Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (March 2009) > Toplum > Durmak ile vurmak arasında: Protesto eylemleri
Toplum
Durmak ile vurmak arasında: Protesto eylemleri
Nazife Şişman
I- IRAK­LI ga­ze­te­ci Mun­ta­zar Zey­di’nin Bush’a ayak­ka­bı fır­lat­ma ey­le­mi pek çok ki­şi­nin yü­re­ği­ne su serp­ti. Bir mu­ha­le­fet or­ta­ya koy­mak is­te­yip de elin­den bir şey gel­me­yen­ler, san­ki Bush’un yü­zü­ne ken­di­le­ri bir to­kat ata­bil­miş ya da en azın­dan tü­kü­re­bil­miş gi­bi se­vin­di­ler. Bu çok in­sa­ni bir tep­kiy­di. Di­ğer ta­raf­tan bir ga­ze­te­ci­nin, mes­le­kî kay­gı­la­rı­nın dı­şı­na çı­kıp in­sa­ni bir tep­ki ver­miş ol­ma­sı da “in­san­lık da­ha öl­me­miş” ka­na­ati­mi­zi pe­kiş­tir­di. Hal­bu­ki BM yar­dım kam­pı­na za­yıf­lık­tan yü­rü­ye­me­di­ği için emek­le­ye­rek git­mek­te olan Su­dan­lı bir kız ço­cu­ğu­nu ve onun ölü­mü­nü bek­le­yen ak­ba­ba­yı ay­nı ka­re­de gö­rün­tü­le­me­yi ba­şa­ran Ke­vin Car­ter bu fo­toğ­ra­fıy­la Pu­lit­zer Ödü­lü al­mış (1994), böy­le­ce “mes­le­kî ve in­sa­ni so­rum­lu­lu­ğun kar­şıt­lı­ğı” ko­nu­lu bir tar­tış­ma­yı da mi­ras bı­rak­mış­tı bi­ze. Çün­kü Car­ter o ço­cu­ğun akı­be­tiy­le il­gi­len­me ge­re­ği duy­ma­yıp, fo­toğ­ra­fı ge­rek­li mer­ci­le­re ye­tiş­tir­me­yi asıl va­zi­fe ola­rak ad­det­miş­ti. Son­ra­la­rı bu bir iç mu­ha­se­be­ye yol aç­mış ol­ma­lı ki ödül ka­zan­dık­tan üç ay son­ra in­ti­har et­miş­ti. Bu­ra­ya ka­dar ta­mam. Zey­di, in­san­lı­ğı mes­le­ği­ne ter­cih et­ti ve duy­gu­la­ra ter­cü­man olan bir ey­lem­de bu­lun­du.
Ama me­se­le­nin bun­dan da­ha öte­ye gö­tü­rül­me­si, ak­ti­vist bir ey­le­mi rea­lity show’a dö­nüş­tü­re­rek im­ha et­me ve an­lam­sız­lı­ğa mah­kum et­me ris­ki­ni ta­şı­yor. Söz ko­nu­su ey­lem ve ben­zer­le­ri ken­di çer­çe­ve­si­nin dı­şın­da ve ol­du­ğun­dan da­ha bü­yük bir ye­re ko­nul­du­ğun­da, ey­le­min fel­se­fe­si po­pü­ler kül­tü­rün kod­la­rı için­de eri­yor, he­de­fi­ni yi­ti­ri­yor ve bir gös­te­ri­ye dö­nü­şü­yor.
II- Bu tür pro­tes­to ey­lem­le­ri­ne ol­du­ğun­dan faz­la bir an­lam yük­le­mek, ba­zen onun dı­şın­da ya­pı­lan bü­tün fa­ali­yet­le­ri “pa­sif­lik, ey­lem­siz­lik, ka­çış” gi­bi çe­şit­li dü­zey­ler­de olum­suz­luk ifa­de eden bir ta­kım sı­fat­la­ra mah­kum ede­bi­li­yor. Böy­le olun­ca “Irak’ta bir iş­gal var­ken, in­san­lar aç­lık­tan ölür­ken teo­rik fi­zik ça­lış­mak, fel­se­fî dü­şün­ce or­ta­ya koy­mak, şi­ir ve­ya ro­man yaz­mak an­lam­lı de­ğil” şek­lin­de bir ge­nel hük­me va­rı­la­bi­li­yor. Ey­le­mi kut­sa­yan, dü­şün­ce­yi sa­ha­dan kaç­mak ola­rak al­gı­la­yan bir yak­la­şım bu.
