Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (May 2009) > Kapak > Yeni bir derin devlet mi?
Kapak
Yeni bir derin devlet mi?
Yusuf Tekin
SON gün­ler­de de­rin dev­let ta­nım­la­ma­sı­na iliş­kin ye­ni ör­güt­le­rin is­mi­ni duy­ma­ya baş­la­dık. Bun­lar­dan bir ta­ne­si de En­cü­men-i Da­niş adıy­la ka­mu­oyun­da tar­tı­şı­lan ve ara­la­rın­da “say­gın” emek­li­le­rin bu­lun­du­ğu bir “soh­bet gru­bu”.
22 Ocak ta­rih­li Za­man ga­ze­te­sin­de ken­di­si­ni bu gru­bun ba­şı ola­rak ta­nım­la­yan ve “Da­va­ya ka­dar ‘Er­ge­ne­kon’ di­ye bir ör­gü­tü duy­ma­dı­ğı­nı” söy­le­yen es­ki Mec­lis baş­kan­la­rın­dan Nec­met­tin Ka­ra­du­man’ın “de­rin dev­let” yak­la­şı­mı ise ol­duk­ça net: “De­rin dev­let ge­rek­li­dir. Bü­tün dev­let­ler­de bu tür ya­pı­lar var­dır. Tür­ki­ye’de de var­dır. Hep ol­muş­tur, ol­ma­lı­dır, ola­cak­tır. Di­le­rim ki son olay­lar­la dev­le­ti­mi­zin bu gü­cü zaa­fa uğ­ra­ma­sın. Ona her za­man ih­ti­ya­cı­mız var.” Ka­ra­du­man’ın söz­le­ri, de­rin dev­le­tin arı­zi bir du­rum de­ğil, sis­te­min bir par­ça­sı ol­du­ğu­nu ve do­ğal ola­rak bu­nun yu­ka­rı­lar­da meş­ru gö­rül­dü­ğü­nü gös­te­ri­yor.
Er­ge­ne­kon da­va­sı­nı iz­ler­ken, hiç de is­tis­nai ol­ma­yan bu ba­kış açı­sı­nı ve zih­ni­ye­ti göz­den ırak tu­ta­ma­yız. Her gün or­ta­ya çı­ka­rı­lan ye­ni cep­ha­ne­lik­ler, kir­li iliş­ki­ler, ka­os ya­rat­ma­ya yö­ne­lik plan­lar ile deh­şe­te dü­şer­ken, ay­nı an­da ümit de ta­ze­li­yo­ruz. Şef­faf, de­mok­ra­tik ve de­rin ol­ma­yan bir dev­le­te doğ­ru kü­rek çek­ti­ği­mi­zi dü­şü­nüp mut­lu ol­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz.
Fa­kat yu­ka­rı­da­ki söz­ler­den ha­re­ket­le, yo­lun­da git­me­yen bir şey­ler ol­du­ğu his­si­ne ka­pıl­mak için de se­bep­ler var. Zi­ra da­va­nın sey­ri ile il­gi­li ola­rak, da­ha ön­ce­ki tec­rü­be­le­ri­miz­den ha­re­ket­le “so­nu­na ka­dar” gö­tü­rü­le­me­ye­ce­ği, ara­da bir­kaç “kü­çük” par­ça­nın fe­da edi­lip ka­mu­oyu­nun sus­tu­ru­la­ca­ğı ya da da­va­nın za­ma­na ya­yı­lıp olan­la­rın bir bir unut­tu­ru­la­cağı tü­rün­den “ru­tin” en­di­şe­ler zih­ni­mi­zin bir ta­ra­fın­da sak­lı. Öte yan­dan, bu ka­dar de­rin ve kir­li plan­la­rı ya­pan ve on­lar­ca yıl­dır bu plan­la­rı “ba­şa­rı”yla uy­gu­la­yan bir ör­güt­len­me­nin nis­pe­ten ko­lay bir bi­çim­de çö­zül­me­si, iti­raf­la­rın bir­bi­ri­ni iz­le­me­si ve­ya yıl­lar­ca gü­ven­lik güç­le­ri için­de ça­lış­mış ve muh­te­me­len bir sü­rü da­ya­nık­lı­lık tes­tin­den geç­miş, gö­zal­tı­na alın­ma sı­ra­sı­nın ken­di­si­ne ge­le­ce­ği­ni bek­le­ye­bi­le­cek ki­şi­le­rin ev­le­rin­de çar­şaf çar­şaf sui­kast plan­la­rıy­la, bah­çe­le­rin­de cep­ha­ne­lik­le ya­ka­lan­ma­la­rı şa­şır­tı­yor.
Evet, ümit­le bek­li­yo­ruz, ama hâ­lâ en­di­şe­li­yiz. Ge­lin, bir an için Er­ge­ne­kon çe­te­si­nin çö­ker­til­di­ği­ni ve tüm suç­lu­la­rın hak et­ti­ği ce­za­ya çarp­tı­rıl­dı­ğı­nı dü­şü­ne­lim. Aca­ba bu so­nuç, se­çil­miş ik­ti­dar­la­rın ya­nın­da ve­ya dı­şın­da si­ya­se­te mü­da­ha­le eden tüm güç odak­la­rı­nın tas­fi­ye edi­le­ce­ği ve Tür­ki­ye’nin de­mok­ra­tik bir ül­ke ola­rak ya­şa­mı­nı sür­dü­re­ce­ği an­la­mı­na mı ge­le­cek? Yok­sa bi­linç­li bir yön­len­dir­mey­le, bü­tün bu ça­ba­lar, bel­ki de bu de­va­sa ya­pı için­de de­ve­de ku­lak me­sa­be­sin­de olan “Er­ge­ne­kon”un tas­fi­ye­si­ne mi in­dir­ge­ne­cek? Kü­çük bir par­ça fe­da edi­lir­ken de­rin ana ya­pı mu­ha­fa­za mı edi­le­cek?
