Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Dünya Siyaset
Burma’da özgürlüğün rengi safran sarısı
Ebru Afat
BU­DİST ke­şiş­le­rin Ey­lül ayın­da dü­zen­le­dik­le­ri hü­kü­met kar­şı­tı gös­te­ri­le­rin, ik­ti­dar­da­ki cun­ta ta­ra­fın­dan acı­ma­sız­ca bas­tı­rıl­ma­sıy­la gün­de­me ge­len Bur­ma, dö­nüm nok­ta­sı sa­yı­la­bi­le­cek bir sü­reç­ten ge­çi­yor. 45 yıl­dır as­ke­rî re­jim al­tın­da bu­lu­nan ve 1988’den be­ri mev­cut cun­ta ta­ra­fın­dan yö­ne­ti­len Bur­ma, de­mok­ra­si ve öz­gür­lük mü­ca­de­le­si ver­me­ye ça­lı­şı­yor. An­cak res­mî adı cun­ta­nın 1989’da ver­di­ği şek­liy­le Myan­mar olan Bur­ma’nın ge­le­ce­ği, ne ya­zık ki sis­te­min bü­yük oyun­cu­la­rı­nın çı­kar he­sap­la­rı­nın ağı­na ta­kı­lı­yor. Ve bu çı­kar­la­rın te­me­li­ni de ül­ke­nin sa­hip ol­du­ğu pet­rol ve do­ğal­gaz kay­nak­la­rı oluş­tu­ru­yor.
Ku­zey ve ku­zey­do­ğu­sun­da Çin, ba­tı­sın­da Hin­dis­tan ve Bang­la­deş, do­ğu­sun­da La­os, gü­ney­do­ğu­sun­da Tay­land ile kom­şu olan, Ben­gal Kör­fe­zi ve An­da­man De­ni­zi’nde ge­niş kı­yı­la­rı bu­lu­nan Bur­ma, 50 mil­yon­luk nü­fu­su ile Gü­ney­do­ğu As­ya’nın en bü­yük ül­ke­si. Fakat sa­hip ol­du­ğu yer al­tı ve yer üs­tü zen­gin­lik­le­ri­ne rağ­men Bur­ma hal­kı bu­gün fa­kir­li­ğin pen­çe­sin­de kıv­ra­nı­yor. Kök­lü bir ta­ri­hî geç­mi­şi olan, Ran­gun ve Man­da­lay şe­hir­le­rin­de­ki al­tın kap­lı ta­pı­nak­la­rı göz ka­maş­tı­ran Bur­ma, 19. yüz­yıl­dan 20. yüz­yı­lın or­ta­la­rı­na ka­dar Bri­tan­ya İm­pa­ra­tor­lu­ğu’nun bir par­ça­sıy­dı. 1948’de ba­ğım­sız­lı­ğı­nı ka­za­nan ül­ke, 1962’ye ka­dar de­mok­ra­si de­ne­yi­mi ya­şa­dı.
Ge­ne­ral Ne Win’in 1962’de dü­zen­le­di­ği dar­be ile de­mok­ra­tik hü­kü­me­ti de­vir­me­siy­le bir­lik­te Bur­ma’da as­ke­rî yö­ne­tim dö­ne­mi baş­la­dı. Ne Win’in “Bur­ma Ti­pi Sos­ya­lizm” adı­nı ver­di­ği po­li­ti­ka­la­rı­nın so­nu­cu tam bir ba­şa­rı­sız­lık­tı. 1988’de ül­ke­de­ki eko­no­mik çö­küş ve si­ya­si bas­kı­la­ra kar­şı öğ­ren­ci­le­rin ba­şı­nı çek­ti­ği gös­te­ri­ler pat­lak ver­di. “8888 Ayak­lan­ma­sı” adı ve­ri­len bu pro­tes­to­lar, gü­ven­lik güç­le­ri­nin rast­ge­le ateş açıp 3000’den faz­la gös­te­ri­ci­yi kat­let­me­siy­le bas­tı­rıl­dı. Ayak­lan­ma­nın ar­dın­dan Ge­ne­ral Saw Ma­ung bir dar­be yap­tı ve halihazırda ül­ke­nin ida­re­si­ni yü­rü­tmekte olan cun­ta­yı kur­du. Cun­tanın şim­di­ki li­der­li­ği­ni 1992’den be­ri Ge­ne­ral Than Shwe sür­dü­rü­yor.
