Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Kapak
Papa’nın siyasi teolojisi
Ahmet Okumuş
PA­KİS­TAN­LI bir ar­ka­da­şım an­lat­mış­tı. Ate­ist ola­rak ge­çir­di­ği ilk genç­lik yıl­la­rı­nın ar­dın­dan ko­yu Ka­to­lik bir ha­nım­la ev­le­nir. Hat­ta ni­kah ak­din­den ön­ce, ço­cuk­la­rı­nı Ka­to­lik ah­lak ve ma­ne­vi­ya­tı üze­re ye­tiş­tir­me­yi ka­bul et­ti­ği­ne da­ir bir ahit­na­me im­za­lar. Fa­kat za­man­la için­de de­rin bir an­lam ara­yı­şı kök sal­ma­ya baş­lar. Bir yan­da ken­di İs­la­mi kök­le­ri, di­ğer yan­da Ka­to­lik ai­le çev­re­si ve ara­da bo­ca­la­yan ki­şi­sel ate­iz­mi. Hum­ma­lı bir oku­ma ve araş­tır­ma sü­re­ci­ne gi­rer. Fark­lı din ve ulu­hi­yet an­la­yış­la­rı­nı in­ce­le­me­ye ko­yu­lur. So­nun­da çek­ti­ği ma­ne­vi ıs­tı­rab, bir ge­ce gör­dü­ğü ma­ni­dar bir rü­ya ile za­il olur. Dü­şün­de Hz. İsa, du­dak­la­rın­da İh­las su­re­sin­den ayet­ler, ona doğ­ru yü­rü­yor­dur.
Pa­pa’nın Al­man­ya ko­nuş­ma­sı, İs­lam ulu­hi­yet an­la­yı­şı­na eleş­ti­rel atıf­lar­da bu­lun­sa da, as­lın­da Hı­ris­ti­yan ila­hi­ya­tı­nın iç ge­ri­lim­le­ri­ni gös­ter­me­si ba­kı­mın­dan önem­li. Bu açı­dan ko­nuş­ma­da iki kri­tik alan tes­bit et­mek müm­kün. İl­ki, Hı­ris­ti­yan­lı­ğın, ge­nel­de İb­ra­hi­mi ge­le­ne­ğin, He­len mi­ra­sıy­la olan iliş­ki­si hak­kın­da söy­le­nen­ler. Ba­tı me­de­ni­ye­ti açı­sın­dan bu me­se­le­yi sem­bo­lik ola­rak iki ek­sen şeh­re atıf­la tar­tış­mak adet­tir: Ati­na ve Ku­düs. Ati­na, Yu­nan-Ro­ma mi­ra­sı­nı tem­sil eder­ken, Ku­düs Ya­hu­di-Hı­ris­ti­yan ge­le­ne­ği­nin rem­zi­dir. Bi­ri na­za­ri dü­şün­ce ve ak­lın kür­sü­sü, di­ğe­ri iman ve vah­yin ma­be­di­dir. Bu iki ku­ru­cu un­su­run bir­bir­le­riy­le na­sıl te­lif edi­le­ce­ği, iki şeh­rin öy­kü­sü­nün na­sıl ya­zı­la­ca­ğı, Hı­ris­ti­yan ila­hi­ya­tı­nın bu­gün de sü­ren mer­ke­zî tar­tış­ma­la­rın­dan bi­ri­dir. So­nuç­ta ta­rih için­de He­len­leş­miş Hı­ris­ti­yan­lık gi­de­rek güç­le­nen bir sen­tez ha­li­ni al­sa da, bu iki ku­tup­lu ge­ri­lim din­me­miş­tir.
Tar­tış­ma­ya bu­gün­kü gün­cel­li­ği­ni ve­ren­se bir­bi­riy­le ir­ti­bat­lı iki önem­li di­na­mik. Bi­rin­ci­si mo­der­ni­te­nin mak­ro sü­reç­le­ri­nin, özel­lik­le se­kü­ler­leş­me­nin, söz ko­nu­su ku­tup­lar­dan bi­ri aley­hi­ne sey­ret­miş ol­ma­sı. Ya­ni Ati­na-Ku­düs ge­ri­li­mi­ni tır­man­dı­ran ge­nel di­na­mik, mo­der­ni­te­nin özel­lik­le Av­ru­pa’da di­ni, pey­der­pey mar­ji­nal ve sa­vun­ma­cı bir ko­nu­ma sü­rük­le­me­si. Bu­na kar­şı Pa­pa ko­nuş­ma­sın­da as­lın­da in­ce­lik­li bir söy­lem stra­te­ji­siy­le, He­len mi­ra­sı­nı tas­dik edip sa­hip­le­ne­rek, mo­der­ni­tey­le di­ni dı­şa­rı­da bı­rak­ma­yan bir ir­ti­ba­tın yol­la­rı­nı arı­yor. Hı­ris­ti­yan­lı­ğa, He­len mi­ra­sı üze­rin­den, mo­der­ni­te nez­din­de meş­ru bir var­lık ala­nı aç­maya ça­ba­lıyor.
