Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Türkiye Ekonomi
Ak Parti’nin bir yılı nasıl geçti?
Tayanç Ahmet Gündüz
AK PARTİ’NİN iktidarda olduğu bir yılın ardından yayımlanan raporlar, hükümete verilen karnelere dönüştü.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği MÜSİAD’ın hazırladığı “Hükümetin Performansı” raporu da bunlardan birisi. İki binin üzerinde kişi ile yapılmış bir ankete de yer verilen raporda, hükümetin bir yıllık performansı; ekonomi, iç ve dış politika bağlamında ele alınıyor.
Anket sonuçlarına göre hükümetin en başarısız olduğu alan YÖK ve üniversiteler reformu. Bu konuda hükümeti başarısız bulanların oranı %80’lere varıyor. Ak Parti’nin nispeten başarısız olarak görüldüğü diğer alanlar arasında ekonomiye ilişkin konular öne çıkıyor. Ankete katılanlara göre; iç borcun azaltılması, ithalatın kontrolü ve dış ticaret dengesi, işsizlikle mücadele, sanayi ve ticarette piyasa şartlarının rahatlatılması, özelleştirme, kamunun küçültülmesi, yeni yatırımlar, SSK ve vergi yüklerinin azaltılması, sosyal güvenlik politikaları gibi alanlardaki icraatlar yetersiz. Hükümet, iç ve dış politikaya ilişkin konularda ise daha başarılı bulunuyor.
           
Hükümetin Ekonomi Karnesi
Ankete katılan kişilerin algılayışları gerçekliği tam olarak yansıtmasa da Ak Parti’nin siyasi geleceği açısından önemli. Ancak kalıcı bir başarı için, raporda ekonomiye ilişkin bölümün sonuç kısmında belirtilenler de dikkate alınmalı.
Bu bölümde vurgulandığı gibi, birçok makroekonomik gösterge açısından Türkiye 2003 yılında, önceki iki yıldan daha iyi bir performans sergiledi. Ak Parti hükümetleri devraldıkları ekonomik programı uygulamaya devam etme konusunda tereddüt göstermediler; zira başka bir seçenekleri de yoktu. Hükümetin halkın gözündeki meşrûiyeti, programın sürdürülmesine ilişkin tepkileri yumuşatması açısından da kolaylaştırıcı bir rol oynadı.
Programı uygularken gösterdiği başarı ile hükümet Türkiye’yi ciddi bir dengesizlikten kurtardı. Ancak sağlanan dengenin niteliği başarının kalıcılığını da belirleyecek.
Dengenin kararsız olması, oluşabilecek risklerin her an yeni bir krize yol açabilmesi anlamına geliyor. Enflasyon, faiz ve kur göstergelerindeki olumlu seyir, şu ana kadar istihdama ve hanehalklarının gelirlerine yeterli ölçüde yansıtılamadı. Büyüme oranında (%5,4) sağlanan başarı, kalıcı üretim artışından mı kaynaklanıyor? Talepteki canlanma gelir artışına mı bağlı? Gelir dağılımı daha dengeli bir hale geliyor mu? Bu ve benzeri sorulara olumlu cevaplar verilemedikçe, ekonominin gerçek anlamda sağlığına kavuştuğunu söylemek zorlaşıyor.
 
Bu Program Hedeflere Uygun mu?
Raporda da dikkat çekildiği üzere, asıl önem arz eden nokta, uygulanmakta olan programın, hükümetin kendi öncelikleriyle ve temsilcisi olduğu kesimlerin beklentileriyle ne ölçüde uyum içerisinde olduğudur. Zira haritadaki bir yolda başarıyla ilerlemek yerine, ulaşmak istenilen istikamete götürecek yolda yürümek daha doğru olsa gerektir.
Ak Parti hükümetleri bir yıllık icraatlarıyla soluğu kesilmiş bulunan ekonomiye bir nefeslenme imkanı sağlamayı başardılar. Ancak ekonomide benzer bir iyileşme 2000 yılında da gözlenmişti. Bununla birlikte programın sağlam yapısal temellere oturmayışı ve ulaşılan dengenin kararsız oluşu, ekonominin oluşan riskleri bertaraf edemeyerek krize girişiyle neticelendi.
Ak Parti hükümetinin, geçmişten ders almak yanında, kendi tabanının ve milletin genelinin önceliklerine uygun bir programı hazırlaması ve başarıyla yürütmesi, iktidarını sağlamlaştıracak ve siyasetin gerçek değerinin ortaya çıkmasını mümkün kılacaktır.
 
