Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Dosya
TÜRKİYE’DE KRİZ ODAKLARI
Türkiye, müseccel kriz odakları cenneti. Krizcilerin yaptıkları hep yanlarına kâr kaldığından, kendinde birazcık güç vehmeden her şebeke bir ‘proje’ peşine düşüyor.
Aslında 27 Mayıs’la başlayan hükümet darbeleri, kriz odaklarına bir tür meşruluk sağlıyor. Ne 27 Mayıs, ne de 12 Eylül kurmayları yargılanabildi. Kimbilir, belki de beraat ederlerdi. Mesele mutlaka mahkûm edilmeleri değil, yargılanmış olmalarıydı. Eğer “Türkiye’de mahkemeler vardır!” denebilseydi, başına buyruk çetelerle bu denli uğraşmazdık.
Abdülhamit Kırmızı ile Talha Köse’nin giriş yazısı, iç kriz yaratmaya yönelik olayları tertip edenlerin kimliğine ışık tutuyor: Türkiye’de kendini rejimin koruyucusu sayan bazı kişi ve kurumlar, kendilerine yönelik eleştirileri Cumhuriyet’in ana ilkelerine ve devletin bekasına yapılmış saldırılar şeklinde topluma sunuyor. Böylece, yasadışı girişimlerine gerekçe temin etmeye çalışıyorlar.
Komplo teorileri konusundaki uzmanlarımızdan Aydoğan Vatandaş, bir tür “derin devlet çetesi” diye nitelendirilen Ergenekon’u irdeliyor. Erol Mütercimler’e dayanarak, 12 Eylül darbesini de bu örgütün planladığını belirten Vatandaş, bazı gereksiz çıkışlarını gerekçe göstererek, Büyükanıt’ın genelkurmay başkanlığına atanmayabileceğini ima ediyor.
Deneyimli gazeteci Abdurrahman Dilipak, genelkurmay başkanlığı meselesinin bazı odakların arzu ettiği tarzda çözülmemesi durumunda, ucu anayasa değişikliğine kadar gidebilecek hukuk dışı müdahalelerin olabileceğini düşünüyor. Başbakan Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasını ise “en az Büyükanıt’ın genelkurmay başkanlığı kadar tartışmalı” buluyor.
AKP’nin bir dönem daha iktidar olacağını söyleyen Taha Kıvanç, yeni cumhurbaşkanlığı için “AKP denince akla gelen kimler varsa onlardan birinin istendiği” kanaatinde.
Ahval ve şerait bundan ibaret.

Paylaş Tavsiye Et