Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (January 2009) > Dosya > Amerika, Türkiye ve uluslararası sistem
Dosya
Amerika, Türkiye ve uluslararası sistem
Ali Aslan
ULUS­LA­RA­RA­SI iliş­ki­ler, si­ya­si bi­rim­le­rin (ulus-dev­let, im­pa­ra­tor­luk vs.) ve ya­pı­la­rın oluş­tur­du­ğu bir ulus­la­ra­ra­sı sis­tem dâ­hi­lin­de ce­re­yan eder. Si­ya­si bi­rim­ler ken­di men­fa­at­le­ri­ne uy­gun bir dü­zen mey­da­na ge­tir­mek için mü­ca­de­le ve­rir­ler ve ulus­la­ra­ra­sı ala­nın in­şa­sı­na mad­di ve kül­tü­rel im­kan­la­rı da­hi­lin­de etki ederler. Sa­hip olu­nan bu im­kan­lar bir si­ya­si bi­ri­min ulus­la­ra­ra­sı alan­da ne­ler yap­mak is­te­ye­ce­ği­ni ve ne­ler ya­pa­bi­le­ce­ği­ni be­lir­ler. Si­ya­si bi­ri­min ne­ler yap­mak is­te­di­ği ken­di­ne na­sıl bir an­lam yük­le­di­ğiy­le ya­ni viz­yo­nu ve kim­li­ğiy­le iliş­ki­li­dir. Ne­ler ya­pa­bi­le­ce­ği me­se­le­si ise si­ya­si bi­ri­min sa­hip ol­du­ğu mad­di ya­ni as­ke­rî, eko­no­mik ve dip­lo­ma­tik güç­le alakalıdır.
Bu iki un­su­run kom­bi­nas­yo­nu ulus­la­ra­ra­sı iliş­ki­ler­de fark­lı tip­ler­de ak­tör­ler mey­da­na ge­ti­rir: 1) güç­lü kim­li­ğe ve yük­sek mad­di gü­ce sa­hip ak­tör, 2) güç­lü kim­li­ğe sa­hip fa­kat mad­di güç açı­sın­dan za­yıf ak­tör, 3) yük­sek mad­di gü­ce sa­hip fa­kat kim­lik açı­sın­dan za­yıf ak­tör ve 4) hem mad­di güç hem de kim­lik açı­sın­dan za­yıf ak­tör. Si­ya­si ak­tör ol­ma­nın akıp gi­den si­ya­si sü­reç­ler­de bir de­ği­şik­lik mey­da­na ge­tir­mek ol­du­ğu­nu he­sa­ba kat­tı­ğı­mız­da, 1 nu­ma­ra­lı ak­tör ulus­la­ra­ra­sı dü­ze­ne en faz­la etkiyi ya­par­ken, 4 nu­ma­ra­lı ak­tör pek bir etkide bu­lu­na­maz. 2 nu­ma­ra­lı ak­tör sağ­lam viz­yo­nu­na rağ­men sis­te­mi et­ki­le­ye­cek ye­ter­li gü­ce sa­hip de­ğil­ken, 3 nu­ma­ra­lı ak­tör viz­yon­suz­luk yü­zün­den po­tan­si­ye­li­ni ger­çek­leş­ti­re­mez.
Ulus­la­ra­ra­sı sis­te­min di­ğer önem­li bir un­su­ru ise ulus­la­ra­ra­sı ya­pı­lar­dır. Ulus­la­ra­ra­sı ya­pı­lar, si­ya­si bi­rim­ler ara­sın­da as­ke­rî-eko­no­mik-po­li­tik güç da­ğı­lı­mı­na da­ya­nan mad­di ve meş­ru si­ya­si ya­pı­lan­ma­nın na­sıl ol­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni be­lir­le­yen kül­tü­rel bo­yut­la­ra sa­hip­tir. Mad­di bo­yu­ta bak­tı­ğı­mız­da, ulus­la­ra­ra­sı sis­te­min bir güç te­mer­kü­zü­nün bu­lun­ma­dı­ğı mut­lak anar­şik dü­zen­den (me­se­la Ro­ma İm­pa­ra­tor­lu­ğu son­ra­sı Av­ru­pa), gü­cün tek bir mer­kez­de top­lan­dı­ğı ve sis­tem­de­ki di­ğer tüm ak­tör­le­rin kon­trol al­tın­da bu­lun­du­ğu