Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (December 2008) > Türkiye Siyaset > Kapatılmamanın maliyeti
Türkiye Siyaset
Kapatılmamanın maliyeti
Taha Özhan
TÜR­Kİ­YE, AK Par­ti’nin ka­pa­tıl(a)ma­ma­sı­nın ar­dın­dan bir ay geç­miş ol­ma­sı­na rağ­men tüm “ye­ni dö­nem si­ya­se­ti” tar­tış­ma­la­rı­nı tü­ke­ten bir ha­va­nın içe­ri­si­ne gö­mül­dü. İs­tan­bul’da Af­ri­ka Zir­ve­si ve Gür­cis­tan’da ters­ten “Kü­ba fü­ze kri­zi” ger­çek­leş­me­se ve Ame­ri­ka’da Barack Oba­ma’nın en­se­si­ne mü­es­ses ni­zam kar­şı­sın­da meş­ru­iye­ti sağ­la­ma­sı dü­şü­nü­len Jo­e Bi­den “ve­ril­me­se”, son bir ayı ne­re­dey­se si­ya­se­ten sif­tah ya­pa­ma­dı­ğı­mız bir dö­nem ola­rak ge­çi­re­cek­tik. Zi­ra ge­çen ay bo­yun­ca il­ginç bir şe­kil­de “ka­pa­tıl­ma­ma”nın ne ma­hi­ye­ti ne de ma­li­ye­ti ye­te­rin­ce ir­de­len­di. Ne Ana­ya­sa Mah­ke­me­si üye­le­ri­nin 180 de­re­ce “ide­olo­jik sav­rul­ma­la­rı” ne de AK Par­ti’nin ka­ra­ra ver­di­ği tep­ki, bek­le­nen dü­zey­de tar­tı­şıl­dı. AK Par­ti, “Dur­mak yok, yo­la de­vam” dis­ku­ruy­la “Kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam” de­di. Pe­ki, AK Par­ti ne­re­de kal­mış­tı, ha­tır­la­ya­nı­nız var mı?
Hü­kü­me­tin ka­pat­ma da­va­sı­nın baş­lan­gı­cın­dan bu ya­na ser­gi­le­di­ği tek po­li­tik ma­nev­ra “ey­lem­siz­lik”. Bu po­li­ti­ka ye­rel se­çim­le­re ka­dar uza­nır­sa, son bir yı­lı­nı si­ya­si ey­lem­siz­lik­le ge­çir­miş bir ik­ti­dar kom­po­zis­yo­nuy­la kar­şı kar­şı­ya ka­la­bi­li­riz. Ey­lem­siz­lik po­li­ti­ka­sı tes­pi­ti­ne kar­şı ar­gü­man­lar da ge­liş­ti­ri­li­yor ta­bi­i. Me­se­la Er­ge­ne­kon so­ruş­tur­ma­sı­nın baş­lı ba­şı­na bü­yük bir ey­lem ol­du­ğu dil­len­di­ri­li­yor. Si­ya­si ey­lem­siz­lik tes­pi­tin­de bu­lun­mak, el­bet­te Er­ge­ne­kon so­ruş­tur­ma­sı­nı kü­çüm­se­mek ya da yad­sı­mak an­la­mı­na gel­mez. An­cak Er­ge­ne­kon so­ruş­tur­ma­sı, si­ya­si ey­lem­siz­lik ha­li­ni nes­he­den bir du­rum de­ğil­dir. Mez­kûr so­ruş­tur­ma ne ka­dar ba­şa­rı­lı olur­sa ol­sun, si­ya­si yön­süz­lü­ğü or­ta­dan kal­dı­ra­bi­le­cek bir araç ola­maz. Ak­si­ne Er­ge­ne­kon so­ruş­tur­ma­sı, si­ya­si ey­lem­siz­lik ha­li­ni meş­ru­laş­tır­dı­ğın­dan, si­ya­si bir il­lüz­yon do­ğur­ma ris­ki­ne ge­be­dir. So­ruş­tur­ma­nın bu aşa­ma­dan son­ra si­ya­se­te ka­ta­bi­le­ce­ği çok faz­la bir şey bu­lun­ma­mak­ta­dır. Çün­kü ba­şa­rı an­la­mın­da do­ruk nok­ta­sı­nı çok­tan ya­ka­la­mış, Türk si­ya­si ta­ri­hi için ka­ta­li­zör ol­ma gö­re­vi­ni çok­tan ifa et­miş­tir. Bun­dan son­ra ik­ti­da­rın üs­tü­ne dü­şen va­zi­fe, bu ba­şa­rı­lı ope­ras­yo­nu ge­nel si­ya­si viz­yon pa­ran­te­zi içe­ri­si­ne ala­rak bü­yük si­ya­si so­ru­la­rı sor­ma ve bun­la­ra ce­vap ara­ma ol­ma­lı­dır.
