Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Kapak
Uluslararası hukuk ve “sıcak takip hakkı”
Berdal Aral
ULUS­LA­RA­RA­SI hu­ku­kun en te­mel il­ke­le­rin­den bi­ri­si; dev­let­le­rin, sı­nır­la­rı öte­sin­de as­ke­rî gü­ce baş­vur­ma­la­rı ya­sa­ğı­dır. Si­lah­lı bir sal­dı­rı kar­şı­sın­da mağ­dur dev­le­tin meş­ru mü­da­fa­a hak­kı, bu ya­sa­ğın en önem­li is­tis­na­sı­dır. Si­lah­lı sal­dı­rı­nın an­la­mı­nı en iyi kar­şı­la­ya­cak kav­ram her­hal­de sal­dır­gan dev­le­tin dü­zen­li or­du bir­lik­le­rin­ce ger­çek­leş­ti­ri­len “iş­gal ve is­ti­la”dır. Dı­şa­rı­dan yö­ne­len te­rör ey­lem­le­ri kar­şı­sın­da ise il­ke ola­rak, bu sal­dı­rı­la­rın he­de­fi olan dev­le­tin kom­şu dev­let top­rak­la­rın­da as­ke­rî mü­da­ha­le­de bu­lun­ma hak­kı mev­cut de­ğil­dir.
En baş­ta be­lirt­mek ge­re­kir ki, “sı­cak ta­kip hak­kı”, asıl ola­rak ulus­la­ra­ra­sı de­niz hu­ku­ku bün­ye­sin­de yer­le­şik bir hak ola­rak şe­kil­len­miş­tir. Bu­na gö­re, iç su­la­rı, ka­ra­su­la­rı ya da mün­ha­sır eko­no­mik böl­ge gi­bi, bir kı­yı dev­le­ti­nin ege­men­li­ğin­de ya da de­ne­ti­min­de bu­lu­nan de­niz alan­la­rın­da, kı­yı dev­le­ti­nin mev­zu­atı­na ay­kı­rı bir fi­il­de bu­lu­nan bir ti­ca­ret ge­mi­si­nin, su­çun ko­vuş­tu­rul­ma­sı mak­sa­dıy­la tes­lim ol­ma­yı red­det­me­si ha­lin­de, söz ko­nu­su dev­let, de­niz ya da ha­va ula­şım araç­la­rıy­la, o ge­mi­yi, uy­ru­ğun­da bu­lun­du­ğu dev­le­tin ya da üçün­cü bir dev­le­tin ka­ra­su­la­rı­na ula­şa­na dek ta­kip ede­bi­lir. 1982 ta­rih­li De­niz Hu­ku­ku Söz­leş­me­si “sı­cak ta­kip hak­kı”nı açık­ça dü­zen­le­mek­te­dir. Bu­na kar­şı­lık, bir dev­le­tin ka­ra sı­nır­la­rı­nın öte­sin­de te­rö­rist grup­la­ra yö­ne­lik ola­rak si­lah­lı ta­kip yap­ma­sı­na ce­vaz ve­re­cek her­han­gi bir ku­ral­laş­ma, an­laş­ma­lar hu­ku­ku çer­çe­ve­sin­de bu­gün için mev­cut de­ğil­dir. Bu­nun en önem­li ne­de­ni her­hal­de “sı­cak ta­kip hak­kı”na yas­la­nı­la­rak ger­çek­leş­ti­ri­len sı­nır öte­si as­ke­rî ope­ras­yon­la­rın pek yay­gın ol­ma­ma­sı­dır. Dev­let­le­rin bü­yük ço­ğun­lu­ğu bu­gü­ne dek bu tür mü­da­ha­le­le­re gi­riş­mek­ten ge­nel­lik­le ka­çın­mış­lar, bu­nun ye­ri­ne te­rö­rist­le­rin top­rak­la­rın­da ba­rın­dı­ğı dev­let­ler­den suç­lu­la­rın ia­de­si­ni is­te­ye­rek me­se­le­yi hal yo­lu­na koy­ma­ya ça­lış­mış­lar­dır. Dev­let­le­rin ka­ra sı­nır­la­rı­nın öte­sin­de gi­riş­tik­le­ri “sı­cak ta­kip”, top­rak­la­rın­da ope­ras­yon ya­pı­la­cak dev­le­tin iz­ni alın­mak ve bel­li şart­la­ra ve sı­nır­la­ma­la­ra uyul­mak kay­dıy­la, bir ya­pı­la­ge­liş ku­ra­lı ola­rak şe­kil­len­me­ye baş­la­mış­tır. Ama yi­ne de tem­ki­ni el­den bı­rak­ma­yıp ha­tır­la­ta­lım: Bü­tün bu şart­la­rın ta­hak­kuk et­ti­ği du­rum­lar­da bi­le, “sı­cak ta­kip hak­kı”nın ya­sal­lı­ğı­na iliş­kin çok cid­di iti­raz­lar var­dır.
