Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Dünya Siyaset
“Saldırılar, Hindistan’ın 11 Eylül’ü” Mahmut Osmanoğlu ile söyleşi
Hazırlayan: Burcu Anatay

HİN­DİS­TAN’IN ti­ca­ret ve tu­rizm mer­ke­zi olan ta­ri­hî li­man şeh­ri Mum­bai (es­ki adıy­la Bom­bay), 26 Ka­sım ak­şa­mı 10 fark­lı yer­de eş za­man­lı ger­çek­leş­ti­ri­len deh­şe­ten­giz bir te­rör sal­dı­rı­sı­na uğ­ra­dı. Ken­di­le­ri­ni “Dek­kan Mü­ca­hit­le­ri” ola­rak ta­nı­tan ve yaş­la­rı 25-30 ara­sın­da de­ği­şen bir grup, ka­laş­ni­kof ve pat­la­yı­cı­lar­la dü­zen­le­dik­le­ri sal­dı­rı­lar­da on­lar­ca ki­şi­yi öl­dür­dü­ler. Tac Ma­hal ve Tri­dent-Obe­ri­o otel­le­ri ile Ya­hu­di mer­ke­zin­de bu­lu­nan yüz­ler­ce ki­şi­yi re­hin alan mi­li­tan­la­rın ya­şat­tık­la­rı ce­hen­nem, 29 Ka­sım sa­ba­hı Tac Ma­hal Ote­li’nde dü­zen­le­nen ope­ras­yon­la so­na er­di. Hint­li gü­ven­lik güç­le­ri­nin ace­mi­ce mü­da­ha­le­le­ri ise ölü sa­yı­sı­nın art­ma­sı­na yol aç­tı.

Ço­ğu Hint­li si­vil 200 ci­va­rın­da ki­şi­nin öl­dü­ğü, 300’den faz­la ki­şi­nin ya­ra­lan­dı­ğı olay­da ara­la­rın­da 3 Türk’ün de bu­lun­du­ğu 610 re­hi­ne sağ kur­ta­rıl­dı. Sal­dı­rı­nın fa­il­le­ri­nin sa­yı­sı ko­nu­sun­da ise ke­sin bir bil­gi yok. Ta­nık­lar mi­li­tan sa­yı­sı­nı 20-40 ara­sın­da ve­rir­ken, res­mî ma­kam­lar 9 mi­li­ta­nın öl­dü­rül­dü­ğü­nü, kim­li­ği­ni Azam Emir Ka­sav ve­ya Mu­ham­med Ec­mel Ka­sam ola­rak ver­dik­le­ri 1 mi­li­ta­nın sağ ele ge­çi­ril­di­ği­ni açık­la­dı­lar. Hin­dis­tan İçiş­le­ri Ba­ka­nı Shiv­raj Pa­til gö­re­vin­den is­ti­fa et­ti. Bu kan­lı ey­le­mi, böl­ge­de­ki ge­liş­me­le­ri ya­kın­dan ta­kip eden Mah­mut Os­ma­noğ­lu ile ko­nuş­tuk.
 
