Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (January 2005) > Toplum > Yıldız falları ve büyü arası “pozitif yaşam”
Toplum
Yıldız falları ve büyü arası “pozitif yaşam”
Fatma Karabıyık Barbarosoğlu
7.5.2004 TARİHLİ Sabah gazetesinin Günaydın ekinde Aktüel Dergisi’nden alıntılanmış bir haber manşetten veriliyordu: “EN MÜMİN BURÇ OĞLAK
Haberin devamında “din ve astroloji” kavramlarının ilk kez yan yana geldiği belirtilerek, İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Halil Apaydın’ın burçların dinî tutum ve davranışlarla ilişkisini araştırdığı vurgulanıyordu. Araştırmaya göre en inançlı burç Oğlak, en inançsızı ise Başak burcuydu.
“Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Halil Apaydın’ın 2000-2001 öğretim yılında Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’nde yaptığı araştırmaya 315 kişi katıldı. 31 sorunun sorulduğu ankette “Dinî tutum ölçeği” oluşturuldu. Bu ölçekten alınabilecek en yüksek puan 155, en düşük puan ise 31.”
Bu araştırmanın en çarpıcı yanı, dindarlığın burç eksenli olarak ortaya konmaya çalışılması. Haberin reklamı için kullanılan fotoğraflar da dinin nasıl medya malzemesi olarak kullanıldığını gösterir nitelikte. Küçük kare içinde göğüs, kol ve bacak dekoltesi ile dikkat çeken bir kadın fotoğrafının olduğu “haftalık haber” dergisi, büyük resimde parkta bir bank üzerine oturmuş ve bacak bacak üstüne atarak poz vermiş akademisyen. Manşetten akademisyenin üzerine sallanan tespih. Ve tespihin imamesine takılmış olan oğlak burcu simgesi.
Kamusal alanda her türlü dinî renk, ‘laikçiler’ tarafında gerginlik unsuru olarak algılanırken, dinin içine yerleştirilmiş olan din dışı/hatta dinin muhalefet ettiği unsurlar tartışma konusu yapılmıyor. Gazetenin haberinde “Yaptığı araştırma nedeniyle ilahiyat çevrelerinden olumsuz tepki almayan Apaydın’ın, ‘din böyle bir çalışmaya cevaz veriyor mu, vermiyor mu’ diye düşünmeden, bilimsel bir şekilde konuya yaklaştığı” özel bir gayret ile vurgulanıyor.
Demek ki konuya bilimsel bir şekilde yaklaşmanın püf noktası, “dini dışarıda tutmak”. Bulunduğunuz kürsü, din sosyolojisi kürsüsü olsa bile araştırmanın içine hiçbir şekilde dinin ‘cevazı’ karıştırılmamalı.
Araştırma sonuçlarını okuyunca şöyle düşünmek kaçınılmaz: Eğer en dindar burç Oğlak, dine en uzak burç da Başak ise, bunun ispatlandığı(!) ‘araştırmaya’ inanan Başak burçlarının Diyanetten fetva almaları gerekmez mi?
Soru: “Ben başak burcuyum. İbadetlerimi aksatıyorum. Bu konuda bana bir yükümlülük düşer mi? Düşerse, bana göre doğuştan şanslı olan oğlak burcu kardeşime göre benim durumum ne olacak?”
Soru: “Nişanlımın oğlak burcu olduğunu sonradan öğrendim. Başak burcu modern bir kadın olarak dindarlığı sosyolojik araştırmalarla tescillenmiş oğlak burcu erkeği ile modern hayat tarzını sürdürme ihtimalim nedir? Nişanlım doğum tarihini nüfus cüzdanı üzerinde değiştirirse, oğlak burcunun tutucu etkisinden sıyrılması mümkün olabilir mi?”
Hafızasına güvenmediği müstakbel eşi, evlilik yıldönümünü kolay hatırlasın diye 4.4.2004 tarihinde evlenmeye çalışanların ya da çocuğuna özel bir doğum günü tarihi sunmak maksadıyla aylar öncesinden çok yıldızlı hastanelerden sezaryen için gün almaya çalışanların “tarih belirleme” takıntısı bu araştırmadan sonra burç üzerinden meşrep belirleme çizgisine uzanacak mı? Anne-baba adayları tercihlerini oğlak ya da başak olarak ortaya koymaya kalkacaklar mı?
