Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Türkiye Ekonomi
10 soruda, “enflasyon hedeflemesi ve Türkiye”
Nihat Gümüş
1. Enf­las­yon he­def­le­me­si ne­dir?
OCAK 2006’dan iti­ba­ren Tür­ki­ye’de uy­gu­la­ma­ya ko­nu­lan enf­las­yon he­def­le­me­si re­ji­mi; mer­kez ban­ka­sı­nın ni­haî he­de­fi olan fi­yat is­tik­ra­rı­nın sağ­lan­ma­sı ve sür­dü­rül­me­si ama­cı­na yö­ne­lik ola­rak pa­ra po­li­ti­ka­sı­nın ma­kul bir dö­nem için be­lir­le­nen sa­yı­sal bir enf­las­yon he­de­fi ya da he­def ara­lı­ğı­na da­yan­dı­rıl­ma­sı ve bu­nun ka­mu­oyu­na açık­lan­ma­sı şek­lin­de ta­nım­la­na­bi­len pa­ra po­li­ti­ka­sı uy­gu­la­ma­sı­dır.
 
2. Enf­las­yon he­def­le­me­si me­ka­niz­ma­sı na­sıl iş­ler?
Enf­las­yon he­def­le­me­si sis­te­mi­nin iş­le­ye­bil­me­si için, pa­ra oto­ri­te­si­nin ser­best bir kam­bi­yo re­ji­mi al­tın­da kur­la­rı ser­best bı­rak­ma­sı ve pi­ya­sa­la­ra mü­da­ha­le ge­re­ken du­rum­lar­da yal­nız­ca fa­iz ens­trü­ma­nı­nı kul­lan­ma­sı ge­re­kir. Bu­na gö­re, enf­las­yo­nist bas­kı du­ru­mun­da mer­kez ban­ka­sı, fa­iz­le­ri yük­sel­te­rek pi­ya­sa­da­ki pa­ra ta­le­bi­ni aşa­ğı çe­ker. Bu mü­da­ha­le, ak­ta­rım me­ka­niz­ma­la­rı va­sı­ta­sıy­la fi­yat­la­ra yan­sır. An­cak, enf­las­yon he­def­le­me­si re­ji­mi­nin iş­le­yi­şi­ni en iyi “bek­le­yiş­ler mo­de­li” yansıtır. Bu mo­de­le gö­re, bir enf­las­yon he­de­fi açık­la­yan mer­kez ban­ka­sı, eko­no­mi­de­ki tüm fi­yat­la­ra iliş­kin bek­len­ti­le­ri şe­kil­len­di­re­rek ola­sı fi­yat ar­tış­la­rı­nı kon­trol al­tın­da tu­tar.
 
3. Enf­las­yon he­def­le­me­si yön­te­mi fi­yat is­tik­ra­rı­na yö­ne­lik di­ğer yön­tem­ler­den han­gi yön­le­ri ile ay­rı­lır?
Fi­yat is­tik­ra­rı­nın sağ­lan­ma­sı­na yö­ne­lik di­ğer yön­tem­ler, kur ve pa­ra­sal bü­yük­lük he­def­le­me­si­dir. Enf­las­yon he­def­le­me­si­ni, kur he­def­le­me­sin­den fark­lı kı­lan en önem­li hu­sus pa­ra po­li­ti­ka­sı­nı ye­rel eko­no­mik şok­la­ra ce­vap ve­re­bil­me nok­ta­sın­da da­ha es­nek ha­le ge­tir­me­si­dir. Öte yan­dan, pa­ra­sal bü­yük­lük he­def­le­me­si­nin ak­si­ne enf­las­yon he­def­le­me­sin­de mer­kez ban­ka­sı pi­ya­sa­da­ki pa­ra mik­ta­rı­nı et­ki­le­ye­rek enf­las­yo­nun do­lay­lı ola­rak kon­trol al­tın­da tut­ma yo­lu­na git­mez. Doğ­ru­dan enf­las­yo­nu he­def alır. Enf­las­yon he­de­fi­ni ger­çek­leş­tir­mek için enf­las­yon tah­min­le­ri ya­pa­rak he­de­ften muh­te­mel sap­ma­la­ra kar­şı pa­ra­sal araç­la­rı na­sıl kul­la­na­ca­ğı­nı ve po­li­ti­ka­sı­nı be­lir­ler. Ay­rı­ca, fi­yat is­tik­ra­rı­nı sağ­la­ma­ya dö­nük di­ğer po­li­ti­ka­la­ra na­za­ran enf­las­yon he­def­le­me­si da­ha an­la­şı­lır bir re­jim­dir.
 