Hin­dis­tan son bir­kaç yıl­dır fark­lı ör­güt­le­rin te­rör sal­dı­rı­la­rı­na ma­ruz ka­lı­yor­du. An­cak Mum­bai şeh­ri­ni ka­na bu­la­yan son sal­dı­rı­lar, sa­de­ce Hin­dis­tan’da de­ğil tüm dün­ya­da ya­şa­nan en bü­yük te­rör ey­lem­le­rin­den bi­ri gi­bi gö­rü­nü­yor. Siz bu sal­dı­rı­la­rı na­sıl de­ğer­len­di­ri­yor­su­nuz?
Bu­ra­da, Hin­dis­tan’ı da­ha ön­ce vu­ran kla­sik te­rör ey­lem­le­rin­den fark­lı ola­rak, doğ­ru­dan si­lah­lı mi­li­tan­lar­ca ger­çek­leş­ti­ri­len bir te­rör ha­di­se­si söz ko­nu­su. Üs­te­lik böl­gey­le il­gi­li ha­ber kay­nak­la­rı­na bak­tı­ğı­mız­da, bir­çok ül­ke is­tih­ba­ra­tı­nın bu çap­ta bir ha­di­se­yi fark ede­me­di­ği­ni gö­rü­yo­ruz. İn­gi­liz­ler bi­le bu ey­le­mi göz­den ka­çır­dık­la­rı­nı iti­raf edi­yor­lar. Rus is­tih­ba­ra­tı­nın Hin­dis­tan hü­kü­me­ti­ne bu tür bir sal­dı­rı ya­pı­la­ca­ğı­na da­ir bil­gi ver­di­ği, an­cak Hint­li yet­ki­li­le­rin bu­nu umur­sa­ma­dı­ğı şek­lin­de yo­rum­lar da ya­pı­lı­yor. Do­la­yı­sıy­la Hin­dis­tan’ın her açı­dan bek­le­me­di­ği bir ha­di­sey­le kar­şı kar­şı­ya ol­du­ğu­nu söy­le­ye­bi­li­riz.
Hin­dis­tan’da­ki te­rör ey­lem­le­ri üç grup­ta top­la­na­bi­lir: İlk grup, Müs­lü­man, Hin­du vb. kö­ken­li ör­güt­ler ta­ra­fın­dan din adı­na ya­pı­lan­lar­dır. İkin­ci­si, Mao­cu sol grup­lar ile Keş­mir’de ya­şa­yan Müs­lü­man­lar ta­ra­fın­dan dü­zen­le­nen ay­rı­lık­çı ey­lem­ler­dir. Üçün­cü­sü ise, ay­nı di­nin fark­lı mez­hep­le­ri­nin men­sup­la­rı ara­sın­da ce­re­yan eden mez­hep­sel ey­lem­ler­dir. Müs­lü­man­lar açı­sın­dan ha­di­se­ye bak­tı­ğı­mız­da, bu se­fer çok fark­lı bir du­rum­la kar­şı­la­şı­yo­ruz. Ön­ce­ki ey­lem­ler ge­nel­lik­le Hint­li yet­ki­li­le­re ya da gü­ven­lik güç­le­ri­ne yö­ne­lik­ti. Fa­kat son ey­lem, dün­ya­nın dik­ka­ti­ni çe­ke­bil­mek için ol­sa ge­rek, si­vil­le­ri he­def alı­yor­du. Sal­dır­gan­lar bu he­def­le­ri­ne de ulaş­tı­lar ve Mum­ba­i’de­ki kat­li­am tüm dün­ya­da man­şet­le­re çık­tı. 
 
26 Ka­sım ey­le­mi­nin ayırt edi­ci özel­lik­le­ri ne­ler­dir?
Ön­ce­lik­le bu son sal­dı­rı­lar­da Mum­ba­i’de­ki iki bü­yük otel he­def alın­dı. Bu da ak­lı­mı­za ya­kın za­man­da böl­ge­de­ki lüks otel­le­re dü­zen­le­nen sal­dı­rı­la­rı ge­ti­ri­yor. 20 Ey­lül’de Pa­kis­tan’ın baş­ken­ti İs­la­ma­bad’da­ki Mar­ri­ott Ote­li’ne dü­zen­le­nen in­ti­har sal­dı­rı­sın­da 100’e ya­kın ki­şi ha­ya­tı­nı kay­bet­miş­ti. 14 Ocak’ta da Af­ga­nis­tan’ın baş­ken­ti Ka­bil’de­ki Se­re­na Ote­li’ne, 7 ki­şi­nin ölü­mü­ne yol açan bir in­ti­har sal­dı­rı­sı dü­zen­len­miş­ti. Pa­kis­tan ve Hin­dis­tan’da­ki özellikle seçilen bu otel­ler, ya­ban­cı işa­dam­la­rı­nın, tu­rist­le­rin, kı­sa­ca­sı var­lık­lı in­san­la­rın kal­dı­ğı me­kân­lar. Ya­ni bu ey­le­mi ya­pan ya da yap­tı­ran­lar, ba­zı ül­ke­le­rin il­gi­si­ni böl­ge­ye çek­mek is­ti­yor­lar. Bu ül­ke­ler Af­ga­nis­tan’da Ta­li­ban ve el-Kai­de ile sa­va­şan ABD ve İn­gil­te­re. An­cak böl­ge­den uzak ol­ma­sı­na rağ­men İs­ra­il de he­def­ler ara­sın­da gö­rü­nü­yor.
 
