Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (June 2008) > Kapak > Türkiye Ergenekon’dan çıkabilecek mi?
Kapak
Türkiye Ergenekon’dan çıkabilecek mi?
Murat Yılmaz
TÜR­Kİ­YE, Er­ge­ne­kon’dan çı­ka­mı­yor. Ne yol gös­te­re­cek bir Ase­na ne de yol­da­ki en­gel­le­ri eri­te­cek bir De­mir­ci var. Er­ge­ne­kon yar­gı­yı ku­şat­mış; bu ku­şat­ma­yı ya­rıp aça­bi­le­cek AK Par­ti ise ka­pat­ma da­va­sıy­la re­hin alın­mış du­rum­da. Ya­ni De­mir­ci Er­ge­ne­kon’dan çık­mak is­te­mi­yor, Ase­na ise onun elin­de re­hin...
Er­ge­ne­kon so­ruş­tur­ma­sı ade­ta tı­kan­dı. Tür­ki­ye’yi Er­ge­ne­kon’dan çı­ka­ra­cak bir id­di­ana­me ha­len yok. Esa­sen Er­ge­ne­kon’dan sa­de­ce bir id­di­ana­me ile çık­mak da müm­kün de­ğil. İd­di­a­na­me ile be­ra­ber Er­ge­ne­kon’u tas­fi­ye ede­cek cid­di bir si­ya­si ira­de ve bu ira­de­nin dev­let ku­rum­la­rı­nı ik­na ede­rek bir dev­let ka­ra­rı­na dö­nüş­me­si ge­re­ki­yor. An­cak ne böy­le bir si­ya­si ira­de ne de böy­le bir ik­na ça­ba­sı var. Dev­let ku­rum­la­rı­nın bu ik­na ça­ba­sı­na açık olup ol­ma­dık­la­rı ise ay­rı­ca tar­tış­ma­lı. Hat­ta bu dev­let ku­rum­la­rın­dan ba­zı­la­rı­nın, Er­ge­ne­kon’u kul­la­na­rak AK Par­ti’den kur­tul­mak is­te­dik­le­ri ko­nu­sun­da cid­di şüp­he­ler var.
Er­ge­ne­kon so­ruş­tur­ma­sı­nı yü­rü­ten sav­cı­nın ba­sın-ya­yı­na yan­sı­yan ki­mi teh­dit­le­re mu­ha­tap ol­ma­sı ve bu teh­dit­ler kar­şı­sın­da­ki ses­siz­lik, is­ter is­te­mez Şem­din­li İd­di­a­na­me­si’ni ha­zır­la­yan Sav­cı Fer­hat Sa­rı­ka­ya’nın ba­şı­na ge­len­le­ri ha­tır­la­tı­yor. Sa­rı­ka­ya mah­ke­me ta­ra­fın­dan ka­bul edi­len bu id­di­ana­me yü­zün­den, Hâ­kim­ler ve Sav­cı­lar Yük­sek Ku­ru­lu ta­ra­fın­dan mes­lek­ten men edil­miş­ti. Böy­le­ce id­di­ana­me­de adı ge­çen dö­ne­min Ka­ra Kuv­vet­le­ri Ko­mu­ta­nı’nın, de­ğil yar­gı­lan­mak, her­han­gi bir id­di­ana­me­den da­hi mu­af tu­tul­ma­sı ge­rek­ti­ği, yar­gı bü­rok­ra­si­si ta­ra­fın­dan çok sert bir şe­kil­de sav­cı­la­ra ih­tar edil­miş­ti. Sav­cı Sa­rı­ka­ya tem­yiz de edi­le­me­yen bu ka­rar­dan son­ra, sa­de­ce sav­cı­lık­tan ay­rıl­mak­la kal­ma­dı, mes­le­ğiy­le il­gi­li her­han­gi bir iş yap­ma im­ka­nı­nı da kay­bet­ti. Ma­işe­ti­ni bir mar­ket­te ka­si­yer­lik ya­pa­rak te­min et­mek mec­bu­ri­ye­tin­de bı­ra­kı­lan Sa­rı­ka­ya’nın akı­be­ti, “ba­ğım­sız­lık” di­ye ba­ğı­ran yar­gı bü­rok­ra­si­si­nin, ba­ğım­sız­lık­tan sa­de­ce hü­kü­met­ten ba­ğım­sız ol­ma­yı an­la­dı­ğı­nı açık­ça or­ta­ya koy­du.
