Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Dünya Siyaset
Arjantin siyasetine kadın eli değdi
Ebru Afat
ULUS­LA­RA­RA­SI ka­muo­yu son ay­lar­da Pa­kis­tan’da­ki si­ya­si kar­ga­şa ile ABD’nin ola­sı bir İran sal­dı­rı­sı­nın pet­rol fi­yat­la­rı­na yan­sı­ma­sı­na odak­lan­mış­ken, fark­lı coğ­raf­ya­lar­da ya­pı­lan se­çim­ler­den çok önem­li so­nuç­lar alın­dı. İki yıl ön­ce İs­lam Dün­ya­sı’nı aya­ğa kal­dı­ran ka­ri­ka­tür kri­ziy­le gün­de­me ge­len ve Av­ru­pa’da git­tik­çe yük­se­len İs­lam kar­şı­tı ve ırk­çı dal­ga­nın en yo­ğun his­se­dil­di­ği ül­ke­ler­den bi­ri olan Da­ni­mar­ka’da 13 Ka­sım’da dü­zen­le­nen ge­nel se­çim­le­ri Baş­ba­kan Fogh Ras­mus­sen’in hü­kü­met­te­ki mer­kez sağ koa­lis­yo­nu üçün­cü kez ka­za­na­rak ta­ri­hî bir za­fe­re im­za at­tı.
Bir di­ğer bü­yük ba­şa­rı da 24 Ka­sım’da san­dık ba­şı­na gi­den dün­ya­nın di­ğer ucun­da­ki Avus­tral­ya’da ya­şan­dı. 1996’dan be­ri ül­ke­yi yö­ne­ten Baş­ba­kan John Ho­ward’ın Li­be­ral Par­ti’si, Ke­vin Rudd li­der­li­ğin­de­ki İş­çi Par­ti­si kar­şı­sın­da ade­ta he­zi­me­te uğ­ra­dı. ABD Baş­ka­nı Ge­or­ge Bush’un en ya­kın müt­te­fik­le­rin­den bi­ri olan Ho­ward, hal­kın tep­ki­si­ne rağ­men Irak Sa­va­şı’na des­tek ver­miş­ti. Es­ki bir dip­lo­mat ola­rak baş­ta Çin ol­mak üze­re As­ya ül­ke­le­ri ile iliş­ki­le­ri ge­liş­tir­me ve Irak’ta­ki Avustral­ya as­ker­le­ri­ni ge­ri çek­me sö­zü ve­ren Rudd’un za­fe­riy­le bir­lik­te ül­ke si­ya­se­tin­de ye­ni bir say­fa açı­lı­yor­du.
An­cak bu so­nuç­la­rın en dik­kat çe­ke­ni, 29 Ekim gü­nü mev­cut Baş­kan Nes­tor Kirc­hner’in eşi olan ve üç dö­nem­dir se­na­tör­lük de ya­pan Cris­ti­na Fer­nan­dez de Kirc­hner’i baş­kan­lık kol­tu­ğu­na otur­tan Ar­jan­tin­li­le­rin se­çi­miy­di. Ar­jan­tin si­ya­se­ti­nin po­pü­list ve hi­ma­ye­ci ha­re­ke­ti Pe­ro­nist Par­ti’nin sol ka­nat ada­yı ola­rak oy­la­rın %45’ini alan Ba­yan Kirc­hner böy­le­lik­le ül­ke­si­nin ‘se­çil­miş’ ilk ka­dın dev­let baş­ka­nı un­va­nı­nı ka­zan­dı. Ar­jan­tin’in ilk ka­dın dev­let baş­ka­nı sı­fa­tı, yar­dım­cı­lı­ğı­nı yap­tı­ğı eşi Ju­an Pe­ron’un 1974’te­ki ölü­mü­nün ar­dın­dan gö­re­ve ge­lip 1976’da­ki as­ke­rî dar­be­ye ka­dar ik­ti­dar­da ka­lan Isa­bel Pe­ron’a ait­ti.
İki ço­cuk an­ne­si olan 54 ya­şın­da­ki first lady’nin za­fe­ri­nin ar­dın­da­ki en bü­yük et­ken şüp­he­siz, 2001’de ta­ri­hi­nin en şid­det­li eko­no­mik kri­zi­ni ya­şa­yan ül­ke­yi içi­ne gir­di­ği çö­küş­ten pa­ti­ka­ya çı­ka­ran eşi­nin hal­ka ver­di­ği gü­ven­di. Nes­tor Kirc­hner 2003’te ik­ti­da­ra gel­dik­ten son­ra İMF’nin öne­ri­le­ri­ni bir ta­ra­fa bı­ra­kıp ken­di ba­ğım­sız po­li­ti­ka­la­rı­nı iz­le­me­ye baş­la­dı. Dört se­ne so­nun­da ül­ke­nin gel­di­ği nok­ta yıl­lık or­ta­la­ma %8’lik bü­yü­me ora­nı ve son 15 yı­lın en dü­şük iş­siz­lik se­vi­ye­siy­di. Nes­tor Kirc­hner, “Kir­li Sa­vaş” ola­rak ad­lan­dı­rı­lan 1976-83 yıl­la­rın­da­ki as­ke­rî dik­ta­tör­lük dö­ne­min­de iş­le­nen in­san hak­la­rı ih­lal­le­ri­ni de in­ce­le­me­ye aç­tı.
