Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (December 2008) > Türkiye Siyaset > Ordu-siyaset ilişkisinde yeni bir dönem mi?
Türkiye Siyaset
Ordu-siyaset ilişkisinde yeni bir dönem mi?
Hatem Ete
Sİ­YA­SAL sis­te­min nor­mal iş­le­di­ği dö­nem­ler­de or­du­nun si­ya­set­le iliş­ki­si, si­ya­set-üs­tü kal­mak ve si­ya­sal eği­lim­ler ara­sın­da ta­raf­sız­lı­ğı­nı ko­ru­mak il­ke­si­ne gö­re bi­çim­le­nir. Bu ne­den­le TSK’nın ku­rum­sal ge­le­ne­ği, ko­mu­ta ka­de­me­si­nin gün­de­lik si­ya­se­te mü­da­hil ol­ma meş­ru­iye­ti­ni ara re­jim sü­re­si ile sı­nır­lan­dır­mış­tır. Ara re­jim so­na erip si­ya­set ku­ru­mu nor­mal iş­le­yi­şi­ne ge­ri dön­dü­ğün­de, ko­mu­ta ka­de­me­si, ül­ke si­ya­se­ti­ni et­ki­le­me ve yön­len­dir­me is­te­ği­ni ana­ya­sal ku­rum­la­rın ça­tı­sı al­tın­da­ki fa­ali­yet­le­riy­le sı­nır­lan­dır­ma­ya özen gös­ter­miş­tir.
Bu ge­le­nek, il­ke­sel dü­zey­de 28 Şu­bat sü­re­ci­ne ka­dar iş­le­di. 28 Şu­bat sü­re­cin­de or­du, ge­le­nek­sel dar­be de­ne­yim­le­rin­de şa­hit ol­du­ğu­muz şe­kil­de kış­la­sın­dan çı­ka­rak si­ya­se­te fii­len el koy­ma­dı­ğı için, kış­la­sı­na ge­ri dön­mek üze­re ken­di­si­ne bir mi­lat da be­lir­le­me­di. Do­la­yı­sıy­la her dar­be­nin ilk ga­ran­ti­si olan “TSK’nın dü­ze­ni ye­ni­den te­sis et­ti­ği en kı­sa sü­re için­de kış­la­ya ge­ri dö­nüp si­ya­se­ti asıl sa­hip­le­ri­ne ia­de ede­ce­ği” te­mi­na­tı, 28 Şu­bat sü­re­cin­de ye­ri­ni, “bu mü­da­ha­le­nin ge­re­kir­se bin yıl sü­re­ce­ği” teh­di­di­ne bı­rak­tı. Bu şe­kil­de ara re­jim sü­rek­li­le­şe­rek nor­mal re­ji­min ye­ri­ni al­dı. So­nuç­ta iç po­li­ti­ka­ya ge­re­ğin­den faz­la mü­da­hil ol­ma hem or­du­nun iç di­sip­li­ni­ni ze­de­le­di hem de top­lum­sal meş­ru­iye­ti­ne za­rar ver­di. Hil­mi Öz­kök ve Ya­şar Bü­yü­ka­nıt, bu ara re­jim ko­şul­la­rı­nı son­lan­dı­ra­rak or­du­nun si­ya­set ile iliş­ki­si­ni nor­mal­leş­tir­me­ye ça­lı­şın­ca or­du üze­rin­de­ki hâ­ki­mi­ye­ti­ni yi­tir­di.
 
28 Şu­bat Sü­re­ci Ni­ha­yet So­na mı Eri­yor?
