Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Toplum
Maddenin merkezine yolculuk: CERN deneyleri
İshak Arslan
Bİ­LİM dün­ya­sı yüz­yı­lı aş­kın bir sü­re­dir atom-al­tı par­ça­cık­la­rın tu­haf dün­ya­sı­nı an­la­ma­ya ça­lı­şı­yor. 1900’de Max Planck’ın ener­ji­nin ya­yı­lı­mı­na iliş­kin çar­pı­cı bu­lu­şuy­la bir­lik­te yüz yü­ze ge­li­nen par­ça­cık­la­rın es­rar­lı ve ga­rip dav­ra­nış bi­çim­le­ri, yüz­yı­lın ilk çey­re­ğin­de ku­an­tum te­ori­si ola­rak for­mül­leş­ti­ril­di. An­cak ger­çek­li­ğin de­rin­le­ri­ne inil­dik­çe el­de­ki mo­del­le­rin ve fi­zik­sel ya­sa­la­rın, da­ha doğ­ru­su in­sa­nın sa­hip ol­du­ğu teo­rik ve pra­tik im­kan­la­rın ye­ter­siz­li­ği an­la­şıl­dı. Yi­ne de mad­de­yi oluş­tu­ran en kü­çük ya­pı­taş­la­rı­na ulaş­ma ça­ba­sı hep de­vam et­ti. Dün­ya gün­de­mi­ni bir sü­re­dir iş­gal eden CERN de­ney­le­ri de bu uzun so­luk­lu yol­cu­lu­ğun önem­li bir saf­ha­sı ola­rak de­ğer­len­di­ri­le­bi­lir.
En te­mel se­vi­ye­de ger­çek­li­ği oluş­tur­du­ğu var­sa­yı­lan te­mel par­ça­cık­lar, 1967 yı­lın­da Ame­ri­ka’da Chi­ca­go ya­kın­la­rın­da ku­rul­muş olan par­ça­cık hız­lan­dı­rı­cı­sı FER­Mİ­LAB (1974 yı­lın­da ün­lü fi­zik­çi Fer­mi’nin adı ve­ri­len Fer­mi Na­tio­nal Ac­ce­le­ra­tor La­bo­ra­tory) ve 1954 yı­lın­da Av­ru­pa ül­ke­le­ri­nin or­tak­la­şa kur­du­ğu en bü­yük par­ça­cık hız­lan­dı­rı­cı la­bo­ra­tu­var olan CERN’de (Eu­ro­pe­an Or­ga­ni­za­ti­on for Nuc­le­ar Re­se­arch) araş­tı­rı­lı­yor. Ki­lo­met­re­ler­ce uzun­luk­ta oval tü­nel­ler şek­lin­de in­şa edi­len de­va­sa par­ça­cık hız­lan­dı­rı­cı­la­rın­da, pro­ton ve­ya elek­tron gi­bi par­ça­cık­lar mil­yon­lar­ca elek­tron-volt­luk de­va­sa ener­ji­ler kul­la­nı­la­rak yük­sek hız­lar­da çar­pış­tı­rıl­mak­ta, or­ta­ya çı­kan so­nuç­lar özel bil­gi­sa­yar­lar ara­cı­lı­ğı ile kay­de­dil­mek­te, ol­duk­ça ma­li­yet­li ve zor­lu ça­ba­lar so­nu­cu ye­ni par­ça­cık­lar keş­fe­dil­mek­te­dir.
Atom-al­tı se­vi­ye­de “kar­şı­la­şı­lan” ve her ge­çen gün sa­yı­la­rı ar­tan alt par­ça­cık­lar, tıp­kı 19. yüz­yıl­da kim­ya­sal ele­ment­le­rin bel­li bir yön­te­me gö­re tas­nif edi­le­rek stan­dart bir tab­lo oluş­tu­rul­ma­sı­na ben­zer şe­kil­de, yük­le­ri, ömür­le­ri, dö­nüş yön­le­ri (spin) ka­rar­lı­lık­la­rı gi­bi fark­lı özel­lik­le­ri­ne gö­re tas­nif edil­miş ve ek­sik­le­ri­ne rağ­men stan­dart bir mo­del el­de edil­miş­tir. Stan­dart Mo­del, ato­mik öl­çek­ten da­ha de­ri­ne doğ­ru gi­de­rek, elek­tron, atom çe­kir­de­ği, çe­kir­de­ği oluş­tu­ran nöt­ron-pro­ton gi­bi alt par­ça­cık­la­rı ve ni­ha­yet ula­şı­la­bi­len en te­mel bi­rim­ler olan ku­ark­la­rı kap­sa­mak­ta­dır.
