Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (June 2008) > Dosya > Hak-İş: Yapıcı, uyumlu ve uzlaşmacı sendikacılık
Dosya
Hak-İş: Yapıcı, uyumlu ve uzlaşmacı sendikacılık
Halis Yunus Ersöz
HAK İş­çi Sen­di­ka­la­rı Kon­fe­de­ras­yo­nu (Hak-İş), Türk iş­çi ha­re­ke­ti­nin hız­la bü­yü­dü­ğü, yo­ğun grev­le­rin ya­şan­dı­ğı 1970’li yıl­la­rın or­ta­la­rın­da, 22 Ekim 1976’da, çe­şit­li iş­kol­la­rın­da ör­güt­len­miş bu­lu­nan 7 ba­ğım­sız iş­çi sen­di­ka­sı ta­ra­fın­dan ku­rul­muş­tur. Bun­lar Öz Ya­pı-Sen, Öz Süt-Kur, Öz De­mir-İş, Öz Yol-İş, Öz Do­ku­ma-İş, Öz Gı­da-İş ve Öz Me­tal-İş sen­di­ka­la­rı­dır.
Hak-İş Kon­fe­de­ras­yo­nu’nun te­mel özel­li­ği, ku­ru­lu­şun­dan iti­ba­ren ül­ke ger­çek­le­ri­ni dik­ka­te alan “ya­pı­cı, uyum­lu ve uz­laş­ma­cı” bir sen­di­ka­cı­lık an­la­yı­şı­na sa­hip ol­ma­sı ve bu an­la­yı­şı­nı ge­liş­ti­re­rek sür­dür­me­si­dir. Ni­te­kim ana tü­zü­ğün­de be­lir­til­di­ği üze­re Hak-İş, “ül­ke ger­çek­le­ri­ni göz önün­de bu­lun­du­ra­rak ça­lı­şan­la­rın hak­la­rı­nı ko­ru­ma­yı, mil­li ve ma­ne­vi de­ğer­le­re say­gı­yı, hak ve hu­kuk ka­ide­le­ri­ne uy­ma­yı ve bu de­ğer­ler­le iş­çi ve iş­ve­ren­ler ara­sın­da den­ge sağ­la­ma­yı ve iş­bir­li­ği­ni ge­liş­tir­me­yi, iş ahen­gi ve iş ba­rı­şı­nı ça­tış­ma­sız bir şe­kil­de te­sis et­me­yi amaç­la­yan” bir kon­fe­de­ras­yon ola­rak ku­rul­muş­tur.
Ön­ce­lik­le, ül­ke­miz­de 1952’de ku­ru­lan ilk iş­çi sen­di­ka­sı kon­fe­de­ras­yo­nu olan Türk-İş dı­şın­da­ki kon­fe­de­ras­yon­la­rın ku­ru­lu­şun­da, si­ya­sal ha­re­ket­te­ki bö­lün­me­le­rin et­ki­li ol­du­ğu ve bu kon­fe­de­ras­yon­la­rın, bel­li bir ide­olo­ji doğ­rul­tun­da ve si­ya­si par­ti­le­rin iş­çi ha­re­ke­ti için­de­ki tem­sil­ci­si ola­rak sen­di­ka­cı­lık ta­ri­hi­miz­de­ki ye­ri­ni al­dık­la­rı be­lir­til­me­li­dir. Sen­di­ka­lar, par­ti­le­şen ve­ya par­ti­leş­me­yen si­ya­sal ha­re­ket­ler ta­ra­fın­dan ge­niş kit­le­le­re ulaş­ma­da ve top­lum­sal et­kin­li­ği ar­tır­ma­da bir araç ola­rak gö­rül­müş­ler­dir. Bu ne­den­le Tür­ki­ye İş­çi Par­ti­si ile do­lay­lı şe­kil­de de ol­sa bel­li bir iş­bir­li­ği so­nu­cu ku­ru­lan DİSK bu par­ti ve CHP ile, MİSK Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si ile, Hak-İş ise Mil­li Se­la­met Par­ti­si ile tu­tum bir­lik­te­li­ği için­de ha­re­ket et­miş­tir.
