Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (February 2008) > Dosya > Hayal ile gerçek arasında Irak Kürtleri
Dosya
Hayal ile gerçek arasında Irak Kürtleri
Kutbettin Kılıç
IRAK Kürt­le­ri­nin 1991 ön­ce­si ta­rih­sel tec­rü­be­si, hiç din­me­yen ba­ğım­sız bir dev­let ha­ya­li­nin te­tik­le­di­ği is­yan­lar ve hiç şaş­ma­yan je­opo­li­tik ger­çek­li­ğin se­bep ol­du­ğu ha­yal kı­rık­lı­ğı kıs­ka­cın­da gi­dip gel­me­le­ri­ne te­ka­bül eder. 1991 son­ra­sı dö­nem, mez­kur ha­ya­lin ger­çek­leş­me­si için bu­gü­ne ka­dar ki en güç­lü ze­mi­ni üret­se de, Irak­lı Kürt­le­rin bah­set­ti­ği­miz bu kıs­kaç­tan kur­tul­du­ğu­nu söy­le­mek bi­raz er­ken bir id­dia­dır. Bu ne­den­le böy­le bir id­dia­da bu­lun­mak­tan zi­ya­de, son za­man­lar­da Türk ka­mu­oyu­nu yo­ğun bir şe­kil­de meş­gul eden bu ko­nu­nun fay­da­lı ola­bi­le­cek bir rönt­ge­ni­ni çek­me­ye ça­lış­mak ye­rin­de ola­cak­tır.
 
Kürt Ha­re­ke­ti­nin Ta­ri­hî Ar­ka Pla­nı
Irak Kürt­le­ri­nin ta­ri­hi, bü­yük öl­çü­de Irak Dev­le­ti’nin ya­pay­lı­ğın­dan ve za­yıf dev­let ge­le­ne­ğin­den kay­nak­la­nan bit­me­yen bir baş­kal­dı­rı ta­ri­hi­dir. Bu sü­re­ci, ka­ba­ca beş dö­ne­me ayı­ra­bi­le­ce­ği­miz Irak ta­ri­hi içe­ri­sin­den in­ce­le­mek, bi­ze da­ha ana­li­tik bir çer­çe­ve su­na­bi­lir. Bi­rin­ci dö­nem Irak Dev­le­ti’nin 1920’de ku­ru­lu­şun­dan 1958 Dar­be­si’ne ka­dar sü­ren Ha­şi­mi Ha­ne­da­nı dö­ne­mi­dir. Mil­li­yet­çi Kürt ha­re­ke­ti­nin ku­ru­cu yıl­la­rı­na te­ka­bül eden bu dö­nem­de üç is­yan baş gös­ter­miş­tir. Bu is­yan­lar­dan il­ki, İn­gi­liz­le­rin 1925’te Mu­sul’u Bağ­dat ve Bas­ra’ya bağ­la­ma ka­ra­rı son­ra­sın­da bir ta­ri­kat li­de­ri olan Şeyh Mah­mud ta­ra­fın­dan baş­la­tı­lan is­yan­dır. İkin­ci is­yan yi­ne bir ta­ri­kat li­de­ri olan Şeyh Ah­med Bar­za­ni ta­ra­fın­dan 1932’de baş­la­tıl­mış; fa­kat kı­sa bir sü­re için­de bas­tı­rıl­mış­tır. Son is­yan ise Şeyh Ah­med Bar­za­ni’nin kar­de­şi Mus­ta­fa Bar­za­ni’nin li­der­li­ği­ni yap­tı­ğı is­yan­dır. 1943’te baş­la­yan bu is­yan, 1945’te Mus­ta­fa Bar­za­ni’nin ye­nil­gi­siy­le ve İran’a kaç­ma­sıy­la son bu­lur. Mus­ta­fa Bar­za­ni’nin dört yüz ada­mıy­la 1946’da Sov­yet­ler Bir­li­ği’ne sı­ğın­ma­sı ve 1958 yı­lı­na ka­dar bu ül­ke­de kal­ma­sı, bu sü­re zar­fın­da Ha­şi­mi Ha­ne­da­nı için gö­re­ce­li bir ra­hat­la­ma­yı be­ra­be­rin­de ge­tir­miş­tir. Ha­şi­mi Ha­ne­da­nı dö­ne­min­de Kürt mil­li­yet­çi ha­re­ke­ti açı­sın­dan üç önem­li ge­liş­me­den söz edi­le­bi­lir: 1946’da Kür­dis­tan De­mok­ra­tik Par­ti­si (KDP)’nin ku­rul­ma­sı, Bar­za­ni ai­le­si­nin mil­li­yet­çi Kürt ha­re­ke­tin­de bu­gü­ne ka­dar de­vam eden ba­şat rol­le­ri­nin baş­la­mış ol­ma­sı ve baş­lan­gıç­ta ta­ma­men aşi­ret­sel ve din­sel ne­den­ler­le mey­da­na ge­len Kürt is­yan­la­rı­nın bu dö­nem için­de mil­li­yet­çi bir ka­rak­ter ka­zan­ma­sı.