İl­ker Baş­buğ ve eki­bi bir ay ön­ce gö­re­vi dev­ral­dı­ğın­da, 28 Şu­bat sü­re­ciy­le be­ra­ber iç di­sip­li­ni ve top­lum­sal meş­ru­iye­ti bü­yük öl­çü­de ze­de­le­nen bir or­du ve bu so­ru­nu gi­der­mek­te ba­şa­rı­sız ka­lan iki de­ne­yi­mi mi­ras al­dı. Öz­kök de­ne­yi­mi, 28 Şu­bat sü­re­ci koa­lis­yo­nu­nun as­ker ve si­vil ba­ki­ye­sin­den des­tek al­ma­yan bir ko­mu­ta ka­de­me­si­nin ba­şa­rı­sız­lı­ğa mah­kum ol­du­ğu­nu gös­ter­di. Bü­yü­ka­nıt’ın ilk dö­nem sür­dür­dü­ğü po­li­ti­ka­nın­sa hem top­lum nez­din­de et­ki­li ol­ma­dı­ğı hem de or­du­nun top­lum­sal meş­ru­iye­ti­ni za­yıf­lat­tı­ğı or­ta­da. Baş­buğ yö­ne­ti­min­de­ki ye­ni ko­mu­ta ka­de­me­si böy­le bir pa­ra­doks­la baş et­me mis­yo­nu­nu da dev­ral­dı.
Bu pa­ra­dok­su çöz­me­nin ilk aya­ğı, 1997’den be­ri or­du ile it­ti­fak ku­ran ke­sim­le­rin, Öz­kök ve Bü­yü­ka­nıt dö­ne­min­de sar­sı­lan gü­ve­ni­ni tek­rar ka­zan­mak. Baş­buğ’un de­vir-tes­lim tö­re­nin­de yap­tı­ğı ko­nuş­ma­sın­da­ki ya­şam tar­zı uya­rı­sı­nı ve di­nî ce­ma­at­le­rin güç­len­me­si ile il­gi­li vur­gu­su­nu bu çer­çe­ve­de al­gı­la­mak ge­re­kir. Gö­re­vi dev­ra­lı­şı­nın üçün­cü gü­nün­de, Er­ge­ne­kon da­va­sın­dan tu­tuk­lu bu­lu­nan emek­li ge­ne­ral­le­ri TSK adı­na zi­ya­ret et­tir­me­si de ay­nı bağ­lam­da de­ğer­len­di­ril­me­li. Ke­za ak­re­di­tas­yon uy­gu­la­ma­sın­da­ki de­ği­şik­li­ğin ir­ti­cai ve bö­lü­cü ya­yın yap­tık­la­rı ge­rek­çe­siy­le bir kı­sım med­ya­yı kap­sa­ma­ma­sı­nı da söz ko­nu­su ke­si­min des­te­ği­ni al­ma­ya yö­ne­lik ham­le­ler ola­rak oku­mak müm­kün.
Mev­cut pa­ra­dok­su çöz­me­nin ikin­ci aya­ğı, or­du­nun top­lu­mun ge­niş ke­sim­le­ri nez­din­de­ki meş­ru­iye­ti­ni ta­ze­le­me­ye yö­ne­lik adım­lar at­mak­tan ge­çi­yor. Baş­buğ’un de­vir-tes­lim ko­nuş­ma­sın­da la­ik­lik vur­gu­su­na az yer ayır­ma­sı­nı ve 28 Şu­bat sü­re­cin­den bu ya­na ge­le­nek­sel­le­şen ir­ti­ca teh­li­ke­si ez­be­ri­ni tek­rar­la­ma­ma­sı­nı bu ni­ye­te yö­ne­lik ham­le­ler ola­rak oku­mak müm­kün. Yi­ne dü­zen­le­nen ilk ba­sın top­lan­tı­sın­da, hü­kü­me­te ya­kın du­ran ba­zı ba­sın-ya­yın ku­ru­luş­la­rı­nı içe­re­cek şe­kil­de ak­re­di­tas­yon uy­gu­la­ma­sı­nın sı­nır­la­rı­nı ge­niş­let­me­si, si­ya­si ik­ti­dar­la uyum­lu ça­lı­şıl­dı­ğı­nı söy­le­mek­ten im­ti­na et­me­me­si ve baş­ta ba­sın ve si­ya­si par­ti­ler ol­mak üze­re hiç­bir ke­si­min or­du­yu gün­de­lik si­ya­se­te çek­me­me­si ge­rek­ti­ği­ni vur­gu­la­ma­sı da bu yön­de atıl­mış olum­lu adım­lar ola­rak de­ğer­len­di­ri­le­bi­lir.