An­cak ka­pa­tıl­ma­ma ka­ra­rı son­ra­sı ye­ni dö­ne­min me­sa­jı­nı hü­kü­met üze­rin­den an­la­ma­ya gay­ret et­ti­ği­miz­de kar­şı­mı­za kos­ko­ca bir be­lir­siz­lik çık­mak­ta­dır. Bu be­lir­siz­lik, iç si­ya­set­te bü­yük adım­lar atıl­ma­dı­ğı sü­re­ce de­vam ede­cek­tir. Ve sa­de­ce iç si­ya­se­ti kı­sır­laş­tır­mak­la kal­ma­ya­cak; dış po­li­ti­ka açı­lım­la­rı­nı da et­ki­siz ya da an­lam­sız ha­le ge­ti­re­cek­tir. AK Par­ti ka­pat­ma da­va­sı­nı mü­te­aki­ben bir­çok önem­li si­ya­si adım at­tı. Ku­zey Irak’la doğ­ru­dan mu­ha­tap ol­mak, Su­ri­ye-İs­ra­il gö­rüş­me­le­ri, ye­ni GAP pa­ke­ti, ye­ni teş­vik sis­te­mi vb. La­kin bü­tün bu önem­li adım­lar, ey­lem­siz­lik si­ya­se­ti­nin bas­kı­sı al­tın­da hak et­tik­le­ri te­vec­cü­hü gö­re­me­di­ler. Tıp­kı Af­ri­ka Zir­ve­si’nin ve Kaf­kas­ya açı­lı­mı­nın hak et­ti­ği il­gi­yi gör­me­me­si gi­bi. Bu, ba­sit bir med­ya il­gi­siz­li­ğin­den zi­ya­de, biz­zat ey­lem­siz­lik si­ya­se­ti­nin ta­bii bir so­nu­cu­dur. Çün­kü ar­ka-ka­pı si­ya­se­ti, ma­te­ma­tik­sel ola­rak ka­zan­dı­rır­ken, ile­ti­şim­sel ola­rak kay­bet­ti­re­bi­len bir si­ya­set bi­çi­mi­dir. Kit­le­ler ve elit­ler, ça­tış­ma mev­zu­su olan ko­nu­lar­da ik­ti­da­rın he­sap­laş­tı­ğı­nı gör­mek is­ter­ler. An­cak bir he­sap­laş­ma­dan, ko­nuy­la il­gi­li adım atıl­dık­tan son­ra ik­ti­da­ra güç at­fe­der­ler. Bu­ra­dan da muk­te­dir ik­ti­dar ne­şet eder. Ak­si du­rum­lar­da mağ­lup, mağ­dur ve­ya muğ­lâk ik­ti­dar gö­rün­tü­sü de­vam eder.
Önü­müz­de ma­hal­li se­çim­ler var. Muh­te­me­len yıl­ba­şıy­la ye­ni­den sı­cak se­çim ha­va­sı­na gi­re­ce­ğiz. Ey­lül ile bir­lik­te ise so­ğuk se­çim at­mos­fe­ri baş­la­ya­cak. Hü­kü­me­tin se­çim­ler ön­ce­sin­de en azın­dan si­ya­se­ti se­çim­le­re ta­şı­ya­cak, iz bı­ra­ka­cak ba­zı ka­rar­la­ra im­za at­ma­sı el­zemdir. Özel­lik­le Si­ya­si Par­ti­ler Ya­sa­sı ve Kürt me­se­le­si en acil so­run­la­rın ba­şın­da gel­mek­te­dir. Si­ya­si Par­ti­ler Ya­sa­sı ve par­ti ka­pat­may­la il­gi­li bir ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği ma­sa­da dur­mak­ta­dır. Ye­ni ana­ya­sa çı­kı­şı­nı ken­di eliy­le nes­het­miş olan AK Par­ti’nin ge­li­nen son nok­ta­da tek pa­ket ha­lin­de bü­yük bir ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği­ne git­me­si zor gö­zük­mek­te­dir. Se­çim ön­ce­sin­de par­ti ka­pat­ma­yı fii­len im­kân­sız ha­le ge­ti­ren bir ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği si­ya­si ge­ri­li­mi ye­ni­den tır­man­dı­ra­bi­lir. La­kin mez­kûr de­ği­şik­li­ğin he­men ar­dın­dan ge­len se­çim­ler, bu ge­ri­li­mi or­ta­dan kal­dı­ra­cak­tır. Ben­zer bir du­ru­mu Cum­hur­baş­ka­nı’nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si de­ği­şik­li­ğin­de ya­şa­mış­tık. Nor­mal şart­lar­da hü­kü­me­tin kal­dır­mak­ta çok zor­la­na­ca­ğı bir ge­ri­li­mi, 22 Tem­muz se­çim­le­ri ta­bii bir şe­kil­de gi­der­miş­ti. Hem bun­dan son­ra cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si sağ­lan­mış hem de 22 Tem­muz se­çim­le­rin­de hü­kü­me­te bü­yük bir mar­ji­nal fay­da im­ka­nı or­ta­ya çık­mış­tı. Par­ti ka­pat­may­la il­gi­li ana­ya­sa de­ği­şik­li­ği de ben­zer bir si­ya­si tak­vi­me denk gel­mek­te­dir. Bu im­kân kul­la­nıl­ma­lı ve Tür­ki­ye’nin mil­li nor­mal­leş­me­si­nin önün­de­ki bü­yük en­gel kal­dı­rıl­ma­lı­dır.
