Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (July 2008) > Dünya Siyaset > ABD’nin “Şark Oyunları”
Dünya Siyaset
ABD’nin “Şark Oyunları”
Ebru Afat
OR­TA­DO­ĞU’YA “de­mok­ra­si ve öz­gür­lük” slo­ga­nı al­tın­da ça­tış­ma ve ka­os bo­ca eden mev­cut ABD yö­ne­ti­mi­nin, böl­ge po­li­ti­ka­la­rı­nı be­lir­ler­ken dü­şün­dü­ğü en son şe­yin ba­rış ve is­tik­rar ol­du­ğu iyi­ce su yü­zü­ne çı­kı­yor. Baş­kan Ge­or­ge Bush ve eki­bi­nin, Fi­lis­tin’de Ocak 2006’da dü­zen­le­nen se­çim­ler­de, Ba­tı’nın des­tek­le­di­ği el-Fe­tih kar­şı­sın­da za­fer ka­za­nan Ha­mas’ı de­vir­me plan­la­rı­nın Ame­ri­kan ba­sı­nı­na sız­ma­sı, Fi­lis­tin’de son iki yıl­dır ya­şa­nan olay­la­rın per­de ar­ka­sı­nı de­şif­re edi­yor.
Va­ni­tiy Fa­ir der­gi­si­nin Ni­san sa­yı­sın­da ya­yım­la­nan an­cak der­gi­nin in­ter­net si­te­si­ne Mart ba­şın­da ek­le­nen bir dos­ya­da, Ha­mas’ın Gaz­ze’de­ki oto­ri­te­si­ni yık­mak için Baş­kan Bush ile Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı Con­do­le­ez­za Ri­ce ta­ra­fın­dan onay­la­nıp Fi­lis­tin Dev­let Baş­ka­nı Mahmud Ab­bas’a gön­de­ri­len bir plan ya­pıl­dı­ğı id­di­a edi­li­yor. Dos­ya­yı ha­zır­la­yan Da­vid Ro­se’a gö­re, Ya­ser Ara­fat’ın Gaz­ze’de­ki gü­ven­lik şe­fi olan ve CI­A ile Mos­sad’la bağ­lan­tı­la­rı bu­lu­nan Mu­ham­med Dah­lan’ın kon­tro­lün­de el-Fe­tih’e si­lah ve pa­ra ak­ta­rı­la­rak Ha­mas ile ça­tış­tı­rıl­ma­sı he­def­le­ni­yor­du. Ro­se, Mı­sır, Ür­dün, Suu­di Ara­bis­tan ve Bir­le­şik Arap Emir­lik­le­ri’ni el-Fe­tih üye­le­ri­ne eği­tim ve si­lah sağ­la­ma­ya ik­na et­me nok­ta­sın­da Ri­ce’ın ki­lit bir rol oy­na­dı­ğı­nı öne sü­rü­yor.
Kı­sa­ca ha­tır­lar­sak Ha­mas, se­çim za­fe­ri­nin ar­dın­dan ABD ve İs­ra­il ta­ra­fın­dan izo­le edil­miş ve el-Fe­tih ile ara­sın­da Fi­lis­tin me­se­le­si­ni dert edi­nen her­ke­si de­rin­den üzen ça­tış­ma­lar baş­la­mış­tı. Son­ra­sın­da Ha­mas ile el-Fe­tih bir koa­lis­yon hü­kü­me­ti kur­du­lar. Fa­kat Mah­mud Ab­bas’ın 2007 ya­zın­da Ha­mas li­de­ri İs­ma­il Ha­ni­ye’nin baş­ba­kan­lı­ğı­nı yap­tı­ğı bu hü­kü­me­ti gö­rev­den al­ma­sı üze­ri­ne ça­tış­ma­lar ye­ni­den alev­len­di. Yi­ne de Ha­mas, dev­ril­me­si­ne rağ­men Gaz­ze’de kon­tro­lü ta­ma­men eli­ne ge­çir­me­yi ba­şar­dı.
