Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Dosya
Türkiye İran’ın ezberini bozuyor
Hakkı Uygur
TÜR­Kİ­YE’NİN son yıl­lar­da uy­gu­la­ma­ya ça­lış­tı­ğı “kom­şu­lar­la sı­fır prob­lem” po­li­ti­ka­sı, Arap ül­ke­le­rin­de ol­du­ğu ka­dar İran’da da dik­kat­le iz­le­ni­yor. Özel­lik­le nük­le­er fa­ali­yet­le­rin­den do­la­yı ABD ta­ra­fın­dan cid­di bas­kı­la­ra ma­ruz ka­lan İran, Tür­ki­ye’nin adım­la­rı­nı ya­kın­dan ta­kip et­me­ye ve ken­di çı­kar­la­rı açı­sın­dan en uy­gun kar­şı­lı­ğı ver­me­ye ça­lı­şı­yor. As­lın­da Tür­ki­ye’nin bu yak­la­şı­mı İran için bi­lin­me­dik de­ğil. İran da özel­lik­le Mu­ham­med Ha­te­mi’nin cum­hur­baş­kan­lı­ğı dö­ne­min­de dış po­li­ti­ka­sın­da “te­neş­zo­da­yi/ger­gin­lik­le­rin gi­de­ril­me­si” stra­te­ji­si­ni be­nim­se­ye­rek dev­rim­den son­ra sü­rek­li so­run­lar ya­şa­dı­ğı ya­kın kom­şu­la­rıy­la ye­ni bir açı­lım içi­ne gir­me­ye ça­lış­mış, an­cak 11 Ey­lül son­ra­sın­da or­ta­ya çı­kan ye­ni kon­jonk­tür İran’ı ye­ni­den böl­ge­sel in­zi­va­ya sü­rük­le­miş­ti. Her ne ka­dar İran­lı yet­ki­li­ler hâ­lâ “Tüm kom­şu­la­rı­mız müt­te­fi­ki­miz­dir” söy­le­mi­ni kul­lan­ma­ya de­vam edi­yor­lar­sa da özel­lik­le Irak’ın iş­ga­lin­den son­ra Kör­fez ül­ke­le­rin­de İran kar­şı­tı duy­gu­lar ol­duk­ça şid­det­len­di. Suu­di Ara­bis­tan’ın Kör­fez’de­ki ih­ti­laf­lı üç ada ne­de­niy­le İran’ı iş­gal­ci ola­rak ni­te­le­me­si, İran ile kom­şu­la­rı ara­sın­da­ki iliş­ki­le­rin ta­ma­men nor­mal­leş­me­si­ni en­gel­le­yen bu du­ru­ma son ör­nek­tir.
AKP hü­kü­me­ti­nin se­çim­le­ri ka­zan­ma­sı, se­le­fi Re­fah Par­ti­si ka­dar ol­ma­sa bi­le, İran’da se­vinç­le kar­şı­lan­dı. İran 1979 dev­ri­min­den be­ri dün­ya­da­ki bü­tün İs­la­mi çı­kış­lı ha­re­ket­le­rin ba­şa­rı­sı­nın bir bakıma ken­di ba­şa­rı­sı an­la­mı­na da gel­di­ği­ni sa­vu­nu­yor ve bu­nu özel­lik­le içe­ri­ye yö­ne­lik et­kin bir pro­pa­gan­da ara­cı ola­rak kul­la­nı­yor. İran’da bu dö­nem­de Tür­ki­ye’nin ne­re­dey­se bir İs­lam cum­hu­ri­ye­ti­ne dö­nüş­tü­ğü fik­ri öy­le­si­ne ya­yıl­mış­tı ki ay­nı gün­ler­de ko­nuş­tu­ğu­muz İran­lı ün­lü ideo­log Ali Şe­ri­a­ti’nin eşi Pu­ran Şe­ria­ti, Tür­ki­ye’de ar­tık İs­lam­cı bir hü­kü­me­tin iş­ba­şı­na gel­di­ği­ni ve eşi­nin ki­tap­la­rı­nın es­ki­sin­den çok da­ha faz­la oku­na­ca­ğı­nı söy­lü­yor­du.
