Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (May 2009) > Merhaba >
Merhaba
İçeride Ergenekon dalgaları, dışarıda İsrail azgınlığı zihinlerimizi işgale devam ediyor. Her Ergenekon dalgasının içinden sayısız cinayetler, sayısız kirli işler fışkırıyor. Gazze’nin savunmasız insanlarına yönelik her İsrail bombardımanından ise onlarca ölü ve yaralı çıkıyor. Ergenekon sorununun nasıl çözüleceği 21. yüzyıl Türkiye’sinin, İsrail sorunu ise 21. yüzyıl dünyasının ana çerçevesini belirleyecek.
 
İsrail’in soykırım olarak nitelendirilebilecek (ve çoğu tarafsız gözlemci tarafından öyle nitelendirilen) saldırıları karşısında Avrupa sessiz kaldı, ABD bekleneceği üzere Filistinlileri suçladı, Arap liderler ise “ne şiş yansın ne kebap” tarzı demeçlerle durumu idare ettiler. Süreç boyunca tek aktif ülke Türkiye oldu. Başta Mısır olmak üzere Arap yönetimleri şimdi de Türkiye’nin bölgedeki yükselen imajıyla başa çıkmanın formüllerini arıyorlar.
 
İkinci Dünya Savaşı sırasındaki Nazi kamplarında 6 milyon Yahudi öldü. Fakat sonunda Naziler değil, Yahudiler kazandı. Gazze saldırılarında da Filistinliler 1.300 şehit verdiler. En az 5.000 kişi de yaralandı. Fakat sonuçta kaybeden Yahudiler, muzaffer olan Müslümanlardır. Herkes artık kabul ediyor ki Filistin halkının tek meşru temsilcisi Hamas’tır ve İsrail devleti bütün Filistin’i de yaksa bu gerçeği değiştiremeyecektir.
 
Şubat ayı dosyasında Filistin ve İsrail devleti meselesini ele aldık. Hasan Kösebalaban, Kemal İnat, Norman Finkelstein, Nuh Yılmaz, Ayşe Karabat, Berdal Aral, Ufuk Ulutaş ve Sefer Turan bu hazin ve karmaşık meseleyi teorik ve pratik yönleriyle irdelediler. Sonucu tek cümleyle özetlersek, akıl ve vicdanı isyan ettiren bu saldırı sadece Arap dünyasını değil, müstakbel küresel sistemin dengelerini de değiştirecek.
 
Bu ayki SöyleşiYORUM konuğumuz geleneksel ekol olarak bilinen düşünce okulunun önde gelen mensuplarından, değerli ilim adamı Seyyid Hüseyin Nasr. Nasr’a göre dünya toplumlarının dini modernite kalıbına uydurmanın bir yolunu bulmaya değil, ilerleme arayışları için terk ettikleri geleneklerini yeniden keşfetmeye ihtiyaçları var.

Paylaş Tavsiye Et