Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Dünya Siyaset
Ankara Kıbrıs’ı ‘eylem’e hazırlıyor
Muzaffer Şenel
KIB­RIS so­ru­nu yak­la­şık son el­li yıl­dır Türk dış po­li­ti­ka­sı­nı et­ki­li­yor. Gü­ney­de­ki Rum­lar, 1 Ma­yıs 2004’te ‘Kıb­rıs Cum­hu­ri­ye­ti’ adıy­la AB’ye tam üye­li­ğin ar­dın­dan, Tür­ki­ye-AB iliş­ki­le­ri­ni blo­ke et­me şan­sı­nı el­de et­ti­ler. Gü­ney Kıb­rıs’ın AB’ye tam üye­li­ği ke­sin­le­şin­ce An­ka­ra, so­ru­nun BM’den AB’ye kay­mak­ta ol­du­ğu­nu fark et­ti. Bu ne­den­le An­nan Pla­nı’nı mü­za­ke­re et­me­yi ka­bul ede­rek ye­ni bir dip­lo­ma­tik gi­ri­şim baş­lat­tı. New York ve Bür­gens­tock’ta ya­pı­lan gö­rüş­me­ler so­nu­cun­da or­ta­ya çı­kan met­ni, 24 Ni­san 2004 re­fe­ran­du­mun­da, Kıb­rıs­lı Türk­ler ka­bul eder­ken; Rum­ ta­ra­fı ise red­det­ti. Ge­rek pla­nın mü­za­ke­re­si, ge­rek­se re­fe­ran­dum sü­re­cin­de ak­tif bir dip­lo­ma­si ile ‘çö­züm­süz­lü­ğün ne­de­ni­nin Rum­lar ol­du­ğu’ me­sa­jı tüm dün­ya­ya ve­ril­me­ye ça­lı­şıl­dı. Bu du­rum Tür­ki­ye’nin dip­lo­ma­tik ve psi­ko­lo­jik üs­tün­lük ka­zan­ma­sı­na yol aç­tı. AB üye­si Rum ta­ra­fı­nın Tür­ki­ye-AB iliş­ki­le­ri­ni blo­ke et­me ça­ba­sı ise ta­ra­ma sü­re­ci­nin baş­la­dı­ğı 3 Ekim 2005’ten iti­ba­ren da­ha da yo­ğun­laş­ma­ya baş­la­dı. Rum­la­rın bu si­ya­sî ka­za­nı­mı, An­ka­ra’nın dip­lo­ma­tik/psi­ko­lo­jik üs­tün­lü­ğü­nü si­ya­sî ka­zan­ca dö­nüş­tür­me­si­ni en­gel­le­di.
 