Bi­lim adam­la­rı atom­la­rı, çap­la­rı bir­kaç angs­tröm (bir met­re­nin on mil­yar­da bi­ri) olan he­men he­men kü­re­sel ci­sim­ler ola­rak ta­hay­yül eder­ler. Gü­nü­müz­de yay­gın ola­rak ka­bul edi­len atom mo­de­li­ne gö­re, ato­mun tüm küt­le­si çe­kir­dek adı ve­ri­len ve mer­kez­de yer alan son de­re­ce kü­çük bir zer­re­de top­lan­mış­tır. Çe­kir­de­ğin et­ra­fın­da­ki yö­rün­ge­de bir ya da da­ha çok elek­tron do­la­şır; bun­lar ek­si elek­trik yü­kü ta­şır­lar ve elek­trik­sel çe­kim kuv­ve­tiy­le yö­rün­ge­de tu­tu­lur­lar. Yüz­den faz­la atom çe­şi­di var­dır ve her bir atom ken­di­ne öz­gü bir kuv­vet uy­gu­lar. Bu kuv­vet­ler atom­dan ato­ma, az ya da çok de­ği­şir. Yal­nız­ca tek bir tür atom­dan mey­da­na gel­miş olan mad­de­le­re kim­ya­sal ele­ment adı ve­ril­mek­te­dir.
Atom­lar elek­tron­la­rı­nı kar­şı­lık­lı ödünç ve­re­rek ya da or­tak­la­şa kul­la­na­rak da­ha bü­yük kü­me­ler -mo­le­kül­ler- oluş­tu­ra­bi­lir­ler. Ato­mun çe­kir­de­ği ise, pro­ton ve nöt­ron­dan oluş­muş bir­le­şik bir sis­tem­dir. Bü­tün mad­de­ler atom­lar­dan, atom­lar da pro­ton, nöt­ron ve elek­tron­lar­dan olu­şur. Elek­tron, lep­ton adı ve­ri­len ve şim­di­lik kıs­men bi­li­nen bir par­ça­cık­lar ai­le­si­nin sa­de­ce bir üye­si­dir. Pro­ton ve nöt­ron ise, had­ron ola­rak ad­lan­dı­rı­lan çok da­ha ge­niş bir par­ça­cık­lar ai­le­si­nin sa­de­ce iki üye­si­dir; bu ai­le­nin da­ha yüz­ler­ce­si bi­lin­mek­te­dir. Elek­tron, pro­ton ve nöt­ron­la­rı, ola­ğan mad­de­nin her yer­de ve her za­man bu­lu­nan asıl içe­rik­le­ri ha­li­ne ge­ti­ren te­mel özel­lik, on­la­rın ol­duk­ça ka­rar­lı oluş­la­rı­dır. Gü­nü­müz­de pro­ton, nöt­ron ve di­ğer had­ron­la­rın ku­ark de­ni­len da­ha te­mel ya­pı­taş­la­rın­dan ya­pıl­mış bi­le­şim­ler ol­duk­la­rı­na ina­nıl­mak­ta­dır. Stan­dart Mo­del 1950-1970 yıl­la­rı ara­sın­da bir­çok ku­ram­cı­nın or­tak­la­şa ça­lış­ma­sıy­la bu­gün­kü ya­pı­sı­na ka­vuş­tu­rul­muş ve 70’li yıl­lar bo­yun­ca ya­pı­lan çok sa­yı­da­ki de­ney­le doğ­ru­lu­ğu test edil­miş­tir.
