser­ma­ye azal­tım­la­rı ne­ti­ce­sin­de şir­ket­le­rin mal var­lık­la­rın­da her­han­gi bir de­ği­şik­li­ğin ol­ma­ya­ca­ğı­nı açık­la­yan SPK, ya­pı­lan bu kay­di de­ği­şik­lik­le his­se fi­yat­la­rı­nın no­mi­nal de­ğer­le­ri­nin üze­ri­ne çık­ma­sı­nın ve na­kit ser­ma­ye ar­tı­rım­la­rı­na uy­gun eko­no­mik ve hu­ku­ki ko­şul­la­rın oluş­tu­rul­ma­sı­nın amaç­lan­dı­ğı­nı bil­dir­di.
 
Fi­nan­sal ki­ra­la­ma sek­tö­rü kü­çü­lü­yor
Tür­ki­ye’de bir fi­nan­sal araç ola­rak 1986 yı­lın­da kul­la­nıl­ma­ya baş­la­nan fi­nan­sal ki­ra­la­ma (lea­sing) iş­lem­le­ri­nin hac­mi 2009 yı­lı­nın ilk çey­re­ğin­de bü­yük bir dü­şüş gös­ter­di. Fi­nan­sal Ki­ra­la­ma Der­ne­ği (Fİ­DER) ta­ra­fın­dan açık­la­nan ve­ri­le­re gö­re, 2008’in ilk çey­re­ğin­de­ki iş­lem hac­mi 1,84 mil­yar TL iken, bu de­ğer 2009’un ilk çey­re­ğin­de %61 aza­la­rak 703 mil­yon TL ola­rak ger­çek­leş­ti. Ge­çen yı­lın ay­nı dö­ne­min­de 6.614 fi­nan­sal ki­ra­la­ma söz­leş­me­si dü­zen­len­miş­ken, 2009’da dü­zen­le­nen söz­leş­me ade­di 1.074 ol­du. 2001 yı­lın­dan bu ya­na pe­net­ras­yon oran­la­rı sü­rek­li ar­tan ve 2007 yı­lı so­nun­da ver­gi avan­ta­jı­nın kal­dı­rıl­ma­sıy­la zor gün­ler ya­şa­ma­ya baş­la­yan fi­nan­sal ki­ra­la­ma sek­tö­rü, kü­re­sel ma­li kri­zin KO­Bİ’le­ri olum­suz et­ki­le­me­si so­nu­cu, kı­sa va­de­de zor gün­le­ri at­la­ta­bi­le­cek gi­bi gö­rün­mü­yor. 
 
1 Ma­yıs res­mî ta­til ol­du
148 ül­ke­de ta­til olan ve 28 ül­ke­de bay­ram ola­rak kut­la­nan 1 Ma­yıs, “Emek ve Da­ya­nış­ma Gü­nü” adıy­la res­mî ta­til ilan edil­di. TBMM İçiş­le­ri Ko­mis­yo­nu’nda ya­pı­lan gö­rüş­me­ler­de, mu­ha­le­fet par­ti­le­ri­nin adı­nın “İş­çi Bay­ra­mı” ol­ma­sı yö­nün­de­ki ta­lep­le­ri­ne kar­şı­lık, Ge­nel Ku­rul’da ya­pı­lan oy­la­ma­da 1 Ma­yıs’ın “Emek ve Da­ya­nış­ma Gü­nü” adıy­la kut­lan­ma­sı­na ka­rar ve­ril­di. 28 yıl ara­dan son­ra tek­rar gün­de­me ge­len ve ka­bul edi­len bu de­ği­şik­lik­le ta­til gün­le­ri 14,5 gü­ne ulaş­mış ol­du. 1 Ma­yıs ta­til ola­rak ilan edi­lir­ken, ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rın­da ya­pıl­ma­sı ka­rar­laş­tı­rı­lan iş ve iş­lem­ler­de her­han­gi bir ak­sa­ma ol­ma­ma­sı için ge­rek­li ön­lem­le­rin alı­na­ca­ğı bil­di­ril­di. Bi­lin­di­ği üze­re 1 Ma­yıs, 1923’te ya­say­la “İş­çi Bay­ra­mı” ola­rak ilan edil­miş, 1981’de ise Mil­li Gü­ven­lik Kon­se­yi ta­ra­fın­dan res­mî ta­til ol­mak­tan çı­ka­rıl­mış­tı.
 
Kul­la­nıl­ma­yan po­tan­si­yel: Rüz­gar ener­ji­si
Ye­ni­le­ne­bi­lir ener­ji kay­nak­la­rı­nı ye­ter­li bir şe­kil­de kul­la­na­ma­yan ve ener­ji ih­ti­ya­cı­nın %65’ini it­hal ede­rek kar­şı­la­yan Tür­ki­ye’nin rüz­gar ener­ji­sin­den elek­trik üre­tim ka­pa­si­te­si­nin 2009 yı­lın­da 1 GWh (Gi­ga­watt/sa­at)’a çı­ka­ca­ğı tah­min edi­li­yor. Del­hi mer­kez­li RNCOS araş­tır­ma şir­ke­ti­nin ra­po­run­da, rüz­gar ener­ji­sin­den 166 TWh (Te­ra­watt/sa­at) elek­trik üre­te­bil­me ka­pa­si­te­si bu­lu­nan Tür­ki­ye’nin, Av­ru­pa’da bu an­lam­da en bü­yük po­tan­si­ye­le sa­hip ül­ke ol­du­ğu be­lir­ti­li­yor. Tür­ki­ye’nin bü­yü­yen eko­no­mi­si­nin ener­ji ih­ti­ya­cı­nı her ge­çen gün art­tı­ra­ca­ğı­na de­ği­ni­len ra­por­da, ül­ke­de ener­ji üre­ti­min­de rüz­gar kul­la­nı­mı­nın yay­gın­laş­ma­sıy­la, fi­yat­la­rı sü­rek­li dal­ga­lan­ma gös­te­ren pet­rol ve do­ğal­gaz gi­bi it­hal edi­len ener­ji kay­nak­la­rı­na ba­ğım­lı­lı­ğın da aza­la­ca­ğı vur­gu­la­nı­yor. Tür­ki­ye’nin ku­ru­lu rüz­gar gü­cü ka­pa­si­te­si, 2006 yı­lın­da 16 MWh (me­ga­watt/sa­at) iken, 2007’de ya­pı­lan ya­tı­rım­lar­la 140 MWh’a çık­mış­tı.

Tavsiye Et