Pa­pa’yı ha­re­ke­te ge­çi­ren di­ğer di­na­mik ise Hı­ris­ti­yan ila­hi­ya­tı­na bi­raz da­ha iç­sel ba­zı tar­tış­ma­lar­dan kay­nak­la­nı­yor. Bu nok­ta­da Pas­cal’ın bi­zi “fey­le­sof­la­rın tan­rı­sın­dan İb­ra­him’in Tan­rı’sı­na” ça­ğı­ran meş­hur sö­zü­ne ya­pı­lan atıf an­lam­lı. Bu söz­de ifa­de­si­ni bu­lan, esa­sen He­len mi­ra­sı­nın Hı­ris­ti­yan ulu­hi­yet an­la­yı­şı­nı çar­pıt­tı­ğı fik­ri­dir. Bu fi­kir Pas­cal’la sı­nır­lı kal­ma­dı­ğı gi­bi, son­ra­la­rı Ni­etzs­che’nin Tan­rı’nın ölü­mü­nü ila­nı ve özel­lik­le Hei­deg­ger’in Tan­rı’yı bir töz-var­lık ki­pi ola­rak gö­rüp kav­ram­sal şe­ma­la­ra sı­kış­tı­ran ge­le­nek­sel fel­se­fi-me­ta­fi­zik te­olo­ji­ye (on­to-te­olo­ji) yö­nelt­ti­ği ten­kit­ler­le da­ha bir pe­kiş­miş­tir. Fel­se­fi­leş­miş (as­lın­da He­len­leş­miş) ulu­hi­yet an­la­yış­la­rı­na kar­şı ön­ce­ki çağ­lar­da gös­te­ri­len di­nî tep­ki­ler, mo­dern dö­nem­de bir bü­tün ola­rak me­ta­fi­zi­ğin sor­gu­la­nı­şıy­la bir­le­şin­ce, çok da­ha güç­lü bir ila­hi­yat eleş­ti­ri­si­ni ge­tir­miş­tir. Bu­gün bi­le din fel­se­fe­sin­de­ki en il­ginç tar­tış­ma­lar, me­ta­fi­zik­ten son­ra di­nin im­ka­nı ya da me­ta­fi­zi­ğin rağ­mı­na (post-me­ta­fi­zik) bir din ve ulu­hi­yet ta­sav­vu­ru­nun im­ka­nı üze­ri­ne ya­pı­lan tar­tış­ma­lar­dır.
He­len mi­ra­sı­nı sor­gu­la­ma­ya dö­nük bu tür eği­lim­ler as­lın­da biz­de de fark­lı et­ki­ler al­tın­da iz­le­ne­bi­lir. 20. yüz­yıl baş­la­rın­da ya­zan Mu­ham­med İk­bal’in ana te­ma­la­rın­dan bi­ri, Yu­nan me­ta­fi­zi­ği­nin İs­lam ke­la­mı­na yap­tı­ğı men­fi te­sir­ler­di. Yi­ne ya­kın za­man­da kay­bet­ti­ği­miz Şa­kir Ko­ca­baş’ın da sü­rek­li vur­gu­la­dı­ğı ana tez­le­rin­den bi­ri, Kur’an’da bu­lun­ma­yan ve Yu­nan fel­se­fe­si te­si­riy­le İs­lam dü­şün­ce­si­ne gi­ren ‘var­lık’ kav­ra­mı­nın Kur’an’ın ken­di iç kav­ram­sal sis­te­ma­ti­ği­ni per­de­le­di­ğiy­di. Pa­pa’nın ve Ka­to­lik Ki­li­se­si­’nin He­len-kar­şı­tı eği­lim­le­re tep­ki­si ise yal­nız­ca asır­lar­dır sü­ren fel­se­fi-te­olo­jik bir tar­tış­ma­ya mü­da­ha­le de­ğil; ay­nı za­man­da si­ya­si-te­olo­jik bir mü­da­ha­le. Zi­ra He­len­leş­miş Hı­ris­ti­yan­lı­ğın ana akım ol­du­ğu Ba­tı dün­ya­sın­da He­len mi­ra­sı­nı sor­gu­la­mak, as­lın­da ku­rum­sal­laş­mış Hı­ris­ti­yan­lı­ğa kar­şı tep­ki­nin ifa­de yol­la­rın­dan bi­ri ol­muş­tur. Bu ba­kım­dan Pa­pa’nın ko­nuş­ma­sı ku­rum­sal­laş­mış Hı­ris­ti­yan­lı­ğın ye­ni bir sa­vu­nu­su ola­rak da oku­na­bi­lir.
