Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (September 2008) > Dünya Siyaset > Mısırlı İslamcıların yeni modeli AKP
Dünya Siyaset
Mısırlı İslamcıların yeni modeli AKP
Tarık Abdülcelil
Dr., Ain Shams Üniversitesi, Kahire
MI­SIR baş­ta ol­mak üze­re bü­tün İs­lam ve Arap ül­ke­le­ri, Tür­ki­ye’de­ki si­ya­sal ge­liş­me­le­ri ve de­mok­ra­si ha­re­ke­ti­ni dik­kat­li bir şe­kil­de ta­kip edi­yor. Zi­ra AKP, 3 Ka­sım 2002’de ik­ti­da­ra gel­me­sin­den iti­ba­ren be­nim­se­yip uy­gu­la­dı­ğı si­ya­set sa­ye­sin­de bat­mak üze­re olan ül­ke­si­ni on­lar­ca yıl bo­yun­ca ha­yal et­ti­ği ulus­la­ra­ra­sı li­ge ta­şı­ya­bil­di. Ta­rih­te çok na­dir gö­rü­len, kı­sa sü­re­de kap­sam­lı bir re­form po­li­ti­ka­sıy­la AKP, iç ve dış si­ya­set ile eko­no­mi baş­ta ol­mak üze­re tüm alan­lar­da Tür­ki­ye’ye ulus­la­ra­ra­sı bir ko­num ka­zan­dı­ra­bil­di.
AKP, iç si­ya­set­te top­lum­sal re­fa­hı ve is­tik­ra­rı, si­ya­si ve di­nî akım­la­rı ola­bil­di­ğin­ce bir ara­ya top­la­ya­rak uyumu ve eko­no­mik kal­kın­ma­yı ger­çek­leş­tir­di; dış si­ya­set­te de uzun yıl­lar­dır ta­raf dev­let ola­rak ta­nı­nan Tür­ki­ye’yi mer­kez bir dev­le­te dö­nüş­tür­me­ye ça­lı­şa­rak, Or­ta­do­ğu so­run­la­rı­nın çö­zü­mün­de et­ki­li ve olum­lu bir rol oy­nar ha­le ge­tir­di.
Bü­tün bun­lar­dan do­la­yı Müs­lü­man ve Arap ül­ke­ler, Tür­ki­ye’yi “mo­del ül­ke” ola­rak gö­rü­yor. ABD, AB ve di­ğer Ba­tı ül­ke­le­ri de ay­nı gö­rüş­te; an­cak ta­bii ki fark­lı bir ba­kış açı­sı ile. Tür­ki­ye’yi, Ba­tı ül­ke­le­ri “ılım­lı İs­lam”ın tem­sil­ci­si ola­rak gö­rür­ken, Müs­lü­man ül­ke­ler din ile si­ya­set ve­ya İs­lam­cı­lık ile la­ik­lik ya da de­mok­ra­si ile dik­ta­tör­lük ara­sın­da ba­şa­rı­lı bir mü­ca­de­le mo­de­li ola­rak de­ğer­len­di­ri­yor.