Top­rak­la­rın­da as­ke­rî ope­ras­yon yap­ma­yı plan­la­dık­la­rı dev­le­tin iz­ni­ne bağ­lı ol­mak­sı­zın, “sı­cak ta­kip hak­kı”nı ulus­la­ra­ra­sı hu­ku­kun gün­de­mi­ne sok­ma gay­re­tin­de ön pla­na çık­mış gö­rü­nen iki dev­let, ABD ve İs­ra­il’dir. Ne il­ginç­tir ki, bu iki­li, ulus­la­ra­ra­sı hu­ku­ku ve ulus­la­ra­ra­sı top­lu­mun du­yar­lı­lı­ğı­nı ayak­lar al­tı­na al­ma ko­nu­sun­da da en faz­la “de­ne­yim sa­hi­bi” olan ak­tör­ler­dir. ABD, Af­ga­nis­tan’dan Pa­kis­tan’a ge­çen el-Kai­de mi­li­tan­la­rı­na kar­şı bu ül­ke­nin top­rak­la­rın­da Pa­kis­tan hü­kü­me­ti­nin iz­ni ol­mak­sı­zın za­man za­man as­ke­rî ope­ras­yon­lar dü­zen­ler­ken, “sı­cak ta­kip hak­kı”nı ile­ri sür­mek­te­dir. İs­ra­il ise Lüb­nan’da ve da­ha sık­ça Fi­lis­tin top­rak­la­rın­da gi­riş­ti­ği, ken­di de­yi­miy­le “te­rö­rist im­ha ope­ras­yon­la­rı”nı za­man za­man “sı­cak ta­kip” ola­rak ta­nım­la­mak­ta­dır. Rus­ya’nın da ‘te­rö­rist’ ad­det­ti­ği Çe­çen sa­vaş­çı­la­rı or­ta­dan kal­dır­mak için za­man za­man Gür­cis­tan top­rak­la­rı­na izin­siz ola­rak gir­di­ği­ni be­lirt­me­li­yiz. Oy­sa te­rö­rist­le­rin ba­rın­dı­ğı dev­let­le­rin iz­ni ol­mak­sı­zın sı­nır öte­sin­de bu ki­şi­le­rin izi­ni sür­mek, ulus­la­ra­ra­sı hu­ku­kun ‘ya­sa­dı­şı’ say­dı­ğı bir fi­il­dir. Öte yan­dan, gün­ler ön­ce­sin­den plan­la­ma­sı ya­pıl­mış sı­nır öte­si as­ke­rî ope­ras­yon­lar, sı­ca­ğı sı­ca­ğı­na ya­pıl­mış bir te­rör sal­dı­rı­sı­nın fa­il­le­ri­nin kom­şu bir dev­le­tin top­rak­la­rı­na ka­ça­rak izi­ni kay­bet­tir­me­si­ni en­gel­le­me amaç­lı ol­ma­dı­ğın­dan, “sı­cak ta­kip” sa­yı­la­maz­lar. Bu tür ope­ras­yon­lar, ulus­la­ra­ra­sı hu­kuk­ta “si­lah­lı mi­sil­le­me” ola­rak ta­nım­la­nır­lar. Ge­nel­de ce­za­lan­dır­ma ve/ve­ya ge­le­cek­te­ki ola­sı sal­dı­rı­la­rı cay­dır­ma amaç­lı bu tür sı­nır öte­si as­ke­rî ope­ras­yon­lar, ulus­la­ra­ra­sı hu­ku­kun ya­sal say­dı­ğı bir fi­il de­ğil­dir.
