Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (January 2008) > Dünya Siyaset > Putin’li yıllara tamam mı, devam mı?
Dünya Siyaset
Putin’li yıllara tamam mı, devam mı?
Vügar İmanbeyli
RUS­YA iç po­li­ti­ka­sın­da son dö­nem­de ya­şa­nan ge­liş­me­ler, ül­ke­de­ki gi­di­şa­tın ta­ma­men Baş­kan Vla­di­mir Pu­tin’in pla­nı doğ­rul­tu­sun­da yön­len­di­ril­di­ği­ni gös­te­ri­yor. Ken­di dö­ne­min­de uy­gu­la­nan po­li­ti­ka­la­rın sü­rek­li­li­ği­ni mu­ha­fa­za et­mek ko­şu­luy­la ik­ti­da­rı dev­ret­me­ye ha­zır­la­nan Pu­tin, yap­tı­ğı ma­nev­ra­lar­la gü­cü­ne güç ka­tı­yor ve si­ya­set-üs­tü mil­li li­der mev­kii­ne yük­se­li­yor. İş­te her­ke­sin ka­fa­sı­nı ka­rış­tı­ran so­ru da bu­ra­da dev­re­ye gi­ri­yor: “Pu­tin, baş­kan­lı­ğı terk eder­ken ik­ti­da­rı bı­ra­ka­cak mı?” Par­la­men­to se­çim sü­re­ci­nin Krem­lin açı­sın­dan ba­şa­rıy­la yö­ne­til­me­si ve aka­bin­de baş­kan­lık için bir ha­lef is­mi­nin açık­lan­ma­sı, Pu­tin’in oyun ku­ru­cu ko­nu­muy­la ül­ke­nin ge­le­ce­ğin­de ki­şi­sel et­ki­si­ni sür­dü­re­ce­ği­ne işa­ret edi­yor.
2 Ara­lık’ta par­la­men­to­nun alt ka­na­dı Du­ma için ya­pı­lan se­çim­le­re Pu­tin dam­ga­sı vu­rul­du. Krem­lin’in kon­tro­lün­de sey­re­den se­çim sü­re­ci ne­re­dey­se Pu­tin’e des­tek re­fe­ran­du­mu­na dö­nüş­tü. Her ne ka­dar ken­di­si hiç­bir si­ya­si par­ti­nin üye­si ol­ma­sa da sü­re­cin ba­şın­dan be­ri Pu­tin, Bir­le­şik Rus­ya (Ye­di­na­ya Ros­si­ya) Par­ti­si’nin lis­te­si­ne li­der­lik et­me­yi ka­bul et­ti ve bü­yük bir he­ves­le ik­ti­dar kay­nak­la­rı­nı bu ala­na yön­len­dir­di. Ha­tır­la­na­ca­ğı üze­re 2001’de Krem­lin ta­ra­fın­dan kur­du­ru­lan ve ön­ce­ki iki Du­ma’da et­kin­li­ği elin­de tu­tan Bir­le­şik Rus­ya Par­ti­si’ne seç­men­le­rin yak­la­şık %64’ü oy ver­di ve 450 san­dal­ye­lik Du­ma’da 315 mil­let­ve­ki­li ga­ran­ti edil­di. Bu­na Krem­lin des­tek­li Adil Rus­ya (Spra­ved­li­va­ya Ros­si­ya) Par­ti­si’nin 38 mil­let­ve­ki­li de ek­len­di­ğin­de, mev­cut ik­ti­da­rın Du­ma’da her tür­lü ka­ra­rı ra­hat­lık­la ala­cak mut­lak ço­ğun­lu­ğu el­de et­ti­ği gö­rü­lü­yor. Bu du­rum­da yük­sek ya­sa­ma or­ga­nın­da sı­ra­sıy­la 57 ve 40 mil­let­ve­kil­li­ği­ni pay­la­şan di­ğer iki gru­bun -ko­mü­nist­ler (KPRF) ve mil­li­yet­çi­ler (LDPR)- da pek et­ki­li ola­ma­ya­ca­ğı aşi­kâr.