An­cak 1980 mü­da­ha­le­si ül­ke­miz­de­ki sen­di­ka­la­rın ide­olo­ji­le­rin­de ve sen­di­ka­cı­lık an­la­yı­şın­da bü­yük de­ği­şik­lik­le­re yol aç­mış­tır. Hak-İş de bu de­ği­şim­den et­ki­len­miş ve 1980 ön­ce­sin­de kes­kin ide­olo­jik eği­lim ta­şı­yan bu kon­fe­de­ras­yon, ana pa­ra­dig­ma­sın­da kök­lü bir de­ği­şim ol­ma­mak­la bir­lik­te ide­olo­jik kes­kin­lik­ten uzak­laş­mış­tır. Ger­çek­ten Hak-İş, 1980 ön­ce­sin­de üc­ret sen­di­ka­cı­lı­ğı­nı red­det­mek­te, sen­di­ka­cı­lı­ğın hak ni­za­mın ku­rul­ma­sın­da bir araç ol­du­ğu­nu sa­vun­mak­ta ve bu ama­cı ger­çek­leş­tir­mek için de mil­li ve in­kı­lap­çı bir sen­di­ka­cı­lık an­la­yı­şı­nı be­nim­se­miş bu­lun­mak­tay­dı. Ay­rı­ca sos­ya­lizm, ko­mü­nizm ve ka­pi­ta­lizm gi­bi kö­kü mil­le­ti­mi­ze ait ol­ma­yan ya­ban­cı ve yı­kı­cı akım­la­rı ka­bul et­me­yen Hak-İş, ça­lış­ma ha­ya­tı­nın ül­ke­miz de­ğer­le­ri­ne ve ta­ri­hî bi­ri­ki­mi­ne da­ya­lı ola­rak ye­ni­den ya­pı­lan­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni ile­ri sür­mek­tey­di.
1980 son­ra­sın­da ise 15 Ey­lül 1980-19 Şu­bat 1981 ta­rih­le­ri ara­sın­da kı­sa bir sü­re fa­ali­ye­ti dur­du­ru­lan Hak-İş, ye­ni­den fa­ali­ye­te geç­ti­ğin­de ye­ni bir kim­lik ara­yı­şı­na yö­nel­miş­tir. Sen­di­kal ör­güt­len­me ve mü­ca­de­le an­la­yı­şın­da­ki de­ği­şik­lik­le­rin ilk adı­mı, ge­nel baş­ka­nın da de­ğiş­ti­ği 19-20 Ara­lık 1981 ta­ri­hin­de­ki 3. Ge­nel Ku­rul’da atıl­mış­tır. Za­ten 12 Ey­lül mü­da­ha­le­si ko­şul­la­rı sa­de­ce Hak-İş’te de­ğil, ide­olo­jik eği­lim­ler ta­şı­yan kon­fe­de­ras­yon­la­rın tü­mün­de kök­lü bir dö­nü­şü­me yol aç­mış­tır. Da­ha doğ­ru­su sen­di­kal ve si­ya­sal fa­ali­yet­le­rin bü­yük öl­çü­de kı­sıt­lan­dı­ğı bu mü­da­ha­le dö­ne­mi, sen­di­ka­la­ra ken­di kim­lik­le­ri üze­rin­de ye­ni­den dü­şün­me ve ken­di ku­rum­sal ya­pı­la­rı­nı ye­ni­den üret­me im­ka­nı ver­miş­tir. Mü­da­ha­le son­ra­sın­da ba­zı si­ya­si par­ti­le­rin ka­pa­tıl­ma­sı ve si­ya­si ya­sak­la­rın uzun bir sü­re de­vam et­me­si­nin et­ki­siy­le sen­di­ka­lar ve si­ya­si par­ti­ler ara­sın­da­ki tu­tum bir­lik­te­li­ği bi­çi­min­de or­ta­ya çı­kan sı­kı iliş­ki bi­çi­mi za­yıf­la­mış­tır. Bu or­tam­dan is­ti­fa­de eden Hak-İş’te 1980 son­ra­sı dö­nem­de­ki ilk de­ği­şik­lik, si­ya­si par­ti­ler­le da­ha me­sa­fe­li ve do­lay­lı iliş­ki­ler kur­ma­ya baş­la­ma­sı ve ha­len bu tu­tu­mu­nu sür­dür­me­si­dir. Hak-İş bü­tün si­ya­si par­ti­le­re eşit uzak­lık­ta dur­mak­ta ve iliş­ki ku­ra­ca­ğı par­ti­de or­tak dün­ya gö­rü­şü ve da­ha da önem­li­si ça­lı­şan­la­rın so­run­la­rı­na or­tak ba­kış açı­sı ara­mak­ta­dır. İk­ti­dar­da­ki par­ti­le­re, ül­ke­nin so­run­la­rı­na çö­züm üret­tik­le­ri, fay­da­lı iş­ler yap­tık­la­rı sü­re­ce des­tek olan Hak-İş, so­run­la­ra ka­yıt­sız ka­lan ik­ti­dar­la­ra ise si­vil mu­ha­le­fet et­mek­te, uya­rı ve tav­si­ye gö­rev­le­ri­ni ye­ri­ne ge­tir­mek­te­dir. Bu, Hak-İş’in ka­tı ide­olo­jik sap­lan­tı­lar­dan uzak du­ra­rak ül­ke­nin ge­liş­me­si­ne yö­ne­lik her tür­lü ça­ba­ya des­tek ol­du­ğu­nu ve ma­kul bir yak­la­şım­la ya­pı­cı bir sen­di­ka­cı­lık iş­le­vi ye­ri­ne ge­tir­di­ği­ni gös­ter­mek­te­dir.