Sı­nır­lı sa­yı­da­ki ör­nek­ler­den yo­la çı­kı­la­rak, ulus­la­ra­ra­sı top­lu­mun en azın­dan ses­siz kal­dı­ğı sı­nır öte­si ope­ras­yon­la­rın ayı­rı­cı özel­lik­le­ri­ne bu nok­ta­da vur­gu yap­mak­ta ya­rar var­dır. Bi­rin­ci­si, bu tür mü­da­ha­le­le­re gi­ri­şil­me­den ön­ce, top­rak­la­rın­da sı­nır öte­si mü­da­ha­le­nin ya­pı­la­ca­ğı dev­le­tin ona­yı­nın alın­ma­sı za­ru­ri bir ön­ko­şul­dur. Dev­let­le­rin ege­men­li­ği ve top­rak bü­tün­lü­ğü il­ke­si bu ko­şu­lu ge­rek­ti­ren te­mel bir norm­dur. İkin­ci­si, bu ope­ras­yon yal­nız­ca si­lah­lı te­rö­rist grup­la­rın ve bun­la­rın kamp­la­rı­nın im­ha­sıy­la sı­nır­lı ol­ma­lı­dır; si­vil­le­re za­rar ve­ril­me­me­li­dir. Üçün­cü­sü, mü­da­ha­le­nin ta­mam­lan­ma­sın­dan iti­ba­ren gü­ven­lik güç­le­ri der­hal ken­di ül­ke sı­nır­la­rı­na çe­kil­me­li­dir. İş­te bu üç şar­tın ta­hak­kuk et­ti­ği sı­nır öte­si ha­re­kat­lar, muh­te­me­len ulus­la­ra­ra­sı top­lum­ca va­him bir ulus­la­ra­ra­sı hu­kuk ih­la­li ola­rak gö­rül­me­ye­cek­tir.
 
Tür­ki­ye’nin Ku­zey Irak’a Mü­da­ha­le Hak­kı Var mı?
“Sı­cak ta­kip hak­kı”na yas­la­nı­la­rak ya­pı­la­ca­ğı söy­le­nen Ku­zey Irak’a yö­ne­lik as­ke­rî mi­sil­le­me ope­ras­yo­nu, yu­ka­rı­da­ki üç un­sur­dan bi­rin­ci şar­tı kar­şı­la­mak­tan uzak­tır. Tür­ki­ye 1984’ten bu ya­na PKK men­sup­la­rı­nı ve kamp­la­rı­nı or­ta­dan kal­dır­mak için Ku­zey Irak’a yö­ne­lik 24 sı­nır öte­si ha­re­kat ger­çek­leş­tir­miş­tir. Ön­ce­le­ri Irak ile im­za­lan­mış olan an­laş­ma­lar çer­çe­ve­sin­de ger­çek­leş­ti­ri­len bu ope­ras­yon­lar, eko­no­mik yap­tı­rım­lar ve 36. pa­ra­le­lin ku­ze­yin­de ABD ve ya­kın bağ­la­şık­la­rın­ca ilan edi­len “uçu­şa ya­sak böl­ge” ne­de­niy­le Irak’ın eli­nin aya­ğı­nın bağ­lan­dı­ğı 1990’lı yıl­lar­da, Ku­zey Irak’ta olu­şan güç boş­lu­ğu ne­de­niy­le tek ta­raf­lı mü­da­ha­le­le­re dö­nüş­müş­tür. Bu­gün Ku­zey Irak’ta­ki yet­ki er­ki­nin ka­de­me­li ola­rak ön­ce­lik­le ABD’de ve da­ha son­ra Böl­ge­sel Kürt Yö­ne­ti­mi’nde ol­du­ğu açık­tır. Her