Teo­rik ça­lış­ma­lar ya­pan­lar ço­ğu za­man böy­le suç­la­ma­la­ra ma­ruz kal­mış­tır. Dün­ya kan gö­lü iken in­sa­nın gün­de­lik ha­ya­tı­nın akı­şı­nı sor­gu­la­ma­sı nor­mal kar­şı­lan­maz. İn­san her za­man yap­tı­ğı şey­le­ri -oku­mak, yaz­mak, öğ­ren­me­ye ve öğ­ret­me­ye de­vam et­mek, dü­şün­mek- yap­ma­ya de­vam edi­yor ol­mak­tan utanç du­yar bu gi­bi du­rum­lar­da. Böy­le bir dün­ya tab­lo­su var­ken bü­tün teo­rik ça­lış­ma­lar “yer­siz” gö­rü­nür. Hal­bu­ki gün­de­lik ha­ya­tın ol­du­ğu gi­bi de­vam et­me­si, ku­şat­ma­ya kar­şı en önem­li di­renç nok­ta­sı­dır. Bu bir ta­raf­ta, “ol­mak­ta olan”ın ne ol­du­ğu­nu an­la­ma ça­ba­sı da bi­za­ti­hi sa­va­şı, şid­de­ti, aç­lı­ğı do­ğu­ran or­tam­la­rı or­ta­dan kal­dır­ma­nın bir ön şar­tı de­ğil mi­dir?
Ama yi­ne de akut du­rum­lar söz ko­nu­suy­ken, me­se­la şu­ra­da in­san­lar aç­lık­tan ölür­ken ka­pi­ta­list sis­tem eleş­ti­ri­si yap­ma­nın, ba­şör­tü­sü ya­sak­la­rı yü­zün­den genç kız­la­rın ha­ya­tı ka­ra­rır­ken pro­tes­to ey­le­mi yap­mak ye­ri­ne “me­se­le”yi an­la­ma­ya ça­lış­ma­nın, sa­vaş de­vam eder­ken mik­ro ta­rih öğ­ren­me­nin so­rum­lu­luk­tan ka­çış ola­rak gö­rül­me­si her za­man ih­ti­mal dâ­hi­lin­de­dir.
Slavoj Zi­zek bu tav­rı aci­li­yet ide­olo­ji­si ola­rak ta­nım­lı­yor ve bu­nun bü­yük bir teh­dit ba­rın­dır­dı­ğı­na işa­ret edi­yor. Zi­zek’e gö­re ih­ti­ya­cı­mız olan şey, ge­ri­ye çe­kil­mek, dur­mak ve dü­şün­mek­tir. Çün­kü ona gö­re bu­gün tam ola­rak ne ol­mak­ta ol­du­ğu­nu bil­mi­yo­ruz. Bu yüz­den te­ori­ye her za­man­kin­den faz­la ih­ti­ya­cı­mız var. Çok acil an­gaj­man­la­ra gir­mek­ten ka­çı­nıp, ne­ler ol­du­ğu­nu an­la­ma­ya ça­lış­tı­ğı­nız için ken­di­ni­zi suç­lu his­set­me­yin, di­yor.
Bu açı­dan ba­kıl­dı­ğın­da pro­tes­to ey­lem­le­ri­ne, im­za kam­pan­ya­la­rı­na ka­tıl­ma­yan, ama cid­di dü­şün­ce iş­çi­li­ği ya­pan­la­rı hak­lı bu­la­bi­li­riz. Çün­kü her­ke­sin me­se­le­le­re ak­ti­vist gö­züy­le bak­ma­sı söz ko­nu­su ola­maz. Bir ak­ti­vist, gün­cel si­ya­se­tin için­de bel­ki ço­ğu za­man başkalarına dir­sek ata­rak ken­di­ne yol aç­mak zo­run­da­dır. Bu du­rum ak­ti­vist­le­rin il­ke­le­ri önem­se­me­di­ği an­la­mı­na gel­mez el­bet­te. Ama şu da bir ger­çek ki işin do­ğa­sı ge­re­ği hem sa­kız çiğ­ne­yip hem şar­kı söy­le­ye­mez­si­niz. Hem hız­lı ka­rar­lar ala­rak uy­gu­la­ma­ya ko­yup hem de fel­se­fî ana­liz­ler ya­pa­maz­sı­nız. Çün­kü dü­şün­mek için dur­mak ge­re­kir. Ak­ti­vist ise dur­mak ne ke­li­me, ko­şan­dır.
İn­san­la­rın ha­ya­tı­nı doğ­ru­dan et­ki­le­yen pek çok ya­kı­cı tec­rü­be var gü­nü­müz­de: Sa­vaş, yok­sul­luk, ada­let­siz­lik... İş­te ak­ti­vist bu yan­gı­nın için­den ko­nu­şan­dır. Bi­lin­di­ği gi­bi yan­gı­nın için­den çı­kan ke­li­me­ler fer­ya­da da­ha ya­kın­dır; ba­zen de is­yan ve öf­ke­nin di­li­ne. Ko­va bü­yük mü kü­çük mü, su mu kö­pük mü di­ye he­sap­lar ya­pı­la­maz o an için. Ama ge­ri plan­da in­ce mü­hen­dis­lik he­sap­lar ya­pan, yan­gı­nın ni­te­li­ği­ni araş­tı­ran, kim­ya­sal araş­tır­ma­lar ya­pa­rak yan­gı­nın en az za­rar­la en isa­bet­li na­sıl sön­dü­rü­le­ce­ği­ni dü­şü­nen bi­ri­le­ri­nin de ol­ma­sı ge­re­kir.
