Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Dünya Siyaset
Gürcistan’da ipler kimin elinde?
Ekrem Karakoç
“OYSA ben ABD politikalarının en büyük takipçisiydim. Irak konusunda desteğime ihtiyaç duyulduğunda bunu verdim. Burada olup biteni izah etmekte güçlük çekiyorum.” Bu sözler ABD destekli darbe ile görevinden uzaklaştırılan Gürcistan’ın Amerikan yanlısı eski lideri Eduard Şevardnadze’ye ait. Bu ülkede kadife devrim olarak adlandırılan sivil darbe tarihsel ve siyasal açıdan önemli; çünkü belki de dünya tarihinde ilk defa ‘kansız darbe’ konusunda profesyonel eğitim almış sivil bir grup Gürcistan’da iktidarı ele geçirdi.
Eski komünist ülkelerde açtığı üniversiteler ve vakıflar aracılığıyla demokratikleşme konusunda çalışmaları ile tanınan George Soros’un Açık Toplum Vakfı Gürcistan’daki darbede aktif rol oynadı. Açık Toplum Gürcistan-Vakfı, Ulusal Hareket Partisi’nin lideri ve 4 Ocak seçimlerinin muhtemel galibi olan Mihail Şaakaşvili’nin en büyük destekçisi Kmara (Yeter) adlı öğrenci hareketinin faaliyetlerini finanse etti. Bu örgüte üye yaklaşık bin öğrenci Sırbistan’daki Otgar (Direniş) adlı Sırp öğrenci hareketinden “darbe nasıl yapılır” dersi aldı. Sponsorluğunu Soros’un yaptığı Eurasianet.org’un haberine göre Açık Toplum Gürcistan-Vakfı Başkanı Alexander Lomaia, Kmara’ya bir kısmı bu eğitimde kullanılmak üzere 300 bin dolarlık yardımda bulundu. Bilindiği gibi, Otgar adlı öğrenci hareketi 2000 Eylül ayında Miloseviç’i iktidardan indiren halk ayaklanmasının liderliğini yapmıştı. Bu örgütün lideri benzer olayların başka ülkelerde de yaşanabileceği sinyalini veriyor. Otgar hareketinin liderine göre örgüt, Gürcülerden başka adını saklı tuttuğu ülke vatandaşlarına da benzer eğitim verdi. Bazı uzmanlara göre bu tür darbe girişimi ilk değil. Bu uzmanlar 2001 yılında benzer bir ayaklanmanın Beyaz Rusya’da başlatıldığını, ancak başarısızlıkla sonuçlandığını iddia ediyorlar.
Bu arada sivil darbenin başarıya ulaşmasında etkili olan diğer aktörleri de unutmamak gerekir. Siyasi ve ekonomik kriz ortamında medya ve devletin güvenlik kuruluşları da darbede önemli rol oynadılar. Gürcistan uluslararası baskıların da etkisiyle, Şevardnadze döneminde oldukça özgür bir medyaya sahip oldu. Muhalifler televizyon dahil tüm medyayı etkin olarak kullandı. Ayaklanmanın başarıya ulaşmasındaki diğer güçler ise Şevardnadze’nin emirlerine itaat etmeyen Gürcü ordusu (NATO şemsiyesi altında ABD tarafından eğitildiği hatırlanmalıdır) ve özellikle üst düzey polis yetkilileri idi.
Peki ABD’nin Şevardnadze gibi Amerikan yanlısı bir lidere karşı darbeye izin vermesinin altında yatan sebep nedir? ABD’nin Şevardnadze’ye desteğini çekmesinin altında hiç de şaşırtıcı olmayan pragmatik nedenler yatıyor. ABD, nerede olursa olsun, toplumsal muhalefetin artmasından ve yönetime Amerikan yanlısı olmayan rejimlerin gelmesinden kaygı duyuyor. Şevardnadze’ye gelince, o bölgedeki diğer liderlerin en demokratik yönetimi sergileyeni olmakla birlikte, halkı tarafından siyasi ve ekonomik açıdan başarısız görülen bir liderdi. Bu yüzden, ülkedeki siyasi istikrarsızlığın büyümesinden ve ülkede özellikle özerk bölge liderleri üzerinde nüfuz sahibi olan Rusya’nın kârlı çıkmasından çekinen ABD yönetimi, Şevardnadze’nin indirilmesine yeşil ışık yaktı.