Çö­züm İçin Bir Adım Ön­de Ol­ma
An­ka­ra, 24 Ocak’ta Kıb­rıs so­ru­nu­na kap­sam­lı ve adil bir çö­züm bul­mak için 10 mad­de­lik bir Ey­lem Pla­nı açık­la­dı. An­ka­ra’nın 24 Ni­san re­fe­ran­du­mun­dan bu­gü­ne, tek ta­raf­lı ola­rak sun­du­ğu çö­züm öne­ri­le­ri­nin sis­te­ma­ti­ze edil­miş ha­li olan Ey­lem Pla­nı, Tür­ki­ye’yi çö­züm odak­lı ve viz­yon sa­hi­bi, Rum­la­rı ise çö­züm­süz­lü­ğün ad­re­si ola­rak gös­ter­me stra­te­ji­si­nin bir par­ça­sı. 26 Ocak’ta Da­vos’ta baş­la­yan Dün­ya Eko­no­mi Fo­ru­mu ön­ce­si açık­la­nan plan­la, An­ka­ra, re­fe­ran­dum son­ra­sın­da­ki dip­lo­ma­tik üs­tün­lü­ğü­nü ta­ze­le­ye­rek mu­ha­fa­za et­me­yi, BM’yi ye­ni­den dev­re­ye so­ka­rak AB’yi sü­reç dı­şın­da tut­ma­yı, AB’nin Güm­rük Bir­li­ği Ek Pro­to­ko­lü’nün uy­gu­lan­ma­sı çer­çe­ve­sin­de Türk li­man ve ha­va sa­ha­sı­nın Rum­la­ra açıl­ma­sı için ya­pa­ca­ğı bas­kı­yı ha­fif­let­me­yi ve Mart’ta baş­la­ma­sı plan­la­nan fii­lî mü­za­ke­re sü­re­cin­de Rum­la­rı AB için­de izo­le et­me­yi amaç­lı­yor. Pla­nın ana he­de­fi, An­ka­ra’nın Ek Pro­to­kol ge­re­ğin­ce Rum­la­ra Türk li­man ve ha­va sa­ha­sı­nı aç­ma­sı kar­şı­lı­ğın­da, Kıb­rıs­lı Türk­le­re yö­ne­lik ulus­la­ra­ra­sı tec­ri­de son ve­ril­me­si. Re­fe­ran­dum son­ra­sı BM Ge­nel Sek­re­te­ri An­nan’ın 28 Ma­yıs 2004’te Gü­ven­lik Kon­se­yi’­ne sun­du­ğu ra­por, Kıb­rıs­lı Türk­le­re yö­ne­lik am­bar­go­ya son ve­ril­me­si­ni ön­gö­rü­yor­du. Rus­ya’nın ve­to et­ti­ği söz ko­nu­su ra­por­la uyum­lu olan plan; adil, kap­sam­lı ve ka­lı­cı çö­züm yo­lun­da bir şans. Tür­ki­ye bu gi­ri­şi­mi, ulus­la­ra­ra­sı ka­mu­oyun­da ak­tif bir ile­ti­şim kam­pan­ya­sıy­la des­tek­le­di­ği öl­çü­de, dip­lo­ma­tik ka­zan­ca dö­nüş­tür­me im­ka­nı bu­la­cak. Kıb­rıs so­ru­nu­nun çö­zü­mü yo­lun­da­ki ça­ba­la­rın Rum­lar­ca en­gel­len­di­ği ka­naa­ti yay­gın ola­rak be­nim­se­nir­se, tec­ri­din kal­dı­rıl­ma­sı yo­lun­da sür­priz ge­liş­me­le­rin ya­şan­ma­sı muh­te­mel.
Ey­lem Pla­nı’na Rum ve Yu­nan ta­ra­fı şim­di­lik so­ğuk ba­kı­yor. AP, plan kar­şı­tı dip­lo­ma­tik se­fer­ber­lik baş­la­tan Yu­nan­lı ve Rum üye­le­ri­ne rağ­men, pla­nı des­tek­le­di­ği­ni açık­la­dı. Ati­na ve Pa­pa­do­pu­los’un, İn­gil­te­re, ABD ve BM’den ge­le­cek bas­kı­la­ra ne ka­dar di­re­ne­bi­le­cek­le­ri­ni, Rus­ya’nın tu­tu­mu be­lir­le­ye­cek. Tür­ki­ye, Rus­ya’nın BM’de­ki tu­tu­mu­nu de­ğiş­tir­me­yi ba­şa­ra­bi­lir­se, Ey­lem Pla­nı ha­ya­ta geç­me­se bi­le, BM Ge­nel Sek­re­te­ri An­nan’ın 28 Ma­yıs 2004 ta­rih­li Kıb­rıs Ra­po­ru’nun onay­lan­ma­sı sağ­la­na­bi­lir.
BM, İn­gil­te­re ve ABD’nin des­tek­le­di­ği pla­nın en te­mel özel­li­ği, il­gi­li ta­raf­la­rın hu­ku­kî ve si­ya­sî po­zis­yon­la­rı­na hiç­bir şe­kil­de za­rar ver­me­me­si ve so­ru­nun çö­zü­mü için BM gö­ze­ti­min­de Ma­yıs/Ha­zi­ran ay­la­rın­da tüm ta­raf­la­rın ka­tı­la­ca­ğı ‘Dört­lü Zir­ve’ çağ­rı­sı yap­ma­sı­dır. ‘Dört­lü Zir­ve’ ger­çek­le­şir­se ilk de­fa Tür­ki­ye, Yu­na­nis­tan ve Kıb­rıs­lı Türk­ler ile Rum­lar ay­nı plat­for­mu pay­laş­mış ola­cak­lar.
Ey­lem Pla­nı’nın İn­gi­liz Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı Jack Straw’un Ada’yı zi­ya­re­tin­den he­men ön­ce açık­lan­ma­sı ve Straw’un Meh­met Ali Ta­lat’la KKTC Cum­hur­baş­kan­lı­ğı ko­nu­tunda gö­rüş­me­si, Rum­lar ta­ra­fın­dan tep­kiy­le kar­şı­lan­dı. Straw’un Rum ha­va­alan­la­rın­dan de­ğil, Ağ­ro­tur İn­gi­liz Ha­va Üs­sü’nden kal­kan bir uçak­la An­ka­ra’ya git­me­si, Lon­dra’nın pla­na açık des­te­ği­ni gös­te­ri­yor. Des­te­ğin ana ne­de­ni, İn­gil­te­re’nin AB’de­ki ‘Fran­sal­man­ya’ blo­ğu­nu et­ki­le­ye­bi­le­cek tek güç ola­rak gör­dü­ğü Tür­ki­ye’nin üye­li­ği­ni, ken­di çı­ka­rı için önem­li bul­ma­sın­dan kay­nak­lan­mak­ta. Fii­lî mü­za­ke­re sü­re­cin­de iler­le­me sağ­la­ya­bil­me­nin ana ko­şu­lu­nun Kıb­rıs’ta ya­şa­nan tı­ka­nık­lı­ğın aşıl­ma­sı ol­du­ğu­nu bi­len Lon­dra, AB’den zi­ya­de BM ze­mi­nin­de bir çö­züm­den ya­na olan ABD ile bir­lik­te, önü­müz­de­ki sü­reç­te Tür­ki­ye’nin kon­jonk­tü­rel yan­daş­la­rı ola­cak­tır.
Ha­zi­ran 2006’ya ka­dar­ki sü­reç hem BM, hem de Av­ru­pa’nın sa­mi­mi­yet sı­na­vı ola­cak. Zi­ra Kıb­rıs­lı Türk­le­re An­nan Pla­nı’na ‘evet’ de­me­le­ri kar­şı­lı­ğın­da am­bar­go­la­rın son bu­la­ca­ğı sö­zü­nü ve­ren­ler için bu Ey­lem Pla­nı son şans. Brük­sel’in, ola­sı et­ki­le­ri kü­re­sel den­ge­le­ri de­ğiş­ti­re­bi­le­cek ni­te­lik­te olan An­ka­ra’yla iliş­ki­le­ri­ni Rum­la­rın ipo­te­ği­ne koy­ma­yı gö­ze al­ma­sı za­yıf bir ih­ti­mal. Gö­rü­nen o ki, An­ka­ra atak yap­tık­ça Brük­sel’in ka­ça­cak ye­ri kal­mı­yor. Önü­müz­de­ki bir­kaç yıl için­de Kıb­rıs Türk Dev­le­ti ta­kım­la­rı Av­ru­pa ku­pa­la­rın­da yer alır­sa kim­se şa­şır­ma­sın.
 