İkin­ci önem­li hu­sus da Kürt me­se­le­si­dir. Kürt so­ru­nu hem AK Par­ti öze­lin­de hem de Tür­ki­ye için ar­tık bir kı­rıl­ma nok­ta­sı­dır. Tür­ki­ye Kürt me­se­le­si üze­rin­den ya bü­yü­ye­cek ya da kü­çü­le­cek­tir. Ben­zer bir öner­me AK Par­ti için de ge­çer­li­dir. AK Par­ti’nin halk nez­din­de ka­zan­mış ol­du­ğu ha­kem ro­lü­nü muh­kem bir ha­le ge­ti­re­bil­me­si­nin yo­lu, Kürt me­se­le­sin­de ku­rum­sal adım­lar atıl­ma­sı­nı sağ­la­ma­sın­dan geç­mek­te­dir. Ku­zey Irak ha­re­kâ­tı son­ra­sı TSK ile hü­kü­met ara­sın­da olu­şan po­zis­yon bir­lik­te­li­ği son dö­nem­de Ana­ya­sa Mah­ke­me­si’nin ve CHP’nin kat­kı­la­rıy­la iyi­ce pe­kiş­miş du­rum­da­dır. Bu po­zis­yon Kürt me­se­le­sin­de adım ata­bil­me­nin tek rea­list düz­le­mi­dir. Hü­kü­met ye­ni bir ey­lem ha­ri­ta­sıy­la bu im­kâ­nı en ve­rim­li şe­kil­de kul­lan­ma­lı­dır. An­cak bu şe­kil­de Tür­ki­ye’nin mil­li gü­ven­li­ği­nin te­mi­na­tı olan bir muk­te­dir ik­ti­da­ra dö­nü­şe­bilir.
AK Par­ti’nin, ka­pat­ılma­ma ka­ra­rın­dan yan­lış so­nuç­lar çı­kar­ma­sı da muh­te­mel­dir. 6-5 şek­lin­de te­cel­li eden Mah­ke­me den­ge­si­ni De­mok­les’in kı­lı­cı şek­lin­de te­vil et­me­ye me­yil­li hu­ra­fe­ler za­ten ye­te­rin­ce et­ki­li ol­muş du­rum­da­dır. Bu bas­kı al­tın­da di­ğer bir sı­kın­tı da son bir yıl­da or­ta­ya çı­kan “mu­ta­ba­kat si­ya­se­ti”dir. Mu­ta­ba­kat si­ya­se­ti ey­lem­siz­li­ğin ba­şa­rı­sı­nı tes­cil et­mek­te, ey­lem­siz­lik de ye­ni so­ru­lar sor­ma­yı, si­ya­set uf­ku­nu ye­ni­den in­şa et­me­yi im­kân­sız ha­le ge­tir­mek­te­dir. So­nuç ola­rak he­def­siz­lik ve yön­süz­lük aşı­la­ma­mak­ta­dır. Dol­ma­bah­çe’de Ya­şar Bü­yü­ka­nıt ile gö­rüş­mey­le baş­la­yan mu­ta­ba­kat si­ya­se­ti, geç­ti­ği­miz ay­lar­da İl­ker Baş­buğ ile de­vam et­miş ve ne­ti­ce alın­mış­tı. La­kin ne­ti­ce alın­mış olun­ma­sı, bu si­ya­set tar­zı­nın sür­dü­rü­le­bi­lir ol­du­ğu an­la­mı­na gel­mez. Mu­ta­ba­kat si­ya­se­ti, mil­le­te yas­lan­ma­yan bir si­ya­set tar­zı­dır. Bu ise “Söz mil­le­tin” id­di­asıy­la meş­ru­iye­ti­ni tes­cil­le­yen bir par­ti­nin en faz­la dik­kat et­me­si ge­re­ken nok­ta ol­sa ge­rek. AK Par­ti mil­le­te yas­la­nan bir si­ya­set di­li­ne ve açı­lım­la­rı­na ye­ni­den ve da­ha yo­ğun bir şe­kil­de yö­nel­mek zo­run­da­dır. Şa­yet “yo­la de­vam et­mek” is­ti­yor­sa, en son kal­dı­ğı nok­ta­yı doğ­ru tes­pit et­me­li ve ar­dın­dan Tür­ki­ye için bü­yük so­ru­lar sor­ma­ya ça­lış­ma­lı­dır. An­cak böy­le­si bir ba­kış açı­sı ka­pa­tıl­ma­ma­nın “im­kan”ını “ma­li­yet”in­den öne çe­ke­bi­lir.

Paylaş Tavsiye Et
Türkiye Siyaset
DİĞER YAZILAR