İmam Hatip mezunları arasındaki başak burcu öğrencilerin, burcunun kendisine sunmuş olduğu seküler zihniyetten dolayı Anadolu Lisesi mensupları ile aynı kefeye konması gerekmez mi? Keza oğlak burcu olup da Anadolu Lisesi mezunu olan gençlerin burçlarının negatif etkisinden dolayı İmam Hatip mezunları ile aynı kategoride değerlendirilmeleri söz konusu olabilir mi?
Bu durumda, görüldüğü gibi ‘araştırmanın’(!) sonuçlarının ‘araştırılması’ gerekmektedir.
Özellikle 28 Şubat sürecinden sonra, türbe ziyaretleri üzerinde yoğunlaşan “hurafe söylemi”yle ve “ölülerin arkasından Kur’an okunmaz” tavsiyeleriyle dinin yoğun bir heyecan içinde yaşandığı zaman ve mekana sınırlamalar getirilirken, dinin karşı çıktığı hurafeler hem dinî kesimde, hem de devlet söyleminde meşruiyet kazandı.
Fal bakmak kanunen yasak olduğu halde özellikle 90’lardan sonra özel tv’ler için iyi bir reyting damarı olarak görülen medyum seansları ve astrologların yıldız haritaları, kanunun yasak hükmünü bertaraf etti. Falcılar ve büyücüler “gaipten haber veren” ve “mevcut durumu değiştiren” güçleri ile dizi filmlerin en gizemli karakterleri olarak şöhret buldu.
Medyumlar dinden referans vererek ihtiyaca cevap vermeye kalktıklarında Medyum Memiş örneğinde olduğu gibi soruşturmaya uğradılar; ancak Ortaçağ cadılarını anımsatan kıyafet ve aksesuarlar içindeki astrolog Rezzan Kiraz sadece astrolojik yorumların değil, dizi filmlerin bile aranan ‘yıldızı’ oldu bir süre.
TRT’li yılların “Tatlı Cadı” dizisinin, yerli versiyonu olarak üretilen “Sihirli Annem”, dünyalı ile evli olan peri ve perinin cadı annesinin yaptığı büyüler ile küçük çocukların zihnini iyiden iyiye fala ve büyüye hazır hale getirdi. Küçük kız çocukları bir taraftan kendi annelerinin sihirli olmamasının hayal kırıklığını yaşarken, diğer taraftan best seller Harry Potter’ları, su gibi içmek için motivasyon depolamış oldular.
Falcılık ve büyücülük, ‘medyumluğun’ Avrupaî tınısı içinde en parlak dönemini yaşıyor. “Kızım sen yeni kuşaksın/ saf ve yumuşaksın/ oğlaktan sana koca olmaz/ çünkü sen başaksın” manisi eşliğinde tanıtılan sakız reklamından, burçlara “evlilik danışmanlığı” kapsamında “hizmet veren” ajanslara kadar her boy ve ölçekte fal ve burç üzerinden “yön belirleme” söz konusu.
Sadece yön belirleme değil, başarının altın anahtarı bile, yaptırılan büyüler üzerinden yorumlandı son yıllarda. Kaleci Rüştü’nün kalenin iki yanına koyduğu “okunmuş şekerler” ile Fenerbahçe’nin stadyum büyüsü, bu yılın en popüler büyüleri olarak günlerce konuşuldu. Zaman zaman Diyanet olaya fetvalarıyla ışık tuttu.
Bu yazıyı okuyanlardan bir kısmı burçlar ile büyünün ne alakasının olduğunu soracaktır. Alakası şu; kaza ve kader, meşrep ve mizaç meselesini burçlar üzerinden yorumlamaya çalışanlar ile kaza ve kaderi büyü yoluyla değiştireceğini düşünenler aynı kavşakta buluşuyorlar.

Paylaş Tavsiye Et