Kullanıcı Adı: Şifre    
   
  veya Üye olun | Şifremi unuttum
  Arama / Gelişmiş Arama  
   
Skip Navigation LinksArşiv (December 2008) > Dünya Ekonomi > Gelecek G-20’nin
Dünya Ekonomi
Gelecek G-20’nin
Ömer Faruk Güler

G-20 top­lan­tı­la­rı geç­ti­ği­miz Ka­sım ayı­na dam­ga­sı­nı vur­du. Bi­lin­di­ği gi­bi G-20, dün­ya­nın ön­de ge­len ge­liş­miş ve ge­liş­mek­te olan ül­ke­le­ri­nin ka­tıl­dı­ğı bir fo­rum. For­mel bir ya­pı­sı yok. Üs­te­lik ku­ru­la­lı da­ha on yıl bi­le ol­ma­dı. İlk ila­nı 1999’un Ey­lül’üne gi­di­yor. Top­lan­tı­la­ra 19 ül­ke ka­tı­lı­yor. Bir de Av­ru­pa Bir­li­ği. Üye ül­ke­ler ara­sın­da ABD, Al­man­ya, Ar­jan­tin, Avus­tral­ya, Bre­zil­ya, Çin, En­do­nez­ya, Fran­sa, Gü­ney Af­ri­ka, Gü­ney Ko­re, Hin­dis­tan, İn­gil­te­re, İtal­ya, Ja­pon­ya, Ka­na­da, Mek­si­ka, Rus­ya Fe­de­ras­yo­nu, Suu­di Ara­bis­tan ve Tür­ki­ye bu­lu­nu­yor. G-20 as­lın­da de­ği­şen kü­re­sel eko­no­mi­nin önem­li bir yü­zü­nü yan­sı­tı­yor. Baş­ka bir de­yiş­le G-20’nin ku­ru­lu­şu ve ar­tan öne­mi, bir ih­ti­ya­cın so­nu­cu. Çün­kü ge­le­cek G-7’nin de­ğil G-20’nin.