Sa­rı­ka­ya’nın ha­zır­la­dı­ğı id­di­ana­me ile il­gi­li öde­ye­ce­ği tek be­de­lin mes­lek­ten men ol­ma­ya­ca­ğı an­la­şı­lı­yor. İd­di­a­na­me­de adı ge­çen ba­zı bü­rok­rat­lar, Sa­rı­ka­ya’ya taz­mi­nat da­va­la­rı açı­yor­lar. Bu da­va­la­rın se­yir­le­ri, Sa­rı­ka­ya’nın ce­za­lan­dı­rıl­ma­ya ve di­ğer sav­cı­la­rın da uya­rıl­ma­ya de­vam ede­ce­ği­ni gös­te­ri­yor. Yi­ne Şem­din­li da­va­sı do­la­yı­sıy­la ha­tır­lan­ma­sı ge­re­ken bir baş­ka ge­liş­me de, ko­nu hak­kın­da TBMM Ko­mis­yo­nu’na ifa­de ve­ren Em­ni­yet İs­tih­ba­rat Da­ire­si Baş­ka­nı Sab­ri Uzun’un gö­rev­den alın­ma­sıy­dı. Şem­din­li’de­ki bu ge­liş­me­ler dü­şü­nül­dü­ğün­de, Er­ge­ne­kon so­ruş­tur­ma­sın­da em­ni­yet gö­rev­li­le­ri ve sav­cı­nın so­ruş­tur­ma­yı bu aşa­ma­ya ge­tir­me­si­nin bi­le cid­di bir ce­sa­ret ol­du­ğu­nu tes­lim et­me­miz ge­re­ki­yor.
Şim­di si­ya­si ira­de­nin, ka­mu­oyu­nun ve dev­let ku­rum­la­rı­nın bu so­ruş­tur­ma­nın ar­ka­sın­da ol­du­ğu­nu gös­ter­me­si el­zem. An­cak bu ira­de­nin, hu­ku­ki so­ruş­tur­ma ve id­di­ana­me­yi aşan bir si­ya­si di­rek­tif de içer­me­si ge­re­ki­yor. Çün­kü ko­nu, sa­de­ce ad­li bir va­ka­dan iba­ret de­ğil; esa­sen si­ya­si bir veç­he­si var. Bu ba­kım­dan Er­ge­ne­kon’dan çı­kı­şı sa­de­ce ha­zır­la­na­cak id­di­ana­me­den bek­le­mek ve bü­tün so­rum­lu­lu­ğu em­ni­yet gö­rev­li­le­ri ve sav­cı­ya ha­va­le et­mek ger­çek­çi de­ğil. Ko­nu­nun güç den­ge­le­ri­nin tah­lil edil­me­si, dev­let ku­rum­la­rı­nın ik­na edil­me­si ve ka­mu­oyu­na an­la­tıl­ma­sı kıs­mı, si­ya­se­tin so­rum­lu­lu­ğun­da. Si­ya­set, so­rum­lu­lu­ğu­nu id­rak et­mez ve bü­tün yü­kü Şem­din­li’de ol­du­ğu gi­bi sav­cı­ya bı­ra­kır­sa, Şem­din­li’de­ki ka­za­nın te­ker­rür et­me­si ih­ti­mal dâ­hi­lin­de.