1958’de Ge­ne­ral Ab­dül­ke­rim Ka­sım’ın Ha­şi­mi Ha­ne­da­nı’na son ver­me­sinden 1968 Ba­as Dar­be­si’ne ka­dar olan ikin­ci dö­nem­de ise Mus­ta­fa Bar­za­ni’nin 1963’te baş­lat­tı­ğı is­yan gö­ze çar­par. Bu dö­nem­de mey­da­na ge­len en önem­li ge­liş­me, Irak Ana­ya­sa­sı’na ilk kez Kürt­le­rin, Arap­lar­la bir­lik­te Irak’ın iki eşit hal­kı ol­du­ğu şek­lin­de­ki mad­de­nin ek­len­me­si­dir. 1968’de­ki Ba­as Dar­be­si’nden 1991 Kör­fez Sa­va­şı’na ka­dar olan üçün­cü dö­nem ise Irak Kürt­le­ri­ne o gü­ne ka­dar­ki hem en bü­yük fır­sat­la­rı sun­muş hem de en bü­yük ka­yıp­la­rı ya­şat­mış­tır. Ör­ne­ğin, “Mart An­laş­ma­sı” di­ye bi­li­nen ve Kürt­le­re o za­ma­na ka­dar ve­ril­miş en ge­niş hak­la­rı içe­ren an­laş­ma 1970’te im­za­la­nır. Fa­kat bu an­laş­ma, Ker­kük’ü oto­nom Kürt böl­ge­si için­de ka­bul et­me­di­ğin­den Mus­ta­fa Bar­za­ni’yi tat­min et­mez. Ker­kük yö­nün­de­ki ıs­rar­la­rı her de­fa­sın­da Ba­as hü­kü­me­ti ta­ra­fın­dan red­de­di­len Mus­ta­fa Bar­za­ni, İran ve ABD’nin des­te­ği­ni de ar­ka­sı­na ala­rak 1975’te is­yan baş­la­tır. Fa­kat bu is­yan İran’ın des­te­ği­ni kes­me­siy­le Mus­ta­fa Bar­za­ni açı­sın­dan bü­yük bir boz­gu­na dö­nü­şür. Bu dö­nem­de mey­da­na ge­len di­ğer bir ge­liş­me de 1975’te Ce­lal Ta­la­ba­ni’nin li­der­li­ğin­de Kür­dis­tan Yurt­se­ver­ler Bir­li­ği (KYB) ve 1979’da Kür­dis­tan İs­lam Ha­re­ke­ti’nin ku­rul­ma­sıy­la bir­lik­te mil­li­yet­çi Kürt ha­re­ke­ti­nin çok par­ti­li bir ya­pı­ya bü­rün­me­si­dir. Yi­ne bu dö­nem­de 1988 yı­lın­da­ki En­fal ope­ras­yon­la­rı ile bir­lik­te Sad­dam Hü­se­yin, Irak­lı Kürt grup­la­ra en ölüm­cül dar­be­yi vur­muş­tur.