As­ke­rî yö­ne­tim Ma­yıs 1990’da otuz yıl ara­dan son­ra ilk de­fa ser­best se­çim­le­ri dü­zen­le­di. Se­çim­le­ri, Bur­ma’nın ba­ğım­sız­lık mü­ca­de­le­si­nin kah­ra­man­la­rın­dan olan Aung San’ın kı­zı Aung San Su­u Kyi li­der­li­ğin­de­ki Ulu­sal De­mok­ra­si Bir­li­ği ezi­ci bir za­fer­le ka­zan­dıy­sa da cun­ta se­çim so­nuç­la­rı­nı ge­çer­siz say­dı. Her­şe­ye rağ­men mü­ca­de­le­sin­den vaz­geç­me­yen Su­u Kyi 1991’de No­bel Ba­rış Ödü­lü’nü al­dı. Yak­la­şık 12 yıl­dır ev hap­sin­de bu­lun­ma­sı­na rağ­men ül­ke­yi ter­k et­me­ye ya­naş­ma­yan Su­u Kyi, Bur­ma’nın de­mok­ra­si mü­ca­de­le­si­nin sem­bo­lü ha­li­ne gel­di.
 
Ke­şiş­le­rin Ön­cü­lü­ğün­de­ki Gös­te­ri­ler So­nuç­suz
Dün­ya­nın dik­ka­ti­ni Bur­ma’nın üze­ri­ne çe­ken gös­te­ri­le­rin fi­ti­li­ni ise cun­ta­nın 15 Ağus­tos’ta ma­zot fi­yat­la­rı­nı iki ka­tı­na çı­kar­ma­sı ateş­le­di. 19 Ağus­tos’ta öğ­ren­ci­ler ta­ra­fın­dan baş­la­tı­lan kü­çük so­kak pro­tes­to­la­rı, nü­fu­su­nun %80’i Bu­dist olan ül­ke­nin en et­ki­li mo­ral oto­ri­te­si ko­nu­mun­da­ki ke­şiş­le­rin de gös­te­ri­le­re ka­tıl­ma­sıy­la cid­di bir bo­yut ka­zan­dı. Ve 18 Ey­lül’den iti­ba­ren pro­tes­to­la­rın ön­der­li­ği­ni ele alan ke­şiş­ler, yan­la­rı­na öğ­ren­ci­le­ri, de­mok­ra­si ey­lem­ci­le­ri­ni ve si­vil hal­kı da ala­rak cun­ta­ya kar­şı “De­mok­ra­si ve Di­ya­log” is­tek­le­ri­ni hay­kır­dı­lar. 25 Ey­lül’de es­ki baş­kent Ran­gun şeh­ri­nin so­kak­la­rı­nı dol­du­ran 100 bin ki­şi­nin 30 bi­ni, ço­ğu ya­lı­na­yak yü­rü­yen genç Bu­dist ke­şiş­ler­di.
Ba­tı med­ya­sı­nın, ke­şiş­le­rin ih­ra­mı an­dı­ran saf­ran ve tu­run­cu renk­li giy­si­le­rin­den do­la­yı “Saf­ran Dev­ri­mi” adı­nı tak­tı­ğı ey­lem­le­re yö­ne­ti­min ver­di­ği tep­ki, kor­kul­du­ğu gi­bi çok sert ol­du. 25 Ey­lül’de Ran­gun ve Man­da­lay’a kam­yon­lar­la yüz­ler­ce po­lis ve as­ker sevk eden cun­ta, so­ka­ğa çık­ma ve top­lan­tı-gös­te­ri ya­sa­ğı ilan et­ti. Ya­sak­la­rın 60 gün sü­re­ce­ği anons edil­di. Ve as­ke­rî bir­lik­ler 27 Ey­lül’de Ran­gun’da teh­dit­le­ri­ne rağ­men so­kak­la­rı bo­şalt­ma­yan gös­te­ri­ci­le­ri göz ya­şar­tı­cı gaz­la ve yer yer de ateş aça­rak da­ğıt­ma­ya baş­la­dı. Olay­lar sı­ra­sın­da res­mî ra­kam­la­ra gö­re 13’ten faz­la ki­şi ha­ya­tı­nı kay­bet­ti. Ölen­le­rin ara­sın­da gös­te­ri­le­ri iz­le­yen Ja­pon ga­ze­te­ci Ken­ji Na­gai de var­dı.