Er­ge­ne­kon Ör­gü­tü’nün es­ki Özel Harp Da­ire­si’nin de­va­mı ol­du­ğu id­di­ala­rı, so­ruş­tur­ma­nın ne­den ya­vaş iler­le­di­ği­ni de izah eder ma­hi­yet­te. İlk adı Se­fer­ber­lik Tet­kik Da­ire­si olan bu as­ker-si­vil uzan­tı­la­rıy­la Kont­rge­ril­la ör­güt­len­me­si­nin Tür­ki­ye’de­ki ta­ri­hi, bel­ki de da­ha es­ki­le­re gi­di­yor. Bu ör­güt­len­me­yi, İt­ti­hat ve Te­rak­ki Ce­mi­ye­ti’nin için­de­ki Fe­dai­ler ge­le­ne­ğin­den Bal­kan Sa­vaş­la­rı’nda çe­te usu­lüy­le ba­şa­rı­lı olan Teş­ki­lat-ı Mah­su­sa ge­le­ne­ği­ne ka­dar gö­tür­mek müm­kün. Bi­rin­ci Dün­ya Sa­va­şı’nın ye­nil­giy­le so­nuç­lan­ma ih­ti­ma­li kar­şı­sın­da, Er­me­ni teh­ci­ri ve Mil­li Mü­ca­de­le ha­zır­lık­la­rıy­la gi­de­rek güç­le­nen bu ya­pı­lan­ma­nın, Glad­yo tü­rün­den ör­güt­len­me­le­re il­ham ve­re­cek bir “ba­şa­rı” ta­ri­hi var. Bu bağ­lam­da bu­gün Er­ge­ne­kon adıy­la bi­li­nen ya­pı­nın ta­ri­hi­nin Se­fer­ber­lik Tet­kik Da­ire­si’yle baş­la­ma­dı­ğı­nı ve NA­TO kon­sep­tiy­le sı­nır­lı ol­ma­dı­ğı­nı vur­gu­la­mak ge­re­kir. Do­la­yı­sıy­la Er­ge­ne­kon Ör­gü­tü’nün tas­fi­ye­si, çok cid­di bir ta­rih, dev­let ve si­ya­set fel­se­fe­siy­le he­sap­laş­ma­yı be­ra­be­rin­de ge­ti­re­cek­tir. AK Par­ti’nin böy­le bir he­sap­laş­ma­ya ve meş­rui­yet tar­tış­ma­sı­na gir­me­si­ni bek­le­mek, re­el po­li­ti­kay­la pek bağ­daş­mı­yor. Er­ge­ne­kon’un tas­fi­ye­si­ne ka­rar ve­ril­se bi­le, bu tar­tış­ma­la­rın ka­mu­ya yan­sı­yan kıs­mı­nın sı­nır­lı ola­ca­ğı kuv­vet­le muh­te­mel. An­cak bu tas­fi­ye­nin ka­pa­lı ka­pı­lar ar­dın­da ya­pı­la­bil­me­si bi­le de­mok­ra­tik­leş­me ha­ne­si­ne kay­de­di­le­bi­le­cek kıs­mi bir ba­şa­rı sa­yı­la­cak.
Me­se­le­nin bu şe­kil­de ge­liş­me­si, sa­de­ce AK Par­ti ile dev­let ek­se­nin­de­ki ku­tup­laş­ma­lar de­ğil, AK Par­ti ile CHP ve MHP gi­bi ana si­ya­si ak­tör­ler­le iliş­ki­ler ba­kı­mın­dan da has­sa­si­yet­ler içe­ri­yor. Çün­kü CHP, bir dev­let par­ti­si ola­rak baş­lan­gıç­tan be­ri bu işin içe­ri­sin­de. MHP ise ku­ru­cu li­de­ri ve “Baş­buğ”u Al­pas­lan Tür­keş’in Se­fer­ber­lik Tet­kik Da­ire­si’nin ku­ru­cu­su ve teo­ris­ye­ni ol­ma­sı ha­se­biy­le bu tar­tış­ma­lar­da ta­raf. Bu iki ana ak­tö­rün ko­nuy­la iliş­ki­si bi­le, me­se­le­nin ne ka­dar mu­ha­ta­ra­lı bir alan­da ge­liş­ti­ği­ne işa­ret edi­yor.