Bu uy­gu­la­ma­la­rı de­vam et­ti­re­ce­ği­ni ifa­de eden Ba­yan Kirc­hner, se­çim kam­pan­ya­sı sı­ra­sın­da, da­ha çok içe­ri­ye odak­la­nan eşi­nin dö­ne­min­de Ar­jan­tin’in za­yıf­la­yan ulus­la­ra­ra­sı iliş­ki­le­ri­ni ge­liş­ti­re­ce­ği­ni vur­gu­la­dı ve ül­ke eko­no­mi­si­ni da­ha iyi bir nok­ta­ya ge­ti­re­ce­ği­ni id­di­a et­ti. Fa­kat bun­la­rı na­sıl ya­pa­ca­ğı­na da­ir hiç­bir ay­rın­tı ver­me­di. Kam­pan­ya­sı için dev­let im­kan­la­rı­nı kul­lan­ma­sı, pa­ha­lı kı­ya­fet­le­ri ve ağır mak­ya­jı Chris­ti­na Kirc­hner’in ra­kip­le­ri ta­ra­fın­dan eleş­ti­ri­len yön­le­ri ara­sın­day­dı. Nes­tor Kirc­hner’in ge­rek­çe sun­ma­dan eşi­ni aday gös­ter­me­si, çif­tin 16 yıl­lık ik­ti­dar plan­la­rı yap­tı­ğı kuş­ku­su­nu da do­ğur­du. Zi­ra eşin­den son­ra aday ol­ma­sı ha­lin­de Nes­tor Kirc­hner iki dö­nem üst üs­te se­çi­le­bi­lir.
An­cak 13 baş­kan ada­yı çı­ka­ran mu­ha­le­fe­tin da­ğı­nık­lı­ğı bu eleş­ti­ri­le­rin inan­dı­rı­cı­lı­ğı­nı za­yıf­lat­tı. Pe­ro­nist ha­re­ke­tin ge­le­nek­sel ta­ba­nı­nı oluş­tu­ran alt ve or­ta-alt sı­nıf­lar, first lady’ye bü­yük bir te­vec­cüh gös­ter­di. Kirc­hner­le­rin ba­ğım­sız­lık vur­gu­su­na ve uz­man­lar ta­ra­fın­dan ba­lon ol­du­ğu id­di­a edi­len eko­no­mik is­tik­ra­ra bel bağ­la­yan kit­le­ler, enf­las­yon ra­kam­la­rı üze­rin­de­ki be­lir­siz­lik­ten bi­le faz­la et­ki­len­me­di­ler. Hü­kü­met se­çim­ler­den ön­ce enf­las­yon ora­nı­nın %8 ile 10 ara­sın­da gi­dip gel­di­ği­ni açık­la­mış­tı. An­cak yer­li ve ya­ban­cı bir­çok iktisatçı ger­çek ra­ka­mın bu­nun iki ka­tı ol­du­ğu­nu, hü­kü­me­tin ra­kam­la­rı ma­ni­pü­le et­ti­ği­ni öne sü­rü­yor.
Ar­jan­tin eko­no­mi­sin­de­ki iyi­leş­me­nin çok kı­rıl­gan ol­du­ğu id­dia­sı, mev­cut ra­hat­la­ma­nın bü­yük öl­çü­de pet­rol ve elek­trik fi­yat­la­rı­nın ya­pay ola­rak dü­şük tu­tul­ma­sı­na bağ­lı ol­ma­sı­na da­ya­nı­yor. Bu uy­gu­la­ma­nın, kriz­den çı­kıl­ma­sı­nı sağ­la­sa da ener­ji sek­tö­rü­ne ye­ni ya­tı­rım­la­rın ya­pıl­ma­sı­nı en­gel­le­ye­rek üre­ti­min azal­ma­sı­na yol aç­tı­ğı ve ted­bir alın­ma­ma­sı ha­lin­de ül­ke­yi bir ener­ji kri­ziy­le yüz yü­ze bı­ra­ka­bi­le­ce­ği söy­le­ni­yor. ABD ile iliş­ki­le­ri ge­liş­tir­me ar­zu­su ile Ar­jan­tin’e mil­yar­lar­ca do­lar­lık yar­dım ya­pan pet­rol zen­gi­ni Ve­ne­zü­el­la’nın Ame­ri­kan kar­şı­tı li­de­ri Hu­go Cha­vez’i den­ge­le­me­nin in­ce­li­ği, ye­ni baş­ka­nı bek­le­yen zor­luk­lar ara­sın­da. ABD’nin ye­ni baş­ka­nı­nın Hil­lary Clin­ton ol­ma­sı­nı ar­zu­la­dı­ğı­nı söy­le­yen Ba­yan Kirchner’in bu di­le­ği­nin ger­çek­leş­me­si ha­lin­de, mev­cut iliş­ki­ler da­ha fark­lı bo­yut­la­ra da ka­ya­bi­lir.
Yi­ne de La­tin Ame­ri­ka’nın ma­ço ve er­kek ege­men si­ya­si kül­tü­rü için­de bir ka­dı­nın dev­let baş­ka­nı se­çil­me­si olum­lu bir ge­liş­me ola­rak de­ğer­len­di­ri­le­bi­lir. 2006 yı­lın­da Şi­li’de dev­let baş­ka­nı se­çi­len Mic­hel­le Bac­he­let’nin ar­dın­dan yi­ne ay­nı böl­ge­de bir baş­ka ka­dı­nın yö­ne­ti­me gel­me­si el­bet­te sos­yal ve eko­no­mik ha­yat­ta çok da­ha bü­yük zor­luk­lar­la mü­ca­de­le eden ka­dın­la­rın ha­ya­tın­da mu­ci­ze­vi de­ği­şik­lik­le­re yol aç­ma­ya­cak­tır. An­cak si­ya­se­tin bir er­kek oyu­nu ol­mak­tan çık­ma­sı, bu yön­de atı­la­cak adım­lar için ha­ya­ti bir baş­lan­gıç ola­bi­lir.

Paylaş Tavsiye Et