2 Ekim’e ge­lin­di­ğin­de cun­ta kon­tro­lü ta­ma­men eli­ne al­mış­tı. Ya­şa­nan­la­rı dün­ya­dan sak­la­mak için in­ter­net eri­şi­mi­ni en­gel­le­yen cun­ta, ara­la­rın­da ke­şiş­le­rin de bu­lun­du­ğu 3000 ki­şi­yi gö­zal­tı­na al­dı. Ül­ke­de­ki de­mok­ra­si ey­lem­ci­le­rin­den ula­şan ha­ber­le­re gö­re ger­çek ölü sa­yı­sı yüz­ler­le ifa­de edi­li­yor, bir o ka­dar ki­şi­den de ha­ber alı­na­mı­yor. Ekim ba­şın­da Bur­ma’ya gi­den, BM Ge­nel Sek­re­te­ri Ban Ki-Mun’un özel tem­sil­ci­si İb­ra­him Gam­ba­ri, te­mas­la­rı sı­ra­sın­da ge­ne­ral­le­re ül­ke­de mu­ha­le­fet ile di­ya­log baş­lat­ma­la­rı için bas­kı yap­tı. BM Gü­ven­lik Kon­se­yi de 11 Ekim’de BM Sek­re­te­ri ve onun özel tem­sil­ci­si­nin Bur­ma’da­ki fa­ali­yet­le­ri­nin des­tek­len­di­ği yö­nün­de su­yu­na ti­rit bir bil­di­ri ya­yım­la­dı.
Ey­lül gös­te­ri­le­ri sı­ra­sın­da da halk ve ke­şiş­le­rin el­le­rin­de pos­ter­le­ri­ni ve par­ti­si­nin afiş­le­ri­ni ta­şı­dık­la­rı Su­u Kyi’nin as­ke­rî yö­ne­tim­den bir yet­ki­li ile gö­rüş­me­si, ge­li­nen nok­ta­da mu­ha­le­fet açı­sın­dan el­de edi­len en bü­yük ge­liş­me gi­bi gö­rü­nü­yor. Gös­te­ri­ler­den tam bir ay son­ra 25 Ekim’de ger­çek­le­şen gö­rüş­me, Gam­ba­ri’nin Bur­ma’da ve ar­dın­dan onun en bü­yük ha­mi­si po­zis­yo­nun­da­ki Çin’de yü­rüt­tü­ğü te­mas­la­rın bir so­nu­cu ola­rak de­ğer­len­di­ri­li­yor. An­cak as­ke­rî yö­ne­ti­min uzun va­de­de Su­u Kyi ve ha­re­ke­ti ile di­ya­log kur­ma ni­ye­tin­de ol­ma­dı­ğı­nı söy­le­yen bir­çok yo­rum­cu, bu­nun cun­ta­nın ulus­la­ra­ra­sı top­lu­mu ra­hat­lat­mak için yap­tı­ğı bir jest­ten öte­ye git­me­di­ği­ni öne sü­rü­yor.