Se­çim sü­re­cin­de her­han­gi bir ak­si­li­ğe ma­hal ver­me­den mev­cut ik­ti­dar par­ti­si­nin Du­ma’da­ki üs­tün­lü­ğü­nü sağ­la­yan ve ken­di meş­ru­iye­ti­ni de pe­kiş­ti­ren Pu­tin, bir haf­ta ge­çer geç­mez ye­ni baş­kan ada­yı­nı, ya­ni ha­le­fi­ni ilan et­ti. Her ne ka­dar söz ko­nu­su açık­la­ma Bir­le­şik Rus­ya’nın da için­de bu­lun­du­ğu dört si­ya­si par­ti­nin tem­sil­ci­si ara­cı­lı­ğıy­la ya­pıl­sa da, bu­nun ik­ti­dar par­ti­si­nin kon­gre­sin­de de­ğil, Krem­lin’de du­yu­rul­ma­sı, kon­tro­lün ki­min elin­de ol­du­ğu­na da­ir sem­bo­lik bir gön­der­me ni­te­li­ğin­dey­di.
Krem­lin’in ye­ni baş­kan ada­yı Di­mit­ri Med­ve­dev, uzun bir sü­re­den be­ri Pu­tin’in me­sai ar­ka­daş­lı­ğı­nı yap­mış, Pe­ters­burg­lu genç bir hu­kuk dok­to­ru. Do­ğal­gaz te­ke­li Gaz­prom’un Yö­ne­tim Ku­ru­lu Baş­kan­lı­ğı dâ­hil çe­şit­li ka­de­me­ler­de tec­rü­be ka­za­nan Med­ve­dev, bu­na ek ola­rak sos­yal pro­je­ler­den so­rum­lu baş­ba­kan yar­dım­cı­lı­ğı gö­re­vi­ni ic­ra edi­yor. Ba­zı yo­rum­cu­lar, onu mev­cut si­ya­si are­na­nın za­yıf fi­gür­le­rin­den bi­ri ola­rak gö­rü­yor ve baş­kan­lık gö­rev­le­ri­ni tam an­la­mıy­la ye­ri­ne ge­tir­mek için ye­ter­li do­na­nı­ma sa­hip ol­ma­dı­ğı­na ina­nı­yor. Di­ğer bir muh­te­mel baş­kan ada­yı Ser­gey Iva­nov’un ak­si­ne Med­ve­dev’in, “gü­ven­lik­çi­ler” (si­lo­vi­ki) ola­rak ta­bir edi­len ve yö­ne­tim­de et­ki­li olan ku­ru­luş­lar (çe­şit­li is­tih­ba­rat ör­güt­le­ri, or­du, İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı vs.) ile da­ha az te­ma­sı­nın ol­ma­sı, za­yıf yön­le­rin­den ad­de­di­li­yor. G. Zü­ga­nov (KPRF) ve V. Ji­ri­novs­ki (LDPR) gi­bi So­ğuk Sa­vaş son­ra­sı dö­nem­de Rus si­ya­si ha­ya­tı­nın ke­mik­leş­miş isim­le­ri ile ya­rı­şa­cak olan Med­ve­dev’in, her şe­ye rağ­men %60 ci­va­rın­da oy ala­ca­ğı tah­min edi­li­yor. Bu, ta­bii ki mev­cut ik­ti­da­rın ve Pu­tin’in des­te­ği sa­ye­sin­de müm­kün ola­cak.