Evet, sal­dı­rı­ya uğ­ra­yan yer­ler ara­sın­da Mum­ba­i’de ya­şa­yan Ya­hu­di­le­rin top­lan­ma mer­ke­zi de bu­lu­nu­yor.
Ha­si­dik Ya­hu­di gru­bu Ça­bad Lu­ba­viç’e bağ­lı Ne­ri­man Evi ola­rak bi­li­nen bir top­lan­tı ye­ri bu­ra­sı. Bu­ra­da re­hin alı­nan, ha­ham ile eşi­nin de ara­la­rın­da ol­du­ğu beş ki­şi, Hint ko­man­do­la­rı­nın dü­zen­le­di­ği kur­tar­ma ope­ras­yo­nu son­ra­sı ölü bu­lun­du­lar. Ben bu­ra­da, bu tür olay­la­rın ar­ka­sın­da mut­la­ka fark­lı çı­kar ve mo­ti­vas­yon­la­rın ol­du­ğu­na dik­kat çek­mek is­ti­yo­rum. Be­nim şah­si ka­naa­tim, bu tür ey­lem­le­ri ger­çek­leş­ti­ren­ler kim olur­sa ol­sun, olay­dan en çok kim­le­rin çı­kar el­de et­ti­ği­ne bak­mak yö­nün­de­dir.
 
O za­man tam ter­sin­den gi­de­rek bu ey­le­min ki­min ya da kim­le­rin ha­ne­si­ne kâr ola­rak ya­zıl­dı­ğı­nı bul­ma­ya ça­lı­şa­lım. Siz­ce Mum­bai sal­dı­rı­la­rın­dan en çok kim­ler za­rar gör­dü? 
Ha­di­se­den en çok za­rar gö­ren ül­ke şüp­he­siz Hin­dis­tan’dır. Mev­cut ulus­la­ra­ra­sı sis­tem­de, Hin­dis­tan gi­bi eko­no­mik ola­rak ge­li­şip nü­fu­zu­nu ar­tır­mak­ta olan bir gü­cün ti­ca­ret ve tu­rizm mer­ke­zi sal­dı­rı­ya uğ­ra­dı. Ay­rı­ca ya­ban­cı­lar, özel­lik­le de Ame­ri­kan ve İn­gi­liz va­tan­da­şı Hı­ris­ti­yan­lar ile Ya­hu­di­ler he­def alın­dı. Do­la­yı­sıy­la, yu­ka­rı­da be­lirt­ti­ğim gi­bi, ABD, İn­gil­te­re ve İs­ra­il’in “Hint alt-kı­ta­sı”na da­ha yo­ğun il­gi gös­ter­me­si is­te­ni­yor ola­bi­lir. Ta­bii ABD’nin du­ru­mu bu­ra­da bi­raz fark­lı­la­şı­yor. Bush hü­kü­me­ti, 11 Ey­lül 2001’den be­ri dün­ya­yı “Ya biz­den­si­niz ya da düş­man­dan” di­ye­rek iki­ye ayır­dı, in­san­la­ra baş­ka bir se­çe­nek bı­rak­ma­dı. Te­rör­le sa­vaş adı­na Af­ga­nis­tan ve Irak’ı iş­gal et­ti ve bu­nun üze­ri­ne tüm dün­ya­da Ame­ri­kan un­sur­la­rı­na yö­ne­lik şid­det baş­la­dı. 
 