Türkiye’nin Kıbrıs Eylem Planı
1.        Türkiye’nin deniz limanlarının, AT-Türkiye Gümrük Birliği Anlaşması kapsamındaki malların ticareti çerçevesinde Kıbrıs Rum gemilerine açılması;
2.        Kıbrıs Rum havayolu taşıyıcılarının üst uçuşlar için Türk hava sahasını ve Türk havaalanlarını kullanmalarına, ilgili uluslararası kurallar ve usuller çerçevesinde izin verilmesi;
3.        Gazimagosa, Girne ve Gemikonağı dâhil, Kuzey Kıbrıs’taki limanların, Kıbrıs Türk yönetimi altında malların, kişilerin ve hizmetlerin uluslararası dolaşımına açılması;
4.        Ercan Havaalanı’nın Kıbrıs Türk yönetimi altında doğrudan uçuşlara açılması;
5.        Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik bir varlık olarak AB Gümrük Birliği’ne pratik açıdan dâhil edilmesi amacıyla, özel düzenlemelerin yürürlüğe girmesi. Ada’daki taraflar arasında ve taraflar ile dünyanın geri kalanı arasında ticaretin engelsiz biçimde yapılmasının sağlanması;
6.        Kıbrıs Türk tarafının uluslararası sportif, kültürel ve sosyal alanlardaki diğer faaliyetlere serbestçe katılabilmesi;
 
Uygulama için şu adımlar önerilmektedir:
7.        Üzerinde mutabık kalınacak bir takvim çerçevesinde bir bütün olarak uygulanacak Eylem Planı’na nihaî şeklini vermek amacıyla, BM Genel Sekreteri’nin himayesinde ve Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs Türk tarafı ve Kıbrıs Rum tarafının katılımıyla en geç Mayıs/Haziran 2006’ya kadar bir üst düzey toplantı gerçekleştirilmesi;
8.        Toplantının sonuçlarının BM Genel Sekreteri tarafından BM Güvenlik Konseyi’ne sunulması; BM Genel Sekreteri’nin ayrıca, gelişmeleri Güvenlik Konseyi’ne rapor etmek amacıyla, planın uygulanmasını sürekli gözetim altında tutacak bir mekanizma kurulması hususunu da değerlendirmesi;
9.        BM’nin ve AB Komisyonu’nun özellikle Kıbrıs Türk tarafına sağlayacağı destek, önerilen tedbirlerin uygulanmasını kolaylaştırmaya yardımcı olacaktır.
10.     Eylem Planı hiçbir şekilde ilgili tarafların hukukî ve siyasî pozisyonlarına halel getirmeyecektir. Eylem Planı, Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm perspektifinden, Ada’da gerçek bir işbirliği ve karşılıklı güven ortamı yaratmayı amaçlamaktadır.
 
 

Paylaş Tavsiye Et