Ka­ra­du­man’ın söy­le­dik­le­ri ya­ba­na atıl­ma­ma­lı. Dev­le­tin, da­ha doğ­ru­su dev­let gü­cü­nü kul­la­nan bü­rok­ra­tik güç mer­kez­le­ri­nin, el­le­rin­de­ki ik­ti­da­rın/gü­cün bir kıs­mın­dan da­hi fe­da­kar­lık et­me­ye­ce­ği­ni bil­mek ge­rek. Ni­etzs­che’ye ku­lak ve­re­rek, dev­le­tin bu ko­nu­da in­san­la­rın gö­zü­nün içi­ne ba­ka ba­ka ya­lan söy­le­di­ği­ni dü­şü­ne­bi­li­riz. Bu pers­pek­tif­ten ba­kıl­dı­ğın­da, de­rin dev­let de­nen şey as­lın­da tıp­kı Ana­ya­sa Mah­ke­me­si, Ge­nel­kur­may Baş­kan­lı­ğı ya da Da­nış­tay gi­bi bir ka­mu ku­ru­mu. On­lar­dan tek far­kı so­mut bir ik­ti­dar ya­pı­sı ve hiz­met bi­na­sı yok (ya da biz bil­mi­yo­ruz). Tüm ka­mu ku­rum­la­rın­da ol­du­ğu gi­bi “De­rin Dev­let Ge­nel Mü­dür­lü­ğü ya da Müs­te­şar­lı­ğı”nda da son yıl­lar­da bir bü­rok­ra­tik de­ği­şim ya­şa­nı­yor. Bu bü­rok­ra­tik de­ği­şim, hem kad­ro­lar­da hem de ku­ru­mun iz­le­di­ği po­li­ti­ka ve ken­di­si­ne çiz­di­ği stra­te­ji­ler­de gö­ze çar­pı­yor. De­rin dev­le­tin ye­ni ge­nel mü­dür ya da müs­te­şa­rı ve onun eki­bi ku­rum için­de­ki “çü­rük” ya da “pas­lan­mış” un­sur­la­rı fe­da edi­yor ve ayık­lı­yor. İkin­ci ola­rak da bu “çü­rük” kad­ro­la­rın de­mo­de ve ol­duk­ça vah­şi yön­tem­le­ri­ni terk ede­cek­ler. Kan ve te­rör olay­la­rı­nı doğ­ru­dan tır­man­dı­ra­cak yön­tem­ler ye­ri­ne da­ha çağ­daş ve mo­dern yön­tem­le­ri kul­la­na­cak ye­ni bir ya­pı­lan­ma söz ko­nu­su gi­bi gö­rü­nü­yor. Bel­ki de ar­tık bu tür uy­gu­la­ma­lar ye­ri­ne eko­no­mi ve si­vil ör­güt­len­me alan­la­rın­da ye­ni yön­tem­ler­le kar­şı­mı­za çı­ka­cak­lar: Yep­ye­ni, ter­te­miz ve yıp­ran­ma­mış bir de­rin dev­let ör­güt­len­me­si. Hal böy­le olun­ca şu an­da ka­mu­oyun­da de­rin dev­le­te, çe­te­le­re, kan ve te­rör olay­la­rı­nın or­ga­ni­za­tör­le­ri­ne yö­ne­lik açık du­ru­şuy­la iz­le­di­ği­miz bir kı­sım ka­na­at ön­der­le­ri­nin saf de­ğiş­ti­re­ce­ği ve “bi­zim de­rin dev­le­ti­miz çok gü­zel ve ter­te­miz” di­ye­ce­ği bir sü­re­cin bi­zi bek­le­di­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum. Ola­yı böy­le yo­rum­la­dı­ğı­mız­da bu­nu baş­la­tan­la­rın bu ce­sa­re­ti ne­re­den al­dık­la­rını, na­sıl bu ka­dar bü­yük dü­şü­ne­bil­dik­le­ri­ni, bağ­lan­tı­la­rı ku­ra­bil­dik­le­ri­ni, si­lah­la­rın ve sui­kast plan­la­rı­nın na­sıl bu ka­dar ko­lay­lık­la ele ge­çi­ri­le­bil­di­ği­ni an­la­mak müm­kün.
Öy­le an­la­şı­lı­yor ki, Er­ge­ne­kon, Su­sur­luk, En­cü­men-i Da­niş ya da or­ta­ya çı­ka­bi­le­cek di­ğer ye­ni isim­ler sa­de­ce buzdağının gör­me­mi­ze izin ve­ri­len kıs­mı. Asıl “de­rin”e ula­şa­cak gü­ce sa­hip kad­ro­lar, ma­ale­sef he­nüz ufuk­ta gö­rün­mü­yor. Da­ha kor­kun­cu ise bu sü­re­cin de­rin dev­le­tin var­lı­ğı ve ge­rek­li­li­ği­ni meş­ru­laş­tı­ra­cak so­nuç­lar do­ğur­ma­sı. Uma­rız ki yar­gı­la­ma sü­re­ci so­nun­da de­rin dev­le­tin kan ve te­rör olay­la­rı­nı or­ga­ni­ze eden “çü­rük mey­ve­ler”inin ayık­lan­ma­sı, ge­ri­ye ka­lan de­va­sa be­de­nin var­lı­ğı ko­nu­sun­da­ki kay­gı­la­rı ve bu­nun or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı­na yö­ne­lik ça­ba­la­rı so­na er­dir­mez.

Paylaş Tavsiye Et