Öte yan­dan, Med­ve­dev’in Pu­tin’e baş­ba­kan­lık gö­re­vi tek­lif et­me­si ve Pu­tin’in de bu­nu ka­bul et­me­si, ye­ni bir pla­nın uy­gu­la­ma­ya ko­yul­du­ğu­nun ha­ber­ci­si. Fa­kat bu pla­nın ba­şa­rıy­la ta­mam­lan­ma­sı ha­lin­de “za­yıf baş­kan Med­ve­dev”in kar­şı­sın­da “kuv­vet­li baş­ba­kan Pu­tin”in bu­lu­na­ca­ğı muh­te­mel. Rey­tin­gi %70’ler­de sey­re­den Pu­tin’in si­ya­si sis­tem için­de gü­cü­nü ay­nen ko­ru­ma­yı sür­dür­me­si, Rus­ya’da ye­ni bir kri­zi be­ra­be­rin­de ge­ti­re­bi­lir. Çün­kü yü­rür­lük­te­ki ana­ya­sa “za­yıf baş­kan-kuv­vet­li baş­ba­kan” mo­de­li­ni de­ğil, “kuv­vet­li baş­kan­lık” pren­si­bi­ni ön­gö­rü­yor. Bu­na gö­re, baş­kan ül­ke­nin iç ve dış po­li­ti­ka­sın­da söz sa­hi­bi olup is­te­di­ği za­man baş­ba­ka­nı az­le­de­bi­lir. Da­ha­sı, son se­kiz yıl­da fii­lî ola­rak uy­gu­la­nan yö­ne­tim şe­ma­sın­da (di­key ida­re sis­te­mi / ver­ti­kal vlas­ti), ne­re­dey­se tüm kuv­vet­ler baş­kan et­ra­fın­da te­mer­küz et­ti. Ül­ke­nin mev­cut si­ya­si kül­tü­rü de ko­lek­tif bir yö­ne­ti­me ha­zır­lık­lı de­ğil. Bu du­rum­da Krem­lin’den Rus­ya’nın Be­yaz Sa­ray’ına ta­şı­na­cak olan Pu­tin için baş­ba­kan­lık pek gü­ven­li bir yer ol­ma­sa ge­rek. Önü­müz­de­ki yıl­lar­da eko­no­mik bir kri­zin or­ta­ya çık­ma­sı ve­ya iş­le­rin yo­lun­da git­me­me­si ha­lin­de Pu­tin’in az­le­dil­me­si iç­ten bi­le de­ğil. Ül­ke­yi kı­sa za­man­da to­par­la­yıp si­ya­si is­tik­rar ve eko­no­mik bü­yü­me­ye ka­vuş­tu­ran bir li­de­rin, si­ya­si ha­ya­tı­nı bu şe­kil­de son­lan­dır­ma­sı ih­ti­mal dı­şı.
Ge­nel­lik­le ana­liz­ci­ler, Pu­tin’in ge­le­ce­ği ko­nu­sun­da çok çe­şit­li se­nar­yo­lar ile­ri sü­rü­yor­lar. Ba­zı­sı­na gö­re Pu­tin, ik­ti­da­rı sağ sa­lim dev­re­dip ye­ni den­ge­le­rin otur­du­ğu­na ka­ni olun­ca bir-iki yıl son­ra mey­da­nı terk ede­cek. Di­ğer­le­ri, ak­si­ne, ye­ni baş­ka­nın po­pü­la­ri­te­si­nin ken­di­si ile eş­leş­ti­ği an­da Pu­tin’in sü­re­ci ge­ri çe­vi­re­ce­ği­ni tah­min edi­yor. Pu­tin’in bir sem­bol ol­du­ğu­nu, ik­ti­da­ra kim ge­lir­se gel­sin, asıl gü­cün per­de ar­ka­sın­da­ki is­tih­ba­rat ve gü­ven­lik ku­rum­la­rı­nın elin­de bu­lu­na­ca­ğı­nı ifa­de eden­ler de var.
SSCB’nin ani çö­kü­şü ile 90’lı yıl­lar­da fet­ret dev­ri ya­şa­yan Rus­ya’nın sı­ra­dan va­tan­daş­la­rı ise, son yıl­lar­da­ki is­tik­ra­rın ve eko­no­mik bü­yü­me­nin, ya­ni Pu­tin po­li­ti­ka­la­rı­nın de­vam et­me­si­ni is­ti­yor. Rus ta­ri­hi­ne is­mi­ni yaz­dır­mış bir şah­si­yet ola­rak Pu­tin’in ki­şi­sel et­ki­si­nin han­gi şe­kil­de sü­re­ce­ği­ni önü­müz­de­ki sü­reç gös­te­re­cek.
Son ola­rak, tüm bu olup bi­ten­ler, SSCB’nin da­ğıl­ma­sın­dan son­ra ku­ru­lan ül­ke­ler­de ik­ti­da­rın dö­nü­şü­mü­ne da­ir zen­gin mal­ze­me sun­mak­la be­ra­ber dün­ya ta­ra­fın­dan da il­giy­le iz­le­ni­yor. Muh­te­me­len bu yüz­den­dir ki, Ara­lık 2007’de Ti­me der­gi­si Pu­tin’i “Yı­lın Ada­mı” seç­ti­ği­ni ilan et­ti. Kim bi­lir, bel­ki Rus­lar da bu il­gi­yi sür­dür­mek için mev­cut şe­hir­ler­den bi­ri­ne Pu­tin­grad is­mi­ni ve­rir…

Paylaş Tavsiye Et