Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (November 2006) > Dosya > TÜRKİYE'DE LAİKLİK
Dosya
TÜRKİYE'DE LAİKLİK

Batılılaşma tarihimizin en tehditkâr kelimesi: Laiklik. Ne milliyetçilik devletle halkın arasını bu kadar açmıştı, ne bizzat devletçilik. Devlet, kendinin laik olmasıyla yetinmiyor; tek tek her yurttaşının da laik olmasını talep ediyor. Böylece, Türköne’nin deyişiyle, “felsefî inançlarında tarafsız kalmayı” başaramıyor. Pozitivist felsefeyi, tartışılmaz bir hakikatler manzumesi sayıp halkına dayatıyor.
İbrahim Kalın’a göre, 19. yüzyıl pozitivizminin ürettiği “din korkusu”, Türkiye’de merkeziyetçi modernleşmecilik ve radikal laikçilik ile aşılmaya çalışıldı. Cumhuriyet mühendisleri İslam’ın yerine “medeniyetçi Türkçülük”ü ikame etmek istediler; zira medenileştirme projesinin din sorununu kökünden çözeceğine inanıyorlardı. Sonuç, her mevsimde irtica avı oldu.
Mümtaz’er Türköne, laikliğin icadını toplumu dinî çatışmalardan koruma sebebine bağlıyor. Laiklik bu çatışmaları nasıl engelledi? “Devleti dinler konusunda tarafsız hale getirerek; devletin dinlere, dinlerin devlete müdahalesini yasaklayarak.” Pozitivizmin bir tür modern din olduğunu vurgulayan Türköne, başta Silahlı Kuvvetler olmak üzere Türkiye’de kamu makamlarının bu felsefî inancı topluma zorla dayatmaya laiklik adını verdiklerini belirtiyor.
Tarihî süreçte kılıcın yasa ve inancı öncelediğini düşünen Süleyman Seyfi Öğün, bu üçü arasındaki ilişkinin bugün bütün dünyada sorunlu hale geldiğini söylüyor. Yasa ve inanç, kılıcı köreltiyor!
Laikliğin hem yoran hem yorulan bir kavram olduğuna dikkat çeken Ahmet Okumuş, daha geniş bir kavram olan sekülerleşmenin anlaşılmaması durumunda, laikliğin içinden çıkılamaz bir kavram haline geleceğini belirtirken; Talip Küçükcan yarım yüzyıl önce göklere çıkarılan sekülerleşme teorilerinin çözülüşünü irdeliyor. Ömer Bolat ise, temel meselenin demokratikleşmeye direnme olduğunu; ayrıcalıklarını kaybetmek istemeyen çevrelerin laiklik kavramını istismar ettiklerini savunuyor.
Ayrıcalıklar ve istismarlar “bu ülke”ye kan kaybettiriyor!

 


Paylaş Tavsiye Et