Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Dosya
TÜRKLER VE ARAPLAR
Ulus-devletleşme sürecinin belki en büyük mağduru Araplar oldu. Bugün, birçoğu Osmanlı’nın bünyesinden çıkarılan iki düzine Arap devleti arasında, uluslararası sistemde kendi ayakları üzerinde duran ve halkıyla barışık bir tek örnek yoktur. Abbasi Devleti neredeyse son büyük Arap siyasasıdır ve Araplar 8 asırdır dağınık tespih taneleri gibi yaşıyorlar.
20. yüzyılda Avrupa’nın, Arapları Türklerden ayırma siyaseti ne yazık ki başarılı oldu. Yüzyılların kader ortakları, birbirlerine neredeyse düşman kesildiler. Türk okullarında Arapları kötüleyen, Arap okullarında Türkleri barbar ve sömürgeci gösteren fikirler çocuk beyinlere aşılandı. Gerçi daha o zaman bile, Mehmet Akif gibi, emperyalist oyunların farkında olan düşünürlerimiz yok değildi:
Türk Arap’sız yaşamaz, kim ki yaşar der delidir,
Arab’ın ise Türk, hem sağ gözü, hem sağ elidir.
Ne yazık ki ülkelerimiz arasında öyle fırtınalar kopartıldı ki, sağ göz sol gözü göremez oldu. Ve bu karanlıkta, ortaya Ortadoğu’yu kesintisiz kana bulayacak bir İsrail Devleti çıkarıldı. Hıristiyan Avrupa, asırlardır kendi içinde bir ur gibi taşıdığı Yahudi Sorunu’nu, böylece Müslüman dünyaya transfer etmiş oldu.
21. yüzyılda bu çemberi parçalamak, iki büyük milleti ortak bir kader duygusunda birleştirmek zorundayız. Burhan Köroğlu, siyaset, sanat ve medyanın bu süreçte oynayabileceği, hatta oynamakta olduğu role dikkat çekiyor. Arap televizyonlarında gösterilen Türk dizileri daha şimdiden ülkemize bir Arap turist akını başlatmış bulunuyor. Fatmanur Altun, Türkiye’nin son yıllarda başlattığı bölge-yanlısı dış politikanın, sadece Arap yatırımcı ve turistlerin ülkemize ilgilerini attırmakla kalmadığını; yukarıda işaret edilen “düşman Türk” imajının silinmesine de ciddi katkıda bulunduğunu belirtiyor.
Melikşah Utku, Körfez ülkelerinde petrol fiyatlarının da artmasıyla oluşan sermayenin ticaret ve yatırımlar yoluyla Türkiye’ye akıtılabileceğinin; bunu ön şartının eski ideolojik takıntılardan kurtulan akılcı politikalar olduğunun altını çiziyor. Ümit Aksoy ise Batılı turistleri çekmek için kullandığımız oryantal imgelerin, Araplar söz konusu olunca bizi trajik bir açmaza sürüklediğini söyleyerek ilginç bir entelektüel değerlendirme yapıyor.
Kendimizi keşfettikçe, Arapları daha doğru anlıyoruz.

Paylaş Tavsiye Et