Bu ham­le­ler­den çı­ka­rı­la­cak so­nuç, Baş­buğ’un, or­du­nun ge­le­nek­sel müt­te­fik­le­riy­le iş­bir­li­ği­ni tek­rar te­sis et­mek su­re­tiy­le dev­şi­re­ce­ği psi­ko­lo­jik gü­cü ye­de­ği­ne ala­rak, top­lu­mun ge­niş ke­sim­le­ri­nin or­du ile ba­ğı­nı ye­ni­den kur­ma­yı he­def­le­di­ği­dir. An­cak Baş­buğ’un, bir yan­dan öte­den be­ri ka­der­le­ri­ni or­du­nun des­te­ği­ne bağ­la­mış ke­sim­le­ri mem­nun edip ge­ri ka­zan­mak, di­ğer yan­dan or­du­yu, 28 Şu­bat sü­re­cin­den bu ya­na gün­be­gün top­lu­mun bü­yük ço­ğun­lu­ğun­dan uzak­la­şan yö­ne­li­min­den ko­pa­ra­rak tek­rar si­ya­set-üs­tü, ta­raf­sız ko­nu­mu­na ge­ri çek­mek şek­lin­de özet­le­ne­bi­le­cek stra­te­ji­si­nin ba­şa­rı­sı­nı, si­ya­set ku­ru­mu ve si­ya­si ik­ti­dar ile ku­ra­ca­ğı iliş­ki bi­çi­mi be­lir­le­ye­cek. Gün­de­lik si­ya­se­te mü­da­hil ol­ma­yı bı­ra­ka­rak ye­ni­den si­ya­set-üs­tü ko­nu­ma gel­mek, or­du­nun hem ken­di iç di­sip­li­ni­ni hem de top­lu­mun ge­ne­liy­le iliş­ki­le­ri­ni ra­yı­na so­ka­cak­tır. Baş­ka bir de­yiş­le, ya­pıl­ma­sı ge­re­ken, 28 Şu­bat pa­ran­te­zi­ni ka­pa­tıp or­du­nun ge­le­nek­sel iş­le­yiş tar­zı­na ge­ri dön­mek­tir.
 
Ye­ni Ko­mu­ta Ka­de­me­si­nin Si­ya­sal Stra­te­ji­si
De­vir-tes­lim tö­re­nin­de­ki ko­nuş­ma­lar, ilk yur­ti­çi ge­zi­si ve TSK’nın dü­zen­le­di­ği ilk ba­sın top­lan­tı­sı­na ka­tı­lan ga­ze­te­ci­le­rin ak­tar­dık­la­rı bir ara­da dü­şü­nül­dü­ğün­de, Baş­buğ baş­kan­lı­ğın­da­ki ye­ni ko­mu­ta ka­de­me­si­nin, AK Par­ti ik­ti­da­rı­nın ilk dö­nem­le­rin­de TSK’nın gös­ter­di­ği dav­ra­nış ve tu­tum be­lir­siz­li­ği­ni aş­tı­ğı ve bu hü­kü­met­le ça­lış­ma­nın ka­çı­nıl­maz­lı­ğı­nı iç­sel­leş­tir­di­ği an­la­şı­lı­yor. Ye­ni ko­mu­ta ka­de­me­si­nin, da­ha ön­ce­ki ko­mu­ta ka­de­me­le­ri­nin, mev­cut ik­ti­dar­la iş­bir­li­ğin­de bu­lun­mak­tan ve hü­kü­me­tin olum­lu ic­ra­at­la­rın­dan mem­nu­ni­yet­le­ri­ni ifa­de et­mek­ten duy­duk­la­rı mah­cu­bi­yet so­ru­nu­nu aş­tı­ğı söy­le­ne­bi­lir. Hü­kü­me­tin Gür­cis­tan kri­zi­ni iyi yö­net­ti­ği­ni ve (Ku­zey) Irak po­li­ti­ka­sın­da hü­kü­met­le mu­ta­bık ol­duk­la­rı­nı