An­cak Bush yö­ne­ti­mi­nin Ha­mas’a dar­be plan­la­rı­nın açı­ğa çık­ma­sı­nın sar­sın­tı­la­rı ara­sın­da ve Ka­sım ayın­da An­na­po­lis’te ger­çek­le­şen Or­ta­do­ğu zir­ve­si­nin ar­dın­dan İs­ra­il ile el-Fe­tih ara­sın­da “ba­rış” gö­rüş­me­le­ri ye­ni­den baş­la­mış­ken İs­ra­il’in Gaz­ze’ye son bir yı­lın en şid­det­li sal­dı­rı­la­rı­nı ger­çek­leş­tir­me­si, böl­ge­de­ki kri­zi ye­ni bir aşa­ma­ya ge­tir­di. Aş­ke­lon şeh­ri­ne isa­bet eden Kas­sam fü­ze­le­ri­ni dur­dur­mak ge­rek­çe­siy­le 1 Mart sa­ba­ha kar­şı Gaz­ze’ye sal­dır­ma­ya baş­la­yan ve ta­ar­ru­zu­nu iki gün bo­yun­ca sür­dü­ren İs­ra­il, 120’den faz­la Fi­lis­tin­li­yi öl­dür­dü. Ölen­le­rin beş­te bi­ri ço­cuk, ya­rı­dan faz­la­sı ise si­vil­di. Ay­nı dö­nem için­de ölen İs­ra­il­li sa­yı­sı sa­de­ce üç­tü ve bun­la­rın iki­si de as­ker­di.
İs­ra­il’in Fi­lis­tin’e kar­şı bu oran­tı­sız güç kul­la­nı­mı­na Bush hü­kü­me­ti yi­ne açık ve ko­şul­suz des­tek ver­di. Ön­ce­den plan­la­nan bir ge­zi çer­çe­ve­sin­de 3 Mart’ta İs­ra­il’i zi­ya­ret eden Con­do­le­ez­za Ri­ce, sal­dı­rı­la­rı İs­ra­il’in ken­di­ni sa­vun­ma­sı ola­rak de­ğer­len­dir­di. Fa­kat ABD’nin des­te­ği­ne rağ­men İs­ra­il açı­sın­dan bu sal­dı­rı­la­rın so­nuç­la­rı, Tem­muz-Ağus­tos 2006’da Lüb­nan’ın gü­ne­yin­de­ki Hiz­bul­lah’la sa­va­şı­nın so­nuç­la­rı­na ben­ze­ti­li­yor. 33 gün sü­ren sal­dı­rı­la­rın­da, üç­te bi­ri 12 ya­şın­dan kü­çük, bi­ni aş­kın Lüb­nan­lı si­vi­li öl­dü­ren İs­ra­il, ver­di­ği in­sa­ni ve mad­di za­ra­ra rağ­men Hiz­bul­lah’ı ge­ri­le­te­me­miş, ak­si­ne di­re­ni­şi­ni per­çin­le­miş­ti.
İs­ra­il ben­zer bir du­ru­mu Mart ayın­da­ki Gaz­ze sal­dı­rı­la­rı son­ra­sın­da da ya­şı­yor. Üs­te­lik bu de­fa işin içi­ne, si­ya­set oyu­nun­dan dış­lan­mak is­te­nen Ha­mas’ın, ar­tık oyu­na alın­ma­sı­nın tar­tı­şıl­ma­ya baş­lan­ma­sı gi­ri­yor. Tıp­kı Ha­mas gi­bi, hem İs­ra­il’e kar­şı si­lah­lı mü­ca­de­le yü­rü­ten bir ör­güt hem de bir si­ya­si par­ti olan Hiz­bul­lah, Lüb­nan sah­ne­sin­de önem­li bir ak­tör ko­nu­mun­da. Hiz­bul­lah’ın Lüb­nan’da­ki bu po­zis­yo­nu­nu de­ğiş­tir­mek is­te­yen ABD ve İs­ra­il, tüm ça­ba­la­rı­na rağ­men bir so­nuç ala­bil­miş de­ğil. Fi­lis­tin’de ise Mart ta­ar­ru­zun­dan son­ra Ha­mas’ı izo­le et­me stra­te­ji­si­nin ar­tık so­nu­na ge­lin­di­ği eleş­ti­ri­le­ri şim­di­ler­de İs­ra­il içe­ri­sin­de bi­le dil­len­di­ri­li­yor.