Su­sur­luk ve Şem­din­li tec­rü­be­le­rin­den son­ra Er­ge­ne­kon so­ruş­tur­ma­sı da, kıs­men de ol­sa bir tas­fi­ye ya­rat­maz­sa, bu ya­pı­nın gü­ven­lik kuv­vet­le­ri, yar­gı, ba­sın ve si­ya­si par­ti­ler üze­rin­de­ki lo­bi gü­cü­nü art­tı­ra­ca­ğı ve bu­na mu­ka­bil de­mok­ra­tik ku­rum­la­rın meş­ru­iye­ti­ni ve gü­cü­nü ke­mi­re­ce­ği açık. Bu du­rum­da Tür­ki­ye’nin AB re­form­la­rıy­la kay­det­ti­ği si­vil­leş­me, de­mok­ra­tik­leş­me ve nor­mal­leş­me bah­sin­de ge­ri adım at­ma­sı ve bü­rok­ra­tik ve­sa­yet sis­te­mi­nin ye­ni­den ih­ya edil­me­si ih­ti­mal dâ­hi­lin­de. Bu yüz­den­dir ki, öl­çü­sü ve sı­nır­la­rı re­el po­li­ti­ka ta­ra­fın­dan ta­yin edil­se de, Er­ge­ne­kon’un tas­fi­ye edil­me­si­ne ve bu te­mel­de Tür­ki­ye’nin han­gi ana­ya­sal dü­zen­de ya­şa­ya­ca­ğı­na ka­rar ve­re­ce­ği bir meş­rui­yet tar­tış­ma­sı­na şid­det­le ih­ti­yaç var. Yok­sa Su­sur­luk­çu­la­rın Er­ge­ne­kon’da ye­ni­den sah­ne al­ma­sı­na, Şem­din­li’de­ki “iyi ço­cuk­lar”dan Tan­ju Ça­vuş’un Is­par­ta’da ha­raç ve kel­le al­ma­sı­na “alı­şa­ca­ğız.” Yi­ne, ka­pat­ma da­va­sı kar­şı­sın­da ne ka­dar ma­kul dav­ra­nıl­sa da, Yar­gı­tay ve Da­nış­tay’ın şaş­kın­lık ve­ren bil­di­ri­ler­le yar­gı dar­be­si­ne te­şeb­büs et­me­si­ne “alı­şa­ca­ğız”. Tür­ki­ye, eğer Er­ge­ne­kon’dan çı­ka­maz­sa, bu “alış­kan­lık­lar” de­mok­ra­si­yi, si­vil­leş­me­yi, öz­gür­leş­me­yi ve nor­mal­leş­me­yi or­ta­dan kal­dı­ra­cak­tır.
Er­ge­ne­kon’dan çı­kış an­cak de­mok­ra­tik­leş­me­yi, si­vil­leş­me­yi ve nor­mal­leş­me­yi reh­ber edi­ne­cek bir Ase­na ve bu ko­nu­da­ki en­gel­le­ri, dağ­lar ol­sa da eri­te­bi­le­cek bir De­mir­ci ile müm­kün... Bu­gün bu rol­ler “bir­kaç iyi adam” ta­ra­fın­dan de­ğil va­tan­daş­lar, si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı ve si­ya­si par­ti­ler ta­ra­fın­dan oy­na­na­bi­lir­se, des­tan anak­ro­nizm­den kur­tu­la­bi­le­cek. Bu yüz­den de, her şe­yi dev­let­ten bek­le­mek ka­dar her şe­yi id­di­ana­me­den ve­ya AK Par­ti’den bek­le­mek de doğ­ru de­ğil.

Paylaş Tavsiye Et