Esas alı­nan özel­lik­le­ri­ne gö­re fark­lı baş­lık­lar ve tab­lo­lar­la tas­vir edi­le­bi­len te­mel par­ça­cık­lar, Stan­dart Mo­del’de beş­li bir tas­nif­le in­ce­len­mek­te­dir: lep­ton­lar, ku­ark­lar, vek­tör bo­zon­lar ve gra­vi­ton. Son ola­rak gi­zem­li be­şin­ci bir sı­nıf var­dır ki, bu par­ça­cık­lar ara­sın­da et­ki­le­şim­le­rin, Stan­dart Mo­del’de­ki tüm par­ça­cık­la­rın küt­le­le­ri­ni üret­mek­ten so­rum­lu ol­duk­la­rı­na ina­nıl­mak­ta, fa­kat özel­lik­le­ri hâ­lâ tam ola­rak bi­li­ne­me­mek­te­dir. Ste­ven We­in­berg, yıl­lar­dır tar­tı­şı­lan ve CERN de­ne­yi ne­de­niy­le bir kez da­ha gün­de­me ge­len fa­kat bu­gü­ne ka­dar göz­lem­le­ne­me­yen “Higgs bo­zo­nu”nun iş­te bu sı­nı­fın üye­si ola­bi­le­ce­ği­ni ifa­de et­mek­te­dir. CERN’de çok yük­sek ma­li­yet­ler­le ger­çek­leş­ti­ri­len par­ça­cık çar­pış­tır­ma de­ne­yi­nin asıl amaç­la­rın­dan bi­ri­si de söz ko­nu­su Higgs par­ça­cı­ğı­nın bul­gu­lan­ma­sı­dır. Bi­lim dün­ya­sı, mad­de­ye küt­le­si­ni ka­zan­dır­dı­ğı var­sa­yı­lan ve adı­nı İn­gi­liz fi­zik­çi Pe­ter Higgs’ten alan Higgs par­ça­cı­ğı­nın bu­lun­ma­sı ha­lin­de ev­re­nin geç­mi­şe ve şim­di­ye ait ye­ni sır­la­rı­nın çö­zü­le­bi­le­ce­ği­ni umu­yor. CERN de­ne­yin­de Higss bo­zo­nu­nun var­lı­ğı­nın ka­nıt­lan­ma­sı, hem Stan­dart Mo­del’in ek­sik hal­ka­la­rın­dan bi­ri­ni da­ha ta­mam­la­ya­cak hem de he­nüz keş­fe­dil­me­miş di­ğer par­ça­cık­la­rın aran­ma­sı­nı hız­lan­dı­ra­cak.
Par­ça­cık hız­lan­dı­rı­cı­la­rın ka­pa­si­te­le­ri ve ge­li­şi­mi­ne bağ­lı ola­rak her ge­çen gün sa­yı­la­rı ar­tan ve ar­tık bir Stan­dart Mo­del’le tem­sil edi­le­bi­len te­mel par­ça­cık­lar, ma­te­ma­tik­sel-fi­zik­sel denk­lem­ler­le ifa­de edi­len for­mel var­lık­la­rı öte­sin­de, on­to­lo­jik açı­dan ne ifa­de et­mek­te­dir? Gary Zu­kav’ın ifa­de­siy­le “Bu­gün par­ça­cık hız­lan­dı­rı­cı­la­rı, ka­bar­cık oda­la­rı ve bil­gi­sa­yar çık­tı­la­rı bam­baş­ka bir dün­ya gö­rü­şü­nü do­ğur­mak­ta­dır. Yüz­yı­lın ba­şın­da­ki dün­ya ile şim­di­ki ara­sın­da­ki en bü­yük fark, bu ye­ni dün­ya gö­rü­şün­de mad­di tö­zün bu­lun­ma­ma­sı­dır.” Ku­an­tum fi­zi­ği­nin ön­cü­le­rin­den W. Hei­sen­berg’e gö­re ise par­ça­cık hız­lan­dı­rı­cı­la­rı te­mel par­ça­cık­lar­la il­gi­li ne ka­dar il­ginç de­tay­lar or­ta­ya çı­ka­rır­sa çı­kar­sın so­nuç­ta hak­lı çı­ka­cak olan De­mok­ri­tos de­ğil Pla­ton ola­cak­tır: “Ge­le­cek yıl­lar­da, yük­sek ener­ji hız­lan­dı­rı­cı­la­rı ele­men­ter par­ça­cık­la­rın dav­ra­nış­la­rı­na iliş­kin bir­çok ile­ri nok­ta­yı ay­dın­la­ta­cak il­ginç de­tay­lar or­ta­ya çı­ka­ra­cak­tır. Fa­kat so­nuç­ta ve­ri­le­cek ce­va­bın es­ki bir fel­se­fi tar­tış­ma­yı gün­de­me ge­ti­re­ce­ği­ni dü­şün­me ta­raf­ta­rı­yım. Eğer böy­le olur­sa, bu ce­vap De­mok­ri­tos’u mu, Pla­ton’u mu hak­lı çı­ka­ra­cak? Be­nim gö­rü­şü­me gö­re bu nok­ta­da mo­dern fi­zik ke­sin­lik­le Pla­ton’da ka­rar kıl­mış­tır. Mad­de­nin en kü­çük bi­ri­mi ger­çek­te ke­li­me­nin sı­ra­dan kul­la­nı­mıy­la fi­zik­sel nes­ne­ler de­ğil­dir; on­lar form­lar, ya­pı­lar (struc­tu­re) ve -Pla­ton­cu an­lam­da- an­cak ma­te­ma­tik­sel dil­le ifa­de edi­le­bi­len İde­a­lar’dır.”

Paylaş Tavsiye Et
Yazara ait diğer yazılar