4. Enf­las­yon he­def­le­me­si­nin baş­lı­ca avan­taj­la­rı ne­ler­dir?
Enf­las­yon he­def­le­me­si­nin en önem­li avan­ta­jı, pa­ra po­li­ti­ka­sı­nın uy­gu­lan­ma­sı sü­re­cin­de şef­faf­lı­ğı ar­tır­ma­sı­dır. Uy­gu­la­nan po­li­ti­ka­nın ba­şa­rı­ya ulaş­ma­sı­nın ön­ko­şu­lu mer­kez ban­ka­sı­nın at­tı­ğı hiç­bir adım­da şef­faf­lı­ğı el­den bı­rak­ma­ma­sı­dır. Bu du­rum he­sap ve­ri­le­bi­lir­li­ği ve gü­ve­ni­lir­li­ği ar­tı­rır. Ay­rı­ca, hü­kü­met ta­ra­fın­dan des­tek­le­nen bir enf­las­yon he­def­le­me­si po­li­ti­ka­sı ma­lî di­sip­li­nin sağ­lan­ma­sı­nı ko­lay­laş­tı­rır. Bu re­jim al­tın­da, enf­las­yon doğ­ru­dan he­def alın­dı­ğı için ge­rek­li ön­ko­şul­lar sağ­lan­dık­tan son­ra ba­şa­rı­ya ulaş­ma ih­ti­ma­li da­ha yük­sek­tir.
 
5. Enf­las­yon he­def­le­me­si­nin baş­lı­ca de­za­van­taj­la­rı ne­ler­dir?
Enf­las­yon he­def­le­me­si çok ka­tı ve ta­viz­siz uy­gu­lan­ma­sı ge­re­ken bir po­li­ti­ka­dır. Bu da ki­mi du­rum­lar­da et­kin olma­yan üre­tim den­ge­le­ri­ne yol aça­bi­lir. Özel­lik­le pet­rol fi­yat­la­rın­da­ki ani de­ği­şik­lik­ler gi­bi arz şok­la­rın­da eko­no­mi, üre­te­bi­le­ce­ği mik­ta­rın al­tın­da bir çık­tı se­vi­ye­sin­de den­ge­ye ge­le­bi­lir. Ay­rı­ca bu po­li­ti­ka kı­sa va­de­de bü­yü­me­yi sı­nır­lan­dı­ra­bi­lir. Sis­te­min uy­gu­lan­ma­sı için en önem­li ön­ko­şul­lar­dan bi­ri olan es­nek kur re­ji­mi de ma­lî is­tik­rar­sız­lık­la­ra se­bep ola­bi­lir.
 
6. Enf­las­yon he­def­le­me­si uy­gu­la­yan ül­ke­ler­de ne­ler ol­du?
Enf­las­yon he­def­le­me­si 1990’lar­da bir­çok ül­ke­de uy­gu­la­ma­ya kon­du. Uy­gu­la­ma, özel­lik­le Ye­ni Ze­lan­da, Ka­na­da, İn­gil­te­re, İs­veç, Fin­lan­di­ya, Avus­tral­ya ve İs­pan­ya gi­bi ge­liş­miş ül­ke­ler­de­ki müs­pet so­nuç­la­rın ar­dın­dan ge­liş­mek­te olan ül­ke­ler­de de gün­de­me gel­di. Şi­li ve Mek­si­ka, enf­las­yon he­def­le­me­si yo­luy­la yük­sek dü­zey­ler­de sey­re­den enf­las­yo­nu aşa­ğı çe­ke­bil­me­yi ba­şar­dı.
 
