Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (November 2007) > Dünya Siyaset > Pakistan’da zorunlu nikah
Dünya Siyaset
Pakistan’da zorunlu nikah
Turan Kışlakçı
D­Hİ­Lİ ve ha­ri­ci so­run­la­rın ta­hak­kü­mün­de­ki Pa­kis­tan, ka­os ve keş­me­keş­ten kur­tu­luş için umut ışı­ğı ara­yı­şın­da. An­cak ül­ke hal­kı, ne ka­dar is­te­se de, yıl­lar­dır ken­di­si­ni yö­ne­ten la­kin kar­ga­şa­dan baş­ka bir mi­ras bı­rak­ma­yan as­ke­rî li­der­ler­den, köh­ne­miş bü­rok­ra­si­den ve top­rak ağa­la­rın­dan ya­ka­sı­nı bir tür­lü kur­ta­ra­mı­yor.
Po­li­ti­ka­la­rı fi­yas­ko ile so­nuç­lan­mış, ad­la­rı bin­bir tür­lü yol­suz­luk­la­ra bu­laş­mış, ül­ke­yi bir­bi­ri­ne ke­net­le­ye­me­miş ve ta­ma­men dı­şa­rı­ya ba­ğım­lı po­li­ti­ka­lar­la ha­re­ket eden li­der­ler, kol­tuk­la­rı­nı ne pa­ha­sı­na olur­sa ol­sun kim­se­ye kap­tır­ma ni­ye­tin­de de­ğil. Ül­ke­de­ki he­men her li­der, ken­di ka­bi­le­sin­den al­dı­ğı bü­yük des­tek­le yıl­lar­ca ayak­ta dur­ma­yı ba­şa­ra­bil­di.
Ör­ne­ğin yol­suz­luk skan­dal­la­rın­dan do­la­yı da­ha bir­kaç yıl ön­ce­sin­de hak­kın­da tu­tuk­la­ma em­ri çı­kan, Av­ru­pa ve ABD’de­ki ens­ti­tü­ler­de kon­fe­rans ver­me­si ya­sak­la­nan Be­na­zir But­to, yi­ne bir umut ışı­ğı ola­rak su­nu­lu­yor ül­ke hal­kı­na. Pa­kis­tan med­ya­sı geç­ti­ği­miz haf­ta But­to’nun, ko­ca­sı­nın ve ço­cuk­la­rı­nın be­yan edil­miş mal var­lık­la­rı­nın bir lis­te­si­ni ya­yım­la­dı. Yol­suz­luk suç­la­ma­la­rın­dan do­la­yı don­du­ru­lan İs­viç­re’de­ki he­sap­la­rı ile bir­lik­te mal var­lık­la­rı 1,5 mil­yar do­la­ra ula­şı­yor.
But­to’nun Ekim ayı or­ta­la­rın­da ül­ke­si­ne dö­nü­şü ta­ma­men İn­gil­te­re ve ABD ta­ra­fın­dan ta­sar­lan­mış­tı. But­to, ka­bi­le­si­nin et­kin ol­du­ğu Sind eya­le­ti­nin baş­ken­ti Ka­ra­çi li­man şeh­rin­de bü­yük bir halk kit­le­si ta­ra­fın­dan kar­şı­lan­dı. Fa­kat bu ih­ti­şam­lı dö­nüş bi­ri­le­ri­ni se­vin­dir­me­miş ol­ma­lı ki, ak­şa­müs­tü es­ki Baş­ba­kan’ın bu­lun­du­ğu kon­vo­ya dü­zen­le­nen sal­dı­rı­da 150’ye ya­kın ki­şi öl­dü, yüz­ler­ce ki­şi de ya­ra­lan­dı. But­to sal­dı­rı­dan kıl pa­yı, ya­ra al­ma­dan kur­tul­du.
18 Ekim Per­şem­be gü­nü pat­la­yan bom­ba­lar ül­ke­de si­nir­le­ri yi­ne ger­di. But­to’nun ko­ca­sı Asıf Ali Zar­da­ri olay son­ra­sı yap­tı­ğı ilk yo­rum­da, bom­ba­lı sal­dı­rı­lar­dan Pa­kis­tan is­tih­ba­rat ser­vis­le­ri­ni so­rum­lu tut­tu. But­to ise ilk açık­la­ma­sın­da ola­yın ar­ka­sın­da es­ki Cum­hur­baş­ka­nı Ge­ne­ral Zi­ya ül Hak’ın adam­la­rı­nın ol­du­ğu­nu id­di­a et­ti; bir müd­det son­ra da pat­la­ma­la­rın ar­ka­sın­da Ta­li­ban’ın ol­du­ğu­nu ile­ri sür­dü. Ay­rı­ca İs­tih­ba­rat Baş­ka­nı’nın gö­rev­den alın­ma­sı­nı is­te­di. Dış ba­sın her ne ka­dar ba­zı Pa­kis­tan­lı yet­ki­li­le­rin pat­la­ma­lar­da Ta­li­ban par­ma­ğı ol­du­ğu­na yö­ne­lik açık­la­ma­la­rı­nı öne çı­kar­sa da, ül­ke­de bu­na ina­nan pek ol­ma­dı. Za­ten Ta­li­ban yet­ki­li­le­ri de sal­dı­rı­la­rın ken­di­le­riy­le hiç­bir ala­ka­sı­nın ol­ma­dı­ğı­nı be­lir­te­rek pat­la­ma­la­rı kı­na­dı­lar.