 
Müs­lü­man Kar­deş­ler ve Mil­li Gö­rüş
Mı­sır ve Tür­ki­ye’de­ki si­ya­sal İs­lam’ın gi­di­şa­tın­da olu­şum, ge­li­şim, ide­olo­ji ve ça­lış­ma tarz­la­rı açı­sın­dan ben­zer­lik­ler ve et­ki­le­şim­ler var. Za­ten Mil­li Gö­rüş Ha­re­ke­ti, Müs­lü­man Kar­deş­ler Ce­maa­ti’nin fik­rî ve ör­güt­sel kay­nak­la­rın­dan esin­le­ne­rek 1969’da baş­la­mış­tı. Mil­li Gö­rüş’ün kur­du­ğu Mil­li Ni­zam, Mil­li Se­la­met ve Re­fah Par­ti­si sü­reç­le­ri­nin hep­sin­de top­lu­ma İs­la­mi dü­şün­ce­yi hâ­kim kıl­ma ve ik­ti­da­ra gel­me­ye yö­ne­lik ça­ba­lar, Müs­lü­man Kar­deş­ler Ce­maa­ti’nin­ki ile ay­nıy­dı. An­cak so­nuç­lar iti­ba­rıy­la ba­kıl­dı­ğın­da, Mil­li Gö­rüş­çü par­ti­ler az ol­sa da ba­şa­rı sağ­la­mış­ken, Müs­lü­man Kar­deş­ler’in ba­şa­rı­la­rı fa­ali­yet sü­re­si içe­ri­sin­de de­ğer­len­di­ril­di­ğin­de çok da­ha az­dı ve git­tik­çe aza­lı­yor­du. Çün­kü Müs­lü­man Kar­deş­ler’in iz­le­di­ği si­ya­set, özel­lik­le 90’lı yıl­lar­da re­jim ile ça­tış­ma stra­te­ji­sin­den baş­ka bir şey de­ğil­di. Bu stra­te­ji, Müs­lü­man Kar­deş­ler men­sup­la­rı­nın va­kit ve ça­ba­la­rı­nı tü­ke­tir­ken, Mı­sır re­ji­mi­nin on­la­rı si­ya­sal alan­dan ta­ma­men uzak­laş­tır­ma­sı­na yol aç­tı. Ve so­nun­da Müs­lü­man Kar­deş­ler si­ya­set­te­ki et­ki­si­ni iyi­ce yi­tir­di.
Mı­sır’da bun­lar ya­şa­nır­ken Tür­ki­ye’de de 28 Şu­bat post-mo­dern dar­be­si ol­du. Mil­li Gö­rüş’ten “ye­ni­lik­çi ka­nat” di­ye ad­lan­dı­rı­lan bir grup kop­tu. Bu ye­ni­lik­çi grup, hem ye­ni dün­ya dü­ze­nin­de­ki hem de Tür­ki­ye’de­ki de­ği­şim­le­ri de­ğer­len­di­re­rek İs­lam­cı söy­le­mi yu­mu­şa­tıp mil­li ve va­ta­ni ih­ti­yaç­lar­dan bes­le­nen ye­ni bir re­form pro­je­si üret­me­ye ça­lış­tı. “Bi­zim­le­si­niz ya da de­ğil­si­niz” an­la­yı­şın­dan uzak­la­şa­rak is­ter sağ­cı is­ter li­be­ral is­ter İs­lam­cı ol­sun tüm akım­la­rın va­ta­nın kal­kın­ma­sı­na ka­tıl­ma­sı­nı sağ­la­dı.
De­mok­ra­si­ye da­ya­nan ve kü­re­sel po­li­tik plat­form­la­r­da et­ki­li bir rol oy­na­ya­bi­len İs­la­mi kö­ken­li bir ha­re­ket Tür­ki­ye’de ol­gun­laş­mış iken Mı­sır’da da­ha ön­ce baş­la­mış olan İs­la­mi ha­re­ket yo­lun or­ta­sın­da kal­dı, ol­gun­la­şa­ma­dı. Biz­ce bu­nun iki ana ne­de­ni var: Tür­ki­ye ve Mı­sır’da­ki si­ya­sal iş­le­yiş ve Ba­tı tar­zı de­mok­ra­si­ye ba­kış­ta­ki fark­lılık­lar.