Son yir­mi yıl­da dün­ya eko­no­mi­sin­de önem­li de­ği­şim­ler ol­du. Eko­no­mik güç den­ge­si hız­la de­ğiş­me­ye baş­la­dı. Baş­ta Çin ol­mak üze­re As­ya ül­ke­le­ri­nin kü­re­sel eko­no­mi­de­ki pay­la­rı gi­de­rek art­tı. Ör­ne­ğin, 1991 ve 2006 ara­sı G-7 üye­si ol­ma­yan G-20 üye­le­ri­nin dün­ya ti­ca­ret hac­min­de­ki pay­la­rı %11’den %19’a yük­sel­di. Yi­ne ay­nı dö­nem­de bu ül­ke­le­rin kü­re­sel re­zerv­ler­de­ki pay­la­rı da %14’ten %43’e çık­tı. Ge­liş­mek­te olan ül­ke­ler kü­re­sel bü­yü­me­nin de önem­li bir un­su­ru ol­du­lar. Ge­le­cek se­nar­yo­la­rı bu ül­ke­le­rin sis­tem­de­ki pay­la­rı­nın gi­de­rek ar­ta­ca­ğı­nı ön­gö­rü­yor.
Baş­lan­gıç­ta G-5 var­dı. Beş sa­na­yi­leş­miş ül­ke­nin oluş­tur­du­ğu bir grup. Son­ra­la­rı G-7 or­ta­ya çık­tı. Şim­di­ler­de ise G-20 da­ha ön plan­da. 1980’le­re ka­dar ön­de ge­len sa­na­yi­leş­miş ül­ke­ler dün­ya eko­no­mi­si­nin so­run­la­rı­nı bü­yük öl­çü­de çö­ze­bi­li­yor­lar­dı. An­cak 1990’lar­la bir­lik­te bu den­ge bü­yük öl­çü­de de­ğiş­ti. Özel­lik­le 1997’de­ki As­ya Kri­zi’nin ar­dın­dan bu da­ha da aşi­kâr ol­du. Zi­ra bir yan­dan G-7’nin eko­no­mik gü­cü gö­re­ce azal­dı, di­ğer yan­dan sis­te­min meş­ru­iye­ti tar­tı­şı­lır ha­le gel­di. As­ya Kri­zi, dün­ya eko­no­mi­si­nin Bret­ton Wo­ods pa­tent­li ku­ru­luş­lar­ca yö­ne­til­me­si­nin zor­lu­ğu­nu gös­ter­di. Gi­de­rek güç­le­nen ye­ni oyun­cu­la­rın kü­re­sel sis­te­me dâ­hil ol­ma­sı mev­cut sis­te­mi sor­gu­lat­ma­ya baş­la­dı. G-20, bu an­lam­da G-7 ül­ke­le­ri­nin bul­du­ğu prag­ma­tik bir çö­züm. Denk­le­min bir ta­ra­fın­da meş­ru ol­ma ih­ti­ya­cı di­ğer ta­ra­fın­da ise gö­re­ce kü­çük ve et­ki­li bir grup ol­ma­nın sağ­la­dı­ğı avan­taj­lar var. Bu den­ge şim­di­lik sis­te­mik öne­me sa­hip 20 üye ile sağ­lan­dı. Bu ha­liy­le G-20 dün­ya ge­lir pas­ta­sı­nın ka­ba­ca %90’ını ve dün­ya nü­fu­su­nun da 3’te 2’si­ni kap­sı­yor. An­cak bu sa­yı­yı azalt­ma dü­şün­ce­le­ri de var. Şim­di­den Ar­jan­tin, Avus­tral­ya, Gü­ney Ko­re, İtal­ya ve Ka­na­da’nın üye­li­ği sor­gu­lan­ıyor.
G-20’nin iki kuruluş he­defi var: Bi­rin­ci­si sis­te­mik önem­e sahip ül­ke­ler ara­sın­da te­mel ik­ti­sa­di ve fi­nan­sal po­li­ti­ka ko­nu­la­rın­da­ki di­ya­lo­ğu ge­niş­let­mek. İkin­ci­si ise her­ke­sin fay­da­la­na­bileceği is­tik­rar­lı ve sür­dü­rü­le­bi­lir bir kü­re­sel ik­ti­sa­di bü­yü­me­yi ba­şar­ma yö­nün­de­ki iş­bir­li­ği­ni des­tek­le­mek. Bu çer­çe­ve­de G-20 top­lan­tı­la­rın­da ele alı­nan ko­nu­la­ra ba­kıl­dı­ğın­da, baş­lan­gıç­ta Asya Krizi’­nin bir so­nu­cu ola­rak “kriz ön­le­me”nin çok­ça ele alın­dı­ğı gö­rü­lü­yor. Bu­nu kü­re­sel­leş­me­nin mey­dan oku­ma­la­rı ve te­rö­rün fi­nans­ma­nı gi­bi ko­nu­lar iz­li­yor. 2005’ten son­ra ise ulus­la­ra­ra­sı fi­nan­sal sis­te­min re­for­mu öne çı­kı­yor. Özel­lik­le IMF ve Dün­ya Ban­ka­sı gi­bi Bret­ton Wo­ods ku­rum­la­rı­nın re­for­mu ağır­lık ka­zan­mış du­rum­da. Geç­ti­ği­miz Ka­sım ayın­da ya­pı­lan top­lan­tı ise tah­min edi­le­ce­ği gi­bi kü­re­sel kriz odak­lıydı. Sür­dü­rü­le­bi­lir bir bü­yü­me­nin sağ­lan­ma­sı için ge­rek­li re­form­lar ele alın­dı. An­cak ge­rek Bre­zil­ya’da­ki ma­li­ye ba­kan­la­rı ve gu­ver­nör­le­ri ge­rek­se de ABD’de dev­let baş­kan­la­rı­nın ka­tı­lı­mıy­la ya­pı­lan top­lan­tı­lardan önem­li bir sonuç çıkmadı. Üye ül­ke­ler baş­ta dü­zen­le­me ve de­net­le­me ko­nu­la­rın­da ko­or­di­nas­yo­nun da­ha da ar­tı­rıl­ma­sın­da mu­ta­bık ka­lır­ken, kri­ze yö­ne­lik or­tak bir ma­li pa­ket ge­liş­ti­re­me­di­ler.
Bil­di­ri­de öne çıkan bir hu­sus, kriz dö­nem­le­rin­de ül­ke­le­rin ko­ru­ma­cı­lık­tan uzak dur­ma­la­rı ve ya­tı­rım­la­ra, mal ve hiz­met akı­şı­na sek­te vur­ma­ma­la­rı ge­re­ği­ne dik­kat çe­kil­me­si ol­du. Yi­ne ban­ka dı­şı ku­rum­la­rı da kap­sa­ya­cak şe­kil­de re­gü­las­yon­la­rın ge­niş­le­til­me­si üze­rin­de an­laş­ma­ya va­rıl­dı. Şef­faf­lı­ğa ve açık­lı­ğa da­ha çok vur­gu ya­pıl­dı. IMF, Dün­ya Ban­ka­sı ve Fi­nan­sal İs­tik­rar Fo­ru­mu’na bu doğ­rul­tu­da ödev­ler ve­ril­di. Yi­ne G-7 ül­ke­le­ri­nin oluş­tur­du­ğu Fi­nan­sal İs­tik­rar Fo­ru­mu’na ye­ni üye­le­rin alın­ma­sı ka­rar­laş­tı­rıl­dı. Bu ko­nu­la­rın önü­müz­de­ki Ni­san ayın­da so­mut ola­rak tek­rar ele alın­ma­sı plan­la­nı­yor.
G-20 top­lan­tı­la­rı bü­yük bek­len­ti­ler al­tın­da ger­çek­leş­ti. Bu bek­len­ti­nin önem­li bir kay­na­ğı, açık­la­nma­sı beklenen or­tak ma­li ey­lem plan­la­rıy­dı. Bu ger­çek­leş­me­di. An­cak ül­ke­le­rin bi­rey­sel ola­rak kri­ze dö­nük ma­li pa­ket­le­ri des­tek­len­di ve kri­ze kar­şı önem­li rol üst­len­dik­le­ri ka­bul edil­di. Ki­mi­le­ri G-20 top­lan­tı­la­rı­na ulus­la­ra­ra­sı fi­nan­sal mi­ma­ri­nin ye­ni­den göz­den ge­çi­ril­me­si gi­bi bir mis­yon da yük­le­di­ler. An­cak bu bek­len­ti de bo­şa çık­tı. Ye­ni bir Bret­ton Wo­ods sis­te­mi için va­kit er­ken gö­zü­kü­yor.
Ulus­la­ra­ra­sı fi­nan­sal mi­ma­ri­nin te­me­li­nin atıl­dı­ğı 1944 ile 2008 ara­sın­da önem­li fark­lar var. Her şey­den ön­ce İkin­ci Dün­ya Sa­va­şı ya da Bü­yük Buh­ran gi­bi bir dö­nem­den geç­mi­yo­ruz. 1944 yı­lı ABD he­ge­mon­ya­sı­nın zir­ve­de ol­du­ğu bir dö­nem­di. Üs­te­lik hem fi­nan­sal hem de en­te­lek­tü­el an­lam­da re­form sü­re­ci­ni sü­rük­le­ye­cek bir do­na­nı­mı da var­dı ABD’nin. Bu­gün ise es­ki Baş­kan Bush İn­gi­liz­ce de­yi­miy­le “to­pal ör­dek”. Göz­ler ye­ni Baş­kan Oba­ma’da. Ye­ni bir dün­ya dü­ze­ni­nin fi­kir ba­ba­la­rı da or­ta­da gö­rün­mü­yor. O za­man­la­rın Whi­te ve Key­nes gi­bi en­tel­lek­tü­el li­der­le­ri var­dı. Şim­di­ki gi­bi dev­let baş­kan­la­rı ön plan­da de­ğil­di. Kı­sa­ca­sı ye­ni bir ulus­la­ra­ra­sı fi­nan­sal mi­ma­ri ih­ti­ya­cı gün geç­tik­çe da­ha çok his­se­di­le­cek; an­cak bu an­lam­da bir al­ter­na­tif he­nüz or­ta­da bu­lun­mu­yor. Bu ise kü­re­sel­le­şen ser­ma­ye pi­ya­sa­la­rı ile ulus-dev­let­le­rin ken­di dü­zen­le­me ve de­net­le­me­le­ri ara­sın­da­ki ge­ri­lim­le­rin sü­re­ce­ği­ni gös­te­ri­yor. Kü­re­sel so­run­la­ra kü­re­sel çö­züm­ler ge­tir­mek, he­le he­le güç den­ge­si­nin de­ğiş­ti­ği dö­nem­ler­de, hiç de ko­lay de­ğil.