 
Se­çim Ön­ce­si Gay­ri­res­mi Pro­pa­gan­da Ya­sa­ğı
Pa­kis­tan Cum­hur­baş­ka­nı Ge­ne­ral Per­vez Mü­şer­ref, But­to’ya ül­ke­ye dö­nü­şü­nü er­te­le­me­si çağ­rı­sın­da bu­lun­muş­tu. Çün­kü Mü­şer­ref’e gö­re But­to’nun dö­nü­şü için or­tam he­nüz uy­gun de­ğil­di. But­to, bu çağ­rı­la­ra rağ­men par­ti­si Pa­kis­tan Halk Par­ti­si’nin eve dö­nüş için ha­zır­la­dı­ğı pa­ha­lı ta­nı­tı­mı de­ğer­len­dir­mek is­ti­yor­du. Dö­nüş ilk sa­at­ler­de ih­ti­şam­lı ol­sa da, bir müd­det son­ra kâ­bu­sa dön­dü. Pat­la­ma­lar son­ra­sı hü­kü­met he­men Ocak’ta ya­pıl­ma­sı plan­la­nan se­çim­le­rin er­te­len­me­si­nin mev­zu­ba­his ol­ma­ya­ca­ğı­na da­ir söz ver­di; fa­kat But­to’nun ken­di gü­ven­li­ği için halk­la bu­luş­ma­lar­dan ka­çın­ma­sı­nı öner­di.
But­to’nun si­ya­si mu­ha­lif­le­ri, ka­riz­ma­sı­nın çok dar­be al­mış ol­du­ğu­nu söy­le­me­le­ri­ne kar­şın hâ­lâ onu oldukça cid­di­ye alı­yor­lar. Ka­ra­çi’de­ki kar­şı­la­ma tö­re­ni ba­zı­la­rı­nı ür­küt­tü. Ye­ni bir de­ne­me da­ha yap­mak is­te­yen But­to, Ka­sım ayı or­ta­la­rın­da Pen­cab eya­le­tin­de bir gös­te­ri plan­lı­yor. Fa­kat Mü­şer­ref, But­to’nun ge­niş halk kit­le­le­ri­ne hi­tap et­me­si­nin sa­kın­ca­lı ol­du­ğu­nu ifa­de edi­yor. Çün­kü “gü­ven­de de­ğil­miş ve ba­şı­na bir şey ge­le­bi­lir­miş!”
 
Mü­şer­ref ve But­to Ev­li­li­ği Ne­re­ye Ka­dar?
But­to ile Mü­şer­ref ara­sın­da­ki an­laş­ma o ka­dar ani ve bek­len­me­dik bir şe­kil­de ge­liş­ti ki But­to’nun li­der­li­ğin­de­ki Halk Par­ti­si’nden ba­zı isim­ler da­hi ilk baş­ta bu­na ina­na­ma­dı­lar. Mü­şer­ref’in bü­yük des­tek­çi­si olan Müs­lü­man Bir­li­ği isim­li par­ti­den ba­kan­lar da bu­na şa­şır­dı. But­to-Mü­şer­ref it­ti­fa­kı ilk baş­ta giz­len­me­ye ça­lı­şıl­sa da da­ha son­ra böy­le bir an­laş­ma­nın var­lı­ğı ka­bul edil­di. Pa­kis­tan Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı Hur­şit Mah­mut Ku­su­ri de yap­tı­ğı bir açık­la­ma­da, an­laş­ma­nın Ame­ri­ka’nın bas­kı­sı al­tın­da ger­çek­leş­ti­ği­ni iti­raf et­ti.
Bu it­ti­fak ne­ti­ce­sin­de Be­na­zir But­to’nun Halk Par­ti­si 6 Ekim’de ya­pı­lan cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­min­de Ge­ne­ral Per­vez Mü­şer­ref’i des­tek­le­di. Böy­le­ce Mü­şer­ref se­çi­mi ye­ni­den ka­za­na­rak 5 yıl da­ha cum­hur­baş­kan­lı­ğı kol­tu­ğu­nu mu­ha­fa­za et­me­yi ba­şar­dı. Ar­dın­dan Mü­şer­ref, yi­ne bu it­ti­fak çer­çe­ve­sin­de, yol­suz­luk da­va­la­rı se­be­biy­le 8 yıl­dır ül­ke­sin­den ve ak­tif si­ya­set­ten uzak­ta bu­lu­nan But­to için si­ya­si af ve 1988-1999 yıl­la­rı ara­sın­da hak­kın­da açı­lan tüm yol­suz­luk da­va­la­rı­nın dü­şü­rül­me­si için de özel bir ya­sa çı­kar­dı. Pa­kis­tan Yük­sek Mah­ke­me­si yar­gıç­la­rın­dan Mu­ham­med İk­ram Şeyh bu­nun ya­sa­nın ru­hu­na ve ulu­sal çı­kar­la­ra ay­kı­rı ol­du­ğu­nu be­lirt­me­si­ne rağ­men din­le­yen ol­ma­dı.