Bunun­la bir­lik­te İran’ın bu se­vin­ci bel­li bir ih­ti­ya­tı da içe­ri­yor­du; zi­ra AKP’nin “İs­lam­cı” uy­gu­la­ma­la­rı İran’ın bek­len­ti­le­ri­ni kar­şı­la­mak­tan ol­duk­ça uzak­tı. Bu ne­den­le İran­lı yet­ki­li­ler Mer­ve Ka­vak­çı ola­yın­dan çı­kar­dık­la­rı der­sin de et­ki­siy­le açık ifa­de­ler­le AKP’yi des­tek­le­mek­ten ka­çın­dı­lar. Di­ğer yan­dan “İs­lam­cı hü­kü­met” kav­ra­mı­nın ken­di­le­ri­ne İran’da­ki sert uy­gu­la­ma­la­rı ha­tır­lat­tı­ğı re­for­mist ay­dın­lar ise AKP’ye yö­ne­lik ka­ram­sar ba­kış­la­rı­nı çok ça­buk üzer­le­rin­den at­tı­lar ve giderek daha fazla Tür­ki­ye’de­ki ge­liş­me­le­ri in­ce­leme­ye baş­la­dı­lar. AKP’nin uy­gu­la­dı­ğı iç ve dış po­li­ti­ka­lar İran­lı re­for­mist­le­ri ol­duk­ça et­ki­le­di. Öy­le ki ül­ke­de bir yan­dan Ada­let ve Kal­kın­ma isim­li par­ti­ler ku­ru­lur­ken, di­ğer yan­dan Öz­gür­lük Ha­re­ke­ti li­de­ri İb­ra­him Yez­di ve Kar­go­za­ran li­de­ri Ker­bas­çi gi­bi önem­li mu­ha­lif isim­ler ide­al­le­rin­de­ki din-si­ya­set iliş­ki­si­nin Tür­ki­ye’de uy­gu­la­nan ör­nek ol­du­ğu­nu, din­dar in­san­la­rın da yö­ne­te­bi­le­ce­ği, di­nî de­ğer­le­re say­gı­lı se­kü­ler bir dev­let mo­de­li ar­zu­la­dık­la­rı­nı söy­le­di­ler. Do­ğal ola­rak bu du­ru­mun Tür­ki­ye’yi böl­ge­sel ra­kip ad­de­den İran’ın de­rin güç­le­ri­ni ra­hat­sız et­me­si uzun sür­me­di.
Bu ko­nu­yu bi­raz aç­mak fay­da­lı ola­bi­lir. Tür­ki­ye’de cum­hu­ri­ye­tin ku­rul­ma­sı ve İran’da Rı­za Şah’ın yö­ne­ti­me geç­me­sin­den be­ri Tür­ki­ye ve İran si­ya­sal mo­del­le­ri fark­lı iki mo­del ola­rak in­ce­len­di. Bir­çok açı­dan bir­bi­ri­ne ben­ze­yen iki ulu­sun si­ya­sal ter­cih­le­rin­de­ki fark­lı­lık İran’da­ki dev­rim ile bir­lik­te çok da­ha kes­kin bir hal al­dı ve özel­lik­le ya­ban­cı göz­lem­ci­ler ta­ra­fın­dan iki ül­ke bir­bi­ri­ne ra­kip re­jim­ler ola­rak lan­se edil­di. Bu ba­kış açı­sı İran’ın için­de de ge­niş yan­kı buldu. İran üni­ver­si­te­le­rin­de fark­lı açı­lar­dan Ata­türk ve Rı­za Şah dö­nem­le­ri­ni kar­şı­laş­tı­ran on­lar­ca tez ya­zıl­dı, bir­çok araş­tır­ma­cı se­kü­ler re­form­la­rın Tür­ki­ye’de ba­şa­rı­lı olur­ken İran’da ne­den ba­şa­rı­lı ol­ma­dı­ğı hu­su­sun­da ma­ka­le­ler ka­le­me