MÜSİAD’ın, “Hükümetin Performansı” Araştırması Üzerine
Erhan Erken MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı
3 Kasım 2002 Genel Seçimleri sonrasında ortaya çıkan sonuç Türkiye’de yeni bir dönemin başlangıcını haber veriyordu.
Uzun bir süre koalisyonlarla idare edilen, son iki yılını da şiddetli bir ekonomik kriz ve siyaseten umut kırıcı bir vasat içinde geçiren ülkemizde, seçim sonuçları, ilk etapta ümitsizlikten ümide dönüş sinyalleri vermesi açısından milletimizi rahatlatmıştır.
Ak Parti Genel Başkanı ve seçim sonuçlarının neredeyse en önemli aktörlerinden olan Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın, bir dönem milletvekili ve başbakan olamamasına rağmen, halkın ümidi devam etmiş ve bu meselenin de halli ile seçimde arzu edilen sonuç fiiliyatta da gerçekleşmiştir.
Ak Parti hükümetlerinin performansları Türkiye açısından çok büyük önem taşımaktadır. Uzun bir süre ekonomik, sosyal ve siyasi açıdan başarısız yönetimler altında sıkıntılı günler geçiren, ülke kaynaklarının adaletsizce dağılımı, belli kesimlerin ayrıcalıklı muameleye uğraması, müteşebbis ruhun destek değil köstek görmesi gibi acı tecrübeleri bizatihi yaşayan insanlarımız için yeni dönem yeni umutları da içinde yaşatmaktadır.
MÜSİAD etkin bir sivil toplum örgütü olarak geçmiş dönemlerde olduğu gibi, bu dönemde de hükümetleri ve icraatlarını yakından izlemekte, destek veya uyarılarıyla sorumluluğunu yerine getirmeye çalışmaktadır.
“Hükümetin Performansı” çalışması da bu çerçevede ele alınması gereken bir araştırmalar bütünüdür.
Bu çalışma içerisinde üç ayak bulunmaktadır.
Sn. Abdullah Gül başkanlığında oluşturulan birinci Ak parti hükümetinin kuruluş aşamasında Genel Başkan Sn. Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuna açıklanan acil eylem planının uygulanmasına ilişkin yorumlar, çalışmanın bir bölümünü oluşturmaktadır.
Bu planda yer alan hedefleri, yapılan, yapılmayan ve çalışmaları sürmekte olanlar diye üç kategoride inceleyen araştırma ekibimiz, bundan sonraki dönemlerde de bu takip görevini sürdürmeyi planlamaktadır.Değerlendirmenin bir diğer ayağında ise 27 şehrimizde yapılan bir ankette, 27 konu çerçevesinde reel sektör mensuplarının fikirleri alınmıştır.
Çok büyük sıkıntılar devralan Ak Parti hükümetleri ilk yılında, kendisinden önceki dönemde başlanmış olan ekonomik programı başarıyla yürütmüş ve kilitlenmeye yüz tutan ekonomiye bir nebze nefes alma imkanı sağlamıştır. Fakat ilk yılın sonunda hükümetin önündeki en önemli konu kendi öncelikleri ve temsilcisi olduğu kesimlerin beklentileriyle, uygulamakta olduğu program arasındaki uyumdur.
Ankete katılan reel sektör mensupları hükümete genel anlamda geçer not vermişler; fakat esas işin bundan sonra başladığını ima eder tarzda, hükümetten beklentileriyle ilgili bazı konularda henüz istenen düzeye gelinmediğini de belirtmişlerdir.
Çalışmanın üçüncü kısmında, komisyonu oluşturan üyeler, ihtisas alanlarına göre, ekonomi, iç ve dış politika konularında son bir yılın değerlendirmelerini ayrı ayrı yapmışlar ve sonuçları beraberce değerlendirmişlerdir.
Çalışmanın bütünü ele alındığında, genelde ekonomi alanında faaliyet gösteren, aynı zamanda ekonomi ile yakın ilgisinden dolayı siyasi ve sosyal gelişmeleri de izleyen bir sivil toplum kuruluşu olan MÜSİAD’ın bu araştırması, hükümetin icraatlarının ancak bir bölümünü kapsamaktadır. Diğer alanlarla ilgili, bu konuları ana faaliyet sahası yapmış olan sivil toplum kuruluşlarımızın çalışmaları ile hükümetin bir yıllık performansı bir bütün olarak ortaya çıkabilecektir.
Yıllarca birikmiş olan sorunların bir yıl gibi kısa bir sürede tamamen çözülemeyeceği tabiidir. Çalışma grubumuz ve ankete katılan insanlarımız, milletimizin büyük çoğunluğu gibi, ekonomik, siyasi ve sosyal alanlardaki iyileşmeleri memnuniyetle gözlemlemektedir.
Fakat bu ölçüde kamuoyu desteği almış olan bir siyasi iktidardan daha fazlasını istemek ve yıllardır çekilen sıkıntıların üzerine daha bir kararlılıkla gidilerek, en kısa zamanda sonuç alınması beklemek de bu desteği veren kitlelerin en tabii hakkıdır.

Paylaş Tavsiye Et
Türkiye Ekonomi
DİĞER YAZILAR