İki li­de­rin Du­ba­i’de yap­tı­ğı giz­li an­laş­ma­dan en kâr­lı çı­kan Ge­ne­ral Per­vez Mü­şer­ref ol­du. Mü­şer­ref, But­to’dan al­dı­ğı bu des­tek sa­ye­sin­de dar­bey­le kol­tu­ğun­dan et­ti­ği di­ğer mu­ha­lif li­der es­ki Baş­ba­kan Na­vaz Şe­rif’in ül­ke­ye gir­me­si­ni en­gel­le­di. Böy­le­ce hem içe­ri­de hem de dı­şa­rı­da cid­di bas­kı­lar al­tın­da olan Mü­şer­ref, ana mu­ha­le­fe­tin des­te­ği­ni ala­rak eli­ni güç­len­dir­miş ol­du.
Pe­ki, bu it­ti­fak uzun sü­re­cek mi? Pa­kis­tan­lı si­ya­si­le­rin tü­mü bun­dan kuş­ku du­yu­yor. Çün­kü bu ev­li­lik zo­run­lu bir it­ti­fak­tı ve her iki li­der de ge­mi ba­tar­ken bir­bir­le­ri­ne sa­rıl­mak zo­run­da kal­mış­lar­dı. Ül­ke­de­ki tüm et­kin mu­ha­lif par­ti­le­ri ka­pa­tan ve li­der­le­ri­ni sür­gü­ne gön­de­ren Mü­şer­ref’in en bü­yük kor­ku­su bu mu­ha­lif par­ti­le­rin ye­ni­den güç­le­ne­rek kar­şı­sı­na çık­ma­sıy­dı.
 
Pa­kis­tan’da Si­ya­set, İp Cam­baz­lı­ğı­na Ben­zer
Ta­li­ban, el-Kai­de, nük­le­er si­lah ve Pa­kis­tan-Af­ga­nis­tan sı­nır so­ru­nu gi­bi mev­zu­lar­la ba­şı sı­kı­şan Pa­kis­tan yö­ne­ti­mi son bir­kaç yıl­dır bu ko­nu­lar­da hiç­bir di­ra­yet­li adım ata­ma­dı. Dış dün­ya­ya da ül­ke­de­ki gi­rift ya­pı­yı bir tür­lü an­la­ta­ma­dı. Ör­ne­ğin Pa­kis­tan or­du­su ka­bi­le böl­ge­le­rin­de Ta­li­ban ve el-Kai­de üye­le­ri ile mü­ca­de­le eder­ken, Ta­li­ban’ın en bü­yük des­tek­çi­si Mev­la­na Faz­lur­rah­man’ın li­der­li­ği­ni yap­tı­ğı İs­lam Ule­ma Bir­li­ği ve Ulu­sal Halk Par­ti­si Mec­lis’te tem­sil edi­li­yor. Bu­nun ya­nı sı­ra Mü­şer­ref’in si­ya­si des­tek­çi­si olan Cho­ud­hury aşi­re­ti­nin ön­cü­lük et­ti­ği Pa­kis­tan Müs­lü­man Bir­li­ği de Faz­lur­rah­man ile it­ti­fak kur­mak için bü­yük ça­ba sarf edi­yor.
Ay­rı­ca dün­ya­da nük­le­er hır­sız ola­rak bi­li­nen ve ABD’nin bas­kı­la­rı so­nu­cu ev hap­si­ne alı­nan Ab­dül­ka­dir Han, hâ­lâ Pa­kis­tan’ın bir nu­ma­ra­lı kah­ra­ma­nı. Mü­şer­ref dâ­hil tüm yet­ki­li­ler ABD’den ha­ber­siz giz­li­den giz­li­ye nük­le­er kah­ra­man Han’a sev­gi ve say­gı­la­rı­nı ile­ti­yor­lar. Dı­şa­rı­dan ül­ke­yi ta­nı­yan­lar için tüm bu iliş­ki­ler kar­ma­şık gö­rün­se de, Pa­kis­tan­lı­lar için bun­lar çok ta­bi­i.
Özet­ler­sek, Pa­kis­tan’da as­ker ve si­vil yö­ne­ti­ci­le­rin ar­tık kol­tuk sev­da­sın­dan bi­raz ol­sun vaz­ge­çip ül­ke­le­ri­nin ge­le­ce­ği­ni dü­şün­me vak­ti çok­tan gel­di ve ge­çi­yor.

Paylaş Tavsiye Et