Ey­lül 2005’te Gaz­ze’den tek ta­raf­lı ola­rak ge­ri çe­ki­len İs­ra­il, kı­sa sü­re son­ra sı­nır­la­ra ye­ni­den yı­ğı­nak ya­pa­rak Gaz­ze ile Ba­tı Şe­ri­a ara­sın­da­ki akı­şı bü­yük öl­çü­de aka­me­te uğ­rat­tı. Ocak 2006 se­çim­le­ri­ni Ha­mas’ın ka­zan­ma­sı üze­ri­ne Ba­tı’nın da ona­yı­nı ala­rak ye­ni hü­kü­me­te kar­şı bir ma­li am­bar­go ve as­ke­rî ab­lu­ka baş­lat­tı. Bu am­bar­go­nun yol aç­tı­ğı yi­ye­cek ve ilaç sı­kın­tı­sı alarm se­vi­ye­si­ne ulaş­tı­ğın­da, dı­şa­rı­dan ge­len yar­dım­lar­la bir fa­ci­a ya­şan­ma­sı­nın önü­ne ge­çil­me­ye ça­lı­şıl­dı.
İs­ra­il, Gaz­ze’yi ade­ta bir açık ha­va ha­pis­ha­ne­si­ne çe­vi­ren bu yap­tı­rım­la­rıy­la Ha­mas’ı silah bırakmaya, ken­di­si­ni ta­nı­ma­ya, mev­cut an­laş­ma ve yü­küm­lü­lük­le­ri ka­bul et­tir­me­ye, kı­sa­ca el-Fe­tih­leş­tir­me­ye zor­lu­yor. La­kin İs­ra­il’in 2007 son­la­rı­na doğ­ru işi Gaz­ze’yi elek­trik­siz bı­rak­ma­ya ka­dar var­dır­ma­sı, hal­kı pat­la­ma nok­ta­sı­na ge­tir­di. Öy­le ki Ocak so­nun­da 700 bin Gaz­ze­li te­mel ih­ti­yaç mad­de­le­ri­ni edin­mek için Fi­lis­tin-Mı­sır sı­nı­rın­da­ki du­var­la­rı yı­ka­rak Mı­sır’a geç­ti­ler.
Böy­le­si bir dra­mın ya­şan­dı­ğı Gaz­ze’ye ya­pı­lan son İs­ra­il sal­dı­rı­la­rı, Ba­tı Şe­ri­a’yı kon­trol ede­bi­len Mah­mud Ab­bas ile el-Fe­tih’i ye­ga­ne mu­ha­tap gör­me­nin so­nuç ver­me­ye­ce­ği ger­çe­ği­ni ay­yu­ka çı­kar­mış du­rum­da. ABD Baş­kan Yar­dım­cı­sı Dick Che­ney Mart so­nun­da­ki Or­ta­do­ğu ge­zi­si­nin İs­ra­il du­ra­ğın­da Ha­mas’ı “ba­rış sü­re­ci­ni tor­pil­le­mek için elin­den ne ge­li­yor­sa yap­mak­la” suç­la­sa da, Ha­mas’ı yok sa­ya­rak gi­di­le­cek faz­la yol kal­ma­dı­ğı­nı Ocak 2009’da gö­re­ve baş­la­ya­cak ye­ni ABD yö­ne­ti­mi­nin gör­mek­ten ka­ça­ma­ya­ca­ğı söy­le­ne­bi­lir.