Yi­ne de Pey­gam­ber Efen­di­miz’in “Bir kö­tü­lük gör­dü­ğü­nüz­de onu el ile dü­zel­tin, bu­na gü­cü­nüz yet­mez­se dil ile dü­zel­tin. Ona da gü­cü­nüz yet­mez­se kal­bi­niz ile buğ­ze­din.” Ha­dis-i Şe­rif’i tek­rar bir mu­ha­se­be yap­ma ge­re­ği­ne işa­ret edi­yor. Ak­ti­vist ey­lem­ler “dil ile dü­zelt­me” ka­te­go­ri­sin­de ol­du­ğun­dan, me­se­la dü­şün­ce üret­mek­ten da­ha mı ef­dal ola­cak­tır? Kı­na­ma­lar, pro­tes­to yü­rü­yüş­le­ri, si­vil tep­ki­ler… Bun­lar el/dil ile dü­zelt­me­ye gi­ri­yor mu, yok­sa her iki ta­ra­fa da bel­li bir ra­hat­la­ma su­nan stres top­la­rı mı bu ey­lem­ler?
Bi­lin­di­ği gi­bi Irak iş­ga­li aley­hin­de­ki pro­tes­to­lar ko­nu­sun­da ne dü­şün­dü­ğü so­rul­du­ğun­da Bush, “Çok mem­nu­num, biz za­ten böy­le de­mok­ra­tik bir or­tam oluş­sun di­ye Irak’ta­yız.” şek­lin­de piş­kin bir ce­vap ver­miş­ti. Bu tür tep­ki­le­rin de­mok­ra­tik top­lum­da­ki iş­le­vi­ni ya da iş­lev­siz­li­ği­ni el­bet­te uzun uzun tar­tış­mak ge­rek. Ama bu ya­zı çer­çe­ve­sinde şu so­ru­yu pe­kâ­lâ so­ra­bi­li­riz: Dün­ya­da ne­ler olu­yor di­ye dü­şü­nen ve bun­la­rı fel­se­fi bir te­me­le oturt­ma­ya uğ­ra­şan kı­sa­ca ilm-i ha­li­mi­zi or­ta­ya koy­ma­ya ça­lı­şan­la­rı, el­le dü­zelt­me­ye ça­lış­ma­yan, bu ne­den­le de ima­nın en za­yıf mer­te­be­sin­de olan kim­se­ler ola­rak ta­nım­la­ma­mız müm­kün mü­dür? Fo­toğ­raf­çı Car­ter’in ko­nu­mun­day­sak, aç­lık ve sö­mü­rü üze­ri­ne teo­ri yap­mak el­bet­te iman de­re­ce­si­ne gi­re­cek bir ta­vır de­ğil. Bir aç­la kar­şı kar­şı­yay­sak do­yur­mak ilk ya­pa­ca­ğı­mız iş ol­ma­lı. Eli ile dü­zelt­me ön­ce­lik­li ko­num­da­dır böy­le bir du­rum­da.
II­I-Ama aç­lık, sö­mü­rü, iş­gal vs... aleyh­ta­rı pro­tes­to yü­rü­yü­şü yap­mak mı, yok­sa ol­mak­ta ola­nı an­la­mak üze­re be­yin pat­lat­mak mı der­se­niz, du­rum de­ği­şir. Çün­kü çağ­daş pro­tes­to ey­lem­le­ri, kı­nama­lar, vic­da­ni tep­ki­le­rin di­le gel­me­si an­la­mın­da tar­tış­ma­sız ko­nu­ma sa­hip gö­rün­me­le­ri­ne rağ­men sis­tem içi bir den­ge un­su­ru­na dö­nüş­müş du­rum­da. Her şe­yin ay­nı kal­ma­sı için her şe­yin eleş­ti­ril­me­si ge­re­ki­yor bu sis­tem­de. Pro­tes­to­lar da yu­ka­rı­da bah­si ge­çen Bush’un tep­ki­sin­de açı­ğa çık­tı­ğı üze­re bu iş­le­vi gö­rü­yor. Bu açı­dan ba­kıl­dı­ğın­da vur­mak ile dur­mak ara­sı bir yer­de, vic­dan sus­tu­ru­cu bir iş­le­ve hap­se­dil­miş du­rum­da pro­tes­to ey­lem­le­ri.

Paylaş Tavsiye Et
Toplum
DİĞER YAZILAR