Asıl önem­li de­ği­şik­lik Hak-İş’in fark­lı bir sen­di­ka­cı­lık an­la­yı­şı ge­liş­ti­re­rek 1990’lı yıl­lar­da sen­di­ka­cı­lı­ğın bir si­vil top­lum ör­güt­len­me­si ol­du­ğu gö­rü­şü­nü vur­gu­la­ma­ya baş­la­ma­sı­dır. Hak-İş, bu yak­la­şı­mıy­la, baş­ta si­ya­sal ik­ti­dar­lar ve si­ya­sal par­ti­ler ol­mak üze­re her tür­lü et­ki­den uzak ola­rak sos­yo-eko­no­mik ve si­ya­si şart­lar­da­ki de­ği­şik­lik­le­ri ve dün­ya­da­ki en­düs­tri iliş­ki­le­ri ala­nın­da­ki ge­liş­me­le­ri dik­ka­te ala­rak uyum­lu ve öz­gün po­li­ti­ka­lar üret­me­ye odak­lan­mış­tır. Ça­lış­ma ha­ya­tı­na önem­li de­ği­şik­lik­ler ge­ti­ren mak­ro dü­zey­de­ki de­ğiş­me­ler ile ye­ni yö­ne­tim tek­nik­le­ri ve in­san kay­nak­la­rı yö­ne­ti­mi gi­bi ge­liş­me­ler kar­şı­sın­da sen­di­ka­la­rın ya­pı, fonk­si­yon ve yak­la­şım­la­rı­nın de­ğiş­me­si­nin ge­rek­li­li­ği­ne ina­nan Hak-İş, ça­tış­ma­ya da­ya­lı sen­di­kal mü­ca­de­le ye­ri­ne, üre­tim­den kay­nak­la­nan kar­şı­lık­lı çı­kar iliş­ki­si­ne da­ya­lı uz­laş­ma­cı sen­di­ka­cı­lık an­la­yı­şı­nın ge­liş­ti­ril­me­si ge­rek­ti­ği­ni sa­vun­mak­ta­dır. Ni­te­kim Et ve Ba­lık Ku­ru­mu ile Ka­ra­bük De­mir Çe­lik iş­let­me­le­ri­nin özel­leş­ti­ril­me­sin­de Hak-İş, çö­züm­süz ka­tı mu­ha­le­fet an­la­yı­şı ye­ri­ne, Türk sen­di­ka­cı­lı­ğın­da ye­ni bir ol­gu olan tek­lif sen­di­ka­cı­lı­ğı­nı öne çı­ka­ra­rak özel­leş­ti­ri­le­cek iş­let­me­le­rin ça­lı­şan­la­ra da sa­tı­la­bi­le­ce­ği­ni sa­vun­muş ve bu po­li­ti­ka­nın ha­ya­ta ge­çi­ril­me­si­ni sağ­la­mış­tır.
Hak-İş 1990 son­ra­sın­da sen­di­ka­la­rın si­vil-de­mok­ra­tik bir kit­le ör­gü­tü ola­rak ya­pı­lan­ma­sı an­la­yı­şıy­la ha­re­ket et­miş ve ik­ti­dar­lar, di­ğer si­vil top­lum ör­güt­le­ri ve ka­muo­yu ile iliş­ki­le­ri­ni bu pers­pek­tif­le di­zayn et­miş­tir. Hat­ta bu yak­la­şı­mı­nı ola­ğa­nüs­tü dö­nem­ler­de da­hi sür­dür­müş­tür. Öy­le ki, ül­ke­miz­de sen­di­ka­la­rın ik­ti­dar­lar kar­şı­sın­da al­dı­ğı ta­vır ola­ğan ve ola­ğa­nüs­tü dö­nem­ler­de fark­lı­lık arz eder. Ola­ğan dö­nem­ler­de, ça­lı­şan­lar için da­ha faz­la ta­viz ko­par­mak ama­cıy­la si­ya­sal ik­ti­dar­la­ra bas­kı ya­pan sen­di­ka­lar, ola­ğa­nüs­tü dö­nem­ler­de ide­olo­jik kay­gı­lar­la fark­lı yak­la­şım­lar ser­gi­le­mek­te, de­mok­ra­si­den ve si­vil top­lum­cu ni­te­lik­le­rin­den uzak­laş­mak­ta­dır.