7. Uy­gu­la­ma­nın ba­şa­rı­sız­lık­la so­nuç­lan­dı­ğı ör­nek­ler de var mı?
Enf­las­yon he­def­le­me­si uy­gu­la­ma­sı Bre­zil­ya’da baş­lan­gıç­ta olum­lu so­nuç­lar ver­me­si­ne rağ­men ba­şa­rı­ya ula­şa­ma­dı. Dış kay­nak­lı ma­lî şok­lar, kü­re­sel eko­no­mi­ye sı­kı sı­kı­ya bağ­lı olan ül­ke­de uy­gu­la­ma­nın ba­şa­rı­ya ula­şa­ma­ma­sı­nın en önem­li se­be­bi idi. Bu­na gö­re kur­lar­da­ki aşı­rı dal­ga­lan­ma­lar enf­las­yo­na dö­nük bek­le­yiş­le­ri olum­suz yön­de et­ki­le­ye­rek enf­las­yon he­def­le­ri­nin aşıl­ma­sı­na se­bep ol­du. Ay­rı­ca, ma­lî di­sip­li­nin sağ­la­na­ma­ma­sı ve ma­lî pi­ya­sa­la­rın sığ­lı­ğı, po­li­ti­ka­nın ba­şa­rı­sız­lı­ğı­nın di­ğer se­bep­le­ri ara­sın­da sa­yı­la­bi­lir.
 
8. Bir eko­no­mi­de enf­las­yon he­def­le­me­si­ne geç­me­nin ön­ko­şul­la­rı ne­ler­dir?
Enf­las­yon he­def­le­me­si po­li­ti­ka­sı­nın en önem­li ön­ko­şul­la­rın­dan bi­ri, ma­lî di­sip­li­nin mut­lak bir bi­çim­de sağ­lan­mış ol­ma­sı; bir baş­ka de­yiş­le ka­mu borç­lan­ma ih­ti­ya­cı­nın, fa­iz­le­rin pa­ra po­li­ti­ka­sı ara­cı ola­rak kul­la­nıl­ma­sı­nı en­gel­le­ye­cek dü­zey­de bir ma­lî bas­kın­lık oluş­tur­ma­ma­sı­dır. Yi­ne özel­lik­le dış kay­nak­lı şok­la­ra aşı­rı tep­ki­ler ver­me­ye­cek iş­lev­sel dö­viz, pa­ra ve ser­ma­ye pi­ya­sa­la­rı ara­nan bir di­ğer ön­ko­şul­dur. Bu bağ­lam­da, bir ül­ke­nin fi­nan­sal ge­liş­miş­lik dü­ze­yi, uy­gu­la­na­cak po­li­ti­ka­nın ba­şa­rı ola­sı­lı­ğı­nın de­ğer­len­di­ril­me­sin­de önem­li bir gös­ter­ge­dir. Enf­las­yon he­de­fi­ni te­mel pa­ra po­li­ti­ka­sı ola­rak se­çen ül­ke ör­nek­le­rin­de göz­le­nen bir di­ğer ni­te­lik ise bu po­li­ti­kay­la ba­şa­rı­ya ula­şan eko­no­mi­le­rin uy­gu­la­ma­ya baş­la­dık­la­rı dö­nem­ler­de dü­şük enf­las­yon dü­zey­le­ri­ne sa­hip ol­ma­la­rı­dır.
 