hi­ye­rar­şik dü­ze­ne (Av­ru­pa’da Ro­ma İm­pa­ra­tor­lu­ğu dö­ne­mi) uza­nan şe­kil­ler­de or­ga­ni­ze ol­du­ğu­nu gö­rü­rüz. Anar­şi-hi­ye­rar­şi doğ­ru­su­nun bu iki uç nok­ta­sı ara­sın­da 1) gü­cün tek bir si­ya­si mer­kez­de top­lan­dı­ğı fa­kat sis­te­min ta­ma­mı­nın kon­trol al­tın­da ol­ma­dı­ğı tek­li-he­ge­mo­nik dü­zen (So­ğuk Sa­vaş son­ra­sı Pax Ame­ri­ca­na), 2) gü­cün iki mer­kez­de top­lan­dı­ğı ve sis­te­min de­ği­şik böl­ge­le­ri­ni kon­trol eden iki si­ya­si bi­ri­min ol­du­ğu iki­li-he­ge­mo­nik dü­zen (So­ğuk Sa­vaş dö­ne­mi) ve
3) iki­den faz­la he­ge­mo­nik gü­cün ol­du­ğu çok­lu-he­ge­mo­nik dü­zen (1815 Vi­ya­na Kon­gre­si son­ra­sı Av­ru­pa) var­dır. Kül­tü­rel bo­yut­ta ise par­ti­kü­ler si­ya­si bi­rim­le­ri (ulus-dev­let gi­bi) meş­ru gö­ren ya­pı­lar­dan da­ha kap­sa­yı­cı ve ev­ren­sel si­ya­si bi­rim­le­ri meş­ru gö­ren ya­pı­la­ra (im­pa­ra­tor­luk) uza­nan bir dü­zen kar­şı­mı­za çık­mak­ta­dır. Ulus-dev­let­le­rin oluş­tur­du­ğu sis­tem­ler­de iliş­ki­ler­de ege­men­lik ve eşit­lik, im­pa­ra­tor­luk­lar­da ise kap­sa­yı­cı­lık ve hi­ye­rar­şi esas­tır.
Bu kav­ram­sal çer­çe­ve­den gü­nü­müz ulus­la­ra­ra­sı iliş­ki­le­ri­ne bak­tı­ğı­mız­da, So­ğuk Sa­vaş son­ra­sı dö­nem­de ABD’nin li­der­li­ğin­de or­ta­ya çı­kan tek­li-he­ge­mo­nik mad­di ya­pı­la­rın özel­lik­le eko­no­mik alan­da ya­şan­mak­ta olan güç kay­ma­la­rıy­la ye­ri­ni ABD, AB, Rus­ya, Çin, Bre­zil­ya ve Hin­dis­tan gi­bi 1 nu­ma­ra­lı ya da bu yön­de iler­le­yen ak­tör­ler­den olu­şan çok­lu-he­ge­mo­nik bir dü­ze­ne bı­rak­ma­ya baş­la­dı­ğı­nı gö­rü­yo­ruz. Bu du­ru­mun baş­ka bir bo­yu­tu ise ka­dim me­de­ni­yet hav­za­la­rın­da böl­ge­sel eko­no­mik ve si­ya­si bü­tün­leş­me fa­ali­yet­le­riy­le (özel­lik­le Av­ru­pa ve Do­ğu As­ya’da) fi­til­le­nen da­ha kap­sa­yı­cı ve ge­niş si­ya­si bi­rim­le­re doğ­ru yol alın­ma­sı. Bu ge­liş­me, mev­cut ulus­la­ra­ra­sı sis­te­min kül­tü­rel alt­ya­pı­sı­nı oluş­tu­ran par­ti­kü­ler ulus-dev­let dü­ze­ni­nin de­ği­şi­mi­nin ha­ber­ci­si. Gü­nü­müz ulus­la­ra­ra­sı iliş­ki­le­ri, Ba­tı me­de­ni­ye­ti­nin kü­re­sel he­ge­mon­ya­sın­dan ön­ce­ki bir­çok me­de­ni­yet­ten olu­şan ulus­la­ra­ra­sı dü­ze­ne ge­ri dö­nü­şü sim­ge­ler ni­te­lik­te. İle­ti­şim, ula­şım ve di­ğer tek­no­lo­jik ge­liş­me­le­rin top­lum­lar ara­sın­da kar­şı­lık­lı ba­ğım­lı­lı­ğı ve et­ki­le­şi­mi art­tır­dı­ğı kü­re­sel stra­te­jik şart­lar­da dün­ya­mı­zın, 16. yüz­yı­lın ulus­la­ra­ra­sı si­ya­si ya­pı­lan­ma­sı­na dö­nüş yap­tı­ğı­nı söy­le­mek müm­kün.