 
Rusya ve Seçimler
90’lı yılların ilk yarısında Rusya Şevardnadze’yi devirmek için yapılan birçok darbe girişimini desteklemişti. Sonraki yıllarda ise Rusya’nın tavrı yumuşama gösterdi ve Rus yönetimi açısından Şevardnadze ehveni şer bir lider olarak görülmeye başlandı. Tamamen ABD yörüngesinde politika yapacakları sinyalleri veren ve seçim sonrası iktidarı paylaşacaklarına kesin gözüyle bakılan Ulusal Hareket Partisi lideri Şaakaşvili ve diğer darbe liderlerinden Demokratlar Bloku liderleri Nino Burjanadze ve Zurab Zhvania ise ABD yanlısı söylemleri sebebiyle Moskova tarafından tehdit olarak algılanıyor. Özellikle radikal ve popülist bir politikacı olarak bilinen Şaakaşvili’nin Rusya’yı ülkedeki Rus askerleri ve özerk bölgelere yönelik politikaları nedeniyle sert bir şekilde eleştirmesinden sonra Rusya elindeki kartlarını Tiflis’e yeniden hatırlattı.
Moskova’nın bu kartları Tiflis ile siyasi bağlarını en aza indirmek isteyen Abhazya, Güney Osetya ve Acara Özerk bölgeleridir. Rusya Gürcistan vatandaşlarına vize uygulamasına karşın Güney Osetya ve Abhazya halkından vize talep etmiyor. Sivil darbe sonrasında, Tiflis’le ilişkiye geçmeden Acara Özerk bölgesine de vize kolaylığı getiren Moskova, bu üç bölgenin liderlerini Moskova’da ağırlayarak bu bölgelerin özerk statülerinin destekçisi olacağını gösterdi. Rusya’nın Acara ve Abhazya Özerk bölgelerinde ve Güney Gürcistan’da askeri üsleri bulunuyor. 1999 yılında İstanbul’da yapılan AGİT toplantısında imzaladığı AKKA kararları Rusya’ya 31 Aralık 2003 yılına kadar bu bölgelerdeki askeri üslerini boşaltma mecburiyeti getirirken, Rusya bu konudaki baskılara direniyor. Rusya’nın bölgedeki hakimiyetini kırmak isteyen Washington, darbe sonrasında Colin Powell ve Donald Rumsfeld aracılığıyla bu konudaki uyarılarını Rusya’ya iletirken Rus hükümetinin cevabı buradaki üslerini boşaltmayacağı şeklinde oldu.
Peki, 4 ve 25 Ocak’taki seçimler sonrasında Gürcistan’ı nasıl bir gelecek bekliyor? Hileli olduğu uluslararası gözlemcilerce de teyit edilen 2 Kasım seçimlerinde Şevardnadze yanlısı Yeni Gürcistan Bloku’nun arkasından ikinci parti olan Demokratik Uyanış Partisi ve Acara Özerk Bölgesi lideri Aslan Abaşidze’nin başkanlık seçimlerini boykot edeceğini açıklaması ülkede siyasi istikrarı bozacak faktörler arasında. Şaakaşvili’nin Ulusal Hareket Partisi’nin %20-28 ve Burjanadze’nin Demokrat’larının ise %8-16 arasında oy oranı olduğu hesaplanıyor. 4 Ocak’taki başkanlık seçimlerinde Şaakaşvili’nin seçimleri kazanacağına kesin gözüyle bakılıyor. Şaakaşvili’ye 4 Ocak’ta rakip olabilecek adaylar Rusya yanlısı Igor Giorgadze ve İmeret Eski Valisi Temuraz Şaşhiaşvili olarak görünüyor. Abaşidze son anda ikna edilebilirse, seçimlerde Rusya yanlısı Giorgadze’ye destek vereceği sanılıyor.
Diğer önemli sınav ise son anda bir değişiklik olmazsa 25 Ocak’ta yapılmasına karar verilen parlamento seçimleri. Bu seçimler hakkında kurgulanan senaryolar içerisinde en çok kabul göreni ya da arzulananı Şaakaşvili’nin başkan olması ve hükümeti, onun lideri olduğu Ulusal Hareket Partisi’nin muhalefet liderlerinden Burjanadze ve Zhvania’yla anlaşarak kurmasıdır. Bu durum gerçekleşirse Burjanadze’nin yasamanın başı, Zhvania’nin de yürütmenin başı olarak görev yapması isteniyor. Böylece ılımlı ve uzlaşmacı bir tablo sergileyen Burjanadze ve Zhvania’nın, radikal ve popülist bir lider olan Şaakaşvili’yi dengelemesi bekleniyor. Ancak, şu ana kadar ikna edilemeyen Aslan Abaşidze’nin seçimleri boykot kararı, diğer özerk bölgelerin Tiflis’le olan sorunları ve ABD ile Rusya arasında bölgeyle ilgili yaşanan çekişmeler Gürcistan’ın geleceğine dair iyimser tabloları rafa kaldırıyor.  

Paylaş Tavsiye Et