Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (February 2004) > Ekonomide Gündem
Ekonomide Gündem
Dünya ekonomisi Şubat 2004
Dünya ekonomisi 2003 yılında, Irak Savaşı’nın ve Uzak Doğu’yu etkisi altına alan SARS salgınının olumsuz etkilerine rağmen toparlanma yolunda mesafe kaydetti. Bu ivmenin 2004 yılında hızlanarak sürmesi bekleniyor. Bu yıl dünya ekonomisinde büyümenin %4,5’e ulaşacağı tahmin edilirken, uzmanlar küresel ekonomiyi tehdit eden bazı risklerin de bulunduğuna dikkat çekiyor. Bu risklerin başında gelişmiş ülkelerde faiz ve enflasyon oranlarının çok düşük olması geliyor.Bu durum, ekonomiyi canlandıracak para politikalarının uygulanmasını güçleştiriyor. Ayrıca, gelişmiş ülkelerde finansal yatırımların getiri oranının düşük olması, sermayenin daha yüksek kârlar elde edebileceği gelişmekte olan ülkelere yönelmesine neden oluyor. Son dönemde gelişmekte olan ülkelere sermaye akışının yeniden artmaya başlaması, bu olguyu güçlendiriyor. Gelişmekte olan ülkelerin birçoğunun serbest kur rejimine geçmesi ve döviz rezervlerinin büyüklüğü 1997 yılındakine benzer bir kriz olasılığını düşürse de, artan borçluluk oranları küresel ekonomi için risk taşımaya devam ediyor. Yaşlanan nüfusun ekonomik yükünü taşımakta zorlanan ve bütçe açıklarının giderek arttığı gelişmiş ülkelerin mali alandaki eksiklikleri sürdürülebilir büyümeyi tehdit eden diğer bir önemli riski oluşturuyor. ABD’nin yüksek miktardaki bütçe ve cari denge açıkları da küresel toparlanmanın önündeki tehdit unsurları arasında yerini alıyor.
Dünyanın en büyük ekonomisine sahip ABD’de ekonomik faaliyetlerde gözlenen canlanmalar henüz istihdam rakamlarına yansıyabilmiş değil. Kasım ayında %5,9 olan işsizlik oranının Aralık’ta %5,7’ye gerilemesine rağmen, istihdamdaki artış beklenin çok altında kaldı. Aralık ayında 150 bin yeni istihdam oluşması beklenirken, artış bin kişi ile sınırlı kaldı. İstihdam verilerinin açıklanmasının ardından, euronun dolar karşısındaki tırmanışı hız kazanırken, dolar/euro paritesi 1,2898 ile yeni bir tarihi zirveye ulaştı.
Alman ekonomisi, ihracattaki artışın, tüketim harcamalarının ve yatırımın düşük olmasından kaynaklanan kayıpları karşılayamadığı 2003 yılında %0,1 oranında daraldı. 2002 yılında sadece %0,2’lik bir büyüme kaydeden Alman ekonomisinde 1993’ten bu yana ilk defa bir daralma görüldü. Üç yıldır etkisini sürdüren durgunluk, Almanya’da bütçe açığının GSYİH’ya oranını %4’e kadar çıkarırken, Avrupa Birliği’nin belirlediği %3 limiti de üst üste iki yıl ihlal edilmiş oldu. 2002 yılında bütçe açığının GSYİH’ya oranı %3,5 seviyesindeydi.
Latin Amerika’da yaşanan krizin etkilerinin ağır şekilde hissedildiği Brezilya’da Mayıs ayında %17 olan enflasyon oranı, yıl sonunda %9,3’e gerilerken, sanayi üretimi yıl başından Kasım ayına kadar olan dönemde sadece %0,3 artış gösterdi. Buna rağmen 2004 yılı için olumlu bir tablo çizen hükümet, Brezilya ekonomisinin bu yıl %3,5 büyümesini öngörüyor.

Tavsiye Et
Türkiye ekonomisi Şubat 2004
2003 yılı sonuna kadar Türkiye’nin heyecanlı bir “geri sayım” şeklinde takip ettiği enflasyon rakamları, hedeflenenin de altına inerek son 28 yılın en düşük seviyesine geriledi. Aralık ayında Toptan Eşya Fiyatları Endeksi (TEFE) %0,6, Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) %0,9 artış gösterdi. Yıllık bazdaki enflasyon ise TEFE’de %13,9, TÜFE’de %18,4 oldu. Hükümet, İMF ile birlikte belirlenen program çerçevesinde enflasyonun 2003 sonu için TÜFE’de %20’lik hedefin altında, TEFE’de ise %17,4’ten %16,5’e çekilen hedef civarında gerçekleşmesini öngörüyordu.