Bu dö­nü­şüm­ler dev­let­le­ra­ra­sı iliş­ki­le­ri de et­ki­li­yor. Türk-Ame­ri­kan iliş­ki­le­rin­de 1 Mart Tez­ke­re­si’nin ar­dın­dan baş­la­yan ge­ri­lim­li sü­reç bu­na iyi bir ör­nek. Ge­ri­lim ya­şan­ma­sı iki ül­ke iliş­ki­le­ri­nin ta­ri­hin­de ilk de­fa ger­çek­le­şen bir du­rum de­ğil. Da­ha ön­ce­sin­de de Kıb­rıs, Er­me­ni me­se­le­si, Kürt so­ru­nu ve haş­haş üre­ti­mi gi­bi ne­den­ler­le iliş­ki­ler bo­zul­muş­tu ve bu so­run­lar­dan ba­zı­la­rı ha­len et­kin­li­ği­ni de­vam et­tir­mek­te. Çar­pı­cı olan, iki ül­ke iliş­ki­le­rin­de ge­ri­li­me yol açan te­mel ne­de­nin 1 Mart Tez­ke­re­si ön­ce­sin­de ve son­ra­sın­da bir­bi­rin­den fark­lı ol­ma­sı. 1 Mart ön­ce­si dö­nem­de ge­ri­lim, Tür­ki­ye’nin Ba­tı’nın çı­kar­la­rı ve ken­di ulu­sal ege­men­li­ği ça­tış­tı­ğın­da na­sıl bir ter­cih ya­pa­ca­ğı nok­ta­sın­da dü­ğüm­le­ni­yor­du. Ya­ni Tür­ki­ye’nin ken­di­si ya da iç po­li­ti­ka­sın­da­ki se­bep­ler iliş­ki­le­rin ge­ril­me­sin­de etkiliydi. 1 Mart Tez­ke­re­si son­ra­sı dö­nem­de Tür­ki­ye’de ya­şa­nan top­lum­sal ve si­ya­si dönüşümle bir­lik­te bu du­ru­mun de­ğiş­ti­ği­ni gö­rü­yo­ruz. Ku­ru­lu­şun­dan iti­ba­ren ken­di­si­ni Ba­tı­lı bir ulus-dev­let ola­rak in­şa et­me çiz­gi­sin­de ha­re­ket eden Tür­ki­ye, böl­ge­sel ve ulus­la­ra­ra­sı dü­ze­ni il­gi­len­di­ren me­se­le­ler­de ge­nel hat­la­rıy­la Ba­tı’nın çı­kar­la­rı­nı ta­kip et­ti. Gü­nü­müz­de ise böl­ge­sel ve ulus­la­ra­ra­sı dü­ze­ni il­gi­len­di­ren ko­nu­lar­da çı­kar­la­rı­nı ar­tık Ba­tı’ya gö­re de­ğil, ken­di­ni “mer­kez ül­ke” ola­rak gö­ren ve bu­na uy­gun viz­yon çi­zen bir ül­ke ola­rak ta­nım­la­ma­ya ça­lı­şı­yor. Baş­ka bir ifa­dey­le, uzun­ca bir sü­re 3 nu­ma­ra­lı ak­tör özel­li­ği gös­te­ren Tür­ki­ye, son yıl­lar­da 1 nu­ma­ra­lı bir ak­tör ol­ma yo­lun­da ulus­la­ra­ra­sı ala­na “ken­di adı­na” mü­da­ha­le edi­yor. Bu, Tür­ki­ye’nin sis­te­min he­ge­mo­nik gü­cü olan ABD ile iliş­ki­le­ri­ni ye­ni­den ta­nım­la­ma­sı ve nü­fuz alan­la­rı­nın ça­kış­tı­ğı nok­ta­lar­da ye­ni bir “güç pay­la­şı­mı”na git­mek is­te­me­si an­la­mı­na ge­li­yor. Bu­na kar­şın, şu ana ka­dar ABD bu­nu an­la­mak ve ka­bul et­mek nok­ta­sın­da pek de gö­nül­lü dav­ran­ma­dı. Yi­ne de Tür­ki­ye mev­cut dış po­li­ti­ka an­la­yı­şı­nı de­vam et­ti­re­rek ve ye­ni kart­lar aça­rak ABD’nin bu­nu ka­bul­len­me­si­ni sağ­la­ya­bi­lir.
So­nuç ola­rak, Ba­rack Oba­ma ile ABD ulus­la­ra­ra­sı sis­tem­de ya­şa­nan bu de­ği­şi­mi gö­rüp, iliş­ki­le­ri­ni Tür­ki­ye de dâ­hil ol­mak üze­re bir­çok dev­let­le ye­ni­den ta­nım­la­mak zo­run­da. Oba­ma şu ana ka­dar yap­tı­ğı açık­la­ma­lar­da ABD’nin kar­şı kar­şı­ya ol­du­ğu bu sis­te­mik bas­kı­nın far­kın­da ol­du­ğu­nun ve çok-ka­tı­lım­lı bir dü­ze­nin in­şa­sı­na olum­lu bak­tı­ğı­nın sin­yal­le­ri­ni ver­di. Bush yö­ne­ti­mi bu ger­çe­ği gör­mez­den ge­le­rek ABD’nin koz­la­rı­nı he­ba et­miş­ti, Oba­ma ile ABD’nin bir yan­dan di­ğer­le­ri­ne sis­tem­de yer aç­ma di­ğer yan­dan da bu ye­ni dü­zen­de en te­pe­de kal­ma çer­çe­ve­sin­de ha­re­ket ede­ce­ği­ni söy­le­mek müm­kün.

Paylaş Tavsiye Et