 
Tür­ki­ye ve Mı­sır’da­ki Si­ya­sal İş­le­yi­şin Fark­lı­lı­ğı
Tür­ki­ye’de 1946’da baş­la­yan çok par­ti­li si­ya­si ha­yat, on yıl­da bir ya­pı­lan ih­ti­lal­le­re rağ­men, Ba­tı stan­dart­la­rın­da bir de­mok­ra­si­ye yak­laş­tı. 1970’li yıl­lar­dan iti­ba­ren TBMM’de tem­sil edil­me­ye baş­la­yan İs­la­mi ha­re­ket, dar­be­ler­den et­ki­len­me­si­ne rağ­men he­men her dö­nem par­la­men­to­da yer ala­bil­di. Ül­ke­nin je­os­tra­te­jik ko­nu­mu öne sü­rü­le­rek Tür­ki­ye’ye has ge­ri kal­mış bir de­mok­ra­si an­la­yı­şı­nı da­ya­tan bü­rok­ra­si, hal­kın ıs­rar­lı de­mok­ra­tik ta­lep­le­ri kar­şı­sın­da di­re­ne­me­di ve pes et­ti. Cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çim­le­rin­de kar­şı kar­şı­ya kal­dı­ğı yar­gı dar­be­si­ne rağ­men AKP is­te­di­ği ki­şi­yi cum­hur­baş­ka­nı ola­rak seç­me­ye mu­vaf­fak ol­du, ar­dın­dan açı­lan ka­pat­ma da­va­sın­dan da ba­şa­rıy­la çık­tı.
Mı­sır’da ise çok par­ti­li ha­yat, 1970’li yıl­la­rın so­nun­da ya­ni Tür­ki­ye’den 30 yıl geç baş­la­dı. Tür­ki­ye’de ol­du­ğu gi­bi Mı­sır’da da Müs­lü­man Kar­deş­ler, dü­ze­nin ka­nun­la­rı­na uy­gun par­ti­ler ku­ra­rak mec­li­se gir­me­ye te­şeb­büs et­ti; an­cak hiç­bi­rin­de par­ti kur­ma iz­ni ala­ma­dı. Par­ti ku­ra­ma­mak­tan do­la­yı se­çim­le­re teş­ki­lat­lı ola­rak ha­zır­la­na­ma­ma­la­rı se­çim ba­şa­rı­sız­lı­ğı­nı ge­tir­di. Bun­dan do­la­yı mec­li­se ba­ğım­sız mil­let­ve­ki­li ola­rak gir­mek zo­run­da kal­dı­lar. Bu da Müs­lü­man Kar­deş­ler’in yö­ne­tim­de yer ala­ma­ma­sı­na, do­la­yı­sıy­la dev­let ida­re­si tec­rü­be­si ka­za­na­ma­ma­sı­na yol aç­tı.
Dev­let ta­ra­fın­dan ya­pı­lan se­çim hi­le­le­ri, Tür­ki­ye’de 1946 se­çim­le­rin­den son­ra or­ta­dan kalk­ma­sı­na rağ­men Mı­sır’da Müs­lü­man Kar­deş­ler aday­la­rı­na kar­şı ha­len de­vam edi­yor. Müs­lü­man Kar­deş­ler aday­la­rı­na ve des­tek­çi­le­ri­ne kar­şı dev­le­tin şid­de­te va­ran bas­kı­cı po­li­ti­ka­la­rı da göz ar­dı edil­me­me­li.
 
Tür­ki­ye ve Mı­sır’da­ki Ba­tı Tar­zı De­mok­ra­si­ye Ba­kış Fark­lılı­ğı
Mil­li Gö­rüş tec­rü­be­sin­den ders ala­rak ye­ni bir par­ti ku­ran AKP kur­may­la­rı, İs­lam­cı­la­rın ilk he­de­fi ol­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni dü­şün­dük­le­ri Ba­tı tar­zı tam de­mok­ra­si­nin ku­rul­ma­sı yö­nün­de AB’ye ih­ti­yaç­la­rı ol­du­ğu­nu gö­rüp bu yön­de ça­lış­ma­la­rı hız­lan­dır­dı­lar. Çün­kü Tür­ki­ye’de­ki İs­lam­cı­la­ra gö­re Ba­tı tar­zı tam de­mok­ra­si İs­la­mi bir ha­ya­tın ya­şan­ma­sı için her tür­lü fır­sa­tı ver­mek­tey­di. Bu ko­nu­da AKP’nin sa­mi­mi­ye­ti­ne ina­nan AB yö­ne­ti­ci­le­ri de par­ti­yi her şart­ta des­tek­le­di.