Pa­pa’nın ko­nuş­ma­sın­da gün­de­me ge­tir­di­ği ikin­ci kri­tik alan, mut­lak aş­kın­lık fik­ri­nin ve ira­de­ci ulu­hi­yet an­la­yı­şı­nın (te­olo­jik vo­lun­ta­rizm) di­nî ta­sav­vur ale­min­de ya­rat­tı­ğı prob­lem­ler. Pa­pa bu nok­ta­da İs­lam’a atıf­ta bu­lun­sa da, as­lın­da ila­hî aş­kın­lık me­se­le­si çok da­ha de­rin bir bi­çim­de Hı­ris­ti­yan ila­hi­ya­tın­da ken­di­ni hisse­t­ti­rir. İs­lam’da ten­zih-tes­bit den­ge­si ile aşıl­ma­ya ça­lı­şı­lan bu me­se­le, Hı­ris­ti­yan ila­hi­ya­tın­da ge­nel­de ya kar­ma­şık bir tes­lis te­olo­ji­si ya da kes­kin bir iman­cı­lık (fi­de­izm) do­ğu­rur. Bu ge­ri­li­min en ber­rak ifa­de­si­ni Ki­er­ke­ga­ard’da bu­lu­ruz. He­gel’in ge­çi­ci bir bi­linç du­ru­mu ola­rak gör­dü­ğü “mut­suz bi­linç”, Ki­er­ke­ga­ard’da in­san­lık du­ru­mu­mu­zun aşı­la­maz vas­fı olur. Tan­rı ile as­la bir tev­hi­de va­ra­ma­yan, vus­la­tı ta­da­ma­yan mü­mi­nin du­ru­mu, dai­mi bir mut­suz bi­linç ha­li, bir öz-ya­ban­cı­laş­ma ola­rak te­za­hür eder. Hiç­bir (He­gel­ci) üst sen­tez, in­sa­nı bu ge­ri­li­min aşıl­ma­sı­na gö­tür­mez. Mut­suz­luk şu­u­ru in­san için ar­tık bir sa­bi­te­dir. İla­hi aş­kın­lı­ğın na­sıl an­la­şıl­ma­sı ge­rek­ti­ği so­ru­nu İs­lam me­de­ni­ye­tin­de de muh­te­lif yak­la­şım­la­ra uç ver­miş, fa­kat hiç­bir za­man Hı­ris­ti­yan­lı­ğın ge­lip da­yan­dı­ğı bu nok­ta­ya var­ma­mış­tır. “Tan­rı’nın ölü­mü Hı­ris­ti­yan bir fe­no­men­dir” di­yen Der­ri­da, “Hı­ris­ti­yan­lık, di­nin so­nu­nun di­ni­dir” di­yen Ga­uc­het, söz­le­riy­le bu­na şe­ha­det et­miş olur­lar.
As­lın­da Pa­pa’nın ko­nuş­ma­sı­nı bi­zim için prob­lem­li kı­lan, İb­ra­hi­mi din­ler için her za­man meş­ru bi­rer tar­tış­ma ko­nu­su olan bu tür­den me­se­le­le­ri gün­de­me ta­şır­ken, İs­lam’ın an­cak bir tür kar­şı-mo­del (an­ti-mo­del) ya da bir su­imi­sal ola­rak zik­re­dil­me­si. İş­te bu nok­ta­da Pa­pa’nın fel­se­fi-te­olo­jik mü­da­ha­le­si, kar­şı­mı­za Av­ru­paî bir te­olo­jik mu­zaf­fe­ri­yet söy­le­mi olup çı­kı­yor. Fa­kat bu te­olo­jik za­fer söy­le­mi, yal­nız­ca İs­lam-Ba­tı ya da Tür­ki­ye-AB iliş­ki­le­ri açı­sın­dan de­ğil, Hı­ris­ti­yan dün­ya­sı için­de do­ğu­ra­bi­le­ce­ği ge­ri­lim­ler açı­sın­dan da dik­kat­le iz­len­me­ye de­ğer. Av­ru­pa, Ka­to­lik­li­ğin ve ge­nel­de Hı­ris­ti­yan­lı­ğın de­mog­ra­fik, et­nik ve kül­tü­rel ya­yı­lı­mı açı­sın­dan gi­de­rek mar­ji­nal­le­şen bir coğ­raf­ya. Ar­tık en iyi Hı­ris­ti­yan­lar Av­ru­pa’dan de­ğil, As­ya ve Af­ri­ka’dan çı­kı­yor. Böl­ge­sel ki­li­se­ler­de özerk­lik ta­lep­le­ri ar­tı­yor. Av­ru­pa’nın pe­ri­fe­ri­ye dön­dü­ğü bir Hı­ris­ti­yan dün­ya­sın­da, Pa­pa’nın mer­ke­zi­yet­çi mu­ha­fa­za­kâr te­ma­yül­ler­le Av­ru­pa’nın ha­mi­li­ği­ne so­yun­ma­sı, Ka­to­lik­li­ğin iç çe­şit­li­li­ği açı­sın­dan da cid­di so­run­lar ya­ra­ta­bi­lir. Va­ti­kan’ın si­ya­si teo­log­la­rı bu­nu he­sa­ba ka­ta­cak mı?

Paylaş Tavsiye Et