So­nuç ola­rak de­ni­le­bi­lir ki; G-20 kü­re­sel eko­no­mik güç­te­ki de­ği­şi­min bir so­nu­cu ola­rak or­ta­ya çık­tı. Bu ha­liy­le sağ­la­dı­ğı en önem­li kat­kı, ge­liş­mek­te olan ül­ke­le­re sü­re­cin bir par­ça­sı ol­du­ğu his­si­ni ver­mek. Da­ha faz­la ka­tı­lım, ulus­la­ra­ra­sı sis­te­min ih­ti­yaç duy­du­ğu meş­rui­yet so­ru­nu­nun çö­zü­mün­de de yar­dım­cı olu­yor. An­cak bu, ulus­la­ra­ra­sı fi­nan­sal mi­ma­ri­nin ye­ni­den de­ğer­len­di­ril­me ih­ti­ya­cı­nı yok et­mi­yor. Ha­li­ha­zır­da­ki en önem­li so­run, kü­re­sel sis­tem­de­ki tı­kan­ma­la­rı aş­ma­ya yar­dım­cı ola­cak, yap­tı­rım gü­cü olan adil bir ye­ni ulus­la­ra­ra­sı dü­zen­le­me ve de­net­le­me gü­cü­nün ol­ma­yı­şı ve ola­ma­yı­şı. Böy­le or­tam­lar­da te­mel risk, ül­ke­le­rin ko­or­di­nas­yo­nu ve iş­bir­li­ği­ni bir ta­ra­fa bı­ra­kıp ken­di baş­la­rı­nın ça­re­le­ri­ne bak­ma­la­rı. Bu­nun yay­gın­laş­ma­sı, dünyayı iki dün­ya sa­va­şı ara­sın­da­ki dö­neme götürecektir. G-20 bil­di­ri­le­rin­de­ki giz­li en­di­şe de bu­ra­dan kay­nak­la­nı­yor.


Paylaş Tavsiye Et