1991 Kör­fez Sa­va­şı’ndan 2003 Ame­ri­kan iş­ga­li­ne ka­dar de­vam eden dör­dün­cü dö­nem ise bel­ki de ta­rih­le­rin­de en za­yıf ol­duk­la­rı bir dö­nem­de Irak Kürt­le­ri­ne bü­yük fır­sat­lar sun­muş­tur. Bu sü­reç için­de Kürt­le­rin, ABD’nin ce­sa­ret­len­dir­me­siy­le 1991’de Sad­dam Hü­se­yin’e kar­şı baş­lat­tık­la­rı is­yan, ABD’den um­duk­la­rı des­te­ği ala­ma­yın­ca, Irak Or­du­su ta­ra­fın­dan sert bir şe­kil­de bas­tı­rı­lır. An­cak yi­ne bu dö­nem­de, uçu­şa ya­sak böl­ge­le­rin oluş­tu­rul­ma­sı so­nu­cu Sad­dam Hü­se­yin’in bü­tün as­ke­rî ve bü­rok­ra­tik gö­rev­li­le­ri­ni böl­ge­den çek­me­si, Irak­lı Kürt­le­rin dev­let ben­ze­ri bir olu­şu­ma adım at­ma­la­rı­nı sağ­la­mış­tır. 1992’de ger­çek­le­şen se­çim­ler so­nu­cun­da KYB ve KDP he­men he­men eşit oy­lar ala­rak ken­di böl­ge­le­rin­de ida­ri bi­rim­ler oluş­tur­muş­lar­dır. Ara­la­rın­da­ki pay­la­şım an­laş­maz­lı­ğı so­nu­cu 1994’te baş­la­yan ça­tış­ma­lar da 1998 Was­hing­ton An­laş­ma­sı’yla son bu­lur. Bu an­laş­may­la bir­lik­te iki grup ken­di ida­re mer­kez­le­ri­ni ku­rum­sal­laş­tı­rır­lar. Er­bil’de ku­ru­lan KDP böl­ge­sin­de Ne­çir­van Bar­za­ni, KYB’nin böl­ge­si olan Sü­ley­ma­ni­ye’de ise Ber­ham Sa­lih baş­ba­kan­dır. Bar­za­ni ve Ta­la­ba­ni ise da­ha çok si­ya­si sis­te­min ara­bu­lu­cu­la­rı gi­bi ha­re­ket et­miş­lerdir. Yi­ne bu dö­nem­de Bar­za­ni gru­bu PKK’ya kar­şı Tür­ki­ye’nin ya­nın­da mü­ca­de­le et­miş­tir.
2003 Irak iş­ga­lin­den gü­nü­mü­ze ka­dar olan be­şin­ci dö­nem­de Kürt­ler açı­sın­dan yi­ne önem­li ge­liş­me­ler ya­şan­mak­ta­dır. Ön­ce­lik­le Sad­dam Hü­se­yin’in ber­ta­raf edil­me­si ve Irak’ın iş­ga­lin­de ABD’ye önem­li des­tek­ler sağ­la­yan Kürt­ler, Irak’ta baş­la­yan pay­la­şım sa­va­şın­da en or­ga­ni­ze ve güç­lü grup ola­rak öne çık­tı­lar. Aralık 2005’te Irak ge­ne­lin­de ya­pı­lan se­çim­de Kürt cep­he­si 53, bu cep­he­ye ka­tıl­ma­yan Kür­dis­tan İs­lam Bir­li­ği (KİB) Par­ti­si de 5 san­dal­ye ka­zan­dı. Ye­rel se­çim­ler­de ise KYB ve KDP yi­ne eşit oy­lar alır­ken; KİB oy­la­rı­nı cid­di bir oran­da art­tır­dı. Bu par­ti­nin ge­le­cek­te di­ğer iki par­ti­ye cid­di bir ra­kip ol­ma­sı bek­len­se de, di­ğer iki par­ti gi­bi Peş­mer­ge gü­cü­ne sa­hip ol­ma­ma­sı ve fi­nan­sal açı­dan za­yıf ol­ma­sı bu bek­len­ti­yi za­yıf­lat­mak­ta­dır. Bu dö­nem için­de ger­çek­le­şen di­ğer önem­li bir ge­liş­me ise 2006 yı­lın­da iki Kürt böl­ge­si­nin bir­leş­me­si­dir. Böl­ge­sel hü­kü­met, ye­rel par­la­men­to­da bu­lu­nan bü­tün grup­la­rı içi­ne alan bir koa­lis­yon hü­kü­me­ti hü­vi­ye­tin­de­dir. Böl­ge par­la­men­to­sun­da 42 ba­kan­lık bu­lun­mak­ta­dır ve Sa­na­yi Ba­ka­nı bir Türk­men’dir.