Müs­lü­man Kar­deş­ler ise Ba­tı tar­zı bir de­mok­ra­si ile İs­la­mi ya­şa­mın müm­kün olup ola­ma­ya­ca­ğı hu­su­sun­da net bir gö­rüş or­ta­ya ko­ya­ma­dı. Bu du­rum ge­rek Müs­lü­man Kar­deş­ler’in Ba­tı ile olan iliş­ki­le­rin­de ge­rek­se AB’nin Müs­lü­man Kar­deş­ler’e olan yak­la­şı­mın­da bir­ta­kım te­red­düt­le­re yol aç­tı. Ba­tı’nın Mı­sır’da­ki an­ti­de­mok­ra­tik uy­gu­la­ma­la­rı eleş­ti­ren açık­la­ma­la­rı, Müs­lü­man Kar­deş­ler’in be­lir­siz si­ya­se­tin­den do­la­yı İs­la­mi ha­re­ket için des­tek sağ­la­mak­ta ye­ter­li ola­ma­dı.
Ay­rı­ca Müs­lü­man Kar­deş­ler, si­ya­sal bir par­ti ol­ma­dı­ğı için ken­di için­de kay­na­yan ye­ni­lik­çi ku­şa­ğın ce­maa­ti böl­me­sin­den çe­ki­ne­rek bü­tün­lü­ğü mu­ha­fa­za adı­na es­ki ve ne­ti­ce ver­me­yen po­li­ti­ka­la­rın­da ıs­rar et­ti­ler. Ne si­ya­sal bir par­ti ol­ma ka­ra­rı al­dı­lar ne de İs­lam da­va­sı­na bağ­lı salt bir ce­ma­at ola­rak ka­la­bil­di­ler. Yö­ne­ti­ci­ler, za­ma­na uy­gun pro­je­ler ve söy­lem­ler ge­liş­ti­re­me­dik­le­rin­den çok zor du­ru­ma düş­tü­ler. Bun­dan do­la­yı fır­sat ve­ril­me­yen ye­ni­lik­çi ku­şak, ya­vaş ya­vaş ör­güt­ten ko­pup ba­ğım­sız bir İs­lam dü­şün­ce­si­ne sa­hip ol­du. An­cak bun­la­rın bir kıs­mı, ce­ma­at içe­ri­sin­de edin­dik­le­ri bi­ri­kim­le­riy­le fay­da­lı ola­bi­le­cek­le­ri bir grup da ku­ra­ma­dık­la­rın­dan top­lum içe­ri­sin­de yok ol­ma teh­li­ke­siy­le kar­şı kar­şı­ya­lar. Bir kıs­mı ise Tür­ki­ye’de­ki AKP ha­re­ke­tin­den Mı­sır­lı İs­lam­cı­lar için po­li­ti­ka­lar üret­me ça­ba­sın­da.
So­nuç ola­rak AKP tec­rü­be­si, İs­lam dün­ya­sı için bir ör­nek ol­du. Müs­lü­man Kar­deş­ler’in ye­ni­lik­çi ku­şak­la­rı­nın ve Mı­sır­lı İs­lam­cı ay­dın­la­rın şu an en önem­li uğ­ra­şı­la­rı AKP tec­rü­be­si­ni araş­tır­mak ve mer­kez bir par­ti kur­ma­nın yo­lu­nu bul­mak. AKP tec­rü­be­si, na­sıl İs­lam­cı­lar için il­ham kay­na­ğı ol­duy­sa, Or­ta­do­ğu’da­ki an­ti­de­mok­ra­tik re­jim­ler için de bir pa­nik kay­na­ğı ha­li­ne gel­di.

Paylaş Tavsiye Et
Yazara ait diğer yazılar
Tarık Abdülcelil