 
Çı­kar­lar Her Za­man İl­ke­ler­den Ön­ce Ge­lir
Gü­ven­lik Kon­se­yi’nden Bur­ma’ya yö­ne­lik kap­sam­lı bir am­bar­go ka­ra­rı çık­ma­ma­sı şa­şır­tı­cı de­ğil. Zi­ra Bur­ma ile yo­ğun ti­ca­ri iliş­ki­le­ri olan Çin ve Rus­ya’nın bu yön­de bir ka­ra­rı ve­to ede­ce­ği or­ta­da. Gös­te­ri­ler sı­ra­sın­da yö­ne­ti­me iti­dal­li ol­ma çağ­rı­sı ya­pan Çin, da­ha faz­la­sı­na ya­naş­mı­yor. Bur­ma’da bir nük­le­er re­ak­tör kur­ma ça­lış­ma­la­rı ya­pan Rus­ya için de du­rum fark­sız. ABD de Bur­ma’da olan­la­rı sert bir dil­le kı­na­ma­sı­na rağ­men, Konsey’den am­bor­ga yö­nün­de bir ka­rar çı­kart­mak için bas­tır­mı­yor. İran’ın nük­le­er ça­lış­ma­la­rı­nın 3. Dün­ya Sa­va­şı’na yol aça­ca­ğı­nı söy­le­yen ve bu ül­ke­nin re­ji­mi­nin bas­kı­cı ka­rak­te­ri­ni sü­rek­li vur­gu­la­yan ABD, Bur­ma’ya as­ke­rî am­bar­go uy­gu­la­ma­sı­na rağ­men eko­no­mik açı­dan sı­nır­lı kı­sıt­la­ma­lar ge­ti­ri­yor. AB için de ay­nı du­rum ge­çer­li. Çün­kü Bur­ma’nın zen­gin pet­rol ve do­ğal­gaz re­zerv­le­ri her­ke­sin iş­ta­hı­nı ka­bar­tı­yor ve re­ji­min tüm gü­nah­la­rı­nın bir şe­kil­de unu­tul­ma­sı­nı sağ­lı­yor.
Çin, Hin­dis­tan ve Ja­pon­ya gi­bi As­ya güç­le­ri ar­tan ener­ji ih­ti­yaç­la­rı­nı sağ­la­mak; ABD, Fran­sa ve İn­gil­te­re gi­bi Ba­tı­lı ül­ke­le­rin kü­re­sel şir­ket­le­ri ise bu kay­nak­la­rın iş­le­til­me­sin­den pay kap­mak için cun­ta ile iş­bir­li­ği­ne yö­ne­li­yor­lar. Bur­ma do­ğal­ga­zı­nı Tay­land’a ta­şı­ya­cak olan “Ya­da­na Do­ğal­gaz Bo­ru Hat­tı Pro­je­si” Fran­sa’nın To­tal ve ABD’nin Chev­ron ile Uno­cal şir­ket­le­ri­nin ka­tı­lı­mıy­la ha­ya­ta ge­çi­ri­li­yor. Bur­ma or­du­su­nun hat­tın in­şa­atın­da si­vil­le­ri üc­ret­siz ola­rak ça­lış­ma­ya zor­la­dı­ğı­nın or­ta­ya çık­ma­sı üze­ri­ne Fran­sa ve Bel­çi­ka’da To­tal, ABD’de ise Uno­cal aley­hi­ne da­va­lar açıl­dı. Uz­man­lar her iki şir­ke­tin de in­şa­at sı­ra­sın­da ya­şa­nan in­san hak­la­rı ih­lal­le­rin­den doğ­ru­dan so­rum­lu ol­duk­la­rı­nı, çün­kü uy­gu­la­ma­la­rın bil­gi­le­ri dâ­hi­lin­de ger­çek­leş­ti­ği­ni ifa­de edi­yor­lar.
Bur­ma’nın du­ru­mu, in­san onu­ru­na ya­kı­şır, öz­gür bir yö­ne­ti­me ka­vuş­mak için ve­ri­len mü­ca­de­le­nin ba­zen ne ka­dar zor ola­bi­le­ce­ği­ni göz­ler önü­ne se­ri­yor. De­mok­ra­si ve öz­gür­lük gi­bi gü­nü­müz si­ya­se­ti­nin te­mel kav­ram­la­rı da bir an­da bü­yük güç­le­rin iki­yüz­lü­lü­ğü­nün tur­nu­sol ka­ğı­dı­na dö­nü­şü­ve­ri­yor.

Paylaş Tavsiye Et