Pe­ki, bu ey­lem ABD’nin ken­di­sin­den çok şey bek­le­nen ye­ni baş­ka­nı Oba­ma’nın po­li­ti­ka­la­rı­nı na­sıl et­ki­ye­cek­tir?
Bu ay­nı za­man­da ye­ni Baş­kan’ın eli­ni za­yıf­lat­ma­ya dö­nük bir ey­lem­dir. Di­ğer yan­dan ABD gi­bi bü­yük bir dev­le­tin uzun va­de­li stra­te­ji­le­ri ki­şi­le­re gö­re faz­la de­ğiş­mez. Ben Oba­ma’nın Af­ga­nis­tan ve Pa­kis­tan’a kar­şı da­ha sert­le­şe­ce­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum. Zi­ra Oba­ma da­ha aday ada­yı iken, baş­kan ol­ma­sı du­ru­mun­da Pa­kis­tan’a mü­da­ha­le ede­bi­le­ce­ği şek­lin­de açık­la­ma­lar yap­tı. Ta­bii bu açık­la­ma­nın bir ger­çek­li­ği de var. ABD, yap­tı­ğı an­laş­ma uya­rın­ca Irak’tan çe­ke­ce­ği as­ker­le­ri, Af­ga­nis­tan-Pa­kis­tan sı­nı­rın­da kul­lan­ma­yı plan­lı­yor. Bu­na ge­rek­çe ola­rak da bu sı­nır­da yer alan aşi­ret­ler böl­ge­sin­de­ki Pa­kis­tan Ta­li­ban’ı ile el-Kai­de un­sur­la­rı­nı et­ki­siz ha­le ge­tir­me­yi gös­te­ri­yor. Kal­dı ki Ame­ri­kan uçak­la­rı aşi­ret­ler böl­ge­si­ni pe­ri­yo­dik ola­rak za­ten bom­ba­lı­yor.
 
Hin­dis­tan­lı yet­ki­li­le­rin, Mum­bai’ye sal­dı­ran­la­rın Pa­kis­tan’da­ki ba­zı un­sur­lar­dan des­tek al­dık­la­rı şek­lin­de­ki açık­la­ma­la­rı göz önü­ne alın­dı­ğın­da, Pa­kis­tan’ın aşi­ret­ler böl­ge­si­ne yö­ne­lik bir ka­ra sal­dı­rı­sı ih­ti­ma­li­nin yük­sel­di­ği söy­le­ne­bi­lir mi?
ABD bu­ra­lar­da sı­cak ta­kip yap­mak, tek ta­raf­lı mü­da­ha­le­de bu­lun­mak is­te­di­ği­ni di­le ge­tir­miş­ti. Fa­kat Af­ga­nis­tan-Pa­kis­tan sı­nı­rı çok dağ­lık, zor­lu bir coğ­raf­ya­dır ve bu­ra­da sa­vaş­mak için hem in­sa­ni hem de tek­no­lo­jik an­lam­da çok bü­yük bir gü­ce ih­ti­yaç var­dır. Her iki­si­ne de sa­hip olan ABD böy­le bir mü­da­ha­le­yi dü­şü­ne­bi­lir; ancak son ola­yın Hin­dis­tan’da ger­çek­leş­me­si bu bağ­la­mı za­yıf­la­tı­yor. As­ke­rî ha­re­kât kı­sa va­de­de gün­de­me gel­me­se bi­le, Mum­bai saldırıları son­ra­sında, 1947’de İn­gi­liz­ler çe­ki­lir­ken Hin­dis­tan’ın bö­lü­nüp Pa­kis­tan’ın ku­rul­ma­sın­dan be­ri iki ül­ke ara­sın­da ya­şa­nan ge­ri­lim da­ha da yük­se­le­cek­tir. Pa­kis­tan’a yö­ne­lik ulus­la­ra­ra­sı bas­kı­lar da yo­ğun­la­şa­cak­tır.

Paylaş Tavsiye Et