 
Gü­ven­siz­li­ğe Da­ya­lı Bir Si­ya­si Kül­tür
Bu ta­rih­sel sü­reç içe­ri­sin­de Irak’ta­ki mil­li­yet­çi Kürt ha­re­ke­ti iki li­der­lik ti­pi ara­sın­da ce­re­yan eden mü­ca­de­le­den ol­duk­ça et­ki­len­miş­tir. Bir yan­dan ta­ma­men aşi­ret­sel dü­şü­nen, aşi­ret­ler ara­sın­da­ki güç den­ge­si­ni kol­la­yan ve bu te­mel üze­rin­den stra­te­ji­ler in­şa eden li­der­lik ti­pi, öte yan­dan aşi­ret­sel ya­pı­yı mil­li­yet­çi dü­şün­ce ge­li­şi­mi­nin önün­de en­gel gö­ren ve bu ya­pı­yı Ba­tı­lı an­lam­da mo­dern sos­yal sı­nıf­la­ra dö­nüş­tür­me­yi amaç­la­yan şe­hir­li en­te­lek­tü­el li­der­lik. İkin­ci tip li­der­lik, 1975’te KYB’nin ku­ru­lu­şu­na ka­dar bi­rin­ci li­der­lik ti­pi­nin, aşi­ret ya­pı­sı­nın ezi­ci bir şe­kil­de hâ­kim ol­du­ğu Irak­lı Kürt top­lu­mu için­de­ki gü­cün­den fay­da­lan­ma yo­lu­na git­miş ve uzun­ca bir sü­re aşi­ret­sel li­der­li­ğin oto­ri­te­si al­tın­da ha­re­ket et­miş; ye­te­rin­ce güç ka­zan­dı­ğın­da ise ba­ğım­sız bir yol ta­kip et­miş­tir.
Bar­za­ni ai­le­si­nin kon­tro­lü al­tın­da­ki KDP, bi­rin­ci tip li­der­li­ğin; Ta­la­ba­ni yö­ne­ti­min­de­ki KYB ise ikin­ci tip li­der­li­ğin tem­sil­ci­si­dir. Bi­rin­ci li­der­lik ti­pi­nin et­kin ol­du­ğu yer­ler, ge­nel­de Kur­man­ci ko­nu­şan böl­ge­ler iken; ikin­ci li­der­lik ti­pi ise So­ra­ni­ce ko­nu­şu­lan böl­ge­ler­de et­kin ol­muş­tur. Bu iki böl­ge ay­nı za­man­da kül­tü­rel ve lin­gu­is­tik fark­lı­lık­la­ra da te­ka­bül et­mek­te­dir. Kur­man­ci ko­nu­şan­lar aşi­ret­sel bağ­la­ra önem ve­rir­ken, So­ra­ni­ce ko­nu­şan böl­ge­ler­de aşi­ret­le­rin et­ki­si kı­sıt­lı­dır. Ay­rı­ca Irak’ın ku­ru­lu­şun­dan be­ri So­ra­ni­ce ko­nu­şan böl­ge­ler­de en­te­lek­tü­el fa­ali­yet­le­re izin ve­ril­miş ve bu­nun so­nu­cun­da bir­çok So­ra­ni­ce ya­yın ya­pıl­mış­tır. Bu yüz­den­dir ki, Irak’ta­ki Kürt mil­li­yet­çi­si söy­lem­le­ri­n çı­kış ye­ri Sü­ley­ma­ni­ye’dir. Yi­ne ta­rih­sel ola­rak So­ra­ni­ce ko­nu­şu­lan böl­ge­ler, eko­no­mik ve kül­tü­rel ola­rak Kur­man­ci ko­nu­şu­lan böl­ge­ler­den da­ha çok ge­liş­miş­tir. Bu iki gru­bun bir­bir­le­ri­ne yö­ne­lik al­gı­la­ma­la­rı da il­ginç­tir. So­ra­ni­ce ko­nu­şan­lar Kur­man­ci ko­nu­şan­la­rı il­kel, sa­vaş­çı ve din­sel açı­dan fa­na­tik gö­rür­ken; Kur­man­ci ko­nu­şan­lar da So­ra­ni­ce ko­nu­şan­la­rı ki­bir­li ve gü­ve­nil­mez gö­rür­ler. Ba­zı­la­rı­na gö­re ise bu iki gru­bun te­mel özel­lik­le­ri­ni Bar­za­ni ve Ta­la­ba­ni’ye ba­ka­rak ta­nım­la­mak müm­kün­dür.