 
Big Brot­her Or­ta­do­ğu’da
Bir sağ­cı güç­ler koa­lis­yo­nu olan Bush yö­ne­ti­min­de si­lah ve ener­ji şir­ket­le­ri­nin tem­sil­ci­si ola­rak yer alan ABD’nin gel­miş geç­miş en güç­lü baş­kan yar­dım­cı­sı Dick Che­ney’nin Or­ta­do­ğu tu­ru, Mart ayı­na dam­ga­sı­nı vu­ran ge­liş­me­ler­den­di. Çok na­dir ola­rak yurt­dı­şı­na çı­kan Che­ney’nin 17-25 Mart ta­rih­le­rin­de ger­çek­le­şen ve Um­man, Suu­di Ara­bis­tan, İs­ra­il ve Tür­ki­ye’yi kap­sa­yan ge­zi­si­ne bü­yük an­lam­lar yük­len­miş­ti. Che­ney’nin özel­lik­le Tür­ki­ye’den Af­ga­nis­tan’a mu­ha­rip Türk as­ke­ri gön­de­ril­me­si­ni ta­lep ede­ce­ği söy­le­ni­yor­du. An­cak bu bek­len­ti ger­çek­leş­me­di ve gö­rüş­me­ler es­na­sın­da Af­ga­nis­tan ko­nu­su­nun gün­de­me gel­me­di­ği açık­lan­dı.
Tu­ru­na baş­la­ma­dan ön­ce Irak’a sür­priz bir zi­ya­ret ger­çek­leş­ti­ren Che­ney’nin ge­zi­si­nin en so­mut so­nu­cu, 29-30 Mart’ta Su­ri­ye’nin baş­ken­ti Şam’da dü­zen­le­nen Arap Bir­li­ği Zir­ve­si’ni sa­bo­te et­me­si ol­du. Che­ney ül­ke­si­ne dö­ner dön­mez ön­ce Suu­di Ara­bis­tan, ar­dın­dan Mı­sır, en son da Su­ri­ye’nin (Baş­ba­kan Re­fik Ha­ri­ri sui­kas­tın­dan son­ra bu ül­ke­de­ki as­ker­le­ri­ni ge­ri çek­miş ol­ma­sı­na rağ­men) hâ­lâ ar­ka bah­çe­si ko­nu­mun­da­ki Lüb­nan zir­ve­ye ka­tıl­ma­ya­cak­la­rı­nı açık­la­dı­lar. Böy­le­lik­le ABD ve İs­ra­il, Su­ri­ye’yi böl­ge­de yal­nız­laş­tır­ma stra­te­ji­sin­de ye­ni bir mev­zi ka­zan­dı.
Or­ta­do­ğu’da ya­şa­dı­ğı bü­tün sı­kış­mış­lık­la­ra rağ­men yap­tı­ğı ham­le­ler­le önü­nü aç­ma­yı bü­yük öl­çü­de ba­şa­ran ABD kar­şı­sın­da, böl­ge­nin is­tik­rar ve gü­ven­li­ği­ni sağ­la­mak için ba­si­ret­li ve akıl­cı adım­lar atıl­ma­sı ge­re­ki­yor. Ne ya­zık ki böl­ge ül­ke­le­ri­nin ço­ğu, oyun­da­ki pi­yon rol­le­ri­ni en azın­dan yar­dım­cı oyun­cu se­vi­ye­si­ne çı­kar­mak­tan bi­le uzak ol­duk­la­rı­nı her se­fe­rin­de dün­ya­ya gös­ter­mek­ten yo­rul­mu­yor­lar. Bu ara­da olan da bir tür­lü ra­hat yü­zü gör­me­yen Or­ta­do­ğu’nun halk­la­rı­na olu­yor.

Paylaş Tavsiye Et