Ni­te­kim Türk si­ya­sal ha­ya­tın­da kı­rıl­ma­la­ra yol açan 12 Mart, 12 Ey­lül ve 28 Şu­bat sü­reç­le­rin­de sen­di­ka­lar fark­lı po­li­ti­ka­lar ta­kip et­miş­ler­dir. Türk-İş üç mü­da­ha­le­yi de des­tek­le­miş­tir. DİSK ise 12 Mart ve 28 Şu­bat’ı des­tek­le­miş, ken­di­ne kar­şı açık bir cep­he alan 12 Ey­lül’e des­tek ver­me­miş­tir. 12 Mart’tan son­ra ku­ru­lan Hak-İş ise 12 Ey­lül’ü eleş­tir­miş, 28 Şu­bat sü­re­ci­ni de des­tek­le­me­miş­tir. Hak-İş, si­vil ve de­mok­ra­tik ni­te­li­ği­ni 28 Şu­bat sü­re­cin­de ko­ru­ya­bi­len sı­nır­lı sa­yı­da­ki ku­ru­luş ara­sın­da yer al­mış­tır. İl­ginç olan hu­sus, bu sü­reç­te ara­la­rın­da “men­fa­at ça­tış­ma­sı” ol­ma­sı ge­re­ken iş­çi ve iş­ve­ren kon­fe­de­ras­yon­la­rı ve mes­lek oda­la­rı­nın “beş­li çe­te” adı­nı ver­dik­le­ri bir olu­şum için­de ça­lış­ma ha­ya­tın­dan kay­nak­lan­ma­yan ge­rek­çe­ler­le dö­ne­min ik­ti­da­rı­nı de­vir­mek ama­cıy­la bir­lik­te ha­re­ket et­me­le­ri­dir. Ne ya­zık ki bu sü­reç­te de­mok­ra­tik sis­te­min vaz­ge­çil­mez un­sur­la­rın­dan olan sen­di­ka­lar ve si­vil top­lum ör­güt­le­ri­nin ço­ğu ba­şa­rı­lı bir de­mok­ra­si sı­na­vı ve­re­me­miş­tir.
Ku­ru­luş yıl­la­rın­dan iti­ba­ren güç­lü bir üye des­te­ği­ne sa­hip olan Hak-İş, 1980’li yıl­lar bo­yun­ca üye sa­yı­sı­nı ar­tır­mış­tır. 1984’te 104.524 olan üye sa­yı­sı, 2001’de 299.312’ye, 2008 yı­lı iti­ba­rıy­la 402.054’e yük­sel­miş­tir. Ül­ke­miz­de­ki sen­di­ka­lı iş­çi­le­rin %13’e ya­kı­nı bu kon­fe­de­ras­yo­na üye­dir. Güç­lü sen­di­ka­cı­lık an­la­yı­şı ge­re­ği sa­de­ce 6 iş­ko­lun­da ör­güt­le­nen Hak-İş’e bağ­lı iki­si ta­rım iş­ko­lun­da ol­mak üze­re 7 iş­çi sen­di­ka­sı var­dır. Bun­lar; Ta­rım Or­man-İş, Öz Ta­rım-İş, Öz Gı­da-İş, Öz İp­lik-İş, Öz Ağaç-İş, Çe­lik-İş ve Hiz­met-İş’tir. Bu sen­di­ka­lar için­de en faz­la üye­ye 119.481 üye ile Hiz­met-İş, 96.161 üye ile Çe­lik-İş, 87.781 üye ile Öz İp­lik-İş sen­di­ka­la­rı sa­hip­tir. Ay­rı­ca Kıb­rıs Türk Ka­mu Gö­rev­li­le­ri Sen­di­ka­sı da Hak-İş’e bağ­lı­dır.

Paylaş Tavsiye Et
Yazara ait diğer yazılar
Halis Yunus Ersöz