İlk Kürt is­yan­la­rı (Şeyh Mah­mud, Şeyh Ah­med ve Mus­ta­fa Bar­za­ni li­der­li­ğin­de­ki) mil­li­yet­çi is­yan­lar ol­mak­tan zi­ya­de da­ha çok aşi­ret ve din te­mel­li is­yan­lar­dır. Fa­kat şe­hir­li elit­le­rin et­ki­siy­le 1943’ten son­ra­ki is­yan­lar mil­li­yet­çi bir ka­rak­ter ka­zan­mış­tır. Ön­ce­le­ri ta­ma­men ken­di aşi­re­ti­nin men­fa­at­le­ri doğ­rul­tu­sun­da ha­re­ket eden Mus­ta­fa Bar­za­ni, Sü­ley­ma­ni­ye sür­gü­nün­de te­mas et­ti­ği mil­li­yet­çi Kürt en­te­lek­tü­el­le­rin et­ki­siy­le ta­lep­le­ri­ni bü­tün Irak Kürt­le­ri­ni kap­sa­ya­cak şe­kil­de ge­niş­let­mek su­re­tiy­le ha­re­ke­ti­ne mil­li­yet­çi bir ka­rak­ter ka­zan­dır­mış­tır. Mus­ta­fa Bar­za­ni 1975’te­ki bü­yük ye­nil­gi­si­ne ka­dar mil­li­yet­çi Kürt ha­re­ke­ti­nin tek ba­şı­na hâ­ki­miy­ken; ar­tık ye­ter­li de­re­ce­de ta­ban sağ­la­dı­ğı­nı dü­şü­nen şe­hir­li elit­ler ay­nı se­ne KYB’yi ku­ra­rak aşi­ret li­der­li­ği­nin kar­şı­sın­da eşit de­re­ce­de gü­ce sa­hip bir cep­he oluş­tur­muş­tur. Bu iki grup o gün­den bu­gü­ne Ku­zey Irak’ta­ki si­ya­si, eko­no­mik ve kül­tü­rel ha­ya­tı do­mi­ne et­mek­te­dir. İki gru­bun da ken­di­ne has Peş­mer­ge güç­le­ri ve bü­yük mad­di kay­nak­la­rı mev­cut­tur. Bu du­rum ken­di et­kin­lik alan­la­rı­nı di­ğer grup­tan ko­ru­ma­yı müm­kün kıl­mak­ta­dır.
Böl­ge­de­ki ak­tör­le­re ve bu ak­tör­ler (özel­lik­le KDP ve KYB) ara­sın­da­ki iliş­ki­le­re ba­kıl­dı­ğın­da, gü­ven­siz­lik üze­ri­ne ku­ru­lu bir si­ya­si kül­tü­rün hâ­kim ol­du­ğu gö­rül­mek­te­dir. Bu gü­ven­siz­lik at­mos­fe­rin­de iliş­ki­ler kı­rıl­gan­lık arz eder­ken; it­ti­fak­lar göz açıp ka­pa­yın­ca­ya ka­dar düş­man­lı­ğa, düş­man­lık­lar ay­nı şe­kil­de it­ti­fa­ka dö­nü­şe­bil­mek­te­dir. Gü­ven­siz­lik üze­ri­ne in­şa edil­miş bu si­ya­si kül­tür, An­dre­as Wim­mer’in be­lirt­ti­ği gi­bi böl­ge­de­ki ak­tör­le­ri kı­sa dö­nem­li tak­tik adım­lar ko­nu­sun­da us­ta­laş­tı­rır­ken, uzun dö­nem­li stra­te­ji­ler ko­nu­sun­da ye­ter­siz kıl­mış­tır.
Pe­ki, bu çer­çe­ve­den ba­kıl­dı­ğın­da 2006 yı­lı­nın Ma­yıs ayın­da bir­le­şen iki Kürt böl­ge­si­nin oluş­tur­du­ğu böl­ge­sel Kürt yö­ne­ti­mi­ni na­sıl de­ğer­len­di­re­bi­li­riz? Bir­leş­me­nin ya­pı­sı­na ba­kıl­dı­ğın­da uzun so­luk­lu stra­te­jik bir bir­leş­me­den zi­ya­de kı­sa sü­re­li tak­tik bir bir­leş­me gi­bi gö­rün­mek­te­dir. İki Kürt yö­ne­ti­mi, ba­kan­lık­la­rı bir­leş­ti­rir­ken dört ba­kan­lı­ğı bu bir­leş­me­nin dı­şın­da bı­rak­tı­lar: Ada­let, eko­no­mi, sa­vun­ma ve içiş­le­ri ba­kan­lık­la­rı. Bu ba­kan­lık­lar­dan bi­ri Er­bil’de di­ğe­ri de Sü­ley­ma­ni­ye’de ol­mak üze­re iki­şer ta­ne bu­lun­mak­ta­dır. Bu da yu­ka­rı­da bah­set­ti­ği­miz si­ya­si kül­tü­rün bir so­nu­cu­dur. Bu bir­leş­me­yi Kürt­ler açı­sın­dan zo­run­lu kı­lan iki ne­den­den söz edi­le­bi­lir. Bi­rin­ci­si, Irak’ta de­vam eden pay­la­şım mü­ca­de­le­sin­de bir güç bir­li­ği oluş­tur­mak; ikin­ci­si ise ni­hai sta­tü­sü için re­fe­ran­dum ya­pıl­ma­sı plan­la­nan Ker­kük’ün Kürt­le­re bı­ra­kıl­ma­sı du­ru­mun­da han­gi Kürt böl­ge­si­ne bı­ra­kı­la­ca­ğı tar­tış­ma­sı­nın önü­ne geç­mek­tir.
