Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (June 2005) > Dergi > Dergâh
Dergi
Edebiyat Sanat Kültür Dergisi
173. Sayı, Temmuz, 2004
“Bugün sohbet bizim oldu, bize bizim diyen gelsin
 Bu aşk zehrin seve seve içübeni kanan gelsin“
14 senelik mazisi ile bugün 173. sayısına ulaşmış Dergâh dergisinin internet sitesinin giriş sayfası Yunus’un bu çağrısı ile bitiyor. 1990 yılında çıkmaya başlayan Dergâh, ismi adabınca hamken pişebilmeyi göze alan herkese kapılarını açıyor. Dergi “düşünce, kültür ve edebiyat” dünyamızdaki farklı konumunu, ilk sayısındaki çıkış yazısında da açıkladığı üzere edebiyatın, yüzü Doğu’ya dönük, “yerli, millî ve bağımsız” bir anlayışın temelleri üzerinde yükselmesi gerektiği inancına sahip çıkması ile muhafaza ediyor. İlk sayısından itibaren hem şekil, hem de içerik ilkelerinde hemen hemen hiç değişikliğe gitmeyen Dergâh çizgisinden ödün vermeden “çölde şemsiye açmaya” devam ediyor.
Dergâh da her dergâh gibi aynı zamanda bir mektep. Bugüne kadar birçok şair ve yazara, akademisyen ve araştırmacıya yuvalık etmiş. Genç edebiyatçıların kendilerine köklü bir yol çizmelerine, çizdikleri yolda dâim ve kâim olmalarına sebep ve destek olmuş. Taşra cevherlerinin büyük edebiyat mecralarında yollarını bulmalarını sağlayan bir akarsu yatağı olan Dergâh’ta, eserlerini zevkle takip ettiğimiz genç bir sanatçının bir süre sonra ilk kitabının basıldığını görmek şaşırtmıyor artık bizi.
Dergâh’ın bu özelliğini 173. sayısında da sürdürdüğünü görüyoruz. İsmail Kara’nın Hareket camiası ve Nurettin Topçu’ya dair hatıra-deneme yazısı ile başlayan derginin ikinci ve üçüncü sayfaları Rasim Demirtaş, Arif Burun ve Hakan Şarkdemir’in şiirleriyle bezenmiş. Derkenar’da Mehmet Narlı, Fikret Uslucan’ın birkaç sayı önce “Orhan Kemal’in Romanları Üzerine Bir İnceleme” isimli kitabına yönelttiği eleştirileri cevaplarken Ali Akyurt ilk sayısı Mayıs ayında çıkan Edebiyattan Yana isimli derginin bir eleştirisini yapıyor. Dördüncü ve beşinci sayfalar yine şiir ve hikayeye ayrılmış; Zeynep Arkan ve Bayram Orak’ın şiirlerinin yanı başında Sibel Eraslan’ın yürek burkan hikayesi yer alıyor. Mehmet Solak’ın kritik-tenkit-eleştiri sürecini ele aldığı yazısının ardından Dursun Ali Tökel’in “Bir Gazeli Rus Biçimciliği ile Nasıl Çözümleyelim” başlıklı ilginç ve keyifli yazısı bulunuyor. Orta sayfada M. Kayahan Özgül Bey ile doyurucu bir sohbet yapılmış. Dergi, Mehmet Tekin’in keyif verici maddeler ve bunların edebiyata etkileri üzerindeki yazısı ve Zeynep Süslü’nün yeni yazıya aktardığı Fuat Köprülü Hoca’nın Fevziye Abdullah Tansel Hanım’a yazdığı mektuplar ile nihayetleniyor. / Peyker Canatan

Paylaş Tavsiye Et