9. Uy­gu­la­ma­nın be­ra­be­rin­de ge­tir­di­ği risk­ler ne­ler­dir?
Uy­gu­la­ma ge­liş­mek­te olan pi­ya­sa­lar için be­ra­be­rin­de önem­li risk­ler de ge­tir­mek­te. Özel­lik­le, ge­rek ca­ri açı­ğın fi­nans­ma­nı ge­rek­se ka­mu borç ih­ti­ya­cı nedeniy­le dı­şa ba­ğım­lı olan eko­no­mi­ler­de, ola­sı dış­sal şok­lar po­li­ti­ka­nın uy­gu­la­ma­sı­na ket vu­ra­bi­li­yor. Ay­rı­ca, uy­gu­la­ma sı­kı ma­lî di­sip­lin ge­rek­tir­di­ği için, aza­lan ka­mu ya­tı­rım­la­rı­na bağ­lı ola­rak, eko­no­mi­ler için acı bir re­çe­te ha­li­ne ge­le­bi­li­yor.
 
10. Ön­ko­şul­lar göz önü­ne alın­dı­ğın­da Tür­ki­ye’nin enf­las­yon he­def­le­me­si­ne ha­zır ol­du­ğu söy­le­ne­bi­lir mi?
Tür­ki­ye, 2002 yı­lın­dan bu ya­na sür­dür­dü­ğü eko­no­mi po­li­ti­ka­la­rı ne­ti­ce­sin­de enf­las­yon he­def­le­me­si­nin uy­gu­la­na­bi­le­ce­ği bir ül­ke ha­li­ne gel­di. Ge­rek sağ­la­nan ma­lî di­sip­lin, ge­rek­se ya­pı­sal re­form­lar ne­ti­ce­sin­de Tür­ki­ye, mak­ro­eko­no­mik bü­yük­lük­ler bağ­la­mın­da önem­li me­sa­fe­ler kat et­ti. Enf­las­yon ve ka­mu­nun borç­lan­ma ge­rek­si­ni­mi, uy­gu­la­ma­ya ola­nak sağ­la­yan dü­zey­le­re ge­ri­le­di. Bü­yü­me is­tik­rar­lı bir dü­ze­ye ka­vuş­tu. Ay­rı­ca Mer­kez Ban­ka­sı’nın ba­ğım­sız­lı­ğı, şef­faf­lı­ğı ve he­sap ve­re­bi­lir­li­ği ko­nu­la­rın­da da önem­li adım­lar atıl­dı. Bu olum­lu ge­liş­me­le­re rağ­men enf­las­yon he­def­le­me­si­ne ge­çiş bir­çok so­ru­yu da be­ra­be­rin­de ge­ti­ri­yor. Tür­ki­ye 2002’den iti­ba­ren kü­re­sel eko­no­mik ge­liş­me­le­re da­ha da ba­ğım­lı ha­le gel­di. Bu­ra­dan ha­re­ket­le, ca­ri açı­ğı­nı bü­yük oran­da kı­sa va­de­li port­föy ya­tı­rım­la­rı ile fi­nan­se eden Tür­ki­ye için, dış­sal şok­la­rın ma­lî is­tik­rar­sız­lık­la­ra yol aç­ma­sı muh­te­mel bir so­run teş­kil edi­yor. Asıl önem­li so­ru ise, söz ko­nu­su uy­gu­la­ma­nın iş­siz­lik ve re­fa­hın top­lu­mun tüm kat­man­la­rı­na ya­yıl­ma­sı gi­bi re­el so­run­la­rın çö­zü­mü­ne ne de­re­ce kat­kı­da bu­lu­na­ca­ğı. Bu du­rum, ne­ok­la­sik mo­de­lin ta­viz­siz bi­çim­de uy­gu­lan­dı­ğı, kü­re­sel fi­nans ka­pi­ta­liz­mi­ne her ge­çen gün da­ha faz­la en­teg­re olan ül­ke­miz­de, po­li­ti­ka ya­pı­cı­la­rı­nı en faz­la zor­la­ya­cak so­run ola­rak or­ta­ya çı­kı­yor.
 

Paylaş Tavsiye Et
Türkiye Ekonomi
DİĞER YAZILAR