al­dı. Söz ko­nu­su yak­la­şım pra­tik si­ya­set ala­nın­da da et­ki­si­ni gös­teriyor; bir an­lam­da İs­lam­cı İran’ın “öte­ki­si”, la­ik Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti. Spor­dan eko­no­mi­ye ül­ke­de Tür­ki­ye kar­şı­laş­tı­r­ma­sı ya­pıl­ma­dan ve­ri­len çok az is­ta­tis­tik de­ğer­len­dir­me­si var. Re­for­mist ke­sim­ler Tür­ki­ye’nin ba­şa­rı­sı­nın ABD ve Ba­tı ile olan ya­kın iliş­ki­ler­le bağ­lan­tı­lı ol­du­ğu­nu ile­ri sü­re­rek po­zi­tif yan­la­rı­nı ön pla­na çı­kar­ma­ya ça­lı­şır­ken, mu­ha­fa­za­kâr ke­sim­ler Tür­ki­ye’nin za­af­la­rı­nın al­tı­nı çi­zi­yor ve bu iliş­ki­le­rin Tür­ki­ye’ye hiç­bir fay­da sağ­la­ma­dı­ğı gi­bi es­ki ih­ti­şa­mın­dan uzak düş­me­si­ne se­bep ol­du­ğu­nu sa­vu­nu­yor­lar. Do­la­yı­sıy­la ay­dın­lar ve yö­ne­tim ara­sın­da­ki bu ba­kış fark­lı­lı­ğı göz önü­ne alın­mak­sı­zın İran’da­ki fark­lı ke­sim­le­rin Tür­ki­ye’nin ye­ni dış po­li­ti­ka­la­rı­na yaklaşımını sağ­lık­lı bir bi­çim­de de­ğer­len­dir­mek müm­kün değildir.
Son dö­nem­de­ki iki­li iliş­ki­le­re dö­ne­cek olur­sak, AKP dö­ne­min­de İran ve Tür­ki­ye ara­sın­da­ki iliş­ki­ler dev­rim­den son­ra­ki en so­run­suz dö­ne­mi­ni ya­şıyor de­ni­le­bi­lir. Şüp­he­siz iki­li iliş­ki­ler­de­ki göz­le gö­rü­lür dü­zel­me AKP ik­ti­da­ra gel­me­den ön­ce baş­la­dı; bu dö­nem­de özel­lik­le PKK’ya kar­şı ge­niş kap­sam­lı iş­bir­li­ği­ne gi­dil­di. Tür­ki­ye’nin söz ko­nu­su sü­reç­te uy­gu­la­ma­ya koy­du­ğu kom­şu­lar­la sı­fır prob­lem po­li­ti­ka­sı İran’da da il­giy­le ta­kip edil­di. Özel­lik­le Or­ta­do­ğu’da Su­ri­ye ile olan iliş­ki­le­rin bir­kaç yıl ön­ce tah­min edi­le­me­ye­cek ka­dar ge­liş­me­si, Tür­ki­ye’nin ge­le­nek­sel dış po­li­ti­ka ref­leks­le­ri­nin ak­si­ne Lüb­nan me­se­le­si­ne ak­tif mü­da­hil ol­ma­sı, Irak ile stra­te­jik iş­bir­li­ği an­laş­ma­sı­nın im­za­lan­ma­sı Tah­ran’da bir­çok ma­ka­le­nin ko­nu­su­nu oluş­tur­du. Or­ta­do­ğu’ya iliş­kin bu ye­ni dış po­li­ti­ka adım­la­rı, Ba­tı’da ol­du­ğu gi­bi İran’da­ki ba­zı çev­re­ler­ce de “Ye­ni Os­man­lı Pro­je­si” kap­sa­mın­da de­ğer­len­di­ril­di ve özel­lik­le mu­ha­fa­za­kâr ke­sim me­se­le­ye da­ha çok komp­lo te­ori­le­ri çer­çe­ve­sin­de yak­laş­ma­yı ter­cih et­ti.