Merkez Bankası Ocak ayı 2’nci Dönem Beklenti Anketi’nde yıl sonu TÜFE tahmini %13,2 olarak belirlendi. Enflasyon beklentilerinin %12 olan yıl sonu hedefine yaklaşması, enflasyondaki düşüş eğiliminin süreceğine dair inaçların giderek güçlendiğine işaret ediyor. Merkez Bankası’nın beklenti anketinde 2004 yılı büyüme rakamı %4,9, yıl sonu bileşik faiz oranı da %19 olarak öngörülüyor.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) rakamlarına göre 2003 yılında ihracat, 2002 yılına göre %32,4 oranında artış göstererek 47,9 milyar dolara ulaştı. Türk lirasındaki aşırı değerlenmeye rağmen, 45,9 milyar dolar olarak belirlenen resmi hedefi de geride bırakan ihracat, Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Bu gelişmede, euro cinsinden ihracatın, toplam ihracat içerisindeki payının %50’nin üzerinde seyretmesi etkili oldu. Euronun dolar karşısında değer kazanması, dolar cinsinden ihracat rakamlarının daha yüksek hesaplanmasına neden oldu. Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın, ihracatla ilgili tüm kesimlerin katılımıyla hazırladığı ihracat strateji planında ise 2006 yılında ihracatın 75 milyar dolara çıkarılması öngörülüyor.
Türkiye’nin iç borcu 2003 yılı sonu itibariyle, bir önceki seneye göre %29,7 artışla 194,4 katrilyon liraya ulaştı. Konsolide dış borç stoku ise Aralık sonu itibariyle 63,4 milyar dolara yükseldi. Böylece, Hazine’nin açıkladığı konsolide bütçedeki toplam borç stoku 202,7 milyar dolara çıktı. Diğer yandan Hazine, 2004 yılı için 15,2 katrilyon lirası dış, 154,2 katrilyon lirası da iç piyasalardan olmak üzere toplam 169,7 katrilyon lira borçlanma öngörüyor.
İMF ile birlikte uygulanan ekonomik programın en önemli göstergelerinden biri olan faiz dışı fazlada 17,8 katrilyonluk yıl sonu hedefine büyük ölçüde ulaşıldı. 2003 yılında 17,6 katrilyon lira faiz dışı fazla elde edildi.
Merkez Bankası verilerine göre, yıl sonu hedefi 7,7 milyar dolar olarak belirlenen cari işlemler dengesindeki açık Ocak-Ekim döneminde 4,1 milyar dolara ulaştı. Cari denge, geçen yılın aynı döneminde 18 milyon dolar fazla vermişti.
2002 Aralık ayında %76,5 olan kapasite kullanım oranı 2003’ün son ayında %80’e ulaştı. Sanayi üretimindeki artış ise Kasım ayında %3,9 ile beklentilerin altında kaldı. 2001 yılındaki krizden ağır yara alan reel sektörün borçlarını yapılandırmak üzere tasarlanan ve İstanbul Yaklaşımı olarak bilinen Finansal Yapılandırma Programı’na katılan şirketlerin sayısı giderek artıyor. İstanbul Yaklaşımına katılan şirket sayısı 256’ya yükselirken, bu çerçevede 5,5 milyar dolarlık borç yeniden yapılandırıldı.
Türkiye 2003 yılında 13,2 milyar dolar turizm geliri elde etti. Böylece, 2002’deki 11,9 milyar dolar olan turizm gelirlerinde %11 artış kaydedildi. DİE verilerine göre, 2003 yılında Türkiye’ye gelen yabancılar ortalama 706 dolar harcarken, Türk vatandaşlarının harcaması 1350 dolar civarında gerçekleşti.
İMF’ye taahhüt edilen atıl istihdam rakamında hedef tutmadı. 15 Aralık itibariyle, atıl istihdam kapsamında 41 bin 70 kişi işten ayrılırken, yıl sonu için 45 bin 800 olan hedefin altında kalındı.

Tavsiye Et