Yi­ne bu gü­ven­siz­lik kül­tü­rü­nün so­nu­cu ola­rak gö­rü­le­bi­le­cek iki nok­ta da­ha gö­ze çarp­mak­ta­dır. Kürt grup­lar ve aşi­ret­ler ara­sın­da­ki gü­ven­siz­lik kül­tü­rü her za­man Irak re­ji­mi­ne, is­yan­cı Kürt­le­re kar­şı bir­lik­te mü­ca­de­le ede­cek baş­ka Kürt aşi­ret­le­ri ve grup­la­rı­nın des­te­ği­ni sağ­la­mış­tır. İkin­ci nok­ta ise mev­cut Irak yö­ne­ti­mi ko­nu­sun­da ya­pı­lan mü­za­ke­re­ler­de Kürt­le­rin, cum­hur­baş­kan­lı­ğı ile dı­şiş­le­ri ba­kan­lı­ğı ma­kam­la­rı ko­nu­sun­da ıs­rar­cı ol­ma­la­rı­dır. Bu ıs­rar da gü­ven­siz­lik kül­tü­rüy­le il­gi­li­dir. Kürt­le­rin ama­cı bu iki ma­ka­mı el­le­rin­de tu­ta­rak ge­le­cek­te Irak yö­ne­ti­mi­nin Kürt­ler aley­hi­ne baş­ka dev­let­ler­le gi­ri­şe­bi­le­ce­ği giz­li it­ti­fak­la­rı en­gel­le­mek­tir. Çün­kü cum­hur­baş­ka­nı ve dı­şiş­le­ri ba­ka­nı­nın bil­gi­si dı­şın­da bu­nu yap­mak müm­kün ol­ma­ya­cak­tır.
Bu­gün böl­ge­de­ki par­ti­ler ve PKK ara­sın­da da cid­di bir gü­ven­siz­lik iliş­ki­si mev­cut­tur. 1992’de PKK ve Peş­mer­ge­ler ara­sın­da ce­re­yan eden ça­tış­ma­lar­da mey­dan ge­len ka­yıp­lar böl­ge­de bir­çok in­san­da PKK’ya kar­şı bir nef­re­tin or­ta­ya çık­ma­sı­na se­bep ol­muş­tur. Bu­gün PKK ile böl­ge­de­ki Kürt grup­la­rı ara­sın­da­ki iliş­ki­le­ri bu çer­çe­ve­den oku­mak ge­re­kir. Özel­lik­le Kur­man­ci ko­nu­şan Kürt böl­ge­le­ri­ne hi­tap eden KDP ve PKK ara­sın­da cid­di bir re­ka­bet­ten bah­set­mek de müm­kün­dür. Bu­gün bu iki gru­bun bir­bir­le­ri­ne ya­kın gi­bi gö­rün­me­si­nin te­me­lin­de iki prag­ma­tik ne­den var­dır. Bi­rin­ci­si, Bar­za­ni’nin bü­tün Kürt­le­rin li­der­li­ği­ne oy­na­ma­sı ve PKK’yı Tür­ki­ye’ye kar­şı bir koz ola­rak kul­lan­ma­sı; ikin­ci ne­den ise PKK’nın KDP’nin des­te­ği­ne muh­taç ol­ma­sı­dır. Bu du­rum­lar or­ta­dan kalk­tı­ğın­da de­rin­de ya­tan re­ka­bet ve düş­man­lık­lar ye­ni­den ha­yat bu­la­cak­tır.

Paylaş Tavsiye Et