iki ak­tö­rün de PKK te­rör ör­gü­tü­ne, en ha­fif de­yim­le, “so­ğuk bak­ma­dı­ğı” bi­lin­mek­te­dir. Ni­te­kim kı­sa bir sü­re ön­ce Irak’la im­za­la­nan Te­rör­le Mü­ca­de­le An­laş­ma­sı, Tür­ki­ye’ye “sı­cak ta­kip hak­kı” ver­me­miş­tir. Sal­dır­gan­lı­ğın Ta­nı­mı­na İliş­kin 1974 ta­rih­li BM Ge­nel Ku­rul ka­ra­rın­da, dev­let­le­rin ken­di top­rak­la­rı üze­rin­de baş­ka bir ül­ke­nin top­rak­la­rı­na sal­dı­rı dü­zen­le­yen te­rör ör­güt­le­ri­ni ba­rın­dı­ra­ma­ya­ca­ğı ifa­de edil­miş­tir. Bu amaç­la dev­let­le­rin ulus­la­ra­ra­sı sı­nır­la­rı­nı sı­kı bir de­ne­tim al­tın­da tu­ta­rak te­rör-amaç­lı ge­çiş­le­ri en­gel­le­me­le­ri ge­rek­mek­te­dir. Ne var ki, Tür­ki­ye-Irak sı­nı­rı, as­lın­da ül­ke­nin bü­tü­nün­de fii­lî bir ege­men­li­ği ol­ma­yan Irak ta­ra­fın­ca el­le tu­tu­lur bir de­ne­ti­me ta­bi tu­tul­ma­dı­ğı gi­bi, ne Irak iş­ga­li­nin mi­ma­rı ola­rak ABD ne de Böl­ge­sel Kürt Yö­ne­ti­mi, PKK kamp­la­rı­nı ve ofis­le­ri­ni iş­lev­siz kıl­mak için her­han­gi bir ça­ba gös­ter­mek­te­dir. Bu du­rum, Tür­ki­ye’nin Irak’ın ku­ze­yi­ne yö­ne­lik ola­sı as­ke­rî ha­re­ka­tı­nı, en azın­dan si­ya­si ve ah­la­ki ola­rak ‘an­la­şı­lır’ kıl­mak­ta­dır. As­lın­da PKK’nın son dö­nem­de Irak’tan sı­za­rak ger­çek­leş­tir­di­ği te­rör ey­lem­le­ri­nin kap­sa­mı dik­ka­te alın­dı­ğın­da, bu te­rör ör­gü­tü­nün ar­ka­sın­da, Or­ta­do­ğu’yu ken­di em­per­yal plan­la­rı­na uy­gun ola­rak ye­ni­den di­zayn et­mek is­te­yen ABD ve İs­ra­il gi­bi ak­tör­le­rin ol­du­ğu­nu dü­şün­me­mek el­de de­ğil­dir. Bu du­rum­da, baş­ta İs­lam Dün­ya­sı ol­mak üze­re ulus­la­ra­ra­sı top­lu­mun ka­hir ek­se­ri­ye­ti­nin, Tür­ki­ye’nin mü­da­ha­le­si­ni an­la­yış­la kar­şı­la­ya­ca­ğı ak­la uy­gun gö­rün­mek­te­dir. Bu nok­ta­da, ikin­ci ve üçün­cü ko­şu­lu da ta­bii ki akıl­dan çı­kar­ma­mak ge­re­kir. Ku­zey Irak’a mü­da­ha­le sı­ra­sın­da si­vil­le­re za­rar ve­ril­me­me­li­dir ve mü­da­ha­le son­ra­sın­da TSK der­hal Tür­ki­ye top­rak­la­rı­na ge­ri dön­me­li­dir.

Paylaş Tavsiye Et