ifa­de et­me­le­ri bu­nu gös­te­ri­yor. An­cak ay­nı gös­ter­ge­ler, ye­ni ko­mu­ta ka­de­me­si­nin, nor­ma­tif dü­zey­de TSK’nın gö­rev ala­nı dı­şın­da ka­lan ve esa­sın­da si­ya­si ik­ti­da­rın ala­nı­na gi­ren ko­nu­lar­da gö­rüş be­yan et­mek­ten de ge­ri dur­ma­ya­ca­ğı­nı or­ta­ya ko­yu­yor. Ye­ni ko­mu­ta ka­de­me­si­nin, ta­rih­sel sü­reç için­de TSK’nın Türk si­ya­sal sis­te­mi­nin şe­kil­le­ni­şin­de oy­na­dı­ğı ro­lü iç­sel­leş­tir­di­ği ve bu ro­le uy­gun dav­ra­na­ca­ğı söy­le­ne­bi­lir. İlk yur­ti­çi ge­zi­nin Di­yar­ba­kır’a ve “te­rör ör­gü­tü ile mü­ca­de­le”nin öte­sin­de esa­sın­da si­ya­si ik­ti­da­rın gö­rev ala­nı­na gi­ren “te­rör­le mü­ca­de­le” kap­sa­mın­da ger­çek­leş­ti­ril­me­si, bu ge­zi­de STK’lar­la gö­rü­şül­me­si ve halk­la ku­cak­la­şı­la­rak med­ya­ya fo­toğ­raf ve­ril­me­si, önü­müz­de­ki dö­nem­de si­ya­sal alan­da da­ha ak­tif ol­ma­ya ka­rar­lı bir ko­mu­ta ka­de­me­si ile kar­şı kar­şı­ya ol­du­ğu­mu­zu gös­te­ri­yor. 
So­nuç ola­rak, önü­müz­de­ki iki yı­lı, ile­ti­şim stra­te­ji­si ola­rak aya­küs­tü de­meç­ler ve ge­ce ya­rı­sı bil­di­ri­le­ri ye­ri­ne, dü­zen­li top­lan­tı­lar ve ku­rum­sal iliş­ki­ler dü­ze­yin­de bir gö­rüş alış­ve­ri­şi ön­gö­ren, or­du­nun iç di­sip­li­ni­ni ve top­lum­sal meş­ru­iye­ti önem­se­yen ve ye­ni­den te­sis et­mek için ça­ba gös­te­ren bir ge­nel­kur­may baş­ka­nı ve eki­bi ile ge­çi­re­ce­ğiz. Bu sü­reç­te ye­ni ko­mu­ta ka­de­me­si, den­ge­li bir si­ya­set ve doğ­ru bir ile­ti­şim stra­te­ji­siy­le, si­ya­se­te ka­yıt­sız kal­mak ve­ya si­ya­sal ala­na ge­re­ğin­den faz­la mü­da­ha­le et­mek tu­tum­la­rın­dan uzak dur­mak su­re­tiy­le, si­ya­sal alan üze­rin­de­ki et­ki­si­ni art­tır­ma­ya ça­lı­şa­cak­tır. Bu çer­çe­ve­de si­ya­se­tin bü­tün ku­rum­la­rıy­la yo­ğun­laş­ma­sı ge­re­ken nok­ta, bu dö­ne­min si­ya­se­ti güç­len­dir­mek ve si­ya­sal ala­nı ge­niş­let­mek için na­sıl de­ğer­len­di­ri­le­ce­ği­dir. İlk el­den gö­zü­ken, eğer doğ­ru de­ğer­len­di­ri­le­bi­lir­se, bu sü­re­cin im­kan­la­rı­nın risk­le­rin­den da­ha faz­la ol­du­ğu­dur.

Paylaş Tavsiye Et
Türkiye Siyaset
DİĞER YAZILAR