Bu yak­la­şı­ma gö­re Tür­ki­ye’nin dış po­li­ti­ka­da ABD ve İs­ra­il ek­se­nin­den çık­ma­sı müm­kün ola­maz­dı ve özel­lik­le Su­ri­ye’ye yö­ne­lik po­li­ti­ka­lar bel­li bir pla­nın par­ça­sıy­dı. An­cak ay­nı dö­nem­de İs­ra­il’in Fi­lis­tin­li­le­re yö­ne­lik sal­dı­rı ey­lem­le­ri­nin biz­zat Baş­ba­kan Er­do­ğan ta­ra­fın­dan dev­let te­rö­rü ola­rak ni­te­len­di­ril­me­si, Hamas lideri Ha­lid Me­şal’in Tür­ki­ye’de ağır­lan­ma­sı ve hü­kü­me­tin bir­çok ko­nu­da ABD ile ters dü­şen tu­tum­lar ta­kın­ma­sı İran­lı­la­rın Tür­ki­ye ko­nu­sun­da­ki ez­ber­le­ri­nin bo­zul­ma­sın­da önem­li rol oy­na­dı. Tür­ki­ye’nin son gün­ler­de­ki Kaf­kas­ya İs­tik­rar ve İş­bir­li­ği Plat­for­mu öne­ri­si­nin ABD’den ba­ğım­sız ola­rak gün­de­me ge­ti­ril­me­si ve Ba­tı’nın Kaf­kas­lar’da­ki üs­sü ha­li­ne ge­len Gür­cis­tan yö­ne­ti­mi­ne ka­yıt­sız şart­sız des­tek ve­ril­me­me­si de Tür­ki­ye’nin ar­tık böl­ge­de tam ba­ğım­sız bir oyun­cu ola­rak gö­rül­me­si­ni sağ­lı­yor. Tüm bun­la­rın et­ki­siy­le son dö­nem­de fark­lı gö­rüş­ler­de­ki ba­sın or­gan­la­rın­ca ya­pı­lan de­ğer­len­dir­me­le­rin ço­ğun­da Tür­ki­ye’nin ye­ni po­li­ti­ka­la­rın­dan öv­güy­le söz edi­li­yor. Cum­hur­baş­ka­nı Ab­dul­lah Gül’ün son Er­me­nis­tan ge­zi­si­ni, Tür­ki­ye kar­şıt­lık­la­rıy­la bi­li­nen İran­lı Er­me­ni ya­zar­lar bi­le tak­dir­le kar­şı­la­dı­lar.
Bu­nun­la bir­lik­te İran yö­ne­ti­mi­nin en azın­dan ken­di­le­ri­ne yan­sı­yan bö­lü­müy­le il­gi­li ola­rak Tür­ki­ye’nin ye­ni dış po­li­ti­ka­sın­dan tam ola­rak mem­nun ol­du­ğu­nu da ile­ri sür­mek müm­kün de­ğil. İran uzun za­man­dır AKP hü­kü­me­ti­nin Arap ül­ke­le­ri­ne kar­şı gös­ter­di­ği sı­cak yak­la­şı­mın ken­di­si­ne gös­te­ril­me­di­ğin­den şi­ka­yet­çi ve bu du­rum­da dış güç­le­rin et­ki­li ol­du­ğu­nu ih­sas et­ti­ri­yor. Ni­te­kim son Kaf­kas Plat­for­mu öne­ri­sin­de İran’ın by-pass edil­me­si İran­lı yet­ki­li­le­ri ol­duk­ça kız­dır­dı. İran ve Kaf­kas ül­ke­le­ri ara­sın­da­ki ta­ri­hî ve kül­tü­rel bağ­la­ra vur­gu ya­pan İran­lı uz­man­lar böl­ge­de İran’ın ak­tif bi­çim­de yer al­ma­dı­ğı hiç­bir te­şeb­bü­sün tam an­la­mıy­la ba­şa­rı­lı ola­ma­ya­ca­ğı­nı ile­ri sü­rü­yor­lar. Ni­te­kim Gül’ün Er­me­nis­tan zi­ya­re­ti­nin ger­çek­leş­ti­ği gün­ler­de İran Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı Ma­nu­çehr Mut­te­ki’nin Ba­kü’ye git­me­si, İran’ın böl­ge­de­ki ge­liş­me­ler­de söz sa­hi­bi ol­ma is­te­ğiy­le bağ­lan­tı­lı ola­bi­lir.

Paylaş Tavsiye Et